Hava Durumu

#Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

Yeni Marmara Gazetesi - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Konut ve taşıt kredilerinde düşüşün sürmesi bekleniyor Haber

Konut ve taşıt kredilerinde düşüşün sürmesi bekleniyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2023 yılı üçüncü çeyrek Banka Kredileri Eğilim anketi sonuçlarını yayımladı. Buna göre, 2024 yılının ilk çeyreğinde, genel olarak işletmelere verilen kredilere olan talepteki artışın oldukça zayıf bir şekilde devam edeceği bekleniyor. 2024 yılının ilk çeyreği için bankaların beklentisi, konut kredi talebindeki azalış yönlü seyrin daha da zayıflayacağı, diğer bireysel kredi talebinde ise azalış yönlü seyrin güçleneceği yönünde olurken taşıt kredi talebinde de belirgin bir azalış bekleniyor. Raporda öne çıkan detaylar şu şekilde: “Bankaların 2023 yılının dördüncü çeyreğine ilişkin değerlendirmeleri ile 2024 yılının ilk çeyreğine ilişkin beklentilerini içeren Banka Kredileri Eğilim Anketi sonuçları incelendiğinde, 2023 yılının son çeyreğinde, bankaların genel olarak işletmelere kullandırdıkları kredilere uyguladıkları standartlardaki sıkılaşma seyrinin sona erdiği görülmektedir. Alt kırılımlar incelendiğinde, büyük işletmelere verilen krediler ile yabancı para cinsinden açılan kredilere uygulanan standartlardaki sıkılaşma yönlü seyrin zayıflayarak devam ettiği, diğer işletme kredilerine uygulanan standartlardaki sıkılaşmanın ise son bulduğu gözlenmektedir. 2024 yılının birinci çeyreği için bankaların beklentisi, genel olarak işletmelere verilen kredilere uygulanan standartların gevşemeye başlayacağı yönündedir. 2023 yılının dördüncü çeyreğinde, konut ve taşıt kredilerine uygulanan standartlardaki sıkılaşma seyrinin belirgin şekilde zayıfladığı, diğer bireysel kredi türüne uygulanan standartlarda ise sıkılaşmanın sona erdiği görülmektedir. 2024 yılının ilk çeyreği için, konut kredisi standartlarındaki sıkılaşmanın daha da zayıflayacağı, diğer bireysel kredi standartlarının ise bir miktar sıkılaşacağı beklenmektedir. Bankaların yılın ilk çeyreği için taşıt kredilerine uygulanan standartlardaki beklentisi sıkılaşmanın düşük seviyede devam edeceği yönündedir. Anket sonuçları kredi talebi açısından incelendiğinde, genel olarak işletmelere verilen kredilere olan talepteki artış yönlü seyir, 2023 yılının son çeyreğinde zayıflayarak devam etmiştir. Alt kırılımlar incelendiğinde, küçük ve orta ölçekli işletmelere verilen krediler ile kısa vadeli kredilere olan talepte artış olduğu ve yabancı para cinsinden açılan kredilere olan talepte azalış olduğu yönündeki değerlendirmelerin zayıflayarak devam ettiği görülmektedir. 2024 yılının ilk çeyreğinde, genel olarak işletmelere verilen kredilere olan talepteki artışın oldukça zayıf bir şekilde devam edeceği beklenmektedir. 2023 yılının dördüncü çeyreğinde, konut ve diğer bireysel kredi talebindeki azalış seyri zayıflayarak devam etmiş, taşıt kredi talebindeki azalış ise yerini artışa bırakmıştır. 2024 yılının ilk çeyreği için bankaların beklentisi, konut kredi talebindeki azalış yönlü seyrin daha da zayıflayacağı, diğer bireysel kredi talebinde ise azalış yönlü seyrin güçleneceği yönündedir. Yılın ilk çeyreğinde taşıt kredi talebinde ise belirgin bir azalış beklenmektedir. Bankaların fon sağlama imkânlarının gelişimi incelendiğinde, 2023 yılının son çeyreğinde yurt içi fonlama koşullarındaki sıkılaşma yönlü seyrin devam ettiği, yurt dışı fonlama koşullarındaki gevşemenin ise güçlendiği görülmektedir. 2024 yılının ilk çeyreği için, yurt içi fonlama koşullarındaki sıkılaşmanın ve yurt dışı fonlama koşullarındaki gevşemenin devam edeceği beklenmektedir.”

