Hava Durumu

#Üretim

Yeni Marmara Gazetesi - Üretim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Üretim haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkiye'nin Tarım Zengini Topraklarından Doğal Lezzetler En Çok Üretilen Ürünler! Haber

Türkiye'nin Tarım Zengini Topraklarından Doğal Lezzetler En Çok Üretilen Ürünler!

Türkiye, coğrafi konumu ve iklim çeşitliliği sayesinde zengin bir tarım potansiyeline sahiptir. Ülkemizde yetişen yüzlerce farklı ürünün yanı sıra, bazı ürünlerde dünyada önemli bir üretici konumundayız. Peki, Türkiye'de en çok üretilen ürünler nelerdir? Gelin, bu sorunun cevabını birlikte inceleyelim. Türkiye'nin Tarım Üretimdeki Gücü: Türkiye'nin tarım sektörü, ülke ekonomisi için önemli bir yere sahiptir. Ülkemiz, tarım ürünleri üretiminde olduğu kadar, bu ürünleri işleyerek katma değer yaratma konusunda da oldukça başarılıdır. Bu çeşitlilik, hem iç tüketimi karşılamamıza hem de önemli ölçüde ihracat yapmamıza olanak tanır. Türkiye'de En Çok Üretilen Ürünler: Türkiye'de üretilen tarım ürünlerinin çeşitliliği oldukça geniş olsa da, bazı ürünler diğerlerine göre daha fazla öne çıkar. İşte Türkiye'de en çok üretilen başlıca ürünler: • Buğday: Türkiye'de en fazla üretilen tarım ürünü buğdaydır. Ekmek, makarna gibi temel gıda maddelerinin ana maddesi olan buğday, ülkemizin her bölgesinde yetiştirilir. • Pamuk: Türkiye, dünyanın önemli pamuk üreticilerinden biridir. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yoğun olarak yetiştirilen pamuk, tekstil sanayimizin temel ham maddesidir. • Şeker Pancarı: Şeker pancarı, şeker üretimi için önemli bir bitkidir. Türkiye'de şeker pancarı üretimi, özellikle İç Anadolu Bölgesi'nde yoğunlaşmıştır. • Çay: Türkiye, dünyanın en büyük çay üreticilerinden biridir. Özellikle Karadeniz Bölgesi'nde yetişen çay, Türk kültürünün vazgeçilmez içeceklerindendir. • Fındık: Türkiye, dünyada fındık üretiminde birinci sırada yer alır. Özellikle Karadeniz Bölgesi'nde yetişen fındık, ülkemizin önemli bir ihraç ürünüdür. • Zeytin: Zeytin ve zeytinyağı üretimi, Türkiye'nin önemli tarım faaliyetlerinden biridir. Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişen zeytinler, hem sofralık olarak tüketilir hem de zeytinyağı üretimi için kullanılır. • Meyveler: Türkiye'de elma, armut, kiraz, vişne, şeftali, kayısı, üzüm gibi birçok meyve türü yetiştirilir. Bu meyveler, hem iç tüketimde hem de ihracatta önemli bir yere sahiptir. • Sebzeler: Domates, patates, soğan, biber gibi sebzeler, Türkiye'de en çok üretilen tarım ürünleri arasındadır. Üretimin Coğrafi Dağılımı: Türkiye'nin farklı bölgelerinde farklı tarım ürünleri yetiştirilmektedir. Örneğin: • Karadeniz Bölgesi: Çay, fındık, mısır • Ege Bölgesi: Zeytin, üzüm, incir • Akdeniz Bölgesi: Portakal, limon, muz • İç Anadolu Bölgesi: Buğday, şeker pancarı • Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Pamuk, buğday Üretimin Geleceği: Türkiye'nin tarım potansiyeli oldukça yüksektir. Ancak iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması ve küresel rekabet gibi faktörler, tarım sektörünü etkilemektedir. Bu nedenle, sürdürülebilir tarım uygulamalarına geçiş yapmak, su yönetimini etkin hale getirmek ve tarım teknolojilerini geliştirmek büyük önem taşımaktadır.

