Bugün, 30 yaşında Bursa'dan Belçika'nın Genk şehrine taşınmış birinin hayatına konuk olacağız. Bize yaşamına dair detaylar verecek, zorluklarını ve keşfettiği yenilikleri paylaşacak. Kendisiyle, 30 yılını geçirdiği Türkiye'den, yeni hayatına nasıl uyum sağladığını ve yaşadığı deneyimleri konuşmak üzere buluştuk.
Haber Giriş Tarihi: 23.11.2024 02:22
Haber Güncellenme Tarihi: 23.11.2024 02:27
Muhabir:
ENGİN ÖZKONUK
Bugün, 30 yaşında Bursa'dan Belçika'nın Genk şehrine taşınmış birinin hayatına konuk olacağız. Bize yaşamına dair detaylar verecek, zorluklarını ve keşfettiği yenilikleri paylaşacak. Kendisiyle, 30 yılını geçirdiği Türkiye'den, yeni hayatına nasıl uyum sağladığını ve yaşadığı deneyimleri konuşmak üzere buluştuk.
Muhabir: Merhaba! Öncelikle bize kendini tanıtır mısın?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Merhaba! Benim adım Gökçe, 30 yaşındayım. Bursa'da doğup büyüdüm, üniversiteyi Çanakkale'de okudum, okul öncesi öğretmeniyim. Eşimle birlikte Belçika'nın Genk şehrine taşındım. Şu an burada, kendimize yeni bir hayat kurmaya çalışıyoruz.
Muhabir: Bursa'da büyümek nasıldı? Ailen ve çevren nasıl bir etkide bulundu hayatında?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Bursa, benim için hem çok özel hem de çok canlı bir şehir. Çocukluğum Bursa'da geçti ve eski Bursa'yı iyi bilen biriyim. Bursa'nın geleneksel değerleriyle büyüdüm. Ailemle çok yakın bir ilişkim vardı. Özellikle annem ve babam, bana her zaman destek olarak iyi bir eğitim ve kültürel altyapı sundular. Ailemin desteği ve her zaman yanımda olmaları benim kişisel gelişimimi olumlu yönde etkiledi.
Muhabir: Peki 30 yaşına kadar Bursa'da yaşayıp, Belçika'ya taşınma kararı nasıl oluştu?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Aslında, Belçika'ya taşınma fikri aklımda yoktu. Eşimle uzun yıllar boyunca çok yakın arkadaştık ve daha sonra sevgili olduk ve evlendik. Eşim 4 yıldır Belçikada yaşıyordu ve bana Türkiye'de mi yaşamak istersin yoksa Belçika'da mı yaşamak istersin diye sordu. Bende kaybedecek bir şeyimizin olmadığını düşündüm ve Belçikada yeni bir hayat kurabiliriz dedim. Açıkçası yurtdışını görmek, yeni bir deneyim kazanmak ve yeni hayatımıza başka bir ülkede başlamak istedim. Belçika'da, özellikle Genk şehrini seçemizin en temel sebebi eşimin işinin burada olması oldu. Hemde sakin ve kalabalıktan uzak bir şehirdi. Belçika'nın sunduğu imkanlar da bize taşınmak için mükemmel bir fırsat sundu.
Muhabir: Genk'e taşındığında karşılaştığın en büyük zorluklar nelerdi?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: İlk başta dil bir engel oldu. Burada herkes Flamanca konuşuyor ve bu başlangıçta iletişimde zorluklar yaşatabiliyor. Yavaş yavaş dil öğrenmeye başladım bu süreç kolay olmuyor. Hiç bilmediğim bir ülkede bilmediğim bir dili öğrenmeye çalışıyorum. İlk önce dil kursuna yazıldım haftanın iki günü Flamanca öğrenmek için kursa gidiyorum. Ayrıca, ailemden ve arkadaşlarımdan çok uzakta olmak zorlayıcıydı. Bursa’daki aile ortamı çok farklıydı; burada ise insanlar daha bağımsız ve bireysel. Birde iklim koşulları Türkiyeye göre çok farklı. Belçikada bulutlu ve yağmurlu gün sayısı çok fazla bu durum bazen insanı karamsar bir havaya sokuyor.
Muhabir: Peki, Genk’te yaşamaya başladıktan sonra nasıl bir deneyim kazandın? Neler değişti?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Genk, küçük ama çok kültürlü bir şehir. Burada birçok farklı milletten insan var, bu da bana farklı kültürleri tanıma fırsatı sundu. Özellikle dil kursunda çok farklı kültürden insanlarla arkadaş oldum. Aydınlatıcı bir deneyim oldu. Belçika’daki yaşam standardı oldukça yüksek. Burada sağlıklı yaşama, yeşil alanlara, çevreye ve insanlara karşı olan duyarlılık beni çok etkiledi.
Muhabir: Bursa’dan Belçika’ya geçişte kültürel farklar seni nasıl etkiledi?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Bursa, daha geleneksel bir yaşam tarzına sahipken, Belçika çok daha bireyselci bir toplum yapısına sahip. Burada insanlar daha bağımsız ve kendi alanlarını korumaya önem veriyorlar. Bu başlangıçta beni zorladı, çünkü Türk kültüründe toplulukla iç içe olmak ve aile ilişkileri çok önemli. Ancak zamanla buna alıştım, bireysel alanımı da sevmeye başladım.
