BUSİAD Eski Başkanı Sayın A.İhsan Yeşilova tarafından görev süresi sonunda tarafıma armağan edilen ve Prof. Dr. İlker Parasız’ın hazırladığı Modern Ekonomi Sözlüğünde marka şöyle tanımlanıyor: Belli bir üretici tarafından üretilen ya da satışa çıkarılan mal veya hizmeti tanımaya, rakip mal ve hizmetlerden ayırt etmeye yarayan isim, işaret, arma ya da deyim bir markayı oluşturur.
Tanımından da anlaşılacağı gibi marka kavramı oldukça geniş bir alana yayılıyor ve üretici-satıcı-sunucu kurumlar için oldukça önem taşıyor. Fakat ülkemizde marka; bir ürünün ambalajının ve ismininolması olarak da anılıyor. Bu dar kapsamda oluşacak bir markanın zaten pek hayrı olmuyor ama ne yazık ki markalaşma konusunda birçok firmanın yaptığı işler bu dar kapsamda kalıyor.
Markaya ve markalaşmaya pek önem vermeyen bir kentin/ bir ülkenin ekonomi yazarlarından biriolarak, bugünkü yazımı bu önemli konuya ayırmak istiyorum.
Çünkü; bu ülkeninhala dünyaca ünlü bir markası yok.
Ne acı değil mi ?...
Dünya ülkelerinde Türkiye deyince “tak diye” aklagelen bir marka yok.
Armani gibi, Adidas gibi, Shell gibi…
Yıllar önce “bir dünya markası” sloganıyla yola çıkan ve televizyon konusunda Avrupa’da başarılı olan BEKO’nun dışında tabiî ki…Bir de son yıllarda THY’nin yıldızı, oldukça iyi parlıyor Türk markası olarak…Borsa’da da iyi iş çıkarıyor THY…Biraz da Mavi Jeans…Hepsi bu kadar dünyada tanınan markalarımızın…!
Branda Finance kuruluşu tarafından 2 milyar 42 milyon dolarlık değeri ile “en değerli Türk Markası” olarak açıklanan Türk Hava Yolları da olmasa, marka kavramı ve Türkiye’yi bir araya getirmek gerçekleşmeyecek yani…
BURSA MARKALARI DA KAN KAYBEDİYOR ARTIK..!
Ülkemizin dünyaca ünlü markaları olmayınca, tabiî ki yaşadığımız kentin de dünyaca ünlü markası olmuyor. Bursa’da marka deyince aklımıza birçok önemli marka geliyor ama onların içinde de ne yazık ki dünyaya ün salan ve bilinen bir markaya rastlayamıyoruz.
Son 20 yılda; Bursaspor, Kamil Koç, TOFAŞ, RENO, Erikli, Penguen, Kafkas, Aroma, Uludağ Gazoz, Emek Yağ, SÜTAŞ, Özdilek, Köfteci Yusufve İnoksan gibi ünlü Bursa markalarımız sadece bu ülkede tanındı ve bilindi.
Bu markalardan bazıları; son 10 yılda epey kan kaybetti ve ne yazıktır ki Bursaspor gibi dip yapma aşamasına geldi.
Üzücü bir şekilde hem de..!
Bir de; marka kent olma iddiası var Bursa’nın…
Kültür ve Turizm Bakanlığının 2023 Marka Kentler Projesinde yer alan 15 ilden biri olan Bursa’ya marka kent olabilmesi için 50 milyon TL’lik yatırım öngörülmüştü 2013’te…
Ama şu anda yılda 350 bini yabancı olmak üzere sadece 1 Milyon 225 bin turisti ağırlayan Bursa’nın marka kent olabilmesi için “daha bir fırın ekmek yemesi” ve bu zorlu işin alt yapısını hazırlaması gerek…
Evet…Bursa: şu anda marka bir kent olamaz. Olsa-olsa İstanbul’un yedeği, “arka bir kent” olabilir ne yazık ki…
Çünkü “Hadi ben mevcut ürünümü markalaştırayım” demekle marka olunmuyor. Markanın tüketicinin beyninde ve gönlünde oluşması şart…
Bunun için de doğru şeylerin planlanması, uygulanması ve takip edilmesi gerek…Doğru dağıtım, reklam, tanıtım, iletişim ve promosyon yapılması gerekir ki; uzun süreçte bir marka oluşsun.
Bunları yapmazsanız; marka da olunmuyor, marka kent de….!
İki ileri, bir geri yerinde sayıyorsun Mehter Marşı gibi…
KÜRESEL MARKA FAKİRİ, FASONCU BİR ÜLKE MİYİZ..?…
İster inanın, ister inanmayın…Türkiye küresel anlamda da marka fakiri bir ülke…Ankara Ticaret Odası’nın 5 yıl önce yaptığı bir araştırma, bu gerçeği gün gibi ortaya çıkarmıştı. Dünyanın en değerli 500 markası arasında bir tek Türk şirketi dahi bulunmuyor.