Kahve Severler İçin Rehber: Dünyanın En Ünlü Kahve Üretim Bölgeleri Haber

Kahve Severler İçin Rehber: Dünyanın En Ünlü Kahve Üretim Bölgeleri

 1. Latin Amerika: Brezilya - Dünyanın En Büyük Üreticisi: Brezilya, dünya kahve üretiminde birinci sıradadır. Ülke, yıllık milyonlarca ton kahve üretimi ile küresel pazarın büyük bir kısmını karşılar. - Bölgeler: Minas Gerais, São Paulo, Espírito Santo ve Bahia, Brezilya'da kahve üretiminin yoğunlaştığı bölgelerdir. Kolombiya - Kaliteli Arabica Kahvesi: Kolombiya, yüksek kaliteli Arabica kahvesi üretimi ile tanınır. Ülkenin kahve çekirdekleri, dengeli asidite ve zengin aromalarıyla bilinir. - Bölgeler: Antioquia, Huila, Tolima ve Nariño, Kolombiya'da kahve yetiştirilen başlıca bölgelerdir. Orta Amerika - Kosta Rika: Kosta Rika, zengin volkanik toprakları ve elverişli iklimi sayesinde yüksek kaliteli Arabica kahvesi üretir. Tarrazu bölgesi, ülkenin en ünlü kahve üretim alanlarından biridir. - Guatemala: Antigua, Huehuetenango ve Atitlán, Guatemala'da kahve yetiştirilen başlıca bölgelerdir. Bu bölgeler, karmaşık tat profilleri ve yüksek asiditeye sahip kahveler üretir. - Honduras ve El Salvador: Bu ülkeler de kaliteli kahve üretimi ile bilinir ve Orta Amerika'nın önemli kahve üreticileri arasında yer alır.    2. Afrika: Etiyopya - Kahvenin Anavatanı: Etiyopya, kahve bitkisinin doğal olarak yetiştiği ve ilk kez keşfedildiği yerdir. Ülkenin kahveleri, zengin ve çeşitli tat profilleri ile ünlüdür. - Bölgeler: Sidamo, Yirgacheffe ve Harrar, Etiyopya'da kahve yetiştirilen başlıca bölgelerdir. Kenya - Kaliteli Arabica Kahvesi: Kenya, yüksek kaliteli Arabica kahvesi üretimi ile bilinir. Kenya kahvesi, yüksek asidite, meyvemsi tatlar ve canlı aromalarıyla tanınır. - Bölgeler: Nyeri, Kiambu ve Kirinyaga, Kenya'nın önde gelen kahve yetiştirme bölgeleridir. Tanzanya - Dağlık Bölgeler: Tanzanya'nın yüksek bölgelerinde yetişen kahveler, zengin tat profilleri ve yüksek asidite ile bilinir. Kilimanjaro Dağı etekleri, kahve üretimi için ideal koşullara sahiptir.  3. Asya ve Pasifik: Vietnam - Dünyanın İkinci Büyük Üreticisi: Vietnam, dünya kahve üretiminde Brezilya'dan sonra ikinci sıradadır. Ülke, özellikle Robusta kahvesi üretimi ile öne çıkar. - Bölgeler: Central Highlands, Vietnam'da kahve üretiminin yoğunlaştığı ana bölgedir. Endonezya - Farklı Tat Profilleri: Endonezya'nın kahveleri, özellikle Sumatra, Java ve Sulawesi adalarından gelir. Bu kahveler, düşük asidite ve zengin, topraksı tat profilleri ile bilinir. - Sumatra: Sumatra kahvesi, güçlü gövde ve zengin, topraksı tatlarıyla ünlüdür. - Java ve Sulawesi: Java ve Sulawesi kahveleri, karmaşık tat profilleri ve düşük asidite ile dikkat çeker. Hindistan - Kaliteli Kahve Üretimi: Hindistan, hem Arabica hem de Robusta kahvesi üretir. Ülkenin güney bölgeleri, kahve yetiştirmek için elverişli iklim ve toprak koşullarına sahiptir. - Bölgeler: Karnataka, Kerala ve Tamil Nadu, Hindistan'ın başlıca kahve üretim bölgeleridir.  4. Karayipler: - Jamaika: Blue Mountain bölgesi, dünyanın en pahalı ve prestijli kahvelerinden biri olan Jamaika Blue Mountain kahvesini üretir. Bu kahve, zengin tat profili ve düşük asiditesi ile bilinir. - Porto Riko: Porto Riko, yüksek kaliteli kahveleri ile ünlüdür ve Karayipler'in önemli kahve üreticilerinden biridir. Hawaii, ABD - Kona Kahvesi: Hawaii'nin Kona bölgesi, yüksek kaliteli ve aromatik kahveleri ile tanınır. Kona kahvesi, volkanik topraklar ve elverişli iklim koşulları sayesinde eşsiz bir tat profiline sahiptir.

