Hava Durumu

#Sigara

Yeni Marmara Gazetesi - Sigara haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sigara haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Akciğer Kanserinin Yüzde 90’ının Nedeni Sigara Haber

Akciğer Kanserinin Yüzde 90’ının Nedeni Sigara

Acıbadem Kayseri Hastanesi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ersin Özaslan, akciğer kanserine karşı riski düşürecek ve hatta korunacak yolların olduğunu söyleyerek, “İlk adım sigarayı bırakmak zira akciğer kanserinin yüzde 90’ının nedeni sigara” dedi.  Hastaların genellikle ileri evrede teşhisinin koyulduğunu söyleyen Acıbadem Kayseri Hastanesi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ersin Özaslan, “Akciğer kanserinde büyük oranda korunmak mümkün. Bu ay akciğer kanseri farkındalık ayı olduğu için bu hastalığa yakalanmamak için neler yapmalıyız sorunun yanıtlarını konuşmak çok önemli. Zira, hastalık oluştuğundu şifa için uzun zaman uğraşmak gerekiyor” dedi.  “Ülkemizde her yıl 40 bin kişi akciğer kanseri oluyor”  Türkiye’de akciğer kanseri oranı dünya ortalamasının çok üstünde olduğunu belirten Doç. Dr. Özaslan, bunun nedenini sigara içiminin yüksekliği olduğunu vurgulayarak bu hastalığa yol açan nedenler ve görülme oranları hakkında şu bilgileri verdi:  “Akciğer kanserinin yüzde 85-90’ının sebebi zaten sigara. İkinci sebebi de hava kirliliği. Arkasından kimyasallar veya düşük oranda da genetik geliyor. Avrupa'da sigara içme oranı en yüksek ülkelerden biriyiz. Erkeklerde yüzde 40 sigara içme oranı var ama bu Avrupa'daki erkeklerde yüzde 20 oranında yani bizde iki kat daha fazla. Kadınlarda yüzde 15 oranında sigara içme oranı var, bu, diğer ülkelerle aynı olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla kadınlarda bir fark yok ama erkeklerde iki kat fazla olmamız dünya ortalamasının çok üzerine çıkarıyor. Dünyada ortalama 2 milyonun üzerinde 2,2 milyon akciğer kanseri görülürken, ülkemizde 40 binin üzerinde akciğer kanseri vakası var ve Türkiye'de akciğer kanseri görülme oranı açık ara olarak daha yüksek. Oysa 2020’den sonra dünyada meme kanseri akciğer kanserini geçmiş durumda. Akciğer kanseri dünyada 2. sıradayken Türkiye'de açık ara 1. sırada görülüyor” ifadelerini kullandı.  “Sigara bırakılmalı”  Akciğer kanserinde en büyük rolün sigara olduğunu belirten Doç. Dr. Özaslan, sigaranın bırakılması gerektiğine vurgu yaparak söylerine şöyle devam etti: “Hepimizin bildiği gibi, sigaranın zararı içilen paketlerin üzerinde bile yazıyor. Sigara kanser yapar, kansere yol açar diye yazıyor ama işte bu mesajları görmek istemiyoruz, yok sayıyoruz maalesef! Bağımlılık düzeyi yüksek olduğu için kişiler sigara içmeye devam ediyorlar. Hatta akciğer kanseri olduktan sonra da sigarayı bırakan hastalarımızın oran maalesef düşük, en az 3’te 2’si maalesef sigaraya devam ediyor”  “Erken teşhis çok önemli”  Akciğer kanserinin en önemli belirtisinin aylarca geçmeyen inatçı öksürük olduğunu, ağızdan kan gelmesi, göğüs ağrısı, sırt ağrısı, nefes darlığı gibi belirtiler olduğunu belirtiler görüldüğünde bir uzmana başvurulması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Özaslan; “Akciğer kanserinin erken teşhisi, genellikle tesadüfen fark ediliyor.  Erken teşhisli hastalar genellikle bir röntgen ya da tomografi gibi bir çekim sonrasında tesadüfen fark ediliyor. Özellikle pandemi sırasında Covid şüphesiyle çekim yapılan hastalarda oldukça sık akciğer kanseri tanısı konuldu. Bu, sinsi bir hastalık, belirtiler hastalığın ilerlemesi sonucunda ortaya çıkıyor. Oysa erken teşhis, hasta açısından yaşam kalitesinin yüksekliği ve daha uzun bir hayat anlamına geliyor. Fakat orada da karşımıza tarama testi sorunu ortaya çıkıyor. İnsanlar, akciğer kanserinde tarama testi olduğunu yeterince bilmiyorlar. Oysa risk grubu sayılan sigara içen hastalar, tarama testi yaptırmalı. 20 yıl günde bir sigara içmiş hastalarda 50 yaşından sonra tomografi çekilmesini öneriyoruz. Hastalık bir tomografiyle tespit edilebilir. Hastalık erken tespit edilirse hasta, ameliyatla tamamen kurtulabiliyor. Arkasından kemoterapi ve radyoterapiye bile gerek kalmayabiliyor” dedi.  “Yenilikçi tedaviler, umut veriyor”  Akciğer kanserinin tedavisinde birçok yenilikçi tedavi geliştirildiğini söyleyen Özaslan, bu yenilikleri şöyle anlattı:  “Akciğer kanseri saptanan hastalar için bir çok yenilikçi tedavi umut veriyor. Genelde belirtileri geç veren bir hastalık olduğu için hastalar 3. veya 4. evrede tanı alıyor. Ama bu hastaların tedavisi için de umut veren tedaviler geliştiriliyor. 2010’dan sonra başlayan akıllı ilaçlar dediğimiz hap şeklinde alınan ilaçlar var. 2015’ten sonra da immünoterapi geldi ve gerçekten çığır açan bir tedavi şekli. Öyle ki 5 yıllık yaşam oranları yüzde 5’in altındayken yüzde 25-30’ları geçmeye başladı. Bir grup hasta da gerçekten çok etkili bir tedavi yöntemi. Yüzde 20-30 oranında hastada çok iyi yanıtlar alıyoruz. Yaşam süresinin uzamasının yanı sıra tam şifa edilen hastalar da oluyor bu grupta.

