Hava Durumu

#Ticaret

Yeni Marmara Gazetesi - Ticaret haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ticaret haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

"Çağın En Büyük Hastalığı Aksiyona Geçmemek"  Haber

"Çağın En Büyük Hastalığı Aksiyona Geçmemek" 

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Mudanya Üniversitesi tarafından düzenlenen "Tecrübe Konuşuyor" etkinliğinin konuğu oldu. Ekonomide her dönemin bir yükselen anka kuşu olduğunu belirten Başkan Burkay, başarılı insanların bunu zamanında fark ederek zirveye ulaştığını vurguladı. Dünyadaki dönüşümü iyi okumanın önemine dikkat çeken Burkay, girişimcilik ekosistemini geliştirmek amacıyla şehir fonu kuracaklarını açıkladı.   Mudanya Üniversitesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl, Rektör Prof. Dr. Emin Karip, akademisyenler, BTSO Yönetim Kurulu ve Meclis Üyeleri ile öğrenciler katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Mudanya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Gıyasettin Bingöl, öğrencilerin gelişimi için başlattıkları etkinlikte önemli konukları ağırladıklarını belirterek, İbrahim Burkay’a katılımı için teşekkür etti. Mudanya Üniversitesi’nin kuruluş sürecini de anlatan Bingöl, "Üçüncü yılımızda üniversitemizin Bursa için ne kadar önemli olduğunu gördük. Bunun için çok mutluyuz. Öğrencilerimizi okudukları bölümlerle ilgili sektörlere hazırlamak için teorik eğitimlerin yanı sıra uygulamalı eğitimlere de çok önem veriyoruz. Bu kapsamda iş birlikleri yapıyoruz. En önemli partnerimiz de Bursa Ticaret ve Sanayi Odası. Bizlere gösterdiği ilgi için Sayın Burkay’a ve BTSO yönetimine teşekkür ediyorum.  "Mudanya Üniversitesi Çok Önemli Bir Yatırım"  Mudanya Üniversitesi Genel Sekreteri Ali Mollasalih’in moderasyonunda gerçekleşen söyleşide konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Mudanya Üniversitesi’ni üçüncü kez ziyaret ettiğini ve her gelişinde çok etkilendiğini ifade etti. Burkay, "Mudanya Üniversitesi Bursa ve ülkemize eğitim alanında yapılmış çok büyük bir yatırım. Bu yatırımlar ancak vizyon sahibi, eğitime gönül vermiş insanların adanmışlığıyla ortaya çıkıyor. Böyle güzel bir eseri ülkemize ve gençlerimize kazandırdığı için Gıyasettin Bey’e teşekkür ediyorum." dedi.  İbrahim Burkay etkinlikte iş hayatındaki tecrübelerini gençlerle paylaşırken, kariyer planlarıyla ilgili de tavsiyelerde bulundu. Burkay, eğitim hayatından sonra aile şirketlerinde görev yapmaya başladığını; dış ticaret, ekonomi ve finans alanında uzmanlaştığını kaydetti. Sivil toplum hayatına girişinin ise 2005 yılında Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanlığına seçilmesi ile başladığını söyleyen Burkay, "O zamana kadar en büyük önceliğim şirketimdi. Yılın büyük genelini yurt dışında geçirirdim. Ancak sivil toplum kuruluşlarında görev aldığınızda kendi meseleniz öncelik olmaktan çıkıyor. Temsil ettiğiniz kesimlerin konularına çözüm üretmek zorundasınız. Dolayısıyla ihracat ailesinin dertleri benim temel önceliğim oldu. Bu durum hem vizyon ve proje geliştirme hem de karar verme yeteneğimi geliştirdi." dedi.  "Çağın En Büyük Hastalığı Aksiyona Geçmemek"  Geçmişte bilginin kıymetli olduğunu, sadece nitelikli üniversite ve eğitim kurumlarından bilgiye ulaşılabildiğini belirten Burkay, günümüzde ise bilgiye ulaşmanın çok daha kolay hale geldiğini dile getirdi. Gençlerin aksiyon becerilerini geliştirmeleri ve kendilerine amaç edinmelerinin önemine vurgu yapan Burkay, "Tercihleriniz sizin hayatınızı şekillendiriyor. Bugün yaptığınız tercihleriniz geleceğinizi şekillendirecektir. Henüz erken, sonra bakarız dediğiniz her şeyde aslında geç kalmışsınız demektir. Bugün Türkiye’de 2 milyon işletme var. Girişimci oranımız ise yüzde 5. Yani buradan mezun olduğunuzda 95’iniz iş bulup çalışacak, aranızdan sadece 5 kişi girişimci olacak. Bunu sizin tercihleriniz belirleyecek. Rahatınıza düşkünseniz bu iş gerçekten çok zor." dedi.  