Hava Durumu

#Sağlıklı Yaşam

Yeni Marmara Gazetesi - Sağlıklı Yaşam haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlıklı Yaşam haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

FAZLA ŞEKER TÜKETİMİNİN SAĞLIĞA ZARARLARI! Haber

FAZLA ŞEKER TÜKETİMİNİN SAĞLIĞA ZARARLARI!

Günümüzde beslenme alışkanlıklarımızda önemli bir yer tutan şeker, aşırı tüketildiğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Peki, fazla şeker tüketimi vücudumuza nasıl zarar veriyor ve hangi hastalıklara davetiye çıkarıyor? İşte bu soruların cevapları ve detaylı bir inceleme: Şeker Neden Bu Kadar Tehlikeli? Şeker, vücudumuz için gerekli olsa da, aşırı tüketimi birçok sağlık sorununa neden olabilir. İşte nedenleri: • Kilo Alımı ve Obezite: Fazla şeker, vücutta yağ olarak depolanır ve kilo alımına, hatta obeziteye yol açar. Obezite ise kalp hastalıkları, diyabet, yüksek tansiyon gibi birçok hastalığın temel risk faktörüdür. • Diyabet: Şeker tüketimi, insülin direncine neden olarak tip 2 diyabet riskini artırır. İnsülin direnci, vücudun insüline karşı duyarlılığını kaybetmesi ve kan şekerinin yükselmesi anlamına gelir. • Kalp Hastalıkları: Yüksek şeker tüketimi, kan damarlarında plak birikimine ve sertleşmeye neden olarak kalp hastalığı riskini artırır. Aynı zamanda, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol gibi diğer kalp hastalığı risk faktörlerini de tetikler. • Karaciğer Hastalıkları: Fazla şeker, karaciğerde yağlanmaya ve karaciğer hastalıklarına yol açabilir. • Bağışıklık Sistemini Zayıflatır: Aşırı şeker tüketimi, bağışıklık sistemini zayıflatarak enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale getirir. • Diş Çürükleri: Şeker, ağızdaki bakterilerin besin kaynağıdır. Bu bakteriler, diş minesini aşındırarak çürüklere neden olur. Şekerin Gizli Kaynakları: Şeker sadece tatlılarda değil, birçok işlenmiş gıda ürününde de bulunur. Ketçap, soslar, hazır yemekler, gazlı içecekler ve bazı meyve suları gibi ürünlerde gizli şekerler bulunmaktadır. Bu nedenle, gıda etiketlerini dikkatlice okuyarak ürünlerin şeker içeriğini kontrol etmek önemlidir. Şeker Tüketimini Azaltmanın Yolları! • İşlenmiş Gıdalardan Kaçının: Hazır yemekler, paketlenmiş atıştırmalıklar ve gazlı içecekler yerine taze meyve, sebze ve tam tahıllı ürünler tüketmeye çalışın. • Tatlı Tüketimini Sınırlayın: Tatlı ihtiyacınızı doğal tatlandırıcılar (bal, pekmez) veya taze meyvelerle karşılayabilirsiniz. • Gıda Etiketlerini Okuyun: Ürünlerin şeker içeriğini kontrol ederek daha sağlıklı seçenekler tercih edin. • Su İçin: Gazlı içecekler yerine su içerek hem susuzluğunuzu giderir hem de şeker alımınızı azaltırsınız. • Evde Yemek Yapın: Evde kendi yemeklerinizi hazırlayarak, gıdalardaki şeker miktarını kontrol edebilirsiniz.