Başkan Şadi Özdemir Esnafın Sofrasına Konuk Oldu Haber

Başkan Şadi Özdemir Esnafın Sofrasına Konuk Oldu

Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, üreticiyle tüketiciyi aracısız bir şekilde buluşturan üretici pazarını gezdi. Nilüfer'in dört farklı mahallesinde kurulan üretici pazarlarının çiftçilere destek olduğunu söyleyen Başkan Şadi Özdemir, “Nilüferli hemşerilerimiz de bu pazarlarda taze ürünlere kolayca erişebiliyor” dedi.   Nilüfer Belediyesi, yerel üreticileri desteklemek ve vatandaşların doğrudan ürünlere ulaşmasını sağlamak için hayata geçirdiği 'üretici pazarları' hem çiftçilere hem de tüketicilere kazandırıyor. Nilüfer'in dört ayrı mahallesinde haftanın dört günü düzenlenen üretici pazarları, üretici ve tüketiciyi aracısız olarak bir araya getiriyor. Her hafta salı günleri Görükle, çarşamba günleri Konak, cumartesi günleri Çamlıca ve pazar günleri Karaman Mahallelerinde kurulan üretici pazarlarında tezgah açan çiftçiler, tarlalarında yetiştirdikleri ürünleri aracısız ve komisyonsuz satma fırsatı yakalarken, vatandaşlar da en taze ürünlere erişebiliyor.  Konak Mahallesi'nde kurulan üretici pazarını ziyaret ederek tezgahları tek tek dolaşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, hem vatandaşların hem de çiftçilerin sorun ve talepleriyle yakından ilgilendi. Nilüfer Belediyesi olarak tarımda katma değeri ve verimi artırarak yerli üreticiyi desteklemeye devam edeceklerinin altını çizen Başkan Şadi Özdemir, tarımın canlanması ve çiftçinin emeğinin karşılığını alması için çalışmalarını sürdüreceklerini vurguladı. Üretici pazarlarının bu amaca hizmet eden güzel bir örnek olduğuna dikkat çeken Başkan Özdemir, şunları söyledi:  "Üretici pazarlarımızda çiftçilerimiz, tarlalarında ürettikleri sebze ve meyveleri doğrudan tezgaha getirerek, vatandaşlarımıza taze ürünler sunuyor. Üretici pazarlarına dışarıdan ürün getirilmesine kesinlikle izin vermiyoruz. Böyle bir durumun tespit edilmesi halinde, ilgili kişilerin tezgah açma izinlerini iptal ediyoruz. Bu sayede yerli çiftçimizi de destekliyoruz.”  Başkan Şadi Özdemir, ziyaretinde pazarcı esnafının kurduğu sofraya da konuk olarak onlarla bir süre sohbet etti.  Çiftçiler de Nilüfer Belediyesi'nin üretici pazarlarında tezgah açan yerli üreticilerden herhangi bir kira, elektrik ve su ücreti talep etmemesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. 