Teknolojideki hızlı değişimin gençler için aslında büyük bir şans olduğunu kaydeden Burkay, "Teknolojide sıfır noktası denilen bir kavram var. Geçmişte burayı yakalamak 8-10 yıldı. Bir şirket bir teknoloji geliştirdiğinde bunun 8-10 yıl boyunca ekmeğini yiyordu. Bütün katma değeri, getirisini aldıktan sonra siz oyuna dahil olabiliyordunuz. O şirket ise bir sonraki teknolojiyi hazırlamaya başlıyordu. Bugün öyle değil. Aynı yıl içinde 3 farklı ürün birbirini öldürüyor. İşte yıkıcı inovasyon dedikleri olay bu. Artık geliştirme değil yok etme var. Bu yüzden gençlerin sıfır noktasında başlama potansiyeli bulunuyor. Bu ekosistemin içinde olabilmek önemli. Burada en büyük handikap bazen tecrübe olabiliyor. Tecrübe aslında büyük bir prangadır. Geçmiş ekosistemden beslenenler sizin sunduğunuz her şeye itiraz ederler. Bugün ise baktığımızda olmaz denilenleri hayata geçirenler Fortune 500’de yer alıyorlar. Tecrübe istiyorsanız geçmişten çalışmayı alacaksınız. Çalışmak hiçbir zaman değişmez. Dürüst olun, ahlaklı olun ve çalışın. Ekosisteminizi doğru inşa edin. Bugün start-up’ların birçoğu farklı disiplinlerden gençlerin bir araya gelmesi ile ortaya çıkıyor. Şunu da unutmayın ki vizyonunuz, projeniz mükemmel olabilir ama işin yüzde 70’i ilişki yönetimidir." şeklinde konuştu.  "Yükselen Anka Kuşlarını Zamanında Fark Etmelisiniz"  Ekonomide her dönemin yükselen anka kuşları olduğunu ifade eden Başkan Burkay, bütün başarılı insanların en doğru yaptığı şeyin bu yükselen anka kuşlarını zamanında fark etmek olduğunu söyledi. "Onu fark ettiğiniz, yoldaş edindiğinizde siz de yükselirsiniz." diyen Başkan Burkay, "Ancak bu sonsuza dek sürmez. O anda dönemin farklı bir yükseleni vardır ve sizin artık onu bulmanız gerekir. Günümüzün anka kuşu ise yapay zeka ve veri yönetimi. Bu anlamda analitik düşünme çok önemli. Farklı düşünen, olaylara farklı bakan ve bunu aksiyonla bütünleştiren girişimciler, toplumun geri kalanının daha huzurlu ve müreffeh bir yaşam sürmesini sağlayabiliyor." dedi.  "Ölçülü Rekabet Gelişimin Bir Numaralı Silahıdır"  Bursa’yı tarih boyunca özel kılan en önemli unsurların başında yerel kabiliyetlerin yani girişimcilerin geldiğini söyleyen Burkay, kentin tarihi ve kültürel mirası ile coğrafi zenginliğinin bu sayede ekonomik zenginliğe dönüştüğünü söyledi. Kentin çok büyük bir hazineye sahip olduğunu ancak aksiyon alınması gerektiğini belirten Burkay, "Gençler üniversiteyi bitiriyor ancak gerçek hayata atılmak istemiyor. Gerçek hayata girmeniz şart. Bunu biraz da oyun gibi düşünmek lazım. Checkpoint’e geldiğinizde yeni evrene girmeden önce hangi silaha sahip olursanız avantajlı olursunuz, rakiplerinizin önüne geçersiniz, neye ihtiyacınız var hesap etmelisiniz. Bana göre ölçülü olduğu takdirde rekabet gelişimin bir numaralı silahıdır. Şu anda müthiş fırsatlar var. Gençlerin şansı çok yüksek ama önemli olan isteğiniz." şeklinde konuştu.  "Girişimciler İçin Şehir Fonu Kuruluyor"  Bursa’da girişimcilik ekosistemini geliştirmek amacıyla yapmış oldukları çalışmaları paylaşan Başkan Burkay, girişim sermayesi yatırım fonları ve risk sermayesi konusuna değindi. Bir yerde girişimcilik ekosistemi oluşturmak için en fazla ihtiyaç duyulan şeyin sermaye olduğunu belirten Burkay, bu kapsamda girişimcileri destekleyecek bir şehir fonu kurmayı amaçladıklarını söyledi. BTSO’nun Türkiye’de GSYF kuran ilk Oda olduğunu hatırlatan Burkay, TEKNOSAB Lojistik Teknopark GSYF’nin 700’ü aşkın ortağı ve 210 milyon dolarlık yatırımı ile Türkiye’nin en büyük fonu haline geldiğinin bilgisini verdi. "Fikrin değeri 1 dolardır ancak bu fikri ürüne dönüştürmek milyon dolara, kitleler ile buluşturmak ise milyar dolarlara ulaştırır." diyen Burkay, gençlere şu tavsiyelerde bulundu: "Dünyadaki değişimi iyi okumanız lazım. Yargılamayı bırakın. Önyargılar insanları üretken olmaktan çıkarıyor. Mutlaka farklı kültürlerle iç içe olun. Bu size zenginlik katacaktır. Çağımızın en büyük cehaleti önyargılardır. İlişki yönetimi çok önemli. Biz her türlü konuda sizlerin yanında olmayı sürdüreceğiz." 