Muhabir: Belçika'da yaşam senin iş hayatını nasıl etkiledi?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Belçika'da iş hayatı oldukça düzenli. Çalışma saatleri genellikle daha esnek ve iş-özel hayat dengesi çok daha ön planda. Tabii ki tüm bunlar benim gözlemlerim. Ben şuanda Flamanca kursuna gittiğim için ve Belçikada dil bilmediğim için henüz iş hayatına giriş yapamadım. Burdaki iş yerlerinin hepsi Flamanca bilen insanları işe alıyorlar. Burada dilimi geliştirip öğretmenliğe devam etmek istiyorum.
Muhabir: Geleceğe yönelik planların neler? Türkiye'ye dönmeyi düşünüyor musun?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Gelecekte, Belçika’daki yaşamı daha da derinlemesine keşfetmeyi düşünüyorum. Flamanca dilini iyi bir şekilde öğrenip kendi mesleğim olan öğretmenliği Belçikada da yapmayı hedefliyorum. Türkiye’ye dönmeyi şu an için eşimle düşünmüyoruz, çünkü buradaki yaşam tarzı ve imkanlar bize daha uygun görünüyor. Ama tabii ki, Türkiye'yle olan bağlarımı asla koparmayı istemiyorum. Ailem ve arkadaşlarım her zaman hayatımda önemli bir yer tutacak.
Muhabir: Son olarak, Bursa’daki yaşamla Belçika’daki yaşam arasında kendine dair en çok ne gibi farklar gördün?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Bursa’daki yaşamımda arkadaşlarım ve çevremle ilişkilerim, sosyal bağlarım çok daha güçlüydü. Belçika’da ise dili az bildiğim için sosyal hayatım da daha kısıtlı. Ama dil öğrendikçe sosyal ilişkilerimin artacağını düşünüyorum. Benim için en büyük farklardan diğeri ise buradaki kuralların ve toplumsal düzenin çok güçlü olması. Belçikada yaşayan insanlar sosyal ve kamusal kurallara daha çok önem veriyorlar.
Muhabir: Teşekkür ederim, Gökçe. Çok keyifli bir röportaj oldu.
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Ben teşekkür ederim! Umarım bu röportaj, farklı kültürlere adım atmayı düşünenler için ilham verici olmuştur.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yurdakul'dan Bursa'dan Belçika'nın Genk şehrine taşınma deneyimi
Bugün, 30 yaşında Bursa'dan Belçika'nın Genk şehrine taşınmış birinin hayatına konuk olacağız. Bize yaşamına dair detaylar verecek, zorluklarını ve keşfettiği yenilikleri paylaşacak. Kendisiyle, 30 yılını geçirdiği Türkiye'den, yeni hayatına nasıl uyum sağladığını ve yaşadığı deneyimleri konuşmak üzere buluştuk.
Bugün, 30 yaşında Bursa'dan Belçika'nın Genk şehrine taşınmış birinin hayatına konuk olacağız. Bize yaşamına dair detaylar verecek, zorluklarını ve keşfettiği yenilikleri paylaşacak. Kendisiyle, 30 yılını geçirdiği Türkiye'den, yeni hayatına nasıl uyum sağladığını ve yaşadığı deneyimleri konuşmak üzere buluştuk.
Muhabir: Merhaba! Öncelikle bize kendini tanıtır mısın?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Merhaba! Benim adım Gökçe, 30 yaşındayım. Bursa'da doğup büyüdüm, üniversiteyi Çanakkale'de okudum, okul öncesi öğretmeniyim. Eşimle birlikte Belçika'nın Genk şehrine taşındım. Şu an burada, kendimize yeni bir hayat kurmaya çalışıyoruz.
Muhabir: Bursa'da büyümek nasıldı? Ailen ve çevren nasıl bir etkide bulundu hayatında?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Bursa, benim için hem çok özel hem de çok canlı bir şehir. Çocukluğum Bursa'da geçti ve eski Bursa'yı iyi bilen biriyim. Bursa'nın geleneksel değerleriyle büyüdüm. Ailemle çok yakın bir ilişkim vardı. Özellikle annem ve babam, bana her zaman destek olarak iyi bir eğitim ve kültürel altyapı sundular. Ailemin desteği ve her zaman yanımda olmaları benim kişisel gelişimimi olumlu yönde etkiledi.