Bursa Ticaret Ve Sanayi Odası Başkanı Burkay'ın Açıklamaları Haber

Bursa Ticaret Ve Sanayi Odası Başkanı Burkay'ın Açıklamaları

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay, "Çin menşeli elektrikli araçlara daha önce getirilen yüzde 40 ek verginin 8 Temmuz tarihinden itibaren tüm yakıt türleri için uygulanması konusunda yapılan düzenlemeler, ekonomi yönetimimizin üretim ve ihracat odaklı büyüme kararlılığını gösteren, yerinde ve önemli bir adım olarak değerlendirilmelidir" dedi.  Ticaret Bakanlığının Çin'den ithal edilen elektrikli ve hibrit motorlu araçlar için yüzde 40 ilave ek gümrük vergisi uygulamasına destek verdiklerinin altı çizen Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay, "Ülke olarak dış ticarette verdiğimiz açığın yüzde 40’a yakını Çin ile yaptığımız ticaretten kaynaklanmaktadır. Bu ülkeden son dönemde ithal edilen araçların yüksek hacmi, cari açığımızı daha da derinleştirmekte ve döviz rezervlerimize ciddi bir yük getirmektedir. Sadece ülkemizde değil, Avrupa Birliği ülkelerinin de ilave gümrük vergisi hazırlığı içinde olduğu ithal Çin araçları için yapılan düzenleme, cari açığımızı azaltmak ve yerli üretimi desteklemek amacıyla gerçekleştirilen stratejik bir hamledir. Yapılan düzenleme için Ticaret Bakanımız Prof. Dr. Ömer Bolat’a ve bakanlık yetkililerimize teşekkürlerimizi sunuyorum" dedi.  "Türkiye’nin büyüme yolculuğunu ithalatla değil, nitelikli yatırımlar, yüksek teknolojili üretim ve ihracatla gerçekleştirmeliyiz"  Yerli sanayi ve yerli ekonomi politikalarının desteklenerek ülke ekonomisinin güçleneceğine dikkat çeken Burkay, "Hem genel ticaret dengesi hem de ekonomimizin bel kemiği olan yerli sanayimizin desteklendiği ekonomi politikaları, üreticilerimizin rekabet gücünü artırarak, ülkemizin ekonomik bağımsızlığını güçlendirecektir. Unutmayalım ki, güçlü bir ekonomi, güçlü bir sanayi ile mümkündür. Bu nedenle Türkiye’nin ithalat cenneti olarak değil, yüksek teknolojili üretim merkezi olarak değerlendirilmesi en önemli beklentimizdir. Dolayısıyla Türkiye’nin büyüme yolculuğunu ithalatla değil, nitelikli yatırımlar, yüksek teknolojili üretim ve ihracatla gerçekleştirmeliyiz.  Bu kapsamda yerli ve milli otomobil projemiz Togg’a ve uluslararası yatırımlara ev sahipliği yapan Bursa, gerek otomotiv endüstrisindeki üretim yeteneği ve yetişmiş insan gücü, gerekse de coğrafi avantajlarıyla küresel yatırımcılara sunduğu eşsiz fırsatlar ile en doğru adres konumundadır“ diye konuştu. 