Uludağ Dirençli Kentler Zirvesi Haber

Uludağ Dirençli Kentler Zirvesi

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ve Bursa Business School işbirliğiyle, Atış Şirketler Grubu ana sponsorluğunda düzenlenen Uludağ Dirençli Kentler Zirvesi, kentleşme, sanayi, finans ve kentsel dönüşüm başlıklarında önemli tartışmalara ev sahipliği yaptı. Zirvenin açılış konuşmasını yapan BTSO Başkanı İbrahim Burkay, Bursa'nın tarihsel mirasını ve sanayileşmedeki öncülüğünü vurgulayarak, geleceğin dirençli şehirlerinin inşasında kentin rolüne dikkat çekti.   İbrahim Burkay konuşmasında, şehirleşmenin sadece nüfus artışıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda bir medeniyet birikiminin ifadesi olduğunu belirtti. Bursa'nın tarih boyunca ticaret ve üretimin merkezi olduğunu vurgulayan Burkay, "1960'lı yıllarda Türkiye'nin ilk organize sanayi bölgesine ev sahipliği yapan Bursa, planlı kalkınmanın da öncüsü olmuştur" dedi. Bugün 200 ülkeye ihracat yapan ve 35 milyar dolarlık dış ticaret hacmine ulaşan Bursa'nın, Türkiye ekonomisine liderlik eden bir kent kimliğine sahip olduğunu dile getirdi.  Bursa'nın birinci derece deprem kuşağında yer aldığına dikkat çeken İbrahim Burkay, mekânsal planlamanın önemine vurgu yaptı. "Geçmişteki hatalardan ders çıkararak geleceğimizi daha bilinçli ve planlı bir şekilde inşa etmek hepimizin ortak sorumluluğudur" diyen Burkay, kentin geleceğini şekillendirecek en önemli adımlardan birinin 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı olduğunu belirtti.  Bu planın yalnızca yeni yollar ya da konutlar için değil, bütüncül bir gelecek senaryosu ile birlikte ele alındığında anlam kazandığını ifade etti.  "Modern, dirençli ve sağlıklı yaşam alanları, sanayi, ticaret ve lojistik altyapılarla birlikte tasarlandığında çocuklarımıza gurur duyacakları bir şehir bırakabiliriz. BTSO olarak bu hedef doğrultusunda stratejik projeler için çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.  "Kentsel dönüşümde güven ve finansman anahtar rolde"  Zirvenin dikkat çeken oturumlarından biri olan "Kentsel Dönüşüm Ekonomisi: GYF & GYO Finansman Modelleri" başlığında konuşan Atış Şirketler Grubu Finansal Yatırımlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cihan Tokgöz, dönüşüm süreçlerinin başarısında güven duygusunun ve etkili iletişimin önemine değindi. Tokgöz, kentsel dönüşümün sadece fiziksel değil, aynı zamanda sosyal bir süreç olduğunu belirterek şunları söyledi:  "İletişim süreci doğru yürütülmeli. Hak sahiplerine hakları net bir şekilde anlatılmalı. Yerel yönetimlerin sürece dahil edilmesi güveni artıracaktır. İnsan aidiyet duyduğu sürece dönüşüme katılır." Finansal sürdürülebilirliğe de dikkat çeken Tokgöz, Gayrimenkul Yatırım Fonlarının (GYF) dönüşüm projelerinde etkin kullanılmasının, projelerin gerçekleştirilmesini ve sürdürülebilirliğini kolaylaştıracağını ifade etti. Esnek ve kişiye özel ödeme planlarının bu süreçte önemli olduğuna değindi.  Dirençli kentler için ortak akıl  Zirve, finans ve kentsel dönüşüm uzmanlarının yanı sıra akademisyenleri de bir araya getirerek, dirençli kentlerin oluşturulmasında dikkate alınması gereken stratejik unsurları tartışmaya açtı. Katılımcılar, şehirlerin iklim krizi, göç, afet riski gibi sorunlarla baş edebilmesi için uzun vadeli, bütüncül ve katılımcı çözümler geliştirilmesi gerektiği konusunda görüş birliğine vardı. Zirvede BTSO Başkanı İbrahim Burkay ve BTSO İnşaat Konseyi Başkanı Ali Tuğcu, zirveye katkılarından dolayı Atış Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Metin Atış'a teşekkür plaketi sundu. 

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay: "Üretim ve ticaret siyasi tartışmaların parçası haline getirilmemelidir" Haber

BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay: "Üretim ve ticaret siyasi tartışmaların parçası haline getirilmemelidir"

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, üretim ve ticaretin siyasi tartışmaların parçası haline getirilmemesi gerektiğini belirterek, "Üreten, istihdam sağlayan ve yatırım yapan şirketlerimizi hedef göstermek, ülkemizin ekonomik geleceğine zarar vermektir." dedi.   BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ekonomik boykot çağrılarına ilişkin yaptığı açıklamada, sürecin emekleri ile ayakta duran işletmelere ve binlerce çalışana zarar vereceğini söyledi. "Üreten, istihdam sağlayan ve yatırım yapan şirketlerimizi hedef göstermek, ülkemizin ekonomik geleceğine zarar vermektir." diyen Başkan Burkay, açıklamasında şunları söyledi: "Üretim ve ticaret, siyasi tartışmaların parçası haline getirilmemeli; emeğiyle ayakta duran, binlerce insanımıza iş imkânı sunan işletmelerimiz bireysel tepkilerin hedefi olmamalıdır. Unutulmamalıdır ki boykot çağrıları, en çok çalışanı, üreticiyi ve ülkemizi etkiler. Ekonomimizi ayakta tutan, dışa bağımlılığı azaltan ve istihdam oluşturan firmalarımızın boykot yoluyla cezalandırılması, uzun vadede ülkemize kaybettirir. Eleştiri, demokratik bir haktır ancak çözüm, yıkmak değil, birlikte daha iyisini inşa etmektir."  "Yerli ve bağımsız ekonominin teminatı şirketlerimize sahip çıkmalıyız"  Sanayi ve ticaret hayatına zarar verecek tepkilerden kaçınılması gerektiğini vurgulayan Başkan Burkay, "Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun vurguladığı gibi işletmelerimiz siyasi tartışmaların dışında tutulmalıdır. TOBB başta olmak üzere, her zaman milli duruşla ülkemizin kalkınması ve şirketlerimizin büyümesi için çalışan iş dünyası kuruluşlarımızın da siyasi tartışmaların odağı haline getirilmemesi çok önemli. Ekonomik kazanımlarımıza sahip çıkmamız gereken bir dönemde üreten, istihdam sağlayan, yatırım yapan şirketlerimizin hedef haline getirilmesi doğru değildir. Bir ve beraber olarak yerli ve bağımsız ekonominin teminatı olan şirketlerimize sahip çıkmalıyız." diye konuştu. 