Enerji ve Mutluluğun Sırrı: Muz ve Kakao Tüketmenin Faydaları Haber

Enerji ve Mutluluğun Sırrı: Muz ve Kakao Tüketmenin Faydaları

Muzun Faydaları Enerji Kaynağı: Muz, doğal şekerler (glikoz, fruktoz ve sakaroz) ve lif içerir, bu da onu hızlı ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı yapar. Spor öncesi veya yoğun bir gün için ideal bir atıştırmalıktır. Potasyum Deposu: Muz, potasyum açısından zengindir ve bu mineral, kas fonksiyonu, sinir iletimi ve sıvı dengesinin korunmasında hayati bir rol oynar. Potasyum ayrıca tansiyonu düşürmeye yardımcı olabilir. Sindirim Sağlığı: Muz, sindirimi düzenlemeye yardımcı olan çözünür lifler içerir. Kabızlığı önleyebilir ve bağırsak sağlığını destekler. Depresyonla Mücadele: Muz, triptofan adlı bir amino asit içerir. Triptofan, beyinde serotonin üretimini artırarak ruh halini iyileştirir ve depresyon belirtilerini hafifletebilir. Kakaonun Faydaları Antioksidan Zengini: Kakao, flavonoidler gibi güçlü antioksidanlar içerir. Bu bileşikler, serbest radikallerle savaşarak hücre hasarını önler ve yaşlanma sürecini yavaşlatır. Kalp Sağlığı: Kakao, kan basıncını düşürebilir, kan akışını artırabilir ve kalp sağlığını destekleyebilir. Düzenli kakao tüketimi, kalp krizi ve felç riskini azaltabilir. Beyin Fonksiyonu: Kakao, beyne giden kan akışını artırarak bilişsel fonksiyonları iyileştirebilir. Hafızayı güçlendirir ve konsantrasyonu artırır. Mood Booster: Kakao, beyindeki serotonin seviyelerini artırarak ruh halini iyileştirir. Mutluluk hormonu olarak bilinen endorfinlerin salınımını tetikleyerek stresle mücadelede yardımcı olur. Muz ve Kakaonun Birlikte Kullanımı Muz ve kakao, birlikte tüketildiğinde hem lezzetli hem de besleyici bir atıştırmalık oluşturur. İşte birkaç öneri: Muz ve Kakao Smoothie: Bir muz, bir yemek kaşığı kakao tozu, süt veya badem sütü ve bir tatlı kaşığı balı karıştırarak sağlıklı ve enerji verici bir smoothie hazırlayabilirsiniz. Kakao Kaplı Muz Dilimleri: Dilimlenmiş muzları kakao tozuna batırarak dondurun. Bu basit tarif, tatlı ihtiyacınızı sağlıklı bir şekilde karşılar. Muz ve Kakao Yulaf Ezmesi: Yulaf ezmesine doğranmış muz ve bir çay kaşığı kakao ekleyerek besleyici ve lezzetli bir kahvaltı yapabilirsiniz.

Dünyanın En Zararlı Yiyecekleri Açıklandı! New York Post'tan Kırmızı Alarm: Bu 4'lü Sofranızda mı? Haber

Dünyanın En Zararlı Yiyecekleri Açıklandı! New York Post'tan Kırmızı Alarm: Bu 4'lü Sofranızda mı?

Sağlıklı bir yaşam sürmek ve bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için doğru beslenme çok önemlidir. Sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıkları, uzun vadede birçok hastalığın önlenmesine yardımcı olabilir. Ancak, sofralarımızda sıkça yer alan ve sağlığımıza zarar verebilecek bazı yiyeceklerden uzak durmak gerektiği de unutulmamalıdır.  Bu 4 Zararlı Yiyeceğe Dikkat! New York Post’un listesine göre, sağlığınızı tehdit eden ve sofralarınızdan uzak tutmanız gereken 4 zararlı yiyecek şu şekilde: 1. İşlenmiş Et Ürünleri    - Sosis, salam, sucuk gibi işlenmiş et ürünleri, yüksek miktarda tuz ve nitrit içerir. Bu maddeler, kanser ve kalp hastalıkları riskini artırabilir. 2. Şekerli İçecekler:    - Gazlı içecekler, meyve suları ve enerji içecekleri, yüksek miktarda şeker içerir ve obezite, diyabet gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. 3. Hazır ve Fast Food:    Çoğu hazır yiyecek ve fast food, trans yağlar ve yüksek kalori içerir. Bu yiyecekler, kalp hastalıkları ve obezite riskini artırabilir. 4. Paketli Abur Cuburlar:   Cips, bisküvi ve diğer paketli atıştırmalıklar, genellikle yüksek miktarda tuz, şeker ve sağlıksız yağlar içerir. Bu yiyecekler, yüksek tansiyon ve kilo artışına neden olabilir. Sağlıklı Beslenmenin Önemi Vücudunuzu korumak ve bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için sağlıklı beslenmenin vazgeçilmez olduğunu unutmamalısınız. Sebzeler, meyveler, tam tahıllar ve sağlıklı protein kaynaklarıyla dolu dengeli bir diyet, uzun vadede sağlığınızı koruyacak ve hastalıklara karşı direncinizi artıracaktır. Ancak, zaman zaman tatlarına dayanamayarak tükettiğiniz ve zararsız sandığınız bazı gıdalar, bedeniniz üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, yediğiniz yiyeceklerin içeriğine dikkat ederek ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinerek sağlığınızı koruyabilirsiniz.