Bakan Memişoğlu, Elektronik Sigaralar Hakkında Konuştu Haber

Bakan Memişoğlu, Elektronik Sigaralar Hakkında Konuştu

Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, "Tütün bağımlılığı, alkol bağımlılığı maalesef özellikle genç nüfusumuza bir saldırı olarak düşünüyoruz. Puf veya elektronik sigaralar konusunda lütfen dikkatli olalım" dedi.   Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, bir dizi ziyaret için Konya'ya geldi. İlk olarak Konya Valiliğini ziyaret eden Bakan Memişoğlu, burada Vali Vahdettin Özkan, Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, milletvekilleri ve protokol mensupları tarafından karşılandı. Bakan Memişoğlu şeref defterini imzaladı. Bakan Memişoğlu, Valilik ziyaretinin ardından AK Parti Konya İl Başkanlığında partililer ile buluştu. Daha sonra Karatay Şehit Uzman Doktor Ekrem Karakaya Sağlık Merkezini ziyaret eden Bakan Memişoğlu, burada basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Bakan Memişoğlu, "Konya hem üretimiyle hem tarımıyla hem sağlığıyla hem eğitimiyle örnek şehrimiz. Gerçekten hem şehircilik anlamında hem de diğer alanlarda örnek şehrimiz. Sağlıkta da çok iyi yerlerde var ve biz bunun daha iyi olması için ne yapabiliriz onun için geldik. İstişare ettik. Gördüğünüz gibi sağlıklı hayat merkezinin olduğu, aile sağlığı merkezinin olduğu, aynı zamanda olduğu ve yerel yönetimlerin milletin ve devletin bir araya gelip böyle güzel yapılarda basın toplantısı yapıyoruz. Burayı yapan, hizmete sunan Karatay Belediyesi'ne çok teşekkür ediyoruz. Örnek arkadaşlarımıza burada her bir hekim arkadaşımıza, çalışan arkadaşımıza teşekkür ediyoruz. Şehir hastanesiyle, üniversite hastaneleriyle, 225 sağlık ocağıyla, aile sağlığı merkezi gerçekten Konya sağlıkta da çok iyi yerlerde. İnşallah bizlerin de katkısı olacak. Bugün yeni hastanelerle ilgili, yeni ağız diş sağlığı, Meram Eğitim Araştırma Hastanesiyle ilgili çalışmalarımız da sürüyor. İnşallah milletimize daha iyi şekilde onları da hizmete sunmak için planlamalar yapacağız. Biz insanlarımıza hizmet etmek istediğimiz için buradayız" şeklinde konuştu.  "Puf veya elektronik sigaralar konusunda lütfen dikkatli olalım"  Toplumun sağlığını tehdit eden 3 husus olduğunu ifade eden Bakan Memişoğlu, "Özellikle topluma birkaç mesaj vermek istiyorum. Toplum için her zaman en büyük üç tane riski olduğunu söylüyoruz. Birincisi kilo, düzgün beslenme, sağlıklı beslenme. İkincisi bağımlılık. Özellikle tütün bağımlılığı, alkol bağımlılığı ve maalesef özellikle genç nüfusumuza bir saldırı olarak düşünüyoruz. Puf veya elektronik sigaralar konusunda lütfen dikkatli olalım. Çünkü sağlığımızı kaybedecek en önemli risklerdir bunlar. Bir üçüncüsü de hareketsizlik. Burası sağlıklı hayat merkezleri, aile sağlığı merkezlerimiz hem diyetisyeni, hem fizyoterapistiyle, hem kanser taramalarıyla hem de sağlıklı kalabilmemiz için her türlü danışacağımız, bilgi alacağımız yerler. Hastaneye gitmeden bazı hastalıkların tedavi edilebileceği en önemli yerlerdir. Toplumumuza öncelikli olarak, aile hekimleriyle tanışmalarını, sağlıklı hayat merkezlerine gidip danışmanlık almalarını, psikoloğuna kadar fizyoterapistinden diş hekimine kadar, kanser taramasına kadar, ücretsiz bu hizmetlerin buralarda veriliyor” diye konuştu. 