DP World ve Evyap Ticarete İvme Kazandıracak Güç Birliği Yaptı Haber

DP World ve Evyap Ticarete İvme Kazandıracak Güç Birliği Yaptı

DP World Yarımca Limanı ve Evyap Grubu'na ait Evyapport birleşti. DP World Evyap adını alan yeni yapı Türkiye ekonomisine daha hızlı, verimli ve maliyet avantajı sunan lojistik hizmeti verecek. DP World ve Evyap Grubu, Türkiye sanayisinin kalbindeki iki büyük liman altyapısını birleştirerek Türkiye'nin küresel ticaretteki rolüne önemli katkı sağlayacak stratejik birleşme gerçekleştirdi. Süreç, Rekabet Kurumu'ndan alınan onayın ardından tamamlandı. DP World Evyap adını alan yeni yapıda DP World, Evyapport'ta yüzde 58 hisseye sahip olurken, Evyap Grubu DP World Yarımca'da yüzde 42 hissenin sahibi oldu. Marmara Denizi’nde "DP World Evyap Yarımca" ve "DP World Evyap Körfez" olarak anılacak iki terminal, toplam 2 bin 88 metre yanaşma alanına sahip olacak ve aynı anda birden fazla büyük konteyner gemisinin yanaşmasına uygun yapıda hizmet verecek. Yıllık toplam konteyner elleçleme kapasitesi 2 milyon TEU'yu aşacak olan yapı, entegre operasyon proje ve ağır yük taşımacılığı hizmetlerini içerecek şekilde genişleyecek. "DP World Evyap, Türkiye'nin ihracat ve ithalat hacimlerini artırmayı, yeni endüstrilerin büyümesini hızlandırmayı hedefliyor" Bölgede giderek artan ve çeşitlilik gösteren lojistik taleplerini karşılamayı hedefleyen DP World Evyap, Türkiye’nin uluslararası tedarik zincirlerindeki büyüyen rolünü güçlendirecek. DP World Evyap, gelişmiş kara ve demir yolu bağlantıları ve 900'ü aşkın uzman ekibinin desteğiyle müşterilerine daha hızlı hizmet sunacak. DP World'ün konteyner elleçleme, gümrük müşavirliği ve antrepo hizmetlerindeki geniş deneyimi ile Evyapport'un konteyner, sıvı dökme yük ve genel kargo operasyonlarındaki uzmanlığının sinerjisi, sektörün ihtiyacı için gerekli hizmetleri bir arada sunacak. Dijital teknolojilerle güçlendirilmiş hizmet yapısına sahip DP World Evyap, bölgenin çeşitlilik gösteren lojistik yapısında önemli oyuncu olarak konumlanarak, Türkiye'nin ihracat ve ithalat hacimlerini artırmayı, yeni endüstrilerin büyümesini hızlandırmayı hedefliyor. "En önemli pazarlarımızdan biri olan Türkiye'de bu vizyonun parçası" DP World'ün vizyonundan bahseden DP World Yönetim Kurulu Başkanı Sultan Ahmed Bin Sulayem, "Küresel ticareti daha güçlü, daha verimli ve sürdürülebilir geleceğe taşımaktır. Evyapport ile stratejik ortaklığımız, en önemli pazarlarımızdan biri olan Türkiye'de bu vizyonun parçası. Müşterilerimize uçtan uca çözümler sunmaktan, bu birliğin hız ve verimlilik açısından getirdiği birçok faydayı paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. DP World Evyap'ın hizmetlerini daha da geliştirmeyi dört gözle bekliyoruz" dedi. "Birleşen 2 yapı güçlü ve yeni hizmet sunacak" DP World Türkiye CEO'su Kris Adams ise "Bu heyecan verici ortaklık, Türkiye ve bölge için önemli ekonomik faydalar sağlayacak. İki yapının mevcut güçlü altyapılarının DP World Evyap altında birleştirmesi, müşterilerimize giderek önemli hale gelen bu bölgede, güçlü ve yeni hizmet sunacak" diye konuştu. "Her iki terminalin yükselen verimliliğiyle müşterilerimize ve Türkiye'nin ticaretine değer katacak" Ortaklığın öneminden bahseden Evyap Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmed Evyap, "Bu ortaklık ile DP World'ün küresel uzmanlığını ve Evyapport'un yerel gücünü birleştiriyor olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu sayede limancılık sektöründeki yatırımlarımızı genişletirken, sektördeki varlığımızı da güçlendireceğiz. Yeni şirket, oluşturacağı tedarik zinciri çözümleri ile operasyon sürelerini kısaltacak, hizmet çeşitliliğini zenginleştirecek ve her iki terminalin yükselen verimliliğiyle müşterilerimize ve Türkiye'nin ticaretine değer katacak" şeklinde konuştu.

Kadın Kooperatiflerine Hibe Desteği Haber

Kadın Kooperatiflerine Hibe Desteği

Bursa'da Ticaret Bakanlığı Kooperatiflerin Destek Programı (KOOP-DES) projesi çerçevesinde, Yıldırım Belediyesi 4 kadın kooperatifine hibe desteği aldı.   Bursa Ticaret Borsası binasında gerçekleşen imza törenine AK Parti Bursa Milletvekili Emel Gözükara Durmaz ve Emine Yavuz Gözgeç, AK Parti Bursa Kadın Kolları Başkanı İmren Çavuşoğlu, Bursa Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Faruk Uysal, TOBB Bursa Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Sabriye Şen, hibe desteği almaya hak kazanan kooperatiflerinin temsilcileri ve üyeleri katıldı. KOOP-DES çerçevesinde 936 bin 149 lira hibe desteği almaya hak kazanan 5'i kadın 1'i sanat kooperatifi olmak üzere 6 kooperatif ile hibe sözleşmesi imzalandı. Yıldırım Belediyesi’nin desteklediği Fidyekızık, Hamamlıkızık, Emirsultanile Vatan Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi hibe desteği almaya hak kazandı.  Geçtiğimiz yıllarda KOOP-DES programı çerçevesinde alınan desteklerle ilçedeki tüm ticari kooperatiflerin hibe desteğinden faydalandığını belirten Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Kadın emeğinin daha güçlü bir şekilde hissedilmesi adına güvenli ortamların oluşturulması gerekiyor. Bilhassa bu geçiş sürecinde kooperatiflerimiz önemli bir rol üstlendi. Kadınlarımızın Yıldırım ilçesi genelinde oluşturdukları birlikler, kendilerini güvenli hissedebilecekleri, ev ekonomisine katkı sağlayabilecekleri, kendi annelik tecrübelerini paylaşabilecekleri özel ortamlar oldu. Ticaret Bakanlığımızın kadın emeğini değerlendirmek amacıyla yerel kalkınmanın önemli paydaşları olan kadın kooperatiflerine sağladığı desteklerden dolayı teşekkür ediyorum” dedi.  12 kadın kooperatifi  Yıldırım Belediyesi olarak kooperatifler ile kadın eğitim ve girişimcilik merkezlerine mekân temininden makine alımına, proje hazırlamadan eğitime, üretimden pazarlama süreçlerine kadar destek sağladıklarını aktaran Başkan Oktay Yılmaz şunları kaydetti:“25 mahallede hizmete açtığımız kadın eğitim ve girişimcilik merkezlerimizde 2021 yılından bu yana 8 bin 257 kadınımıza mesleki ve teknik eğitim verdik. Bu kişilerin yüzde 10’u tam zamanlı bir işte çalışırken yüzde 5’lik kısım kendi satış sayfalarından yaptıkları ürünlerin satışını gerçekleştirmektedir. Merkezlerde eğitim alan gönüllü kişiler bulundukları bölgelerde kooperatifleşme yoluna giderek birlikte üretimin temellerini atmışlardır. Bu önemin en büyük göstergelerinden birisi olarak da kadınlarımızı kooperatif çatısı altında bir araya getirerek ilçede 12 adet kadın kooperatifi kurduk. 4 tarım, 8 ticari kooperatifimiz ile Bursa’da en çok kadın kooperatifine sahip ilçeyiz. 8 ticari kooperatifimizin bir araya gelmesiyle Sınırlı Sorumlu Gülçiçek Hatun Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifleri Birliği’ni kurduk.Üst birlik sadece Yıldırım ilçesi değil aynı zamanda Bursa ili ve Güney Marmara illerindeki diğer kooperatifleri de bünyesinde barındıracak olup yapılacak kadın çalışmalarında birlikte hareket edilecek” diye konuştu.  Üreten kadınlara tam destek  Törende konuşan Bursa Vali Yardımcısı Sultan Doğru, imzalanacak sözleşmenin tüm kooperatiflere hayırlı olmasını diledi. Kooperatifçiliğin merkezinde insan ve topluma hizmet etme anlayışı olduğunu ifade eden Doğru, "Kooperatifçilik dayanışma ve hizmetin en güzel örneklerinden biridir. Kooperatifler, insan ihtiyaçlarının karşılıklı yardımlaşma yoluyla giderilmesini sağlamak ve ortakların çıkarlarını korumak amacıyla oluşturulan ekonomik kuruluşlardır. Özellikle makine ve ekipman alımları, yaşlı ve engelli bakım merkezleri, çocuk kulüpleri, kreş ve gündüz bakım evlerinin demirbaş eşya yatırımları, ürün, tanıtım ve pazarlama faaliyetleriyle nitelikli personel istihdamlarına yönelik destekler verilmektedir. Devletimiz, kadınları ekonominin her alanında aktif hale getirmek için çalışmalarını sürdürmektedir. Kadın kooperatiflerinin tarımdan hizmete, imalattan sanayi sektörüne kadar pek çok alanda faaliyet göstermelerini ve iç ve dış piyasalarda yer almalarını desteklemektedir" dedi. Bursa Ticaret İl Müdürü İsmail Aslanlar da kadınların kooperatifler yoluyla güçlenmesi adına daha fazla üretim, istihdam ve ihracat olmasını temenni ederek verilen hibelerin hayırlı olmasını diledi.