Muhabir: Peki 30 yaşına kadar Bursa'da yaşayıp, Belçika'ya taşınma kararı nasıl oluştu?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Aslında, Belçika'ya taşınma fikri aklımda yoktu. Eşimle uzun yıllar boyunca çok yakın arkadaştık ve daha sonra sevgili olduk ve evlendik. Eşim 4 yıldır Belçikada yaşıyordu ve bana Türkiye'de mi yaşamak istersin yoksa Belçika'da mı yaşamak istersin diye sordu. Bende kaybedecek bir şeyimizin olmadığını düşündüm ve Belçikada yeni bir hayat kurabiliriz dedim. Açıkçası yurtdışını görmek, yeni bir deneyim kazanmak ve yeni hayatımıza başka bir ülkede başlamak istedim. Belçika'da, özellikle Genk şehrini seçemizin en temel sebebi eşimin işinin burada olması oldu. Hemde sakin ve kalabalıktan uzak bir şehirdi. Belçika'nın sunduğu imkanlar da bize taşınmak için mükemmel bir fırsat sundu.
Muhabir: Genk'e taşındığında karşılaştığın en büyük zorluklar nelerdi?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: İlk başta dil bir engel oldu. Burada herkes Flamanca konuşuyor ve bu başlangıçta iletişimde zorluklar yaşatabiliyor. Yavaş yavaş dil öğrenmeye başladım bu süreç kolay olmuyor. Hiç bilmediğim bir ülkede bilmediğim bir dili öğrenmeye çalışıyorum. İlk önce dil kursuna yazıldım haftanın iki günü Flamanca öğrenmek için kursa gidiyorum. Ayrıca, ailemden ve arkadaşlarımdan çok uzakta olmak zorlayıcıydı. Bursa’daki aile ortamı çok farklıydı; burada ise insanlar daha bağımsız ve bireysel. Birde iklim koşulları Türkiyeye göre çok farklı. Belçikada bulutlu ve yağmurlu gün sayısı çok fazla bu durum bazen insanı karamsar bir havaya sokuyor.
Muhabir: Peki, Genk’te yaşamaya başladıktan sonra nasıl bir deneyim kazandın? Neler değişti?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Genk, küçük ama çok kültürlü bir şehir. Burada birçok farklı milletten insan var, bu da bana farklı kültürleri tanıma fırsatı sundu. Özellikle dil kursunda çok farklı kültürden insanlarla arkadaş oldum. Aydınlatıcı bir deneyim oldu. Belçika’daki yaşam standardı oldukça yüksek. Burada sağlıklı yaşama, yeşil alanlara, çevreye ve insanlara karşı olan duyarlılık beni çok etkiledi.
Muhabir: Bursa’dan Belçika’ya geçişte kültürel farklar seni nasıl etkiledi?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Bursa, daha geleneksel bir yaşam tarzına sahipken, Belçika çok daha bireyselci bir toplum yapısına sahip. Burada insanlar daha bağımsız ve kendi alanlarını korumaya önem veriyorlar. Bu başlangıçta beni zorladı, çünkü Türk kültüründe toplulukla iç içe olmak ve aile ilişkileri çok önemli. Ancak zamanla buna alıştım, bireysel alanımı da sevmeye başladım.
Muhabir: Belçika'da yaşam senin iş hayatını nasıl etkiledi?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Belçika'da iş hayatı oldukça düzenli. Çalışma saatleri genellikle daha esnek ve iş-özel hayat dengesi çok daha ön planda. Tabii ki tüm bunlar benim gözlemlerim. Ben şuanda Flamanca kursuna gittiğim için ve Belçikada dil bilmediğim için henüz iş hayatına giriş yapamadım. Burdaki iş yerlerinin hepsi Flamanca bilen insanları işe alıyorlar. Burada dilimi geliştirip öğretmenliğe devam etmek istiyorum.
Muhabir: Geleceğe yönelik planların neler? Türkiye'ye dönmeyi düşünüyor musun?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Gelecekte, Belçika’daki yaşamı daha da derinlemesine keşfetmeyi düşünüyorum. Flamanca dilini iyi bir şekilde öğrenip kendi mesleğim olan öğretmenliği Belçikada da yapmayı hedefliyorum. Türkiye’ye dönmeyi şu an için eşimle düşünmüyoruz, çünkü buradaki yaşam tarzı ve imkanlar bize daha uygun görünüyor. Ama tabii ki, Türkiye'yle olan bağlarımı asla koparmayı istemiyorum. Ailem ve arkadaşlarım her zaman hayatımda önemli bir yer tutacak.
Muhabir: Son olarak, Bursa’daki yaşamla Belçika’daki yaşam arasında kendine dair en çok ne gibi farklar gördün?
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Bursa’daki yaşamımda arkadaşlarım ve çevremle ilişkilerim, sosyal bağlarım çok daha güçlüydü. Belçika’da ise dili az bildiğim için sosyal hayatım da daha kısıtlı. Ama dil öğrendikçe sosyal ilişkilerimin artacağını düşünüyorum. Benim için en büyük farklardan diğeri ise buradaki kuralların ve toplumsal düzenin çok güçlü olması. Belçikada yaşayan insanlar sosyal ve kamusal kurallara daha çok önem veriyorlar.
Muhabir: Teşekkür ederim, Gökçe. Çok keyifli bir röportaj oldu.
Gökçe Özkonuk Yurdakul: Ben teşekkür ederim! Umarım bu röportaj, farklı kültürlere adım atmayı düşünenler için ilham verici olmuştur.
Kaynak: ENGİN ÖZKONUK
En Çok Okunan Haberler