Tahliye Haberleri - Son Dakika Tahliye Haber Güncel Gelişmeler

Bahar Candan tahliye edilecek mi?

Dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olmak suçlarından Alisya Bahar Candan'ın 44 yıla kadar, Nihal Candan adıyla bilinen Gülnihal Çiçek'in ise 24 yıla kadar hapsi istenen 21 sanıklı davada ara karar açıklandı. Mahkeme ara kararında tutuklu sanık Bahar Candan'ın tahliyesine hükmetti. Dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olmak suçlarından Alisya Bahar Candan'ın 14 yıldan 44 yıla kadar, Nihal Candan adıyla bilinen Gülnihal Çiçek'in ise 8 yıldan 24 yıla kadar hapsi istenen davanın görülmesine devam edildi. Küçükçekmece 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuklu sanık Bahar Candan ile bir kısım diğer tutuklu sanıklar hazır bulundu. Duruşmaya tutuksuz sanık Nihal Candan da katıldı. Duruşmada savunma yapan Nihal Candan, "Bu kadar zaman sonra masum olduğumuz anlaşılmıştır diye düşünüyorum. En gerçekçisinden ‘Pardon' filmini çektik. Ben beraatımı talep etmekle beraber kız kardeşimin tahliyesini talep ediyorum. Telefonumun da iadesini istiyorum. Teşekkür ederim" dedi. Sanık savunmalarının ardından mahkeme heyeti değerlendirme yapmak için duruşmaya yaklaşık 1 saatlik ara verdi. Ardından ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanık Bahar Candan'ın da arasında bulunduğu 6 sanığın mevcut delil durumu, savunmaların alınmış olması, tutuklulukta geçirdikleri süre göz önünde bulundurularak yurt dışına çıkmama yasağı şeklindeki adli kontrol şartı ile tahliyesine hükmetti. Tahliye kararını duyan Nihal Candan yakınlarını aradı. Kardeşinin tahliye olmasına ilişkin konuşan Nihal Candan, “İlahi adalete çok güveniyorum. Özgürlüğü ve adaleti savunan baronun bana savunma hakkı vermeden stajımı iptal etmesi mesleğe karşı hayal kırıklığına uğrattı. Onun dışında çok mutluyum” dedi. "Kardeşinize ilk ne söylemek istersiniz?” diye sorulması üzerine Nihal Candan, “Yaz meyvesi tadında dondurma gibisin Bahar diyeceğim. Konu yargıda. Ben kardeşime sarılmak istiyorum” dedi. "Bahar'a en büyük nasihatiniz ne olacak" diye sorulması üzerine ise Nihal Candan, “Ya göründüğümüz gibi olalım ya da olduğumuz gibi görünelim artık” cevabını verdi. Nihal Candan ardından babasına sarıldı. Candan kardeşlerin babası Hakan Candan ise, “Zor acı bir süreçti. Böyle bir şey yaşansın istemezdik ama oldu. Bundan sonra bu yaşananlardan dersler çıkararak hep doğru şeyler yapmanın peşinde olacağız. İnşallah adalet yerini bulacaktır. Biz buna inanıyoruz” dedi. İddianameden Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 38 müşteki, 1 müşteki şüpheli ve Nihal ile Bahar Candan'ın aralarında bulunduğu 21 sanık yer almıştı. İddianamede tutuklu Gülnihal Çiçek'in tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak adli kontrol şartıyla tahliye edildiği de aktarılmıştı. İddianamede Onur Apaydın ve İlker Oflu'nun liderliğindeki şebekenin ucuza araç sattıklarını söyleyerek vatandaşları sazan sarmalı yöntemiyle dolandırdığı belirtilmişti. Bahar ve Nihal Candan'ın suç örgütünün hiyerarşik ve organik yapısı içerisinde yer aldığı iddianamede kaydedilmişti. İddianamenin devamında “Şüphelilerin önceki tarihlerde çeşitli televizyon programlarına uzun süre katıldığı, ünlü olduktan sonra magazin programlarında da yer aldığı, sosyal medya platformunda çok sayıda takipçiye ulaşması sebebiyle günümüzde sosyal medya fenomeni ve ekran yüzü olarak tabir edilen bir sıfatının bulunduğu, dolayısıyla toplumun geniş kesimleri tarafından tanınan bir sima olduğu, bu özelliği sebebiyle de suç örgütü tarafından dolandırıcılık eylemlerine yönelik düzenlenen özel toplantılarda mağdurların kandırılmasında etkin rol oynadığı” ifade edilmişti. İddianamede örgüt lideri Onur Apaydın'ın örgüt içerisinde ‘gizli muhasebeci ve kasa' konumunda olan Alisya Bahar Candan üzerinden bankacılık faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve elde edilen suç gelirinin aklandığı belirtilmişti. Öte yandan mağdur temin etme görevlisi olan şüpheli Hacı İsrafil Sağlam iddianamede yer verilen ifadesinde örgüt toplantılarına katıldığını söyleyerek “Toplantılara üst kademeden herkes katılıyordu. Saha elemanları ve alt kademe asla katılamazdı. Örgütün üst yönetimindeki herkes iştirak ediyordu. Toplantıların ikisinde Nihal Candan'ı gördüm. Nihal Candan örgüt lideri Onur Apaydın'ın sevgilisiydi. Diğer şahıslar Nihal Candan'a saygı gösteriyor ve mesafeli davranıyordu. Nihal Candan'ın yanında örgütün iç işleyişine ilişkin konular araba alım satım işler konuşuldu” şeklinde beyanda bulunduğu da iddianamede ifade edilmişti. İddianamede Bahar Candan'ın 'suç örgütüne üye olmak' suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar 'kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık' suçundan ise 2 kez 12 yıldan 40 yıla kadar olmak üzere toplamda 14 yıldan 44 yıla kadar hapisle, Nihal Candan'ın ise aynı suçlardan 8 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Öte yandan diğer 20 şüpheli hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istenmişti.