Bakan Bolat: 'Hedefimiz; İslam ülkeleriyle ticaretimizin payını 2028’de artırmak' Haber

Bakan Bolat: 'Hedefimiz; İslam ülkeleriyle ticaretimizin payını 2028’de artırmak'

2002 yılında 5 bin kadar İslam ülkelerinden öğrenciler, Türkiye’deki üniversitelerde eğitim görüyorlardı. Şu anda ise 300 bin den fazla İslam ülkelerinden öğrenciler, Türkiye üniversitelerinde eğitim görüyorlar” dedi.   10’uncu Helal Expo Ticaret Fuarı kapılarını açtı. İslam ülkelerinden birçok katılımcı fuarın açılışında yer aldı. “Küresel Helal Ekonomiye Açılan Kapı: Potansiyeli Fark Et ve Ortaya Çıkart” temasıyla gerçekleşen fuara 40 ülkeden 500 firma katıldı. 10 bini yabancı olmak üzere 40 binden fazla ziyaretçi ise fuarda yer aldı. Zirvenin açılış konuşmasını yapan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Son 10 yılda Türkiye dünyada önemli bir sağlık üssü haline geldi. 2012 yılından 2022 yılına kadar sağlık turizmi için Türkiye’yi tercih edenlerin sayısı 5 kat arttı. Bu sayede 2 milyar 100 milyon döviz gerçekleşti. Bu yıl geçen yılın ilk 9 ayına göre sağlık turisti sayısı yüzde 17 artarken sağlık hizmeti ihracatımız yüzde 9.5 artış gösterdi” dedi.  “Türkiye son 10 yılda önemli bir sağlık üssü haline geldi”  Son 10 yılda Türkiye’nin sağlık sektöründe üst sıralara yükseldiğini belirten Bakan Bolat, “Son 10 yılda Türkiye dünyada önemli bir sağlık üssü haline geldi. 2022 yılında 1.2 milyon kişi Türkiye’den sağlık hizmeti almış. 2012’ye göre tam 5 katı bir artış yaşanmış. Bu olan durum ülkemize 2 milyar 100 milyon dolar döviz geliri kazandırmıştır. Bu yılın ilk 9 ayında 1 milyon 30 bin kişi ülkemize yurtdışından gelip sağlık hizmetleri aldılar ve 1 milyar 700 milyon dolarlık sağlık turizmi geliri elde edildi. Bu yıl geçen yılın ilk 9 ayına göre sağlık turisti sayısı yüzde 17 artarken sağlık hizmeti ihracatımız da yüzde 9,5 artış göstermiştir. Bu yıl tüm dünyaya hizmetlerimizi yaygınlaştırmak için ‘Heal in Türkiye’ sloganı ile sağlık hizmeti ihracat portalı oluşturuldu” şeklinde konuştu.  “Türkiye’nin sağlık turizmindeki başarısı batılı ülkelerin dikkatini çekiyor”  Türkiye’nin sağlık turizminde ülkelerin dikkatini çektiğini belirten Bakan Bolat, “Dünyada 25 trilyon dolarlık mal ticareti var. Bunun yanında 7 trilyon 200 milyar dolarlıkta hizmetler ticareti var. Bu hizmetlerin içinde taşımacılık, turizm, sağlık, eğitim hizmetleri, yazılım ve bilişim gibi çeşitli alanlar vardır. Sağlık turizmi ülkemizde her geçen dönemle önemi artan ve büyüklüğü artan önemli bir sektör. 21 yılda sağlık alanında ok büyük reformlar yapıldı. Sağlığın önemli bir unsur olduğunun bilinciyle hem hastaneler hem de hastanelerin donanımı ve sağlık hizmetleri noktasında çok büyük yenilikler yapıldı. Bine yakın hastane yapıldı. 25’e yakın şehir hastaneleri kuruldu. Türkiye’nin bu başarısı başta komşu ülkeler sonrasında İslam ülkeleri hatta batı ülkelerinin dikkatini çekti” diye konuştu.  “Bin 200’ün üzerinde helal belgesi HAK’ın akreditasyon güvencesi altına alınmıştır”  Bakan Bolat, “Dün Ticaret bakanlığımıza bağlı olan Helal Akreditasyon Kurumu’nu (HAK) ziyaret ettik. Arkadaşlarımızla orada çalışmalar adına istişare yaptık. Türkiye’de HAK tarafından 54 akreditasyon kararı alınmıştır. Böylece Müslümanların şüpheden uzak bir şekilde aldıkları ve tükettikleri ürünlerin helal ve sağlık olduklarına dair güvenebilecekleri ticaretin kolaylaşması sağlanmıştır. Türkiye’de bin 200’ün üzerinde helal belgesi HAK’ın akreditasyon güvencesi altına alınmıştır” şeklinde konuştu.  “Hedefimiz; İslam ülkeleriyle ticaretimizin payını 2028’de yüzde 35’lere çıkarmak”  Bakan Bolat, “İslam ülkeleriyle ticaretimizin payı 20 sene önce yüzde 11’di. Geçen yıl bu rakamı yüzde 26’ya çıkardık. Hedefimiz 2028’e kadar bu oranı yüzde 35’lere çıkarmaktır. 2002 yılında 5 bin kadar İslam ülkelerinden öğrenciler, Türkiye’deki üniversitelerde eğitim görüyorlardı. Şu anda ise 300 bin den fazla İslam ülkelerinden öğrenciler, Türkiye üniversitelerinde eğitim görüyorlar” ifadelerini kullandı.