Sigaradan 45 Yıl Sonra Kurtuldu Haber

Sigaradan 45 Yıl Sonra Kurtuldu

 Bursa'da 45 yıldır sigara tiryakisi olan 73 yaşındaki Burhan Sevimli, Yıldırım İlçe Sağlık Müdürlüğü'ne bağlı Sağlık Hayat Merkezi'ne başvurarak sigara bağımlılığından kurtuldu.   Kanser erken teşhis, kronik hastalıkların takibi, kadın ve üreme sağlığı gibi birçok koruyucu sağlık hizmetlerinin sunulduğu sağlıklı hayat merkezleri, sigara ile mücadelede de önemli rol oynuyor. 45 yıldır günde iki buçuk paket sigara içen 73 yaşındaki Burhan Sevimli, eşinin ilaçla sigarayı bırakmasını örnek alarak Yıldırım Sağlıklı Hayat Merkezi'ne başvurdu. Yapılan değerlendirme sonrası ilaç verilen Sevimli, sigarayı bırakmayı başardı.  Askerlik görevi sırasında sigaraya başladığını belirten Sevimli, “45 yıl boyunca günde iki buçuk içtim. Kızım, sigara bıraktırma hattından randevu almış geldim doktor hanımla görüştüm. İlaç verdiler. Bu ilaçla 11. günde sigara içmezsin dediler. Dediği gibi oldu ben 11. günde sigara içmedim. O gün bugündür içmiyorum. Hiç de aramıyorum. Düşmanı cebimden attım gitti. Rahatlama oldu. Ciğerlerim Allah'a şükür temiz. Sigara içenlere tavsiye ediyorum. 171'i arayın bir ilaç veriyorlar. Çok faydasını görürsünüz siz de bırakırsınız sigarayı. Ben şimdi hiç aramıyorum siz de aramazsınız” şeklinde konuştu.  Eşi örnek oldu  Sigarayı bırakma sürecinde eşine destek olan ve daha önce kendisi de sigara bırakma polikliniği aracılığı ile bağımlılıktan kurtulan 61 yaşındaki Perihan Sevimli ise “Sağlık Bakanlığı'nın Alo 171 hattını arayarak Sigarayı 7 yıl önce bıraktım. Bir kutu ilaçla sigarayı bıraktım. Herkese tavsiye ederim” diye konuştu.  8 ayda 500 kişi başvurdu  Sigara bırakma polikliniğe başvurmak isteyen vatandaşların Alo 171'i ya da Yıldırım Sağlıklı Hayat Merkezi'nin arayarak randevu alabildiğini vurgulayan Sigara Bırakma Polikliniği Sorumlu Hekimi Dr. Azize Selçuk Çelebi ise, “Danışanların önce genel değerlendirmesini yapıyoruz. Bağımlılık düzeylerini tespit ediyorum. Uygun olan hastalarımıza bakanlığımız tarafından gönderilen sigara bırakma ilaçları var. Ücretsiz olarak hastalara veriliyor. Tabi bazı hastalarda ilaç kullanamadığımız durumlarda farklı tedavi yöntemlerini konuşuyoruz. Hastalarla beraber samimiyetle bu süreci götürüyoruz. Sonuçta pek çok hastamız sigarayı bırakıyor. Polikliniğimize toplamda 5 bin civarı hasta başvuru yaptı. Bu yıl da 500 civarında başvuru var. Düzenli bir şekilde hasta kabulü yapıyoruz” dedi. 