Ak Partili Ömer Çelik: ''Tam bir şuursuzluk!''

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabı üzerinden çok sert bir açıklama yaptı. Bir sokak röportajı esnasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve ona oy veren insanlara ağıza alınmayacak hakaretler eden Dilruba Kayserilioğlu tutuklanmıştı. Geçtiğimiz günlerde tahliye edilen kadını protokolde ağırlayan Özgür Özel'de kamuoyunda büyük tepki toplamış, gündemi değiştirmişti. Fotoğrafta, Özgür Özel'in yanında oturan isim Dilruba Kayserilioğlu Bu kez Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik'te, isim vermeden Dilruba Kayserilioğlu'nu göstererek Özgür Özel'e çok sert cevap verdi. Ömer Çelik yaptığı açıklamada, ''Her türlü nefret söylemiyle ve nefret siyasetiyle mücadelemiz en kararlı şekilde sürecektir. Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhurbaşkanımız Sn Recep Tayyip Erdoğan’a ve farklı siyasi partilere gönül vermiş vatandaşlarımıza hakaret edilmesi, fikir özgürlüğü değildir. Bunlar kınanması ve reddedilmesi gereken nefret söylemleridir. Hakaret ve tahrik içeren provokatif açıklamalar, ancak ilkel bir nefretin ve demokrasi düşmanı nefret siyasetinin ürünüdür. Bu nefret söylemleriyle demokratik siyaset ve hukuk zemininde kesin bir şekilde mücadeleyi sürdüreceğiz. Cumhurbaşkanımız Sn Recep Tayyip Erdoğan’a, Cumhurbaşkanlığı makamına ve vatandaşlarımıza yönelik hakaretler eden bir kişinin, CHP Genel Başkanı tarafından protokolde ağırlanması, alkışlanması ve üstüne taltif edilmesi asla kabul edilemez. Bir siyasi partinin yöneticileri nefret ve hakaret söylemlerinin hamisi olamaz. Nefret söylemlerine kıymet verilmesi tam bir şuursuzluktur. Siyasi partiler ve siyasetçiler milletimize hizmet noktasında rekabet siyaseti ile yarışmalıdır, husumet siyasetinin destekçisi olmamalıdır. Siyasal eleştiri, siyasetin asli dinamiklerindendir. Her türlü siyasi eleştirinin muhatabı siyasi partiler ve siyasetçiler olmalıdır. Siyasi tercihlerinden dolayı vatandaşlarımızın hedef alınması demokratik değildir ve kabul edilemez. Vatandaşlarımıza hakaret eden kişilerin protokolde ağırlanması sorumlu bir siyaset anlayışı olmadığı gibi, demokratik bir tutum da değildir.'' dedi. Ömer Çelik'in bu açıklaması sosyal medyada geniş yer bulurken kamuoyunda gündem oldu. İşte Ömer Çelik'in yaptığı paylaşım, Her türlü nefret söylemiyle ve nefret siyasetiyle mücadelemiz en kararlı şekilde sürecektir. Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhurbaşkanımız Sn Recep Tayyip Erdoğan’a ve farklı siyasi partilere gönül vermiş vatandaşlarımıza hakaret edilmesi, fikir özgürlüğü… — Ömer Çelik (@omerrcelik) August 31, 2024

Dilan Polat'ın Hayatı Film Mi Oluyor?

