Hava Durumu

#Sağlıklı Beslenme

Yeni Marmara Gazetesi - Sağlıklı Beslenme haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlıklı Beslenme haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Uludağ Milli Parkında Sağlıklı Beslenme ve Oruç Programı Başlıyor  Haber

Uludağ Milli Parkında Sağlıklı Beslenme ve Oruç Programı Başlıyor 

Uludağ Milli Parkı'nın muhteşem ormanlarıyla çevrili Kirazlıyayla'da hizmet veren Swissôtel Uludağ Bursa, misafirlerine sağlık ve zindelik odaklı yeni bir program hazırladı. Prof. Dr. Yunus Yavuz ve Uzman Psikolog Zaza Yurtsever tarafından Uludağ'ın eşsiz doğası eşliğinde uygulanacak sağlıklı beslenme kampı, 26 Temmuz ve 2 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilecek.   Anıtkabir'in mimarı H. Emin Onat ve Türkiye'nin ilk kadın mimarlarından Prof. Dr. Leman C. Tomsu tarafından 1946 yılında Kirazlıyayla Sanatoryumu olarak tasarlanan kompleks, köklü tarihiyle dikkat çekiyor. Bursa'nın en değerli mirasları arasında yer alan Kirazlıyayla Sanatoryumu'nun restorasyonu Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından tamamlanırken, konaklama hizmeti Swissôtel Uludağ tarafından sağlanıyor. 200 dönüm arazi üzerinde konumlanan 5 farklı binadan oluşan Swissôtel Uludağ, zihinsel ve fiziksel yenilenmeyi, zindeliği ve “well-being”i bütünsel bir yaklaşımla odağına aldı. İyi yaşam felsefesinden yola çıkan Swissôtel Uludağ, doğanın kalbinde yer alan yapısıyla misafirlerine yönelik sağlık ve zindelik odaklı farklı yaklaşımına yeni nesil eğitim programları ile devam ediyor.  Sağlıklı beslenme ve oruç programı başlıyor  Konuklarına beden ve zihin sağlığını iyileştiren, stresi azaltan ve sakinleştiren doğasıyla bağ kurmaya davet eden Swissôtel Uludağ, 26 Temmuz ve 2 Ağustos tarihleri arasında sağlıklı beslenme programı hazırladı. Her anı en ince detayına kadar planlanan kampta aralıklı oruç, ketojenik beslenme ve buchinger yöntemiyle sağlık orucu başlıkları yer alıyor. Vücudun ve metabolizmanın nasıl çalıştığı, güvenilir ve güncel bilimsel verilerin anlatıldığı dersler etkinlik programında katılımcılarla paylaşılacak. Gelen misafirlerin ihtiyaçlarına göre ise bir beslenme programı hazırlanacak. Kampta Uludağ'ın muhteşem doğasında yürüyüşlerin yanı sıra kas ve iskelet sağlığını korumak ve geliştirmek için düzenlenen egzersiz programları ile yeme davranışlarının psikolojik köklerine inen meditasyonlar ve grup hipnozları yapılacak.  Aşırı kilolarından şikayetçi olan ve insülin direnci, karaciğer yağlanması, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, uyku apnesi ve gut gibi metabolik hastalıklardan kalıcı olarak kurtulmanın yollarını arayanlar için aralıklı oruç en uygulanabilir ve etkili yöntem. Bu başlıkta hazırlanan etkinlikler, sadece hastalığı olanlara yönelik değil, herhangi bir hastalık belirtisi ortaya çıkmadan önce aralıklı oruç tutmak isteyenlere de fayda sağlaması amaçlanıyor. Aralıklı orucun kalp-damar hastalıkları riskini azalttığı, ömrü uzattığı ve kansere karşı etkili koruma sağladığı biliniyor.  Ketojenik beslenme kampı  Kamp, vücudun yağ depolarını yakıt olarak kullanmayı öğreneceği bir diyet uygulayarak hızlı ketozoluşturmayı amaçlıyor. Bu yöntem hiç aralıklı egzersiz yapmamış birinin işini kolaylaştırabilirken, orucun uyum sağlamasını sağlar ve aynı zamanda aralıklı oruç konusunda deneyimli kişilerin daha etkili bir şekilde kilo vermelerine de yardımcı olabilir.  Almanya'nın Buchinger kliniğinde 100 yılı aşkın süredir uygulanan bu sağlık orucu konseptinde katılımcılara kalorisiz ve şekersiz sıvı oruç deneyimi sunulması amaçlanıyor. Buchinger Sağlık Orucu yöntemi hücreleri 5 kata kadar yenileyecek büyüme hormonu salgılanması ve gereksiz eski hücre ve hücrelerin ortadan kaldırılması sağlanırken, parçacıkların yok edildiği otofajiyi (hücrelerin geri dönüşüm sistemi) en üst düzeye çıkarabilir. Uygulama tedavinin anti-kanser etkilerinin ortaya çıkmasını da sağlayabilir.  Uludağ'ın eşsiz doğasında sağlık ve zindelik odaklı sağlıklı beslenme kamp programı hakkındaki detaylara https://www.swissoteluludagbursa.com/tr/ adresinden ulaşılabiliyor. 