Deneyen Her Dört Kişiden Üçü Sigara Bağımlısı Oluyor Haber

Deneyen Her Dört Kişiden Üçü Sigara Bağımlısı Oluyor

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, 31 Mayıs Dünya Tütüne Hayır Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada sigara ve nargilenin zararlarına ilişkin değerlendirmede bulundu. “Yılda 5 milyondan fazla kişinin ölümüne neden oluyor” Tütün kullanımının yol açtığı ölümler, hastalık ve sakatlıklar bakımından ele alındığında tüm dünyada en önemli önlenebilir sorunlardan biri olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre 15 yaş üstü yetişkinlerde sigara kullanım sıklığı dünya genelinde yüzde 26’dır ve yılda 5 milyondan fazla kişinin ölümüne neden olmaktadır. Sigaranın insan bedenine sayılamayacak kadar çok zararları vardır. Sigara dumanı, 4 binden fazla toksik ve kanserojen madde içerir. Dumanın solunması halinde, bu kanserojen maddeler akciğerler tarafından emilir ve bütün vücuda dağılır. Sigara içmek, kalp ve damar hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları, kanser gibi kronik hastalıklar için en önemli risk faktörlerinden biridir” açıklamasında bulundu. Sigara içme bağımlılık oluşturur “Bağımlılık kişinin madde alımı üzerindeki kontrolünü kaybetmesini ifade eder” diyen Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “DSÖ madde bağımlılığını ‘Kullanılan bir psikoaktif maddeye kişinin daha önceden değer verdiği diğer uğraşlardan ve nesnelerden belirgin olarak daha yüksek bir öncelik tanıma davranışı’ olarak tanımlar. Diğer bir deyişle madde kullanımı bireye ve topluma zarar verici düzeyde bir davranış haline gelir. Sigara içme veya dumanının solunması zamanla kişide psişik ve fiziksel bağımlılık oluşturur” dedi. Günde bir kez içmek bile bağımlılıktır Tütünde esas bağımlılık yapan maddenin nikotin olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Sigara, daha çok alışkanlık yapıcı daha az zevk verici bir bağımlılık türü olarak kabul edilmektedir. DSÖ kişinin ömrü boyunca 100 sigara içmesini bağımlılık olarak tanımlıyor. Az sayıda içmenin bağımlılık olmadığı görüşü doğru değildir, günde bir kez içmek de bağımlılıktır” şeklinde konuştu. Bir kereden bağımlılık oluşur Davranışlarımızı, düşünce ve inanışlarımızın şekillendirdiğini vurgulayan Bolluk, “Bağımlılık davranışı söz konusu olduğunda, yine düşünce ve inançlarımızı göz önüne almak gerekebilir. Bağımlılık konusundaki en yaygın inanış ‘Bir kereden bir şey olmaz’ düşüncesidir. Korku ve merakla başlayan süreç, ‘Bir kereden bir şey olmaz’ düşüncesiyle devam ettiğinde, döngüye bir adım daha yaklaşılmış olur. Bir kere denediğinde, artık bir daha eskisi kadar korkmamaya başlar. Korku ortadan kalktığında, ikinci kez denemenin önü de açılmış olur” dedi. Sigarayı bir kez deneyen 4 kişiden 3’ü bağımlı oluyor Sigara bağımlılığının psikiyatrik bir bozukluk olarak tanımlandığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Kuvvetli bağımlılık oluşturması nedeniyle güç olmakla birlikte, sigara vazgeçilebilir bir alışkanlıktır. Sigara içmeyi bir kez deneyen her dört kişiden üçünün sigara bağımlısı olması, sigaranın bağımlılık yapma gücünün önemli bir göstergesidir. Sigara bağımlılığı, tütün kullanımına bağlı belirgin sorunlar yaşanmasına karşın devam ettirilen tütün kullanma davranışıyla birlikte bilişsel, davranışsal ve fizyolojik belirtileri içeren bir psikiyatrik bozukluk olarak tanımlanmıştır. Erişimin kolay ve kullanımının yasal olması nedeniyle sigara bağımlılığı en sık görülen ve en önemli madde bağımlılığı tipidir” dedi. Nargilede daha fazla duman çekiliyor Nargile kullanımının zararlarına da işaret eden Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, “Nargile içiminde içe çekilen duman miktarı, bir sigaradan içe çekilen duman miktarından çok yüksektir. Bu nedenle nargile içiminin bir seferinde, kişi 100 ve daha fazla sayıda sigara dumanına eşdeğer bir zarar görür” uyarısında bulundu. Sigarayı bırakırken yardım alınmalı Sigarayı bırakmada yardım almanın yararlı olduğunu belirten Bolluk, “Her yıl ortalama 35 milyon insan sigarayı bırakmaya teşebbüs ediyor ancak çoğu bırakma çabasından birkaç gün sonra yeniden