Bilim İnsanları Aralıklı Oruçla İlgili 3 Miti Çürüttü: İşte Gerçekler! Haber

Bilim İnsanları Aralıklı Oruçla İlgili 3 Miti Çürüttü: İşte Gerçekler!

Son yıllarda popüler hale gelen aralıklı oruç, genellikle kilo vermek isteyenlerin tercih ettiği bir diyet yöntemi olarak biliniyor. Bu beslenme biçiminde kişiler ya haftanın belirli günlerinde çok düşük kalori alıyor ve diğer günler istediklerini tüketiyor ya da günün belirli saatlerinde hiçbir şey yemeyip geri kalan zamanda serbestçe besleniyorlar. Ancak, Healthline'da yer alan bir yazıya göre, aralıklı oruç genellikle sağlıklı kabul edilse de bazı sıkıntılara yol açabiliyor. İşte bilim insanlarının aralıklı oruçla ilgili çürüttüğü 3 mit:  1. Kötü Beslenmeye Yol Açmıyor: ABD'deki Chicago Illinois Üniversitesi Kinesiyoloji ve Beslenme Bölümü öğretim üyesi Krista Varady, aralıklı oruçla ilgili yanlış bilgilerin bilime değil, kişisel görüşlere dayandığını belirtiyor. Varady ve ekibi, Nature Reviews Endocrinology adlı dergide yayımladıkları yazıda, aralıklı oruç sırasında alınan şeker, doymuş yağ ve kafein miktarının değişmediğini ve karbonhidrat ile proteinin de önceki dönemlerle benzer miktarlarda tüketildiğini belirtiyor. Yani, aralıklı oruç kötü beslenmeye yol açmıyor. 2. Yeme Bozukluğuna Neden Olmuyor: Nature Reviews Endocrinology'de yayımlanan yazıya göre, aralıklı oruç uygulayan kişilerde yeme bozukluğu gelişmediği gözlemlendi. Ancak, yeme bozukluğu geçmişi olan kişilerin bu diyeti uygulamaması tavsiye ediliyor. Ergenlik çağındaki obezite hastalarının aralıklı oruca başlaması durumunda ise doktorların yakın takipte olması gerektiği vurgulanıyor. 3. Kas Kütlesi Kaybı Yok: Araştırmalar, aralıklı oruç sırasında yağsız kas kütlesi kaybının, diğer diyetlere göre fazla olmadığını gösteriyor. Egzersiz yapmak ve protein tüketimini artırmak, kas kütlesi kaybını önlemek için yeterli olabiliyor. Aralıklı Oruç Uygularken Dikkat Edilmesi Gerekenler: Bu yazıda ele alınan veya alınmayan etkilerin kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekiyor. Çalışmada yer almayan diyetisyen Monique Richard, aralıklı oruç diyeti yapmak isteyen kişilerin kayıtlı bir diyetisyen veya beslenme uzmanıyla görüşmesini öneriyor. Ayrıca, aralıklı orucun uygulanma biçimine dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor. Aralıklı oruç çeşitleri, sindirim, organ fonksiyonları, psikolojik ve bilişsel sağlık açısından ters etki yaratabileceğinden, "her istenenin yeneceği bir gün" gibi uygulanmamalı! Aralıklı orucun doğru uygulandığında sağlıklı bir yaşam tarzı için güçlü bir araç olabileceğini unutmayın. Ancak, her diyet gibi, bu beslenme biçimini de dikkatli ve bilinçli bir şekilde uygulamak önemli!

Hangi Vitamin Eksikliği Gebelik Kaybına Sebep Olur? Haber

Hangi Vitamin Eksikliği Gebelik Kaybına Sebep Olur?