Ruh Sağlığı ve Stres Yönetimi: Pandeminin Etkileri ve Başa Çıkma Yöntemleri Haber

Ruh Sağlığı ve Stres Yönetimi: Pandeminin Etkileri ve Başa Çıkma Yöntemleri

Pandeminin Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkileri Depresyon Pandemi sürecinde sosyal izolasyon, ekonomik belirsizlikler ve sağlık endişeleri, depresyon vakalarının artmasına neden olmuştur. İnsanlar, günlük rutinlerinin bozulması ve sevdiklerinden uzak kalma gibi durumlarla başa çıkmakta zorlanmış, bu da depresif semptomların artmasına yol açmıştır. Depresyon belirtileri arasında sürekli üzüntü, ilgi kaybı, enerji eksikliği ve uyku problemleri yer alır. Anksiyete Pandeminin belirsizliği, hastalanma korkusu ve sevdiklerinin sağlığına dair endişeler, anksiyete seviyelerinin yükselmesine neden olmuştur. Anksiyete belirtileri arasında sürekli endişe hali, huzursuzluk, hızlı kalp atışı ve konsantrasyon zorluğu bulunur. Bu dönemde anksiyete bozuklukları, özellikle sağlık kaygılarıyla ilgili olarak artış göstermiştir. Stres Pandemi, günlük yaşamın stres seviyelerini önemli ölçüde artırmıştır. İş kaybı, mali sıkıntılar ve evden çalışma gibi yeni düzenlemeler, bireylerin stres seviyelerini yükseltmiştir. Yüksek stres, fiziksel ve zihinsel sağlığı olumsuz etkileyebilir, baş ağrısı, mide sorunları ve uyku bozuklukları gibi semptomlara yol açabilir. Stres Yönetimi Teknikleri Fiziksel Aktivite Düzenli egzersiz yapmak, stresin azaltılmasında etkili bir yöntemdir. Fiziksel aktivite, vücuttaki endorfin seviyelerini artırarak ruh halini iyileştirir. Yoga, yürüyüş, koşu ve dans gibi aktiviteler, hem fiziksel sağlığı destekler hem de zihinsel rahatlama sağlar. Meditasyon ve Nefes Egzersizleri Meditasyon ve derin nefes alma teknikleri, zihinsel rahatlama ve stres yönetimi için etkili yöntemlerdir. Meditasyon, zihni sakinleştirir ve odaklanmayı artırır. Nefes egzersizleri ise vücuttaki gerginliği azaltır ve anksiyete belirtilerini hafifletir. Sosyal Destek Sosyal ilişkiler, stresle başa çıkmada önemli bir rol oynar. Aile ve arkadaşlarla iletişimde kalmak, duygusal destek sağlar ve yalnızlık hissini azaltır. Pandemi sürecinde, dijital iletişim araçlarıyla sosyal bağlantıları sürdürmek de önemlidir. Sağlıklı Beslenme Dengeli ve sağlıklı beslenme, ruh sağlığını olumlu yönde etkiler. Omega-3 yağ asitleri, vitaminler ve mineraller açısından zengin gıdalar, beyin fonksiyonlarını destekler ve ruh halini iyileştirir. Fast food ve işlenmiş gıdalardan uzak durmak da genel sağlık için faydalıdır. Profesyonel Yardım Ruh sağlığı sorunlarıyla başa çıkmakta zorlanan bireyler, profesyonel yardım almayı düşünmelidir. Psikologlar ve terapistler, uygun tedavi ve danışmanlık hizmetleri sunarak bireylerin ruh sağlığını iyileştirmelerine yardımcı olabilir.