kullanmaya başlıyor. Ama bırakan insanların sayısı da giderek yükseliyor. Sigara içenlerin yüzde 20’sinin nikotin bağımlısı haline geldiği, çoğunun sigarayı bırakmayı denediği, ancak yüzde 15’ten az bir kısmının başarılı olduğu bildirilmiştir. Sigarayı bırakmak için herhangi bir yardım almayanlarda bırakma oranı yüzde 10’un altında kalırken, sigarayı bırakma ilgili yardım alanlarda hem sigarayı bırakma süreci hem de sigarayı bırakma oranı artmaktadır. Bu sebeple yardım almak yararlıdır. Bilinenin aksine elektronik sigaranın sigarayı bırakma konusunda yardımcı olmadığı, nikotin bağımlılığını sürdürdüğü ve bırakma davranışını engellediği gösterilmiştir” diye konuştu. Nikotin beynin nörokimyasını etkiliyor Tütün kullanım bozukluğunun gelişmesine neden olan nikotinin, bunu beynin nörokimyasını etkileyerek başardığını belirten Bolluk sözlerini şöyle sürdürdü: “Madde kullanım bozukluğunun gelişmesinde en önemli belirleyici, maddenin vücutta hızlı emilimidir. Nikotin ağız mukozası ve akciğerden yüzeyinden hızla emilerek merkezi sinir sistemine ulaşır ve nikotinik asetil kolin reseptörlerine bağlanır. Reseptörlerin uyarılması ile salınan hormonlar, geçici zevk alma, konsantrasyon artışı gibi etkiler ortaya çıkarır. Ancak kronik olarak nikotine maruz kalmak, beraberinde tolerans gelişimine ve aynı etkinin sürekliliğini sağlamak için giderek artan oranda nikotin alma ihtiyacının doğmasına neden olur. Nikotin alınmadığında ise yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Yoksunluk belirtileri, tütün ürünü kullanan bireylerin bırakma başarısını, özellikle erken dönemde olumsuz etkilemekte ve erken nüksün en sık sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. O halde nikotin alınmadığı zaman ortaya çıkan yoksunluk belirtilerini kontrol etmek için nikotin etkisini sürdürecek tıbbi tedavi yöntemlerini kullanmak, bırakmak isteyen bireylerin başarısına katkıda bulunacaktır.” Ruhsal tedaviler ve ilaç tedavileriyle başarılı sonuçlar elde ediliyor Sigara içiminde davranış alışkanlığının, fiziksel ve psikolojik bağımlılığının rol oynadığını vurgulayan Bolluk, “Sigaranın bırakılmasına yardımcı olmak için birçok yöntem geliştirilmiştir. Bütün sigara bırakma yöntemlerinin sigaranın bırakılmasındaki başarıları farklı olmakla birlikte amaçları kişide sigara içimine bağlı gelişen psikolojik bağımlılığın ve fiziksel bağımlılığının üstesinden gelmektir. Sigara bıraktırma yöntemlerinin hiçbiri tek başına yüzde 100 etkili değildir. En başarılı sonuçlar ruhsal tedavilerin ilaç tedavileriyle birlikte kullanımı ile elde edilmektedir. Bunların başlıcaları bilişsel davranışçı terapi, bireysel ya da grup terapileri, hipnoz, ruhsal eğitim ve bilgilendirme yaklaşımlarını içerir. Tütün kullanım bozukluğunun farmakolojik tedavisinde kullanılan preparatlar, nikotin içeren ve nikotin içermeyen preparatlar olarak ikiye ayrılabilir. İlaç tedavileri, sigara bırakıldığında ortaya çıkan yoksunluk ve diğer belirtilere yönelik “semptomatik” tedavileri ve sigara içme isteğini azaltan ilaçları içerir. Bu durumlar için çeşitli ilaçlar, nikotin bantları (yerine koyma tedavisi), antidepresanlar ve diğer bazı ilaçlar kullanılır” diye konuştu. Sigarayı bırakmak isteyenler bu tavsiyelere dikkat Sigarayı bırakmak isteyenlere bazı tavsiyelerde bulunulduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Sibel Bolluk, sözlerini şöyle tamamladı: “Başvuranların sigara bırakmayla elde edecek avantajlarla ilgili bir liste hazırlamaları istenir. Sigarayı bırakmak için uygun bir tarih belirlemeleri, yaşamı düzenlemeleri ve etkinlik yapmaları, sigarayı bırakmaya yönelik bir zihinsel hazırlık yapmaları, buna yönelik bir davranışsal hazırlık ve gözlem yapmaları istenir. Sigara bırakma sürecinin başarılı olmasında en önemli etkenlerden biri de ödüllendirmedir. Bireyin bırakmayı bir törenle yapması, bıraktığı ve izleyen süreçte de yeniden başlamadığı için kendini ödüllendirmesi istenir. Çevrenin ödüllendirmesinin de büyük yararı vardır. Tedavinin en önemli parçalarından biri uzun süredir bırakmış olan birinin yeniden başlamaması için uygun beceriler geliştirmesini sağlamaktır.”