Ayrıca Türkiye’deki borsada işlem gören tüm şirketlerin toplam piyasa değeri, dünyanın en ünlü market zinciri Wall-Mart’ın piyasa değerini bile yakalayamıyor. ATO’nun yaptığı bu çalışmada; aralarında Coca-Cola, Shell, Microsoft ve Nike gibi devlerin bulunduğu dünyanın en büyük 250 küresel markanın toplam piyasa değeri 7 trilyon 279 milyar doları, bu şirketlerin marka değeri de 2 trilyon doları buluyor.
Global marka fakiri Türkiye’nin ilk 10’unda yer alan; Turkcell, Akbank, İşbank, Garanti Bankası, Enka İnşaat, Sabancı Holding, Koç Holding ve Tüpraş’ın toplam piyasa değeri 118 milyar dolar ama Amerikan General Electric şirketi 717,6 milyar dolarlık değeri ile bizim bu 8 şirketin toplam değerini 6’ya katlıyor.
İşte bu açılardan değerlendirdiğimizde; Türkiye’nin dünyaca ünlü ve marka değeri yüksek olan markalar yaratma zorunluluğu ortaya çıkıyor. Bugüne dek neden dünyaca ünlü bir marka üretemediğimiz sorusunu, “bizim bu konuda ne eksiğimiz var..? “ diyerek direkt bir soru ile yanıt vermek ve özeleştiri yapmak gerekiyor galiba…
Biz maalesef; iyi ve kaliteli ürün üretip, bunu estetikle birleştirip ona anlam ve ruh yükleyemiyoruz. Birçok ünlü markaya fason üretim yapıp, katma değeri az ürünler ihraç ederek de kendimizi tatmin ediyoruz ne yazık ki…
Dünyada “fasoncu bir ülkeye” çıktı adımız…Haberiniz var mı..?
O yüzden de çok güzel şeyler üretiyoruz ama bunları ünlü firmalara fason yaptığımız için bir markamız olmuyor.
Türkiye’nin de bir gün marka ihraç edeceği günleri de görebilme umudu içinde yazımı sonlarken, markanın ekonomi içindekiönemine bir kez daha dikkat çekmek istiyorum.
Dünyaca ünlü markası olmayan bir ülkenin dış ticareti de, ihracatı da pek umut vermiyor haliyle…
ÖZLÜ SÖZLER: Eğer kişi hangi limana yelken açtığını bilmiyorsa, hiçbir rüzgar onun işine yaramaz.(SENECA)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BİNAY KAZAN
DÜNYACA ÜNLÜ BİR MARKAMIZ OLACAK MI ACABA ?....
BUSİAD Eski Başkanı Sayın A.İhsan Yeşilova tarafından görev süresi sonunda tarafıma armağan edilen ve Prof. Dr. İlker Parasız’ın hazırladığı Modern Ekonomi Sözlüğünde marka şöyle tanımlanıyor: Belli bir üretici tarafından üretilen ya da satışa çıkarılan mal veya hizmeti tanımaya, rakip mal ve hizmetlerden ayırt etmeye yarayan isim, işaret, arma ya da deyim bir markayı oluşturur.
Tanımından da anlaşılacağı gibi marka kavramı oldukça geniş bir alana yayılıyor ve üretici-satıcı-sunucu kurumlar için oldukça önem taşıyor. Fakat ülkemizde marka; bir ürünün ambalajının ve isminin olması olarak da anılıyor. Bu dar kapsamda oluşacak bir markanın zaten pek hayrı olmuyor ama ne yazık ki markalaşma konusunda birçok firmanın yaptığı işler bu dar kapsamda kalıyor.
Markaya ve markalaşmaya pek önem vermeyen bir kentin/ bir ülkenin ekonomi yazarlarından biri olarak, bugünkü yazımı bu önemli konuya ayırmak istiyorum.
Çünkü; bu ülkenin hala dünyaca ünlü bir markası yok.
Ne acı değil mi ?...
Dünya ülkelerinde Türkiye deyince “tak diye” akla gelen bir marka yok.
Armani gibi, Adidas gibi, Shell gibi…
Yıllar önce “bir dünya markası” sloganıyla yola çıkan ve televizyon konusunda Avrupa’da başarılı olan BEKO’nun dışında tabiî ki…Bir de son yıllarda THY’nin yıldızı, oldukça iyi parlıyor Türk markası olarak…Borsa’da da iyi iş çıkarıyor THY…Biraz da Mavi Jeans…Hepsi bu kadar dünyada tanınan markalarımızın…!
Branda Finance kuruluşu tarafından 2 milyar 42 milyon dolarlık değeri ile “en değerli Türk Markası” olarak açıklanan Türk Hava Yolları da olmasa, marka kavramı ve Türkiye’yi bir araya getirmek gerçekleşmeyecek yani…
BURSA MARKALARI DA KAN KAYBEDİYOR ARTIK..!