Bayramda Sağlık Beslenme Tüyoları Haber

Bayramda Sağlık Beslenme Tüyoları

Sofra başında kontrolü elden bırakarak aşırı yemek yemenin sorunlara yol açıp bayram keyfine gölge düşürebileceğini söyleyen Medline Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Selva Oturakçıibogil, bayramda sağlıklı beslenmenin püf noktalarını anlattı.     Kahvaltıyı atlamayın  "Her gün olduğu gibi bayram sabahlarında da dengeli ve besleyici bir kahvaltı yapmayı ihmal etmeyin" diyen Oturakçıibogil, bayramda sağlıklı beslenmenin püf noktalarını şöyle sıraladı:  "Beyaz peynir, domates, salatalık, yeşillikler, yumurta, zeytin ve kepekli veya tam buğday ekmeği olacak şekilde hafif bir kahvaltıyı tercih edin. Kurban Bayramı’nda fazlaca tercih edilen ve et ürünleriyle yapılan kavurma gibi yiyeceklerden ise uzak durun.  Eti bir gün dinlendirin  Kurban Bayramı’nda en çok şikâyet edilen sağlık sorunlarından biri de hazımsızlık problemi. Bunun sebebi ise yeni kesilmiş etin sindiriminin zor olması. Bu yüzden, yeni kesilmiş etler kas sertleşmesi nedeniyle sert olacağından buzdolabında en az bir gün dinlendirdikten sonra tüketmeye özen gösterin.  Zeytinyağlı yemekler tüketin  Kızartma veya aşırı yağlı yemekler yerine özellikle akşam öğünlerini zeytinyağlı sebze veya baklagil gibi hafif besinler yiyerek geçirmek, günlük kalori dengesini sağlayacağından hem istenmeyen kilo alımının önüne geçecek hem de bağırsak sağlığın koruyarak kabızlık sorunu yaşanmasını engelleyecektir.  Karbonhidrat tüketiminizi sınırlayın  Genellikle yemeklerin en büyük eşlikçisi birer karbohidrat deposu olan ekmek, pilav ve makarna oluyor. Zaten kırmızı et tüketimi artmışken bir de basit karbonhidrat olarak adlandırılan bu besinlerin tüketimi metabolizmayı oldukça zorluyor. Bu nedenle pirinç pilavı ve makarna yerine ölçüyü kaçırmamak koşulu ile bulgur pilavı, beyaz ekmek yerine de kepekli ya da tam buğday ekmeğini tercih etmek gerekiyor.  Salatayı sofranızdan eksik etmeyin  İçerisinde bulunan demirin emilimini arttırabilmek için etin yanında bol limonlu salataya yer vermek sağlığı korumaya yardımcı oluyor. Ayrıca, proteinli yiyeceklerin içeriğinde lif bulunmuyor. Bu nedenle et yemeğinin yanına eşlik edecek lezzetli bir salata, lif yönünden zengin beslenmeyi sağlarken kabızlık ve şişkinlik gibi sindirim sorunları yaşanmasının da önüne geçiyor.    İkramların cazibesine kanmayın  Evde ya da ziyaretlerde ağır şerbetli hamur işi tatlı ve çikolata ikramlarında genellikle sınırlar aşılıyor. Ancak özellikle bu tarz tatlıları tüketirken porsiyon miktarına dikkat etmek gerekiyor. Eğer imkân varsa bunların yerine daha hafif olan sütlü veya meyveli tatlılar, taze mevsim meyveleri ya da dondurma tüketmek çok daha sağlıklı bir tercih oluyor.  Bol su için  Bayramda yetersiz sıvı alımı nedeniyle yaşanabilecek problemlerin başında kabızlık geliyor. Ayrıca fazla et tüketimiyle vücutta biriken ürenin uzaklaştırılması için de bol su tüketmek gerekiyor. Bundan dolayı metabolizmaya yeterli sıvı alımını sağlamak için günde 8-10 bardak su içmek önem kazanıyor.  Akşamları yürüyüş yapın  Fiziksel aktivitenizi ne kadar arttırırsanız o kadar sağlıklı bir bayram geçireceğinizi unutmayın. Bu nedenle bayram süresince akşam yemeklerinden sonra istirahate çekilmek yerine hafif tempolu 30-45 dakikalık yürüyüşler yapmak yediklerinizi sindirmenize yardımcı olacaktır."   