Sigara İçindeki 85 Kimyasal Kesin Kanser Yapıyor Haber

Sigara İçindeki 85 Kimyasal Kesin Kanser Yapıyor

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür İnce, “Sigara, akciğer kanseri ve KOAH gibi ölümcül akciğer hastalıklarının başta gelen sebebidir. Dumanı içerisindeki 7 bin kimyasal maddenin 85’inin kesin kanser yaptığı ispatlanmıştır. Akciğer haricinde kalp ve beyin damar hastalıkları da önde gelen sebeplerindendir” dedi.  'Sigaranın, dünyanın en öldürücü toplumsal zehirlenme sebebi' olduğunu ifade eden Medicana International Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. İnce, “Sigara, akciğer kanseri ve KOAH gibi ölümcül akciğer hastıklarının başta gelen sebebidir. Dumanı içerisindeki 7 bin kimyasal maddenin 85’inin kesin kanser yaptığı ispatlanmıştır. Akciğer haricinde kalp ve beyin damar hastalıkları da önde gelen sebeplerindendir. Sigara bırakmak için çeşitli yöntemler vardır. Nikotin replasmanı tedavileri, iki üç çeşit ilaç, akupunktur, hipnoz ve biorezonans yöntemleri kullanılabilmektedir. Sigara bıraktırma kliniğimizde 10 yılı aşkın bir zamandır tüm bu tedavi yöntemleri kullanılmış ve en başarılı yöntem olan biyorezonans terapi (radyofrekans) yöntemi olmuştur. Sigara bağımlılığı kabaca kimyasal (nikotin) bağımlılık ve sosyal-psikojenik bağımlılık olarak 2 kısımdan oluşur. Kimyasal bağımlılığı radyo frekans ile rahatlıkla tedavi edebilmekteyiz. Sosyal bağımlılık için de hastalarımızla yaklaşık 30-40 dakika süren bir eğitim ve bilgilendirme konuşması sayesinde yüzde 92 ye varan bir başarı elde etmekteyiz” ifadelerini kullandı.  Uzm. Dr. Özgür İnce, “Biyorezonans terapinin herhangi bir yan etkisi veya kontrendike durumu yoktur. Genellikle tek seans yeterlidir ancak gerekirse pekiştirmeler yapılabilmektedir. Seans süresi 1 saat kadardır. Seans esnasında eller ve ayak tabanları metal levhalara temas eder, herhangi bir ağrı acı söz konusu değildir. Radyasyon, manyetik alan, kimyasal madde içermez. Radyo dalgaları ile çalışır ve otomobilde radyo dinlemek ne kadar zarar verirse o kadar zarar verebilir. Bunun yanında diğer tüm yöntemlerle kıyaslandığında daha başarılı ve daha az yan etkili bir yöntemdir. Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) sigara bağımlılığını ‘hastalık’ olarak kabul ediyor. Kendi kendine bırakmaya çabalamak çok güzel bir şeydir. Ama onunda istatistiklerine baktığımız zaman yüzde 5'ten daha yukarı bir başarı olmuyor. Mutlaka bir profesyonel destek öneriyoruz” diye konuştu.