Bakan Şimşek: Haber

Bakan Şimşek: "Cari denge ekim ayında da fazla verdi, yıllık açık mayısa göre 9,6 milyar dolar azaldı"

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan ödemeler dengesi verilerine göre, Ekim 2023’te cari işlemler hesabı 186 milyon dolar fazla verdi. Ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı, ekimde 4 milyar 866 milyon dolar oldu. Bu dönemde hizmetler dengesi kaynaklı girişler 6 milyar 35 milyon dolar, seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler de 4 milyar 748 milyon dolar olarak gerçekleşti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek konuyla ilgili sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Bakan Şimşek, büyümede dengelenmeye yönelik politikalarla cari dengenin ekim ayında da fazla verdiğini belirterek yıllık açığın mayısa göre 9,6 milyar dolar azaldığını ifade etti. Şimşek, "Cari dengedeki düşüş ve ülkemize yönelik artan uluslararası yatırımcı ilgisi sayesinde rezervlerimiz 140 milyar dolar ile tarihi yüksek seviyesine ulaştı. Uyguladığımız politikalarla bir yandan kırılganlıkları azaltırken diğer yandan yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı sürdürülebilir büyümeyi tesis ediyoruz. Bu dönemde en büyük dezavantajımız ihracat artışını sınırlayan ticaret ortaklarımızdaki zayıf talep" ifadelerine yer verdi. Sanayi üretimindeki seyrin de büyük oranda bunu yansıttığını ifade eden Şimşek, "Ekim ayında işsizlik oranı son 11 yılın en düşük seviyesi olan yüzde 8,5’e geriledi. Uygulamaya koyduğumuz politikalarımızın sonuçlarını her gün alıyoruz, program hedeflerimiz bir bir gerçekleşmeye devam edecek" dedi.

MB Başkanı Hafize Gaye Erkan’dan ‘enflasyon’ açıklaması Haber

MB Başkanı Hafize Gaye Erkan’dan ‘enflasyon’ açıklaması

Enflasyonla mücadelenin ikinci olmazsa olmaz koşulu, doğru dezenflasyon politikalarının devreye sokulması halinde öngörülebilir enflasyon politikasının toplum geneli ve özellikle fiyat koyucular tarafından kabul ve itibar görmesidir" dedi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’na katıldı. Erkan, program kapsamında ekonomi ve finans alanındaki güncel gelişmelerin yanı sıra Merkez Bankasının politika ve stratejilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erkan, "Enflasyonun yüksek ve oynak olduğu durumlarda, amaç, “doğru” politika tasarımlarıyla, kararlı bir şekilde dezenflasyon sürecini devam ettirmek ve sürdürülebilir büyüme için gerekli olan büyüme kompozisyona ulaşmak olmalıdır" dedi. Sürdürülebilir ve kaliteli bir büyümenin önündeki en büyük riskin varlık fiyatlarındaki oynaklık olduğunu söyleyen Erkan, "Varlık fiyatlarındaki oynaklığın da yüksek ve oynaklığı artmış enflasyondan kaynaklanıyor olması, enflasyon ile mücadeleyi her zamankinden daha elzem hale getirmiş bulunmaktadır. Bu konuda tüm paydaşlarda ve karar alıcılarda aynı algının oluşması ve mücadeleye dair olan kararlılık, enflasyonla mücadelede başarının ön koşuludur. Önceliğin dezenflasyon olması son derece önemlidir ve mücadelenin olmazsa olmaz ilk koşulu bu ortak algı ve farkındalıktır" diye konuştu. Enflasyonla mücadeleye ilişkin konuşmasına devam eden Erkan, "Enflasyonla mücadelenin ikinci olmazsa olmaz koşulu, doğru dezenflasyon politikalarının devreye sokulması halinde öngörülebilir enflasyon politikasının toplum geneli ve özellikle fiyat koyucular tarafından kabul ve itibar görmesidir. Mevcut şartlar altında devrede olması beklenen cari yıl ve gelecek üç yılın enflasyon öngörüleri, fiyat koyucuların fiyatlama ve bütçeleme süreçlerine temel teşkil ettiği oranda bu değerlerin yakalanması mümkün olan en düşük maliyet ile sağlanabilecektir. Özetle, ortalaması yüksek, sürdürülebilir, ve oynaklığı düşük milli gelir büyümesinin olmazsa olmaz koşulu olan düşük enflasyon, tek başına fiyat istikrarından çok daha geniş anlamda bir istikrara tekabül eder hale gelmiştir ve ülkemizin artık bu istikrardan taviz verme lüksü kalmamıştır" şeklinde konuştu. "Otomobil, beyaz eşya ve mobilya gibi ürün gruplarında fiyat artış hızı azaldı indirimler görülmeye başladı" Enflasyonla mücadelede uygulanan politikaların sonuç verdiğini dikkat çeken Erkan, "Enflasyondaki yükselişten sonra, politika kararlarımızın etkilerinin devreye girmeye başlamasıyla birlikte beklentilerde ve beklenti dağılımında iyileşme işaretleri belirmeye başlamıştır. Otomobil, beyaz eşya ve mobilya gibi, para politikasından daha çok etkilenen ürün gruplarında fiyat artış hızı azalmakla kalmadı, uzun bir süreden sonra ilk kez indirimler görülmeye başlandı. Firmaların talepteki aşırılığın geri çekildiğini görerek fiyat indirimlerine başlamaları hem tüketiciler için hem de rekabet ortamı için oldukça sevindiricidir. Attığımız adımlarla birlikte, özellikle büyükşehirlerde, kiralık ev ilanlarındaki fiyat artışlarında belirgin yavaşlama sinyalleri alıyoruz. Parasal aktarım sürdükçe bu gözlemler daha da yaygınlık gösterecektir" ifadelerini kullandı. "Kira ve eğitim harcamaları gibi kalemlerde yavaşlama göreceğiz" Erkan, "Enflasyon Raporu’nda da belirttiğimiz gibi yıllık enflasyon mayıs ayındaki baz etkisiyle tepe noktasına ulaştıktan sonra 2024’ün ikinci yarısında gerileyecek. Baz etkilerinin ötesinde, enflasyondaki düşüş süreci birçok kanalla kendini gösterecek. Yapısı gereği yılda bir kere fiyatın güncellendiği kira ve eğitim gibi kalemlerde de manşet enflasyon geriledikçe daha kademeli bir yavaşlama göreceğiz. Bu tür kalemlerde dezenflasyon 2024 yılı sonu ve 2025 yılında daha hissedilir hale gelecek" dedi.