ATO Başkanı Baran: Reel sektör beyaz ve mavi yakalı işçi arıyor Haber

ATO Başkanı Baran: Reel sektör beyaz ve mavi yakalı işçi arıyor

Baran, yaptığı yazılı açıklama ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın ev sahipliğinde gerçekleşen "İş Dünyası İstişare Toplantısı"nı değerlendirdi. Toplantının başlangıcında Bakan Bolat'ın enflasyonla mücadele kapsamında özel sektöre yönelik "indirim çağrısı"na ilişkin gelişmeleri paylaştığını kaydeden Baran, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Ticaret Bakanımız Sayın Ömer Bolat'ın çağrısı üzerine biz de Ankara Ticaret Odamız üyelerine enflasyonla mücadelede herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirterek, indirim çağrısı yapmıştık" dedi. Toplantının verimli geçtiğini, iş dünyasının beklenti ve problemlerini aktarma imkanı bulduğunu belirten Baran, "Sayın bakanımız bizi ilgiyle dinledi ve notlarını aldı" dedi. Toplantıya katılanların gündeminde yer alan sorunları anlattığını bildiren Baran, "Reel sektör olarak dile getirdiğimiz ortak konuların başında beyaz ve mavi yakalı işçi bulamama sorunu yer alıyor. İnşaat sektörü başta olmak üzere birçok sektör istihdam edecek insan bulamama sıkıntısı yaşıyor" ifadelerini kullandı. ATO Başkanı Baran'ın 160 bin üyesini temsilen dile getirdiği konular arasında ise şunlar yer aldı: "Enflasyon nedeniyle oluşan fiktif karların işletmelerin vergi yükünü artırması ve sermayesini eritmesi nedeniyle enflasyon muhasebesine geçilmesi. Reel sektöre yönelik uygulamalarda esnaf ve tacir arasında ayırım yapılmaması, iş dünyasının bir bütün olarak değerlendirilmesi. Katma Değer Vergisi uygulamasında bazı sektörlerde ürünlerin alım ve satımında uygulanan farklı oranların işletmeler açısından işlem yükü oluşturması ve karışıklığa yol açması nedeniyle alım ve satımlarda tek oranlı KDV uygulanması. Vergi ödemeyi teşvik amacıyla düzenli vergi ödeyen mükelleflerin ödüllendirilmesi. Ticari kredi kartlarının limitleri ve taksitlendirme süreçlerinin ihtiyaç dikkate alınarak yeniden değerlendirilmesi. İşletmelerin sermaye sıkıntısı nedeniyle finansman ihtiyacının devam etmesi. Eski adıyla Bağ-Kur, yeni sistemle 4B olarak tanımlanan emeklilik sisteminde prim gün sayısının 9 bin günden 7 bin 200'e düşürülmesi. Şirketlerin birleşmesinin özendirilerek güçlenmesinin sağlanması. Ankara'nın ihracat ve turizm alanında gelişimi için yurt dışına direkt uçuşların sayısının artırılması."

