Hava Durumu

#Yüsrü Türkoğlu

Yeni Marmara Gazetesi - Yüsrü Türkoğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yüsrü Türkoğlu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkoğlu ailesi sevinç ile üzüntüyü aynı anda yaşadılar  Haber

Türkoğlu ailesi sevinç ile üzüntüyü aynı anda yaşadılar 

Bursa'da 19 Mayıs günü 'bahar nezlesi' hastalığı ile gittiği hastaneden cansız bedeni çıkan 7 yaşındaki Yüsra Türkoğlu'nun kardeşi İkra'nın karne gününde Türkoğlu ailesi, sevinç ile üzüntüyü aynı anda yaşadı.   2023-2024 eğitim-öğretim yılının son ders zili çaldı. Cuma günü il genelinde bütün öğrenciler karne heyecanı yaşarken, Türkoğlu ailesi sevinç ile üzüntüyü aynı anda yaşadı. 25 gün önce, bahar nezlesi şikayeti ile 7 yaşındaki kızı Yüsra Türkoğlu'nu Bursa Şehir Hastanesi'ne götüren Türkoğlu ailesi, iddiaya göre doktorların yanlış serum takmasıyla sonucunda kızlarını kaybetti. Hastaneden cansız bedeni çıkan Yüsra ile aynı okulda eğitim gören kardeşi İkra bugün karnesini aldı. Karne alma törenine baba Cemil Türkoğu ile anne Azime Türkoğlu'da gitti.  Sevinç ile üzüntüyü aynı anda yaşadılar  İkra'nın karne almasına mutlu olan Türkoğlu ailesi, Yüsra'nın karnesini alamadı. Feryadını dile getiren baba Cemil Türkoğlu, "Yanlış müdahale sonrası Yüsra'yı kaybettik, üzüntülüyüz. Yapanların bir an önce yargılanmasını istiyoruz. İçimiz yanıyor. Yüsra'nın ölümünün araştırılmasını istiyoruz. Bursa'da sağlık sektörünün içerisinde bir örgüt var. Çocuklara yanlış ilaçlar veriliyor, her türlü olumsuzluklar yapılıyor. Bu örgüt özellikle ilaç alma, yolsuzluk yapmak, grup kurmak ve çocuk öldürmek gibi işlemler yapıyor. Biz çocuğumuzu toprağa verdik canımız yandı, başkalarının canı yanmasın. Her gün bir çocuğumuzu sistematik bir şekilde hayattan koparıyorlar. Herkes bunun farkında ama kimse harekete geçmiyor. Yüsra okuma yazmayı yeni öğrenmişti. Babalar Günü'nün yaklaşmasıyla beraber bana söylediği 'Baba ben sana şiir yazacağım, sana masal okuyacağım' gibi cümleleri aklıma geliyor. Bayramın birinci günü aynı zamanda babalar günü. 'Bu yıl çok iyi baba, her şey üst üste geldi' demişti. Maalesef hiçbir şey istediğimiz gibi olmadı. Yapanların yanına kar kalmasın. Bana hep hediye alırdı. Yüsra'nın beni bir defa öptüğünü hiç hatırlamam, hep 5-6 defa öperdi. Yüsra ile arkadaş gibiydik. Mutluluğumuzu ve huzurumuzu bozdular. Yüsra'nın kardeşi olan İkra da bugün karnesini alıyor. Onun için mutluyuz ancak Yüsra'nın karnesini alamadığımız için üzgünüz" diye konuştu.  Öte yandan anne Azime Türkoğlu ise, "Bugün okulun son günü. Çocuklar karne alıyor. Büyük kızımın karne töreni için geldik. Yüsra da bu okulda 1. sınıf öğrencisiydi. O da karne alacaktı bugün ama nasip olmadı. Kelimenin bittiği yerdeyiz. Kızımız için buradayız. Zor ayakta duruyoruz. Yüsra'm bugün karne alamadı. Sebep olanların cezasını bir an önce çekmesini istiyorum. Çok hissiyatlı bir çocuktu. İlk Yüsra'sız bayramı geçireceğiz. Babasını çok seviyordu. Babasına çok düşkündü. Şeker toplamayı çok çıkardı. Kapı kapı gezip, ablasıyla şeker toplarlardı. Bu bayram Allah nasip etmedi. Sürekli bana 'Anne babama ne alalım' diye sorardı. Üzüntülüyüz" dedi. 