Polikistik Overdan Muzdarip Kadınlara Uzmanından Öneriler Haber

Polikistik Overdan Muzdarip Kadınlara Uzmanından Öneriler

Kadınların çocuk sahibi olmasını zorlaştıran polikistik over sendromunun tedavisinde ana hedefin hastanın sağlığının iyileştirilmesi ve doğurganlığının korunması olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Erdal Özmen, "Yaşam tarzı değişiklikleri tedavide ilk sırada yer alır. Egzersiz, sağlıklı beslenme ve ideal kiloya ulaşma şikayetlerin çoğunu azaltabilir" dedi.   Polikistik over sendromunun (PKOS) kadınlarda en sık görülen hormonal bozuklukların başında yer aldığını ifade eden VM Medical Park Mersin Hastanesi'nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Erdal Özmen, hastalık hakkında bilgilendirme yaptı.  "Tanı sadece ultrasonla konulamaz"  Günümüzde polikistik over sendromunun ailesel yatkınlık gösteren ve özellikle üreme çağındaki kadınlarda birçok sistemi etkileyen metabolik bir hastalık olarak tanımlandığını dile getiren Özmen, tanının önemli olduğunun altını çizerek, "Klinik pratikte en sık görülen yanlışlardan biri, sadece ultrason bulgularına dayanarak hastalara PKOS tanısının eksik veya yanlış konulmasıdır" diye konuştu. PKOS tanısında en çok kullanılan kriterlerin 'Rotterdam Kriterleri' olarak bilinen kriterler olduğunu vurgulayan Özmen, buna göre teşhis için "Overlerin fonksiyon bozukluğu (yumurtlamanın az olması veya hiç olmaması), laboratuvar ile veya klinik sonuçlarına bakarak kanda androjen hormon yüksekliğinin gösterilmesi ve ultrasonda polikistik overlerin gösterilmesi" parametrelerinden en az ikisinin hastada bulunması gerektiğini kaydetti.  "Tiroit hastalıkları ve ilaç kullanımları tanıda ekarte edilmeli"  Tanıda en önemli faktörün ilişkili hastalıkların ekarte edilmesi olduğunun altını çizen Özmen, "İyi bir hikaye, detaylı muayene ve ultrasondan sonra ve gerekirse laboratuvar testleriyle androjen salgılayan yumurtalık tümörleri, böbrek üstü bezi tümörleri, adet düzensizliği yapan tiroit hastalıkları, prolaktin (süt hormonu) yüksekliği ve ilaç kullanımları ekarte edilmelidir" dedi.  "Yumurtlama bozukluğu adet görememe şeklinde ortaya çıkabilir"  Hastalığın belirtilerine de değinen Özmen, "Polikistik over sendromu yumurtlama bozukluğu ve kanda androjen seviyesinin artışıyla belirtilerini verir. Özellikle yumurtlama bozukluğu sonucunda adet görememe veya uzun aralıklarla adet görme şeklinde kendini gösterebilir" şeklinde konuştu. Polikistik over sendromunun diğer sık rastlanan belirtilerini, "İnsüline karşı direnç, kiloda artış, saç dökülmesi, tüylenme, sivilce, yüz bölgesinde yağlanma, iltihap, düzensiz adet, cildin kararması, baş ağrısı, kısırlık, depresyon" şeklinde sıralayan Özmen, teşhis için bu bulguların hepsinin aynı anda bulunmak zorunda olmayabileceği gibi özellikle adet düzensizliği ile başvuran her genç kızda da polikistik over sendromu olmayabileceğinin altını çizdi.  "Tedavi hastanın yaşı ve şikayetlerine göre düzenlenir"  Tedavi yaklaşımlarından da bahseden Özmen, "PKOS tedavisi, hastanın yaşı, beklentileri ve şikayetlerine yönelik olarak düzenlenir. Ana hedef hastanın sağlığının iyileştirilmesi ve doğurganlığının korunmasıdır. Yaşam tarzı değişiklikleri ilk sırada yer alır. Egzersiz, sağlıklı beslenme ve ideal kiloya ulaşma şikayetlerin çoğunu azaltabilir" dedi.  "Tedavide ilaçlar sıklıkla kullanılır"  İlaçların PKOS tedavisinde sıklıkla kullanıldığını sözlerine ekleyen Özmen, "Hormon dengesinin sağlanması ve adet düzensizlikleri için doğum kontrol hapları, insülin direncinin düşürülmesi için Metformin, çocuk tedavisi için yumurta uyarıcı tedaviler uygulanmaktadır. Cerrahi müdahaleler doğurganlık sorunlarına sebep olabilecekleri için pek tercih edilmemektedir. Sonuç olarak, amaç kistlerin ortadan kaldırılması değil, hastalığın sebep olduğu düzensizliklerin ve sorunların çözümüne yönelik olmalıdır" diye konuştu.