Kirmasti Kervan Mobilya'dan Çevreyi Kirletmeyen Üretim Haber

Kirmasti Kervan Mobilya'dan Çevreyi Kirletmeyen Üretim

Güney Marmara’daki alışveriş merkezi sayısını 17’ye çıkaran Kirmasti Kervan Mobilya, Mustafakemalpaşa ilçesinde kuracağı GES yatırımıyla 8 bin 923 ton karbondioksit salınımının önüne geçecek.  Bursa’da halı, mobilya, perde, beyaz eşya, elektronik, zücaciye, çeyiz ve aksesuar ürünlerini vatandaşlarla buluşturan Kirmasti Kervan Mobilya AVM, kuruluşunun 34. yılında Mustafakemalpaşa ilçesinde açtığı mağazalarla AVM sayısını 17’ye çıkardı. Ürün ve marka çeşitliliği ile her zaman müşterilerinin beğenisini toplayan marka, 'Premium ve Exclusive' şubeleriyle yine vatandaşların yoğun ilgisini gördü.  "GES yatırımımızla 8 bin 923 ton karbondioksit salınımı önleyeceğiz"  Son yıllarda ihracata da yöneldiklerini belirten Kirmasti Kervan Mobilya AVM Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Dal, gelişen teknoloji ve değişen mağazacılık politikalarını yakından takip ederek, müşterilere her zaman daha iyi hizmet verebilmenin gayesi içinde olduklarını söyledi. Dal, “Perakende satış mağazalarımızın ötesinde her zaman Türkiye’nin faydasına ilişkin değer üreten, çevresine duyarlı ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olarak büyümesini sürdürecektir. İlk alışveriş merkezini 1999 yılında açtık. 2024 yılı itibariyle Mustafakemalpaşa, Manyas, Karacabey, Mudanya ve Yıldırım’daki mağaza sayısı 17'ye ulaştı. Yakın zamanda kuracağımız Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına Dayalı Üretim Tesisi (GES) ile 8 bin 923 ton karbondioksit salınımının önüne geçmiş olacağız. Ayrıca mağazalarımızda bu enerjiyi kullanıp, geri kalanı ise kullanım için hizmete sunacağız” dedi.  Mustafakemalpaşa ilçesi kırsal Melik Mahallesi sınırları içerisinde bulunan 6 bin 365 metrekarelik alanda kurulacak güneş enerji tarlası hakkında bilgi veren Dal şöyle konuştu: "Enerji ihtiyacını yerli kaynaklarla karşılayarak dışa bağımlılığının azaltılması, kaynakları çeşitlendirerek sürdürülebilir enerji kullanımının sağlanması ve enerji tüketimi neticesinde çevreye verilen zararların en aza indirilmesi önem arz etmektedir. Yapılması planlanan güneş enerji santralinin gücü yaklaşık 200 hanenin yıllık elektrik tüketimini karşılaması beklenmektedir. Bu sayede hem ülkemizin enerji dışa bağımlılığının hem de fosil yakıt tüketiminin azaltılmasına katlı sağlanacaktır. Ayrıca, 8 bin 923 ton karbondioksit salınımının önüne geçmek, yaklaşık olarak 160 bin adet ağacın 30 yıl boyunca engel olacağı karbon emisyonuna karşılık gelmektedir."  Açılışa özel 24 ay elden taksit”  Güney Marmara’da 200’e yakın personelle, toplam 17 bin metrekare mağazalarımızla 34 yıldır hizmet etmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Dal, “Taleplerini her zaman ön planda tuttuğumuz müşterilerin memnuniyetine son derece önem veriyoruz. Gelişen teknoloji ve değişen mağazacılık politikalarını yakından takip ederek, müşterilerimize her zaman daha iyi hizmet verebilmenin gayesi içerisindeyiz. Etibank Premium Mağazası ve Barış Exclusive Mobilya Mağazası’nı hizmete açmanın onurunu yaşıyoruz. Açılışa özel kredi kartsız, aracısız, elden 24 aya varan taksit imkanı kampanyamızla mağazalarımızın bölgemize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.  İstihdama da büyük katkı sağladıklarını belirten Dal, “Bunun yanı sıra geçen yıl ilk ihracatımızı gerçekleştirerek ve ihracat rakamlarımızı her geçen gün artırarak ülke ekonomisine de katkı sağlıyoruz. Her zaman Türkiye’nin faydasına ilişkin değer üreten, çevresine duyarlı, sosyal sorumluluklarının bilincinde, değişime ve gelişime açık olan ve bölgemizdeki her etkinlik ve faaliyette yer alan bir kuruluştur. Nasipse, Kurban Bayramı’nın 2. günü kırsal Kabulbaba Mahallesi’nde düzenlenecek olan ve 3 yıldır güreş ağalığını üstlendiğim 348. Kabulbaba Yağlı Güreşleri’ne tüm halkımızı davet ediyorum” şeklinde konuştu.