Küçük Kızın Şok Eden Ölümü Haber

Küçük Kızın Şok Eden Ölümü

Bursa'da bahar nezlesi şikayetiyle hastaneye giden 7 yaşındaki Yüsra Türkoğlu ailesinin iddiasına göre, yanlış serum sebebiyle hayatını kaybetti. Acılı aile, doktorların yanlış müdahalesi ve peş peşe yapılan hatalar nedeniyle kızlarının öldüğünü ifade ederek, "Kızımız evden güle oynaya yürüyerek çıktı. Ne olduysa hastanede oldu. Çocuğumuz bahar nezlesi şikayetiyle gittiği hastanede yanlış giden bir şeyler sebebiyle öldü. Şikayetçiyiz" dediler. Anaokulu öğrencisi Yüsra'dan geriye mutlu günlerinde kaydedilmiş görüntüler kaldı. Savcılık da küçük kızın cenazesine otopsi yaptı.  Olay, 19 Mayıs Pazar günü meydana geldi. Türkoğlu ailesinin 4 çocuğundan biri olan Yüsra Türkoğlu (7) bahar nezlesi olduğu için saat 20.00 sıralarında baba Cemil Türkoğlu ve anne Azime Buse Türkoğlu tarafından Bursa Şehir Hastanesi'ne götürüldü. Burada tedavi altına alınan 7 yaşındaki Yüsra'ya Türkoğlu ailesinin iddiasına göre yanlış serum takıldı. Serum takıldıktan yarım saat sonra minik Yüsra, fenalaşmaya başladı. Daha sonra gelen başka bir doktor, aileye bir şeylerin ters gittiğini bildirdi.  Türkoğlu ailesinin iddiasına göre, 10 saat boyunca 7 yaşındaki Yüsra aynı sedyede bekletildi ve gözleri şişmeye, karnı ağrımaya, tansiyonu düşmeye, kalbi hızlanmaya başladı.  Sabah mesainin başlamasıyla gelen kardiyoloji doktoru çocuğun durumunun kritik olduğunu söyledi. Daha sonra yoğun bakıma kaldırılan Yüsra'nın sürekli kalbinin durduğu ve bu nedenle entube edildiği doktor tarafından aileye bildirildi.  Türkoğlu ailesi, iddiaya göre yoğun bakım katına dahi çıkarılmadıklarını ve kendilerine sağlıklı bilgi verilmediğini ifade ettiler. Bir süre sonra da Yüsra'nın hayatını kaybettiği açıklandı.  Yanlış serum nedeniyle 7 yaşındaki kızının hayatını kaybettiğini öne süren Türkoğlu ailesi; yetkililerin konuyla alakalı açıklama yapmasını istedi.  Öte yandan, minik Yüsra'nın ölmeden hemen önce çekilen fotoğraf ve görüntülerinde göz kapaklarının oldukça şişmiş olduğu görüldü.  Baba Cemil Türkoğlu, "19 Mayıs'ta saat 20.00 sıralarında eşim beni arayarak 'Kızım bahar nezlesi oldu. Gözleri şişiyor ve yaş akıyor' dedi. Eve geldim, çocuğumuzu alarak güle oynaya hastaneye gittik. Hastanede gereken tahlillerini yaptırdık. Tahlillerimizin hepsi temiz çıktı. Oradaki hekim bizlere 'Eve gidebilirsiniz, ama isterseniz bir de uzman baksın' dedi. Biz de uzmanın yanına gittik. Uzman doktorun yanına gittik, kendini beğenmiş ve üstten bir tavır sergiledi bizlere. Biz ona durumumuzu anlatmaya çalışırken, yanındaki arkadaşıyla sohbet ediyordu. Çocuğumun tansiyonunu ölçtüler, o da iyi çıktı. 'Ben size serum takıp göndereceğim' dedi. Biz de çocuğumuzun tahlilleri iyi çıkınca serum istemediğimizi belirttik. Herhangi bir teşhis konulmadan serum taktılar. 'Hayır, ben bilirim, ben yaparım' dedi. Bize sert cevaplar verdi, annesi "konu uzamasın" diye kabul etti. En azından serumun içinde ne var onu öğrenmek istedik. 'Onu ben bilirim' diye cevap aldık. Çocuğumuzun sevkini istedik, ortalık gerildi. Serumu taktılar, Yüsra yarım saat sonra fenalaşmaya başladı. Başka bir doktor geldi, bir şeylerin ters gittiğini anladı. Serumu sökerek 'Çocuğa bu serum verilmez' dedi. Bizi 10 saat sedyede beklettiler. Çocuğumun gözleri iyice şişmeye başladı. Durumu fark edince söyledik, kimse bizi dikkate almadı. Kardiyolog geldi, pişmanlık hissederek bizi odadan çıkardı.' dedi.  "Bize çocuğumun durumu kritik" dediler ama çocuğum vefat etmiş diyen anne Azime Buse Türkoğlu şöyle devam etti, 'Çocuğumun durumunun kritik olduğunu söylediler, fakat bunu söylediklerinde çocuğum vefat etmiş. Bizi odadan çıkardıklarından sonra çocuğumuzun durumunun kritik olduğunu söylediler. Ama bunu söylediklerinde çocuğum vefat etmişti. Çocuğumun bilinci açıktı, biz odadayken korkmaması için 'Annecim, biz yan odada yatıyoruz' dedim. 'Tamam annecim' dedi. Çıkınca ne istiyorsun diye sordum, 'Gezmek istiyorum' diye cevap verdi. Biz çocuğumuz ile konuşurken güvenlik görevlisi geldi, 'Burada asla kalamazsınız' diye cevap verdi. Biz de çocuğumuzun korkmaması için yanında olduğumuzu bildirdik. Böyle bir durum ile karşılaşınca bir şeylerin yanlış gittiğinin farkına vardık. "Biz ailesiyiz, siz de doktorsunuz. Bir şeyler ters gidiyor, beraber hareket edelim" dedim. "Bu ülkenin imkanları var, bir şeyler saklıyorsunuz" dedim. Yoğun bakımda bir doktor yanıma gelerek 'Korkmayın, böyle vakalar çok geliyor. Sizin kızınızın durumu iyiye gidiyor, belki yarın oda servisine alınabilir' dedi. Ben yoğun bakımın önünde sevinçten ağladım. Çocuğumu emanet ettiğim 4 yoğun bakım doktoru dışarı çıktı. Yoğun bakımın önünde bekleyemeyeceğimi söylediler. Bekleme alanına geçtim, iki saat bekledim. Sonra eşim geldi, bahçede otururken telefonuna reçete numarası geldi. 'Bu ilaç acil kullanılması gereken bir ilaç. İlacı hemen temin edin' diye mesaj geldi. Biz de çocuğumuzu yalnız bırakmamak için akrabalarımızdan rica ettik. Güvenlik aradı 'Doktor sizle görüşmek istiyor' dedi. Doktorun yanına gittik, bize dedikleri 'Kalbi sürekli duruyor, entube ettik'. Bunu dedikten 1 saat önce Yüsra'm vefat etmiş. Bizlere bunu söylemediler. Sorumlulukları kendi üstlerinden atmak için bize yazılı bir kağıt getirdiler ve imzalamamızı istediler. 'Tamamen sorumluluk aileye aittir' diye imza atmamızı istediler. Biz de "çocuğumuzu görmeden sevk kağıdını imzalamıyoruz" dedik. Doktorların hepsi bir panik yaşadı ve tekrar içeri girdi. 'Anne-baba yukarı çıkmasın' diye talimat vermişler. Benim çocuğum can çekişiyor, bizi neden yukarı almıyorlar. Çocuğumuzu neden bağrımıza basamadık. Akşam saat 21.00'da savcı gelip görene kadar ben çocuğumu göremedim. Hastane ile morg karşı karşıya, siz ne ara çocuğumu morga götürdünüz" ifadelerini kullandı  "Benim çocuğumu deneme tahtası gibi kullandılar" diyen anne Azime Buse Türkoğlu, "Biz orada dururken, çocuğumu resmen deneme tahtası gibi kullandılar. Çocuğun durumu acilse, o çocuğa vizite yapılır mı. Ben Sağlık Bakanlığı'na ve yetkililere sesleniyorum. Çocuğumun durumu kritik ise neden saat 22.00'a kadar tuttunuz. Neden gece kalp doktoru çağırmadınız. Ya da hastanede yetersizliğiniz varsa neden bizi farklı bir hastaneye sevk etmediniz. Benim çocuğum şen şakrattı. Koşardı, zıplardı, oynardı derslerinde başarılıydı. Çok akıllı bir çocuktu. Herhangi bir hastalığı yoktu. Gayet sağlıklıydı, şimdiye kadar ateşi bile yükselmemişti. Yüsra'mın hiçbir problemi yoktu ama böyle oldu, gitti." dedi.  Küçük kızın evinden hastaneye giderken kaydedilmiş güvenlik kamerasında gayet sağlıklı olması dikkat çekti. Anaokulu öğrencisi Yüsra'dan mutlu günlerinde çekilmiş görüntüleri kaldı.  Cumhuriyet Savcılığı'nın başlattığı soruşturma ve otopsi işlemlerinin ardından Yüsra gözyaşları ve feryatlar arasında toprağa verildi.  Hastane yetkilileri ise savcılığın konuyla ilgili soruşturma başlattığını, otopsideki kesin ölüm sebebinin ardından bütün detayların netleşeceğini açıkladılar.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.