TCMB'nin politika faizinin Borsa'ya etkisi Haber

TCMB'nin politika faizinin Borsa'ya etkisi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 40'a çıkardı. TCMB'den yapılan açıklamada, Kurul'un, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirdiği kaydedilerek, parasal sıkılaştırma hızının yavaşlatılacağı ve sıkılaştırma adımlarının kısa bir zaman diliminde tamamlanacağı bildirildi. Yurt içinde, dün satış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi günü yüzde 1,1 değer kaybıyla 7.898,59 puandan tamamladı. Uzmanlar Borsa'daki düşüşün nedenlerini şöyle sıraladı: Borsa faizi sevmiyor. Borçlu şirketler için faiz yükseltilmesi olumsuz bir gelişme olarak kabul ediliyor. Politika faizi yükselinde mevduat faizi de yükseliyor. Mevduat faizi, Borsa için yatırımcıların yöneleceği bir rakip konumunda. Mevduat faizinin güçlenmesi bankacılık sektörü hisselerine olumlu yansıyacağı için, bu hisseleri ayrı tutmak gerekiyor. Merkez Bankası güçlü bir mesaj verdi. Belki faiz artışını durduracağını ama sıkılaşmanın devam edeceğini bildirdi. Bu açıklama genel olarak satış baskısı yaşattı. Bugün haftanın son günü olması açısından kritik önem taşıyor. Diğer yönden geri çekilmeler bir yatırım fırsatı olarak algılanabilir. Alım yapanların şiketlerin üçüncü çeyrek bilançolarına dikkat etmesi öneriliyor. Türkiye'ye yabancı girişi bekleniyor ve yabancıların kurumsal şirketlere yatırım yapacağı düşünülerek bu hisselere yönelim olabilir. Çimento, gıda, havacılık şirketleri yatırım için önerilen sektörler arasında yer alıyor. BIST 100 endeksi güne yükselişle başladı Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,05 yükselişle 7.902,36 puandan başladı. Açılışta BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 3,77 puan artışla yüzde 0,05 değer kazanarak 7.902,36 puana çıktı. Bankacılık endeksi ve holding endeksi yüzde 0,06 artış kaydetti. Sektör endeksleri arasında en fazla kazandıran yüzde 1,79 ile sigorta, en çok kaybettiren yüzde 0,44 ile inşaat oldu. TCMB'den üst üste açıklamalar geldi Öte yandan, TCMB'den yapılan diğer duyurularda, kredi kartı azami faiz oranları ve üye iş yeri komisyon oranlarında yıl sonuna kadar değişim gerçekleşmeyeceği ve ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredilerinde toplam faiz maliyetine üst sınır getirildiği aktarıldı. TCMB'nin toplam rezervleri son 9 yılın en yüksek seviyesinde Dün açıklanan verilere göre, TCMB'nin toplam rezervleri, 17 Kasım haftasında bir önceki haftaya göre 5 milyar 854 milyon dolar artışla 134 milyar 468 milyon dolara çıkarak son 9 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