Topraksız Tarımla Hızlı Üretim Yaptılar Haber

Topraksız Tarımla Hızlı Üretim Yaptılar

Çanakkale’nin Lapseki ilçesinde 2 yıldır 1 dönüm alan üzerinde topraksız sulu tarımla marul ve salatalık üretimi yapan üretici Hanife Kartal (38), topraklı tarımla 70 günde ürettiği marulu topraksız sulu tarımla 26 günde, 60 günde ürettiği salatalığı ise 30 günde üretiyor. Üretici Hanife Kartal, topraksız sulu tarımla marul ve salatalık yetiştirme süresini kısalttı.  Lapseki ilçesinde 10 yıldır üreticilik yapan Hanife Kartal, topraksız tarım konusunda edindiği tecrübeleri marul ve salatalık yetiştiriciliğinde kullanmaya başladı. Üretici Hanife kartal, Lapseki’de 2 yıl önce 1 dönüm üzerinde topraksız sulu tarımla marul üreticiliğine başladı. Gelen talep üzerine topraksız sulu tarımla salatalık üretimine de geçti. Üretici Hanife Kartal, topraksız sulu tarımla farklı ürünler yetirmek konusunda ar-ge çalışması yaparken, bu alanda daha çok bilgi sahibi olmak için Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Lapseki Meslek Yüksekokulu‘ndan Organik Tarım okumaya başladı. Üretici Hanife Kartal, bu girişimciliğiyle bölgedeki diğer kadın çiftçilere de örnek oldu.  1 dönüm alan üzerinde topraksız tarımla marul ve salatalık üretimi yapan üretici Hanife Kartal, topraklı tarımla 70 günde ürettiği marulu topraksız tarımla 26 günde, 60 günde ürettiği salatalığı ise 30 günde üretiyor.  Topraksız tarımla marul ve salatalık üreticiliği yapan Hanife Kartal, 10 yıldır tarımla uğraştığını belirterek, “Maliyetlerin artması üzerine bir araştırmaya girdim. Karşıma topraksız tarım çıktı. Topraksız tarımın avantajlarını araştırdım. Avantajların gayet iyi olduğunu, birim alandan çok fazla verim olduğunu, sağlıklı ve kaliteli ürün alındığını öğrendim. Yaklaşık iki senedir topraksız tarımla uğraşmaya başladım. Topraksız tarım, topraklı tarıma göre çok avantajlı. İlaç girdi olayı çok az. Özellikle su tasarrufu yapıyorsunuz. Küresel ısınmadan dolayı suyun önemi daha çok arttı. Su hayattır. Bu sistemde yüzde 90 su tasarrufu sağlanıyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Lapseki Meslek Yüksekokulu‘ndan Organik Tarım okuyorum. Bu işe başladıktan sonra kendimi daha fazla nasıl geliştirmeliyim diye düşünürken sınavlara girdim. Bu bölüme yerleştim. Hocalarımın tavsiyesi üzerine daha güzel bilgilerle işimi ilerletiyorum. Önce marulla başladık. Daha sonra artan talep üzerine salatalık üretimini devam ettirmeye başladık. Yaklaşık bir dönüm üzerinde çalışmalarımız var. Önce açık alanda başladık. Üretimimizi 12 aya ilerletmek istediğimiz için yarı kapalı, yarı açık alanda devam ediyoruz. Altı ay açık, altı ay kapalı olarak sistemimiz çalışıyor. Salatalık yetiştiriciliğimizde aylık 1.5-2 ton civarında bir verim alıyoruz. Marulda da 30 günde bir hasadımız var. Salatalık da toprağa göre çok hızlı bir gelişim sağladık 26’ncı gün hasata başladık. Toprakta bu 60-70 güne varabiliyordu. Marulda da aynı şekilde 45 ile 60 günde hasat olurken, biz 30 günde hasatımızı yapıyoruz. Birim alandan çokça ve kaliteli sağlıklı ürünler elde ediyoruz. Kadın çiftçi olarak çevreme etkisi oldu. Olumlu tepkiler alıyorum ve herkese öneriyorum. Kesinlikle kendilerine inansınlar, inanmak başarının yarısıdır. Umutlarını ve inançlarını hiçbir zaman kaybetmesinler” dedi.