Erken gebelik döneminde, gebelik kayıplarının sık karşılaşılan bir durum olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Nigar Allahverdiyeva, “Tekrarlayan gebelik kayıpları farklı nedenlerden dolayı yaşanabilir. Fazla kilo, stres, D vitamini eksikliği, sigara ve alkol kullanımının tekrarlayan düşüklere sebep olduğu gösterilmiştir” dedi.   Liv Hospital Samsun Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nden Opr. Dr. Nigar Allahverdiyeva, tekrarlayan gebelik kayıpları hakkında açıklamalarda bulundu. Erken gebelik döneminde, gebelik kayıplarının sık karşılaşılan bir durum olduğunu söyleyen Opr. Dr. Allahverdiyeva, “Fakat 20’nci gebelik haftasından önce 2 ve daha fazla gebelikte düşük izlenen çiftlerde tekrarlayan gebelik kaybı nedenlerinin araştırılması gerekir. Tekrarlayan gebelik kayıpları farklı nedenlerden dolayı yaşanabilir. En sık nedenler arasında kromozomal anomaliler, genetik anomaliler, pıhtılaşma bozuklukları, ileri anne yaşı, rahmin yapısal anomalileri sayılabilir. Bunlar dışında yumurta ve sperm kalitesinin düşük olması, hormon dengesinin bozulması, bağışıklık sistemi hastalıkları, metabolik hastalıklar (özellikle diyabet ve tiroit), çevresel faktörler, rahimle ilgili geçirilmiş cerrahiler, sigara ve alkol kullanımı tekrarlayan gebelik kayıplarına sebep olabiliyorlar“ diye konuştu.  “Detaylı jinekolojik muayene yapılır”  Gebelik kayıplarının nedenlerinin detaylı bir tarama ile sorgulandığını belirten Opr. Dr. Allahverdiyeva, “Sebeplerin araştırılmasına detaylı öykü almakla başlanır, düşüklerin hangi haftada olduğu, cerrahi müdahale gerekip gerekmediği, hem anne hem de baba adayının bilinen kronik rahatsızlığı, kullandıkları ilaçlar, beslenme alışkanlıkları, sigara ve alkol kullanımı, aile öyküleri sorgulanır. Anne adayı için detaylı jinekolojik muayene yapılır. Baba adaylarına spermpogram testi istenir. Genetik anomalilerin değerlendirilmesi için anne ve baba adayının kromozom analizi yapılır, yani periferik karyotip testi bakılır. Düşük materyali varsa, genetik olarak incelenir. Pıhtılaşma bozukluğunu tespit etmek için anne adayının trombofili paneli incelemesi yapılır. Rahmin yapısal anomalilerini veya cerrahi ve enfeksiyonlara bağlı yapışıklıkları tespit etmek için rahim filmi (HSG), gerekirse MRG çekilir. Metabolik hastalıkların araştırılması için açlık kan şekeri, HbA1c, TSH, prolaktin, hormonal bozukluklar için FSH, LH, Estrodiol gibi hormon değerlerine bakılır. İmmun sistemin değerlendirilmesi için yine bir takım kan tahlillerinin yapılması gerekir” ifadelerine yer verdi.  “Sağlıklı yaşam tarzı benimsenmeli”  Çiftlerde, sağlıklı yaşamanın önemine dikkat çeken Opr. Dr. Allahverdiyeva, şu bilgileri paylaştı:  “Saydığım yöntemler dışında çiftlerin bilmesi gereken noktalardan biri de sağlıklı yaşam tarzının önemidir. Fazla kilo, stres, D vitamini eksiliği, sigara ve alkol kullanımının tekrarlayan düşüklere sebep olduğu gösterilmiştir. Tekrarlayan gebelik kayıplarına sebep olan neden bulunduktan sonra uygun medikal veya cerrahi tedaviler başlanır. Kromozomal veya genetik anomaliler olan çiftlerde ise daha ileri değerlendirilme yapılır, gerekirse PGT yani preimplantasyon genetik tanı testi istenir. Tekrarlayan gebelik kaybı yaşayan çiftlerde tedavi planlarken nedene yönelik yaklaşım gerekir. Uygun tedavi şekli ile başarılı gebelik elde etmek mümkündür.“

Bu meyveyi yanlış tüketmek canınızdan edebilir! Anında zehirliyor... Haber

Bu meyveyi yanlış tüketmek canınızdan edebilir! Anında zehirliyor...