Bakan Bolat: Otomotivde normalleşme artarak devam edecek Haber

Bakan Bolat: Otomotivde normalleşme artarak devam edecek

Bolat, "Hayata geçirdiğimiz tedbirlerin ve yaptığımız yoğun denetimlerin piyasanın işleyişi noktasında müspet etki yarattığını ve otomotiv piyasasında bir dengelenme süreci yaşandığını gözlemliyoruz. Önümüzdeki günlerde otomotiv piyasasındaki normalleşmenin artarak devam edeceğini öngörmekle birlikte, otomotiv sektörü temsilcilerinin görüşleri de dikkate alınarak, ihtiyaç duyulması halinde, ilave tedbirleri ivedilikle uygulamaya almaktan çekinmeyeceğiz" dedi. Ticaret Bakanı Bolat, otomotiv piyasasında son dönemde yaşanan spekülatif fiyat oluşumları ile stokçuluk ve sıfır taşıta erişim sıkıntılarını ortadan kaldırmak ve sektörde adil, rekabetçi ve istikrarlı bir piyasa yapısını yeniden tesis etmek üzere çalışmalara titizlikle devam edildiğini söyledi. Bu çerçevede bir yandan makroekonomik tedbirleri alırken, bir yandan da ihtiyaç duyulan düzenlemeleri gecikmeksizin hayata geçirdiklerini vurgulayan Bolat, "Kamuoyunun da yakinen takip ettiği üzere, bakanlığımız tarafından son dönemde pazarlama, satış ve ilan kısıtlamalarına yönelik düzenlemeler yürürlüğe konulmuş olup, söz konusu düzenlemelerin uygulanmasını sağlamaya yönelik yürütülen yoğun denetim faaliyetleri sonucunda, düzenlemelere aykırı hareket edenlere caydırıcı cezalar uygulanmakta. Uzun vadeli hedeflerimiz arasında otomotiv sektöründe adil, rekabetçi ve istikrarlı bir piyasa yapısının yeniden tesisi ile tüketici mağduriyetlerinin yaşanmadığı bir piyasanın oluşması yer almakta" dedi. 'DENGELENME SÜRECİ YAŞIYORUZ' Bolat, oldukça dinamik bir alan olan otomotiv piyasasındaki gelişmelerin aralıksız takip edildiğine dikkat çekerek, "Dünyada yaşanan enflasyonist ortam ile araç bulunurluk sıkıntısının da ülkemizde etkili olduğu bu süreç boyunca ortaya koyduğumuz çalışmalarımız neticesinde önemli mesafeler aldık. Hayata geçirdiğimiz tedbirlerin ve yaptığımız yoğun denetimlerin piyasanın işleyişi noktasında müspet etki yarattığını ve otomotiv piyasasında bir dengelenme süreci yaşandığını gözlemliyoruz. Önümüzdeki günlerde otomotiv piyasasındaki normalleşmenin artarak devam edeceğini öngörmekle birlikte, otomotiv sektörü temsilcilerinin görüşleri de dikkate alınarak, ihtiyaç duyulması halinde, ilave tedbirleri ivedilikle uygulamaya almaktan çekinmeyeceğiz. Bakanlık olarak haksız ve adaletsiz uygulamaları ile vatandaşlarımızı mağdur edenlerle mücadelemiz kararlılıkla sürecektir" diye konuştu. HAKSIZ FİYAT ARTIŞINA 137 MİLYON 114 BİN 620 TL CEZA Bolat, haksız fiyat artışı yapan ve bu yüzden vatandaşları olumsuz etkileyip, iyi niyetli işletmeleri de zan altında bırakan fırsatçı firmaları sıkı şekilde takip ettiklerini belirtti. Bolat, "Bu bağlamda, tüm denetimlerimizi ve değerlendirmelerimizi titizlikle yapmaya özen gösteriyor ve istisnasız her paydaşın yararına olacak şekilde hareket ediyoruz. Bu sebeple, tüm aktörlerle yakın temas halinde, zaman zaman kapsamlı istişare toplantıları yaparak sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini birlikte tartışıyoruz. Denetimlerimiz, günlük olarak rutin bir şekilde devam etmekte. Bu minvalde, 81 ilimizdeki ticaret il müdürlüklerimiz aracılığıyla temel gıda ve ihtiyaç malzemeleri ile birlikte olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemlerinde kullanılacak acil ihtiyaç ürünlerinde bugüne kadar 55 bin 392 firma ve 314 bin 878 ürün haksız fiyat artışı kapsamında denetlendi. Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu'muzca tespit edilen aykırılıklar nedeniyle 1903 firmaya toplam 137 milyon 114 bin 620 TL tutarında idari para cezası uygulanmasına karar verildi" dedi.  'İLAVE DESTEK VERİYORUZ' Bolat, 2021 yılında ilk defa yüzde 1 seviyesini aşan küresel ihracattan alınan payın 2022 yılında yüzde 1,02'ye ve 2023 yılı ilk iki çeyreğinde ise yüzde 1,03'e yükseldiğini bildirdi. İhracattaki ürün çeşitliliğini her geçen gün artırdıklarını vurgulayan Bolat, "İnsansız hava araçları ve silahlı dron teknolojisinde dünyanın önde gelen 3 ülkesi arasındayız. Bu başarılarımıza ek olarak ihracatımızdaki ürün çeşitliliğini her geçen gün artırmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl ülkemizden insansız hava taşıtları, hava taşıtlarının aksam ve parçaları, katmanlı üretim için makineler gibi katma değeri yüksek ürünlerin yer aldığı 12 bin 747 farklı ürünü ihraç ettik. 2023 yılında da 12 bin 559 farklı ürünü dünyanın birçok farklı noktasına ulaştırarak, ülkemizin adını duyurmaya devam ettik. Ülkemizin önemli üst politika belgelerinden birisi olan 12'nci Kalkınma Planı ve bakanlığımız tarafından yayımlanan İhracat Ana Planı'nda kimya, ilaç-tıbbi cihaz, makine, elektrikli teçhizat, otomotiv, elektronik, raylı sistem araçları öncelikli sektörler olarak belirlendi. Bu sektörlerimizin ihracatımız içindeki paylarını artırmak ve bu yönde politikalar geliştirmek nihai hedefimiz. Bu sektörlerimizi hedef sektörler olarak belirledik ve ilave destekler veriyoruz" diye konuştu.  '1 TRİLYON 430 MİLYAR TL'LİK BÜYÜKLÜĞE ULAŞILMASI BEKLENMEKTE' Bolat, e-ticaretin mevcut durumunda e-ticaret pazar yerlerinin önemli bir satış kanalı olarak karşılarına çıktığını vurgulayarak, şöyle konuştu: "2022 yılında ülkemizde e-ticaret hacmi bir önceki yıla göre yüzde 109'luk artışla 800,7 milyar TL olarak gerçekleşmiş olup, 2023 yılında ise 1 trilyon 430 milyar TL'lik bir büyüklüğe ulaşılması beklenmekte. 