Ulusal Süt Konseyinden Süt Firmalarına Ziyaret Haber

Ulusal Süt Konseyinden Süt Firmalarına Ziyaret

Ulusal Süt Konseyi (USK), 1 Haziran Dünya Günü çerçevesinde İzmir ve çevre illerindeki süt firmalarını ziyaret etti.  Ulusal Süt Konseyi, bölge ziyaretlerinin ikincisini İzmir ve Manisa’da gerçekleştirdi. Bölgede bulunan süt sanayicileri, süt üreticileri, yem fabrikaları ve çiftliklerini ziyaret eden USK, 1 Haziran Dünya Süt Gününde Tire’de sektör paydaşlarıyla bir araya geldi. Ulusal Süt Konseyi Araştırma Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Artık, “Dünya genelinde yılda yaklaşık 940 milyon ton süt üretiliyor. 21,5 milyon ton üretimimiz ile hem Avrupa’da hem dünya liginde üst sıralarda yer alıyoruz. Her yıl 100’den fazla ülkeye süt ürünü ihracatı yapan büyük bir ekosisteme sahibiz. Bunların yanında sektörümüzün bazı sorunları da var. Bunları konuşup çözüm üretmek veya bu sorunları çözüm üretebilecek otoritelere aktarmak için bir araya geldik” dedi.  Çiğ süt alım-satımıyla ilgili bilgi veren Artık, “Süt üretimindeki mevsimselliğe bağlı olarak çiğ süt arzının bol olduğu bir dönemdeyiz. Öte yandan uluslararası fiyatlara bağlı olarak süttozu ve peynir altı suyu tozu gibi ürünlerde ihracatımız geçtiğimiz yıl önemli ölçüde düştü. Sanayicilerimizin yurtiçi satışlarında ise beklenen artışın gerçekleştiremediğini görüyoruz. Yılın bu dönemlerinde çiğ sütün bollaşması ile arzın artması, talebin ise ihracat ve yurtiçi satışlarla desteklenememesi sonucu çiğ sütte arz-talep dengesi bozuluyor. Piyasanın bu atmosferine aslında sektörümüz yabancı değil. Hemen her yıl bu aylarda çiğ süt arzı artıyor” ifadelerini kullandı.  Sütün bollaştığı dönemlerde süt sanayicilerinin üreticileri mağdur etmemek için süttozu yaptırdığını vurgulayan Artık, “Bu dönemlerde sektör kendi regülasyonunu yapıyor. Süt sanayicilerimiz ihtiyacı olmasa bile üreticileri mağdur etmemek adına sütü alıp süttozu yaparak stokluyorlar. Ancak özel sektörün gücü sınırlı ve belirli bir noktada kamu gücüne ihtiyaç duyuyor. Bu dönemlerde Et ve Süt Kurumu (ESK) kanalıyla piyasa regülasyonunun devreye girmesi oldukça önemli. Sektörün şu an beklentisi ESK’nın geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi şu an fazla olan sütü piyasadan alarak süttozu yaptırması ve sütün azaldığı dönemlerde tekrar piyasaya arz etmesi” ifadelerini kullandı.  Ulusal Süt Konseyi Araştırma Danışma Kurulu üyesi, Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Üstüner'ün sunumuyla İzmir'de düzenlenen tv programına konuk oldu. USK ADK üyeleri, sütün sağlıkla ilişkisi, süt ve ürünleri hususundaki bilgi kirlilikleri, süt ve ürünleri ile ilgili ihracat konularında sektörü ve tüketicileri bilgilendirdi. Bu çerçevede Üstüner, süt üreten tüm çiftçilerimizin zorlu çalışmalarını ve sütün çiftlikten sofraya kadar olan yolculuğunun her aşamasında büyük emek olduğunu ve dünya süt günü vesilesiyle bu farkındalığın oluşturulması gerektiğini vurguladı.  Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) almış olduğu karar doğrultusunda 1 Haziran Dünya Süt Günü, 1 Haziran’ı içine alan hafta ise Dünya Süt Haftası olarak kabul ediliyor. Sütün insan sağlığı açısından önemine ilişkin farkındalığın artırılması ve sektörün oluşturmuş olduğu ektilere dikkat çekebilmek adına Dünya Süt Günü her yıl farklı ülkelerde çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.