Tükettiğimiz besinlerin doğal ya da ev yapımı olması onları sürekli ve dilediğimiz gibi tüketeceğimiz anlamına gelmemeli. Özellikle bazı kronik rahatsızlıklar üzerine ilaç kullanıyorsanız bu durum daha da önemlidir. Bahsedeceğimiz meyveyi özellikle kış aylarında hastalıklara karşı daha dirençli olmak için tüketmeye çalışsak da fazlası ve tüketim sırası önemlidir. En ufak bir yanlış ölüme götüren sonuçlar doğurabilir ve ciddi hasarlar verebilir. Bahsettiğimiz bu meyve kışın en çok tüketilen meyvelerinden biri olan greyfurttur. İlaç kullanırken greyfurt tüketmeyin Greyfurt tıpkı portakal gibi içinde bolca vitamin bulundurur ve fiziksel görünümde değişiklikler yapmak için de en güçlü destek besinlerdendir. Ancak greyfurtun böyle yaralı olması onun zehirleyici etkisini örter mi? Elbette hayır. Greyfurt birçok ilaçla etkileşime girebilen bir meyvedir. Suyunu içmek yemek kadar masum da değildir. Yanlış tüketimi ile organ yetmezliğinden ölüme kadar çok ciddi hasarlar bırakabilir. Peki greyfurt bu kadar tehlikeli yapan nedir diye sorduğunuzu duyar gibiyiz. Greyfurtun içinde furanokumarin isminde bir madde bulunuyor. Bu madde greyfurttan önce alınmış ilaçların vücutta çözünmesini engelliyor. Vücutta enzimler ilaçları parçalayamıyor ve parçalanamayan ilaçlar vücuda bir katkı sağlayamadığı gibi zarar verebilecek bir aşamaya geçiyorlar. Vücuda girdikten sonra bağırsaklarda parçalanması gereken ilaçlar greyfurtun yarattığı etkiden dolayı karaciğeri, böbrekleri ve diğer organları kullanılamaz hale getiriyor. Bu ilaçların hala ne olduğu araştırılmaya devam etse de kolestrol düşürücü ilaçlar, tansiyon, kanser ilaçlarının greyfurt ile etkileşime giren vücuda yarar yerine zarar veren ilaçlar olduğu bilinmektedir. Bu yüzden bu ilaçlar tüketildikten hemen sonra greyfurt tüketmek oldukça tehlikelidir. Sağlıkla kalın!

Uykuda Bile Yağ Yakıcı Detoks Suyu Tarifi! Yaza Fit Girme Zamanı! Haber

Uykuda Bile Yağ Yakıcı Detoks Suyu Tarifi! Yaza Fit Girme Zamanı!

Aynı zamanda ödem atıcı detoks suları da kilo kontrolüne yardımcı olabilir. İşte uykuda bile yağ yakmanıza yardımcı olabilecek bir detoks suyu tarifi: Uykuda Bile Yağ Yakıcı Detoks Suyu Tarifi: Malzemeler: - 1 limon - 1 demet maydanoz - 1 çay kaşığı tarçın - 1 yemek kaşığı elma sirkesi - 2 su bardağı su - 1 çay kaşığı bal veya zencefil (isteğe bağlı) Yapılış: 1. Limonu dilimleyin. 2. Maydanozu yıkayıp doğrayın. 3. Bütün malzemeleri bir karıştırıcı veya mikserde iyice karıştırın. 4. Karışımı gece yatmadan önce tüketin. Bu karışımın vücudu uyararak yağ yakmasına yardımcı olduğuna inanılmaktadır. Uykudayken yağ yakma sürecini desteklemek için bu suyu düzenli olarak kullanabilirsiniz. Yemek Öncesi İçilen Yağ Yakıcı Detoks Suyu Tarifi: Malzemeler: - 1 avuç maydanoz - Yarım limon suyu - 5 dal nane - Yarım salatalık - Yarım yeşil elma - Sıvı kaynağı olarak 1 adet sade soda veya 1 kupa demlenmiş soğumuş yeşil çay veya 1 su bardağı su Yapılış: 1. Bütün malzemeleri bir mikser veya blenderda iyice karıştırın. 2. Karışımı anlık olarak hazırlayın ve tüketin. Bu karışım, yemeklerden önce içildiğinde yağ yakımını hızlandırabilir ve metabolizmanızı destekleyebilir. Detoks Sularının Faydaları: Detoks suları, vücuttaki yağ yakımını hızlandırarak kilo kontrolüne yardımcı olabilir. Ayrıca toksinleri vücuttan uzaklaştırarak temizlenmeyi sağlar ve enerji seviyelerini artırabilir. Toksinlerin atılmasına ve vücutta biriken zararlı maddelerin temizlenmesine yardımcı olarak genel sağlık ve zindelik sağlayabilir. HABER:NURCAN ŞENER

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.