Kredi kartı azami faiz oranları yıl sonuna kadar sabit kalacak Haber

Kredi kartı azami faiz oranları yıl sonuna kadar sabit kalacak

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), kredi kartı azami faiz oranlarının yıl sonuna kadar değişmeyeceğini açıkladı. Yapılan açıklamada referans oran hesaplamasında kullanılan 32-45 gün vadeli Türk lirası mevduata bankaların uyguladıkları ağırlıklı ortalama akım faiz oranı gerçekleşmesine göre Aralık ayı için ilan edilecek referans oranın sabit kalacağının hesaplandığı ifade edilerek, kredi kartı azami faiz oranları ve üye işyeri komisyon oranlarında yıl sonuna kadar değişim gerçekleşmeyeceği bildirildi.  Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranları ile üye işyerlerine uygulanacak azami komisyon oranlarının hesaplanmasında kullanılan referans oran, Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ (Sayı: 2020/4) kapsamında belirlenen yöntem ile hesaplanarak ilan edilmektedir.  Referans oran, 32-45 gün vadeli Türk lirası mevduata bankaların uyguladıkları ağırlıklı ortalama akım faiz oranı ile politika faiz oranının yüzde on fazlasının düşük olanı dikkate alınarak hesaplanmakta ve her ayın sondan beşinci iş günü ilan edilmektedir. Referans oran, en son ilan edilen orandan aşağı ya da yukarı yönde yüzde beşten fazla değişmesi halinde güncellenmektedir.  Referans oran hesaplamasında kullanılan 32-45 gün vadeli Türk lirası mevduata bankaların uyguladıkları ağırlıklı ortalama akım faiz oranı gerçekleşmesine göre aralık ayı için ilan edilecek referans oranın sabit kalacağı hesaplanmıştır.  Buna göre; kredi kartı azami faiz oranları ve üye işyeri komisyon oranlarında yıl sonuna kadar değişim gerçekleşmeyecektir.  Aralık ayı için referans oran, ayın sondan beşinci iş günü olan 24 Kasım 2023 tarihinde ilan edilecektir.”