Sigarayı Bırakmak Kanserle Mücadelede Önemli Bir Adımdır Haber

Sigarayı Bırakmak Kanserle Mücadelede Önemli Bir Adımdır

Türkiye Sigarayla Savaş Derneği Genel Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın, kanserle mücadelede toplumsal farkındalık oluşturmak ve toplumun bilinç düzeyi arttırmak amacıyla kabul edilen 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası sebebiyle önemli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Aydın, sigarayı bırakmanın kanserle mücadelede önemli adım olduğuna değindi.  Kanserle mücadelede toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla 1-7 Nisan Kanser Haftası’nda çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. TSSD Genel Bşk. Doç. Dr. Mustafa Aydın; haftanın önemine dair, sigara ile kanser arasındaki ilişkiye de dikkat çekerek önemli açıklamalarda bulundu.  Sigaranın tüm dünyada kanserin en önemli önlenebilir nedeni olduğun söyleyen Doç. Dr. Mustafa Aydın, “Kanser, kişileri fiziksel, psikolojik ve sosyal yönden derinden etkiler. Türkiye’deki kanser kaynaklı ölümlerin 4’ünden biri sigara kaynaklıdır. Bu sebeple sigarayı bırakmak bile başlı başına kanserden korunma yöntemidir denilebilir” ifadelerini kullandı.  “Sigaranın zamanında bırakılmasıyla kanser önlenebilir”  Dünyada her yıl 8 milyondan fazla kişi tütün ürünü kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Doç. Dr. Aydın, “Türkiye’ye baktığımızda ise her yıl 100 bin kişi tütün kullanımından kaynaklı hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmektedir. Görüldüğü gibi sigara ve tütün mamullerine bağlı ölümler, dünya genelinde çok üst seviyelerdedir” dedi. Ülkemizdeki kanser oranlarına da değinen Doç. Dr. Aydın, ülkemizde en fazla görülen kanser türünün akciğer kanseri olduğunu belirterek “Akciğer kanseri, kanser ölümleri içinde en yaygın olanıdır. Akciğer kanserinin yüzde 80-90'nından sigara sorumludur. İyi olan şudur ki bu ölümlerin çoğu sigaranın zamanında bırakılması ile yüksek oranda önlenebilir. Kısaca toplumlar, sigaradan ve tütün ürünlerinden kurtulursa kanser vakalarının yüzde 90'ı önlenmiş olur” diyerek, sigarayı bırakmanın önemini vurguladı.  Doç. Dr. Aydın, “Uzmanlar, kanser vakalarının yüzde 90 çevresel, yüzde 10 oranında ise genetik faktörlere bağlı olarak geliştiğini söylüyor. Kanserlere neden olan çevresel faktörler arasında yer alan; sigara kullanımı, alkol tüketimi gibi durumların düzeltilmesi veya engellenmesiyle kanserlerin yüzde 30-50 oranında önlenebileceği kanıtlanmıştır” dedi.  “Sigara kullanıcılarının dörtte biri erken yaşta hayatını kaybetmektedir”  Yıllar süren araştırmalar sigaranın birçok kanser türünü tetiklediğini ve sigara kullananların kansere yakalanmasının, sigara kullanmayan kişilere kıyasla çok daha muhtemel olduğunu belirten Doç. Dr. Mustafa Aydın, “Şunu açık şekilde belirtmeliyim ki sigara kullananların yarısı eninde sonunda kanserden veya sigara kaynaklı diğer hastalıklar nedeniyle ölmektedir. Ayrıca sigara kullanıcılarının dörtte biri orta 35-69 yaşları arasında hayatını kaybetmektedir” şeklinde konuştu.  Sigara dumanının içerdiği 70’den daha fazla kimyasal maddenin kanserojen içerdiğini söyleyen Doç. Mustafa Dr. Aydın, sigara dumanının solunmasıyla bu zararlı kimyasalların akciğerlerimize girerek vücudumuza yayıldığını belirtti. Doç. Dr. Aydın sözlerine şöyle devam etti:  “Bilim insanları, sigarada bulunan çeşitli kimyasalların DNA’ya zarar verdiğini, önemli genlerde değişikliğe neden olduğunu ve bunun sonucunda hücrelerin gelişmesi ve kontrol dışı çoğalmasıyla kanserlerin ortaya çıktığı vurgulamaktadır.”  Doç. Dr. Mustafa Aydın son olarak “Eğer sigara içiyorsanız sigarayı bırakarak kendinize verebileceğiniz en iyi hediyeyi vermiş olursunuz. Biz Türkiye Sigarayla Savaş Derneği olarak yıllardır sigaraya karşı verdiğimiz etkin mücadele ile hem toplumu hem de bireyleri bilinçlendirme yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Her zaman dediğimiz gibi bir kez daha vurguluyorum, sigaranın son molekülü yok olana dek mücadeleye devam” diyerek sözlerini noktaladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.