Ülkemizin dünyaca ünlü markaları olmayınca, tabiî ki yaşadığımız kentin de dünyaca ünlü markası olmuyor. Bursa’da marka deyince aklımıza birçok önemli marka geliyor ama onların içinde de ne yazık ki dünyaya ün salan ve bilinen bir markaya rastlayamıyoruz.
Son 20 yılda; Bursaspor, Kamil Koç, TOFAŞ, RENO, Erikli, Penguen, Kafkas, Aroma, Uludağ Gazoz, Emek Yağ, SÜTAŞ, Özdilek, Köfteci Yusuf ve İnoksan gibi ünlü Bursa markalarımız sadece bu ülkede tanındı ve bilindi.
Bu markalardan bazıları; son 10 yılda epey kan kaybetti ve ne yazıktır ki Bursaspor gibi dip yapma aşamasına geldi.
Üzücü bir şekilde hem de..!
Bir de; marka kent olma iddiası var Bursa’nın…
Kültür ve Turizm Bakanlığının 2023 Marka Kentler Projesinde yer alan 15 ilden biri olan Bursa’ya marka kent olabilmesi için 50 milyon TL’lik yatırım öngörülmüştü 2013’te…
Ama şu anda yılda 350 bini yabancı olmak üzere sadece 1 Milyon 225 bin turisti ağırlayan Bursa’nın marka kent olabilmesi için “daha bir fırın ekmek yemesi” ve bu zorlu işin alt yapısını hazırlaması gerek…
Evet…Bursa: şu anda marka bir kent olamaz. Olsa-olsa İstanbul’un yedeği, “arka bir kent” olabilir ne yazık ki…
Çünkü “Hadi ben mevcut ürünümü markalaştırayım” demekle marka olunmuyor. Markanın tüketicinin beyninde ve gönlünde oluşması şart…
Bunun için de doğru şeylerin planlanması, uygulanması ve takip edilmesi gerek…Doğru dağıtım, reklam, tanıtım, iletişim ve promosyon yapılması gerekir ki; uzun süreçte bir marka oluşsun.
Bunları yapmazsanız; marka da olunmuyor, marka kent de….!
İki ileri, bir geri yerinde sayıyorsun Mehter Marşı gibi…
KÜRESEL MARKA FAKİRİ, FASONCU BİR ÜLKE MİYİZ..?…
İster inanın, ister inanmayın…Türkiye küresel anlamda da marka fakiri bir ülke…Ankara Ticaret Odası’nın 5 yıl önce yaptığı bir araştırma, bu gerçeği gün gibi ortaya çıkarmıştı. Dünyanın en değerli 500 markası arasında bir tek Türk şirketi dahi bulunmuyor.
Ayrıca Türkiye’deki borsada işlem gören tüm şirketlerin toplam piyasa değeri, dünyanın en ünlü market zinciri Wall-Mart’ın piyasa değerini bile yakalayamıyor. ATO’nun yaptığı bu çalışmada; aralarında Coca-Cola, Shell, Microsoft ve Nike gibi devlerin bulunduğu dünyanın en büyük 250 küresel markanın toplam piyasa değeri 7 trilyon 279 milyar doları, bu şirketlerin marka değeri de 2 trilyon doları buluyor.
Global marka fakiri Türkiye’nin ilk 10’unda yer alan; Turkcell, Akbank, İşbank, Garanti Bankası, Enka İnşaat, Sabancı Holding, Koç Holding ve Tüpraş’ın toplam piyasa değeri 118 milyar dolar ama Amerikan General Electric şirketi 717,6 milyar dolarlık değeri ile bizim bu 8 şirketin toplam değerini 6’ya katlıyor.
İşte bu açılardan değerlendirdiğimizde; Türkiye’nin dünyaca ünlü ve marka değeri yüksek olan markalar yaratma zorunluluğu ortaya çıkıyor. Bugüne dek neden dünyaca ünlü bir marka üretemediğimiz sorusunu, “bizim bu konuda ne eksiğimiz var..? “ diyerek direkt bir soru ile yanıt vermek ve özeleştiri yapmak gerekiyor galiba…
Biz maalesef; iyi ve kaliteli ürün üretip, bunu estetikle birleştirip ona anlam ve ruh yükleyemiyoruz. Birçok ünlü markaya fason üretim yapıp, katma değeri az ürünler ihraç ederek de kendimizi tatmin ediyoruz ne yazık ki…
Dünyada “fasoncu bir ülkeye” çıktı adımız…Haberiniz var mı..?
O yüzden de çok güzel şeyler üretiyoruz ama bunları ünlü firmalara fason yaptığımız için bir markamız olmuyor.
Türkiye’nin de bir gün marka ihraç edeceği günleri de görebilme umudu içinde yazımı sonlarken, markanın ekonomi içindeki önemine bir kez daha dikkat çekmek istiyorum.
Dünyaca ünlü markası olmayan bir ülkenin dış ticareti de, ihracatı da pek umut vermiyor haliyle…
ÖZLÜ SÖZLER: Eğer kişi hangi limana yelken açtığını bilmiyorsa, hiçbir rüzgar onun işine yaramaz.(SENECA)