Dilan Polat birkaç gün önce tutuksuz yargılanarak tahliye edilmişti. Tahliye olduktan sonra 500 bin takipçi kazanmıştı. Her hareketi olay olan fenomen isim bu kez hayat hikayesini beyaz perdeye taşımak isteyen yapımcılar ile gündem oldu. İddiaya göre yapımcı isimler, Dilan Polat'ın yaşadıklarını film yapmak için birbirleriyle yarışıyor. Dilan Polat'ın ne cavap verecek merak konusu oldu.

Karot Alınan Binalar Tahliye Ediliyor

İstanbul Bahçelievler'de kendiliğinden yıkılan apartmanın çevresindeki 5 binadan alınan karot örnekleri sonrası binaların tahliyesine başlandı. Bahçelievler Zafer Mahallesi Yadigar Sokakta 27 Haziran'da 4 katlı binanın kendiliğinden yıkılmasıyla Bahçelievler Belediyesi çürük olduğu şüphesiyle 5 binadan daha karot örneği aldı. Yapılan incelemenin ardından belediye ekipleri, toplamda 70 dairenin bulunduğu 5 apartmanın çürük olduğu ortaya çıktı. Bazı bina sakinleri, karot sonuçlarını beklemeden belediye kontrolünde evlerini boşaltmaya başladı. Konu ile ilgili konuşan ve yetkililerden yardım talebinde bulunan daire sakinlerinden iki çocuk annesi Cemile Karakaş, “İki hafta önce bu bina yıkıldı, kaç binaya zarar verdi. Sonra örnek aldılar. Dediler ki, haber vereceğiz, binayı siz de boşaltacaksınız. Boşaltmaya hazırız ve girmeye korkuyoruz. Giremiyoruz, çıkamıyoruz her şeyimizi topladık bekliyoruz. Ev yok, şuan ev arıyoruz ev yok, herkes fırsatçılık yapıyor. Kiraları uçurdular, 20 bin TL'den aşağı ev yok” diye konuştu. Daha sonra konuşan bina sakinlerinden Yusuf Zeyrek, “Yaklaşık 10 gün önce yan binamız yıkıldı ve tehlikeli olduğu için bizim binadan ve yandaki binalardan karot alındı. Büyük ihtimalle 3 ay içerisinde 5 tane bina yıkılacak” diye söyledi.

Hüda Kaya Tahliye Edildi!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen Kobani eylemlerine ilişkin yürüttüğü soruşturmada, hakkında çıkarılan yakalama emrine istinaden Kasım 2023'te İstanbul Havalimanı'nda gözaltına alınan Kaya, sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edilerek nöbetçi Ankara sulh ceza hakimliği tarafından tutuklanmıştı. Mahkeme Süreci ve Tahliye Kararı Ankara 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada savunmasını yapan Hüda Kaya, mahkeme heyetinin verdiği adli kontrol şartı kararıyla tahliye edildi. Mahkeme, Kaya’nın ayda bir kez imza atma yükümlülüğü ve yurt dışı çıkış yasağıyla tahliyesine karar verdi. Savunmalar ve Avukat Beyanları Davada savunmasını yapan avukat Nuray Özdoğan, ikinci Kobani iddianamesinin hazırlanmasının hukuken “şaşırtıcı” olduğunu belirtti. Özdoğan, iddianamenin reddedilmesi gerektiğini savunarak, müvekkili Hüda Kaya’nın özgürlük hakkının ihlal edildiğini vurguladı. Özdoğan ayrıca, iddianamenin çürük olduğunu ve aynı maktuller, aynı müştekilerle yeniden yargılama yapılamayacağını ifade etti. Sosyal Medya Tepkileri Kaya’nın tahliyesine ilişkin DEM Parti’nin sosyal medya hesabından, “Önceki dönem HDP Milletvekili Hüda Kaya yoldaşımız, bugün ilk duruşması görülen İkinci Kobani Kumpas Davasından tahliye edildi. Hoş geldin aramıza. Tüm tutsak yoldaşlarımız özgür olana dek mücadelemiz sürecektir” açıklaması yapıldı. Bu tahliye kararı, özellikle sosyal medyada büyük yankı uyandırdı ve farklı kesimlerden çeşitli tepkiler aldı.

Tahliye Edildiler!