Hangi Vitamin Eksikliği Gebelik Kaybına Sebep Olur? Haber

Hangi Vitamin Eksikliği Gebelik Kaybına Sebep Olur?

Erken gebelik döneminde, gebelik kayıplarının sık karşılaşılan bir durum olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Nigar Allahverdiyeva, “Tekrarlayan gebelik kayıpları farklı nedenlerden dolayı yaşanabilir. Fazla kilo, stres, D vitamini eksikliği, sigara ve alkol kullanımının tekrarlayan düşüklere sebep olduğu gösterilmiştir” dedi.   Liv Hospital Samsun Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nden Opr. Dr. Nigar Allahverdiyeva, tekrarlayan gebelik kayıpları hakkında açıklamalarda bulundu. Erken gebelik döneminde, gebelik kayıplarının sık karşılaşılan bir durum olduğunu söyleyen Opr. Dr. Allahverdiyeva, “Fakat 20’nci gebelik haftasından önce 2 ve daha fazla gebelikte düşük izlenen çiftlerde tekrarlayan gebelik kaybı nedenlerinin araştırılması gerekir. Tekrarlayan gebelik kayıpları farklı nedenlerden dolayı yaşanabilir. En sık nedenler arasında kromozomal anomaliler, genetik anomaliler, pıhtılaşma bozuklukları, ileri anne yaşı, rahmin yapısal anomalileri sayılabilir. Bunlar dışında yumurta ve sperm kalitesinin düşük olması, hormon dengesinin bozulması, bağışıklık sistemi hastalıkları, metabolik hastalıklar (özellikle diyabet ve tiroit), çevresel faktörler, rahimle ilgili geçirilmiş cerrahiler, sigara ve alkol kullanımı tekrarlayan gebelik kayıplarına sebep olabiliyorlar“ diye konuştu.  “Detaylı jinekolojik muayene yapılır”  Gebelik kayıplarının nedenlerinin detaylı bir tarama ile sorgulandığını belirten Opr. Dr. Allahverdiyeva, “Sebeplerin araştırılmasına detaylı öykü almakla başlanır, düşüklerin hangi haftada olduğu, cerrahi müdahale gerekip gerekmediği, hem anne hem de baba adayının bilinen kronik rahatsızlığı, kullandıkları ilaçlar, beslenme alışkanlıkları, sigara ve alkol kullanımı, aile öyküleri sorgulanır. Anne adayı için detaylı jinekolojik muayene yapılır. Baba adaylarına spermpogram testi istenir. Genetik anomalilerin değerlendirilmesi için anne ve baba adayının kromozom analizi yapılır, yani periferik karyotip testi bakılır. Düşük materyali varsa, genetik olarak incelenir. Pıhtılaşma bozukluğunu tespit etmek için anne adayının trombofili paneli incelemesi yapılır. Rahmin yapısal anomalilerini veya cerrahi ve enfeksiyonlara bağlı yapışıklıkları tespit etmek için rahim filmi (HSG), gerekirse MRG çekilir. Metabolik hastalıkların araştırılması için açlık kan şekeri, HbA1c, TSH, prolaktin, hormonal bozukluklar için FSH, LH, Estrodiol gibi hormon değerlerine bakılır. İmmun sistemin değerlendirilmesi için yine bir takım kan tahlillerinin yapılması gerekir” ifadelerine yer verdi.  “Sağlıklı yaşam tarzı benimsenmeli”  Çiftlerde, sağlıklı yaşamanın önemine dikkat çeken Opr. Dr. Allahverdiyeva, şu bilgileri paylaştı:  “Saydığım yöntemler dışında çiftlerin bilmesi gereken noktalardan biri de sağlıklı yaşam tarzının önemidir. Fazla kilo, stres, D vitamini eksiliği, sigara ve alkol kullanımının tekrarlayan düşüklere sebep olduğu gösterilmiştir. Tekrarlayan gebelik kayıplarına sebep olan neden bulunduktan sonra uygun medikal veya cerrahi tedaviler başlanır. Kromozomal veya genetik anomaliler olan çiftlerde ise daha ileri değerlendirilme yapılır, gerekirse PGT yani preimplantasyon genetik tanı testi istenir. Tekrarlayan gebelik kaybı yaşayan çiftlerde tedavi planlarken nedene yönelik yaklaşım gerekir. Uygun tedavi şekli ile başarılı gebelik elde etmek mümkündür.“