Merkez Bankası Başkanı Erkan'dan önemli açıklamalar Haber

Merkez Bankası Başkanı Erkan'dan önemli açıklamalar

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) olarak, birinci hedefimiz ve varlık nedenimiz olan fiyat istikrarını sağlamakla toplumsal refaha en büyük katkıyı sunacağımızın bilincindeyiz. Enflasyonla kararlı mücadelemizi, haziran ayında başlattığımız güçlü parasal sıkılaştırma ile sürdürüyoruz. Bu süreci makro finansal istikrarı gözeten politika adımlarımızla desteklerken, finansal piyasalara ilişkin düzenleme çerçevesini sadeleştirmekteyiz. İncelemekte olduğunuz Finansal İstikrar Raporu, bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz düzenlemeler ile uyguladığımız politikalar ve bunların neticesi ortaya çıkan gelişmeleri özetlemekte ve ilgili analizlere yer vermektedir. Fiyat istikrarı, finansal istikrarın kalıcılığı için gereklidir. Finansal istikrarın korunması ise fiyat istikrarının toplumsal faydaya en fazla katkı sağlayacak şekilde tesisi ve sürdürülebilir, kaliteli ve istikrarlı büyümenin gerçekleşmesi için önem arz etmektedir. Küresel ve ulusal gelişmeler neticesinde, bu amaca erişmek için enflasyon ile mücadele her zamankinden daha elzem hale gelmiştir. Bu konuda tüm paydaşlarda aynı bilincin olması ve enflasyonla kararlılıkla mücadele edilmesi, toplumun tüm kesimlerinde ortak bir anlayışın ve beklentinin oluşmasına ciddi katkıda bulunmaktadır. TCMB'nin fiyat istikrarı ve finansal istikrar çabasındaki en önemli çıpanın söz konusu bu kamusal ve toplumsal mutabakat olduğunu gözlemliyoruz. Parasal sıkılaştırma ve makroihtiyati çerçevede sadeleşme kapsamında attığımız adımların etkilerini, piyasa mekanizmalarının işlevselliğinde artış ve varlık fiyatlarının sinyal niteliğinin güçlenmesi şeklinde gözlemeye başladık. Bu süreç içerisinde, finansal sistemde Türk lirası mevduatın payı artarken kur korumalı ve döviz cinsi mevduat payının gerilemesi, finansal istikrarın yanında parasal aktarımı da güçlendirmektedir. Bankacılık sisteminin aracılık fonksiyonunu azami etkinlikte yerine getirebilmesi, dezenflasyon sürecinin belirlenen hedefler doğrultusunda gerçekleşebilmesi için önkoşuldur. Bu çerçevede, finansal aracılık faaliyetlerini kesintiye uğratan ve kredi dağılımını bozarak finansal istikrarı olumsuz etkileyen uygulamalar öngörülebilir bir çerçevede kaldırılmaktadır. TCMB'nin bankacılık sistemiyle iletişim ve koordinasyon içerisinde gerçekleştirmeye devam ettirdiği sadeleştirme adımları ve uygulamaya koyduğu politika araçlarıyla ticari kredi akışının normalleşmesi, ihracat ve yatırım kredilerinin payının artması ve bireysel kredi büyümesinin yavaşlaması eşanlı gerçekleşmektedir. Finansal sistemin en önemli aracısı olan bankaların makro politika kararlarına doğru tepki ve uyum gösterebilmeleri ve olabilecek dışsal şoklara karşı düzgün risk yönetimi sayesinde fon akışının kesintiye uğramadan devam etmesini sağlamaları, finansal istemin sağlığı açısından son derece önemlidir. Para politikasının etkinliğini ve başarısını belirleyen bir diğer önemli çevresel şart olan reel sektörün finansal görünümüne bakıldığında, reel sektör firmalarının likit bilanço yapıları, yüksek kârlılık ve azalan borçluluk oranları, finansman maliyetlerindeki artış kaynaklı riskleri yönetebilecek kapasitede olduğunu göstermektedir. Raporda detaylı şekilde ele alındığı üzere, sağlam bilanço yapısına sahip olan bankacılık sektörü, parasal sıkılaştırma sürecinde faiz riskini başarıyla yönetmektedir. Sektör, aktif kalitesindeki güçlü görünümünü korumakta, pasif yönetimini de TCMB'nin dezenflasyon hedefiyle uyumlu olarak yapmaktadır. Sermaye yeterlilik oranları yasal sınırın üzerinde seyretmekte ve bankalar yeterli düzeyin üzerinde likidite tamponu bulundurmaktadır. Ülke risk primindeki gerileme ile birlikte bankaların dış finansman koşulları iyileşmekte ve borç çevirme oranları yüksek seyretmektedir. Özetle, bankacılık sisteminin güçlü yapısı TCMB'nin para politikasının etkinliğini destekleyen en önemli faktörlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Finansal İstikrar Raporu'nun bu sayısında finansal istikrara ilişkin güncel gelişmelerin aktarılmasının yanı sıra, Türk lirası mevduata geçişi önceliklendiren makro ihtiyati politika çerçevesi ile reel sektör ve mali kesimin olası şoklara karşı dayanıklılığı ayrıntıları ile ele alınmaktadır. Dört bölümden oluşan raporun ilk iki bölümünde genel değerlendirme ve makroekonomik görünüm sunulmaktadır. Üçüncü bölüm finans dışı kesim, hanehalkı ve firmaların finansal riskler karşısındaki durumunu değerlendirmektedir. Dördüncü bölüm ise finans sektörü görünümünü ve riskleri ayrıntılı olarak incelemektedir. Serbest piyasa ekonomisi koşulları altında finansal istikrarın ve onun ilk ve en önemli şartı olan fiyat istikrarının tesisi sürecinde tüm iktisadi aktörlerin ve karar alıcı mercilerin hem bu geçiş döneminde ihtiyaç duyacakları donanım ve tedbir kısmında yeterli olduklarını, hem de ortak amaç konusunda hakiki bir farkındalık ve fikir birliği içinde olduğunu gözlemlemekteyiz. Politika setimizin istenen sonuçları verebilmesinin en önemli ön koşulunun bunlar olduğu bilinciyle fiyat istikrarı ve finansal istikrar hedeflerimize taviz vermeden, kararlılıkla ilerleyeceğiz. Bu süreçte şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerimiz doğrultusunda etkin iletişim içinde olmaya devam edeceğiz. Mevcut durum tesbiti ve devreye soktuğumuz fiyat ve finansal istikrar tedbirlerinin ilk etkilerini aktarma amaçlı Finansal İstikrar Raporumuzun 37'nci sayısının tüm okuyucular için faydalı olmasını dilerim."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.