2022 yılında sipariş adetleri yüzde 43 artış ile 3 milyar 347 milyon adetten, 4 milyar 787 milyon adede yükseldi. 2021 yılında 484 bin 347 olan e-ticaret faaliyetinde bulunan işletme sayısı ise 2022 yılında 548 bin 688'e ulaştı. Bu işletmelerin 533 bin 19'u, elektronik ticaret pazar yerlerinde faaliyet göstermekte. İşletmelerin e-ticaret pazar yerlerine göre dağılımına bakıldığında ise yüzde 80'inin yalnızca bir, yüzde 12,6'sının iki, yüzde 4'ünün üç ve yüzde 3,4'ünün dört ve üzeri pazar yerinde satış yaptığı görülmekte. Türkiye'de lojistik ve taşımacılık sektörünün hizmet ihracatımızdan aldığı pay yüzde 40'lar seviyesine ulaşmış olup; sektör, hizmet ihracatımızda turizm/seyahat sektöründen sonra ikinci sırada bulunmakta. 2023 yılı sonunda sektör ihracatının 40 milyar dolar seviyelerini aşmasını hedeflemekte ve sektörümüzü çeşitli mekanizmalarla desteklemekteyiz. Dünyada yaşanan hızlı dönüşümle birlikte yeni nesil teknolojiler ve yazılımlar ön plana çıkmaya başladı. Firmalarımızın ihracata yönelik faaliyetlerini, yurt dışına açılımlarını en etkin biçimde destekliyoruz ve desteklemeye devam edeceğiz." Ayrıca Bolat, tarım ürünlerini standardize ederek, modern depolarda depolanan, arz ve talep dengesini sağlayarak fiyat istikrarına katkı sağlanan, ürün israfını ve zayiatını en aza indiren lisanslı depoculuk sisteminde 9,6 milyon ton depolama kapasitesine ulaşıldığını bildirdi. Sistemin ülkede geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için çalışmalara devam edildiğini vurgulayan Bolat, önümüzdeki süreçte hedefin lisanslı depolama kapasitesini 20 milyon tona ulaştırmak olacağını söyledi.  'YIL SONU 55 MİLYAR TL'YE TAŞIMAK İSTİYORUZ'  Bolat, bakanlık olarak ihracatçıların daha düşük maliyetli finansman imkanlarına kavuşması için Türk Eximbank ile iş birliği içinde, etkin şekilde çalıştıklarını söyledi. Bolat, sadece ihracatçıların erişimine açık olan İhracatı Geliştirme Anonim Şirketi'nin (İGE AŞ), başta küçük ve orta ölçekli firmalar olmak üzere, ihracatçıların ihracat kredisi bağlamında finansmana erişimlerinin kolaylaştırılmasını, ihracat hacminin sürdürülebilir şekilde artırılmasına ilave bir katkı sağladığını vurguladı. Bolat, "Bu amaçla 2022 yılının mart ayında faaliyete geçen İGE AŞ, çok kısa bir sürede halihazırda 43 milyar TL (25/09/2023 tarihi itibarıyla) ihracat kredisine kefalet vererek ihracatçılarımızın finansmana erişimine, her geçen gün güçlü bir katkı sunmakta. 2023 yılı sonu itibariyle bu rakamı, 55 milyar TL'ye taşımak istiyoruz. Ticaret Bakanlığı olarak, önemli paydaşlarımız Türk Eximbank ve İGE AŞ ile iş birliği halinde ihracatçılarımızın ihtiyaçları doğrultusunda ihracat destekleri ve ihracat finansman araçlarını birlikte ele alarak projelendirmek suretiyle ihracat teşvik mekanizmasının etkinliğini artırmayı, oluşan çarpan etkisi ile sürdürülebilir ihracat artışına katkı sağlamayı planlıyoruz. Böylelikle, sürdürülebilir ihracat artışı hedefimizle Bakanlık olarak, ihracatçılarımızın dünya pazarlarında hak ettikleri yeri sağlamlaştırmalarına yönelik her türlü politikayı etkin bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz" diye konuştu.  '20 MİLYAR DOLARDAN 80 MİLYAR DOLARA ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ' Bolat, uluslararası ekonomik sistemden de bahsederek, temel politikalara ilişkin, "Ülkemize ortalama mesafesi 8 bin 500 kilometre olan 18 ülkeye yönelik ihracatımızı artırmak amacıyla geliştirilen 'Uzak Ülkeler Stratejisi' ile ihracatçılarımızın Uzak Doğu'dan Latin Amerika'ya, belirlenen ülkeler ile ticari ve ekonomik iş birliğini artıracak, fuar katılımı, ticaret heyetleri, ikili anlaşma ve tanıtım faaliyetlerini yoğunlaştıracağız. Stratejimiz kapsamındaki ülkelere ihracatımızı, 20 milyar dolardan 80 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda, 2023 yılı sonuna kadar toplam 32 ticaret heyeti programı ile toplam 66 heyet programı ve 119 yurtdışı fuar ile toplam 526 uluslararası fuar düzenlenecek" dedi. HEDEF, 2028 YILINDA YÜZDE 30'A YÜKSELTMEK Bolat, 'İslam Ülkeleri İhracat Geliştirme Stratejisi' doğrultusunda ise İslam ülkelerinin ihracattaki yüzde 26'lık payının 2028 yılında yüzde 30'a yükselmesini hedeflediklerini vurguladı. Bolat, her bir ülkenin pazar yapısını inceleyerek, potansiyel sektör ve ürün belirleme çalışmalarını her biri alanında uzman kişilerle birlikte titizlikle sürdürdüklerini belirterek, "Politikamızı bu temeller üzerine inşa ediyoruz. Kapsamlı bir araştırma ve istişare sürecinin ardından tespit edilen potansiyel ürünler ve sektörler çerçevesinde, firmalarımız için bir yol haritası ortaya koymayı amaçlıyoruz. Pazara giriş stratejileri, tanıtım ve pazarlama yöntemlerinin yer aldığı bu yol haritası kapsamında İslam ülkelerine yönelik ihracatımızda artış sağlanması ve ihraç ürünlerimizin tanıtımı amacıyla Ticaret Heyeti, Özel Nitelikli Alım Heyeti ve Ülke Genel Alım Heyeti programları düzenlenmesi planlanmakta olup, ayrıca yurt dışı fuar organizasyonları ve Expo 2023 Doha'ya ülkemizin katılımı ile bölgeye yönelik etkinliklerin artırılmasını hedefliyoruz" diye konuştu.

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Marmara Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.