Ramazanda nasıl beslenilmeli? Haber

Ramazanda nasıl beslenilmeli?

Ramazan ayında sağlıklı beslenme hakkında bilgi veren Saygı Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülcan Yıldız, “İftar ile sahur arasına bir ara öğün eklemek de dengeli beslenmeyi destekler” dedi.   Ramazan ayında sağlıklı beslenme hakkında bilgi veren Uzman Diyetisyen Yıldız, bu ayda bilinçli beslenme ve sağlıklı oruç tutma konularında önemli noktalara vurgu yaptı. Yıldız, şu önerilerde bulundu:  "- Üç Öğün Beslenme: Gün içinde en az üç öğünü tamamlamak önemlidir. Sahur öğününün atlanmaması, açlık süresini uzatarak gün içinde daha verimsiz olmasını engeller. İftar ile sahur arasına bir ara öğün eklemek de dengeli beslenmeyi destekler.  - Öğün planı: İftar artı ara öğün artı sahur şeklinde olmalıdır. Ara öğünde 1 porsiyon meyve, 10 adet badem, 1 bardak süt tercih edilebilir. Haftada 1 gün bu ara öğün yerine hafif sütlü tatlı tercih edebilirsiniz. Bunlar; güllaç, 2 top sade dondurma, sütlaç, puding, muhallebi olabilir.  - Sahurun Önemi: Sahurda hafif bir kahvaltı yapmak veya çorba, az yağlı sebze yemekleri tercih etmek, gece metabolizma hızının düşmesi ve kilo alma riskini azaltabilir. Sahurda yenilen yemek, iftara kadar vücuda enerji verir. Bu nedenle sahur öğününe özen gösterilmeli ve sadece su içerek değerlendirilmemeli, mutlaka doğru besinlerle yeterli bir öğün sağlanmalıdır."  İftarın düzeni hakkında konuşan Yıldız, "İftara bir çorba ile başlamak ve ardından yavaşça yemek tüketmek, mide ve kalp sorunlarını önlemeye yardımcı olabilir. . İftarda az yağlı, az baharatlı besinler tercih edilmeli. Lokmalar en az 15-20 defa çiğnenmeli ve gerekirse iftar daha küçük öğünlere bölünüp mide rahatlatılmalıdır. Diğer önemli noktalar; iftar ve sahur arası en az 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Ramazan ayında mideyi rahatsız etmemek ve kalori alımını kontrol etmek için ızgara, fırınlama, haşlama veya buğulama gibi pişirme yöntemleri kullanılmalı. Yemeklerde az tuz kullanılmalı, tuz alımınıza dikkat etmeli ve özellikle sahurda tuzlu yiyeceklerden uzak durulmalı. Yemeklerimizi yavaş yemeli, muhakkak sahur yapmalı ve üç öğün gibi beslenmeye dikkat etmeli, aşırı yağlı, şekerli, tuzlu yiyeceklerden uzak durmalı ve su yerine asitli ve şekerli içecekler tüketmemeli. Reflü, kabızlık gibi problemleri önlemek için kafeinden uzak durulmalı ve yemek sonrası hemen yatılmamalı. Kronik sağlık sorunları yaşayan hastalar ise doktoruna danışarak süreci yönetmeli" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.