Meslek Lisesinde Öğrenciler Kendi Seralarını Kurdular Haber

Meslek Lisesinde Öğrenciler Kendi Seralarını Kurdular

Bayburt'ta lise öğrencileri ilk önce seraya ıspanak ektiler daha sonra ektikleri ıspanağın hasadını yaptılar. Düzenli olarak serada ektikleri ürünlerin bakımını yapan öğrenciler, topladıkları organik ıspanakları bir güzel öğle yemeğinde yediler.   Bayburt Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Yiyecek İçecek Hizmetleri Alanı öğrencileri, 'Hem Üretim, Hem Eğitim' sloganıyla bir yandan üretim yapıyorlar, bir yandan da okulda öğrendikleri bilgileri serada uygulama imkanı bularak, bilgilerini pekiştiriyorlar. Fabrika gibi işleyen okulda, sebze yetiştiriciliğinin yanı sıra atık malzemelerden eşyalar üretiliyor, sporsal faaliyetlerde başarılar elde ediliyor. Her alanda aşkla çalışan meslek liseliler ekonomiye katkıda bulunurken, '             Meslek Lisesi, Memleket Meselesi' sloganıyla da üretimle de adından söz ettiriyor.  Öğrenciler, okulun bahçesinde kurulan seraya yılın belli dönemlerinde sebze ekiyorlar. Hasat dönemi gelince de ektikleri sebze, meyveleri toplayarak dalından tüketiyorlar. Serada sebze, meyve yetiştiren öğrencilerin mahsulleri okulun yemekhanesinde pişirilerek, diğer öğrencilerin de toplanan sebzelerden tüketmesi sağlanıyor. Hasat edilen sebze ve meyveler, okulda öğrenim gören tüm öğrencilerin öğlen yemeğinde sofralarında yer alıyor. Öğretmenleri gözetiminde serada ekim, bakım, biçim yaparak çalışan öğrenciler, işlerini hem severek yapıyorlar, hem de kendi el emekleriyle ortaya ürün çıkarmanın mutluluklarını yaşıyorlar.  Kasa kasa, kilo kilo ıspanak toplayan öğrenciler, topladıkları ıspanakları okulun yemekhanesine getirdiler. Okulun aşçısı Doğan Alper Karagülle, öğrencilerin hasat ettiği ıspanakları bir güzel yıkayıp, temizledikten sonra öğrenciler için öğlen yemeğine hazırladı. Üretimin her aşamasında yer alan öğrenciler, kendi üretimi olan sebzeleri tüketmenin, toprakla iç içe çalışmanın keyfini sürdüklerini belirterek, yeni dönemde de tarlayı farklı sebze ve meyvelerle buluşturacaklarını söylediler.  "Üretirken öğrensinler, emeğin kıymetini bilsinler istedik"  Öğrencilere üretimin kıymetini anlatabilmek için 'Hem Üretim, Hem Eğitim' sloganıyla yola çıktıklarını ifade eden Müdür Yardımcısı Arif Köprücü, "Bu serayı geçen sene Tarım İl Müdürlüğümüzün teşvikiyle yaptık. Geçen yıl tek mahsul almıştık, bu sene ilk olarak ıspanağımızı ektik, hasadını yaptık. Ispanak hasadından sonra domates, salatalık ve biberlerimizi ekeceğiz. Mevsim el verirse sezonu yeşil soğan, maydanoz gibi farklı sebzelerle tamamlamayı düşünüyoruz.  'Hem Üretim, Hem Eğitim' sloganıyla bu yola girdik, amacımız öğrencilerimize üretimin kıymetini, önemini anlatabilmekti. Bir taraftan da öğrencilerimize emeğin kolay olmadığını anlatarak, bu farkındalığı kazanmalarını amaçladık. Sebzeleri, meyveleri manavların tezgahlarında değil de böyle topraktayken görsünler istedik, manava gelinceye kadar hangi aşamalardan geçiyor, nasıl onlarca insan bu iş için emek veriyor buna şahit olsunlar istedik. Ispanak hasadımızı yaptık, şu an ıspanaklarımız yemekhanemize doğru yola çıktılar. İnşallah öğle yemeğinde de hep beraber yiyeceğiz" dedi.  "Allah devletimizden razı olsun"  "Soframızdaki yemeklerin, evimizde pişen yemeklerden hiçbir farkı yok" diyerek devletin sağladığı imkanlardan memnun olduğunu belirten Hamit Bayram isimli öğrenci, "Şu an soframızdaki yemeklerin evimizde annemizin yaptığı yemeklerden hiçbir farkı yok. Bizlere böyle bir imkan sağladığı için Allah devletimizden razı olsun. Arkadaşlarımızla birlikte bugün serada topladığımız ıspanaklar pişirildi, şimdi de soframızda hep birlikte yiyoruz" diyerek konuştu.    "Bir saat önce seradaydı şimdi soframızda"  Serada topladıkları ıspanakları bir güzel afiyetle yiyen Mehmet Taha Polat isimli bir diğer öğrenci ise, "Bir saat önce hasadını yaptığımız ıspanağı aşçımız pişirdi. Bir saat önce seradaydı, şimdi soframızda. Öğretmenimle, arkadaşlarımla beraber yiyoruz. Tadı muhteşemdi, çok lezzetliydi" ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.