Kara para aklama iddiası üzerine haklarında soruşturma başlatılan Dilan ve Engin Polat’ın tutukluk halinin devamına karar verilirken Sıla ve Can Doğu tahliye edildi. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Engin Polat ve Dilan Polat haklarında “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “Suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi”, “Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” ve “Vergi kanununa muhalefet” suçlarından soruşturma başlatmıştı. Dilan ve Engin Polat’ın da aralarında bulunduğu şüpheliler 5 Kasım 2023 tarihinde tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Dilan Polat’ın kardeşlerine tahliye 4. Sulh Ceza Mahkemesinde aylık tutukluluk incelemesi gerçekleştirildi. Hakimlik, Dilan Polat, Engin Polat, Sezgin Polat, Ahmet Gün ve Alper Kürşat Polat'ın tutukluluğuna devam kararı verirken Sıla Doğu ve Can Doğu'nun da aralarında bulunduğu 11 tutuklunun ise tutuksuz yargılanmasına hükümetti.

Gazeteci Barış Pehlivan tahliye edildi!

Gazeteci Barış Pehlivan'ın denetimli serbestliğinin bozularak yeniden hapishaneye girmesine neden olan davanın duruşması bugün görüldü. Yargıtay Üyesi Ömer Faruk Aydıner'in şikayetini geri çekmesi üzerine dava düştü ve Pehlivan'ın tahliyesine karar verildi. Aydıner'in şikayetiyle dava açılmasının ardından, geçmişte yönettiği haber sitesinde yayınlanan bir haber nedeniyle 3 yıl 9 ay hapis cezası bulunan Pehlivan, ağustos ayında tekrar cezaevine girmişti.

BURSA'DA YİĞİTLER DÖNÜŞÜMÜNDE İKİNCİ ETAP HIZLANDI

Ulaşımdan altyapıya kadar her alanda Bursa’yı geleceğe taşıyacak projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, birinci derece deprem kuşağında olan Bursa'nın depreme karşı daha güvenli kent haline gelmesi için kentsel dönüşüm projelerine hız verdi. Zaman içinde yıpranan fiziksel ve sosyal çöküntü alanlarını iyileştirerek, depreme dayanıklı konutlarla Bursalılara güvenli yaşam alanları oluşturmayı hedefleyen Büyükşehir Belediyesi’nin, Yıldırım’ın Yiğitler, Esenevler ve 75. Yıl mahallelerini kapsayan kentsel dönüşüm projesinde ilk etap inşaatları hızla yükseliyor. Zemin artı 7 kat olarak, 4 bloktan oluşan, toplam 104 daire ve 16 dükkanın yapıldığı 1. Etapta, hak sahiplerine ait olan 65 konut ve 2 dükkanın sahipleri geçtiğimiz günlerde yapılan kura ile belirlenmişti. İkinci etap hızlandı Toplam 6,19 hektar alanı kapsayan, 3 etabın da tamamlanmasıyla toplamda 500 konutun inşa edileceği projenin ikinci etabı, gayrimenkul karşılığı uzlaşma sağlanan hak sahiplerine ait binaların yıkımı ile devam ediyor. Proje çerçevesinde Erdoğan Caddesi ile Esenevler Kavşağı arasındaki yolda kalan 29 bina sahibinden 21’iyle uzlaşma sağlanırken, 8 binanın daha yıkımına başlandı. Daha önce yıkımı tamamlanan 9 bina ve yeni yıkılanlarla birlikte toplam 17 binanın yıkımı tamamlanırken, uzlaşma sağlanan 4 binada ise tahliye işlemleri devam ediyor. Kalan 8 bina ile ilgili de kamulaştırma işlemleri halen devam ediyor. Bu yıkımlarla Erdoğan Caddesi ile 2. Cadde bağlantı yolları ulaşıma açılarak, ilçenin önemli ulaşım aksları Ankara Yolu Esenevler Kavşağı’na bağlanmış olacak. Yıldırım’a değer katacak Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, kaçak ve çarpık yapılaşma yoğunluğunun fazla olduğu Yıldırım’da hayata geçirilen projenin bölgede yapılacak diğer dönüşümlere de örnek teşkil edeceğini söyledi. Birinci etaptaki hak sahiplerinin kura ile belirlendiğini hatırlatan Başkan Aktaş, “İkinci etap, kentleşmenin yanında bölgede ulaşımın nefes alması bakımından da büyük önem taşıyor. Bu yıkımlarla Erdoğan Caddesi, Ankara Yolu üzerindeki Esenevler Kavşağı’na bağlanmış olacak. Bu süreci, vatandaş odaklı anlayışla, kar amacı gütmeyen, karşılıklı güven ilişkisine dayalı model ile başlattık ve öyle devam ediyoruz. Proje, hem Yıldırım'a değer katacak hem de bölge halkının yaşam kalitesini yükseltecek” dedi.