Son 10 yılda iş dünyasında “bir inovasyon rüzgarı” esiyor.
Anlaşılır adıyla da; yenileşim!..
Ya da daha fazla para kazandıran yaratıcı yeniliktir inovasyon…
Tüm dünya ülkelerinin önemli bir iş gündemi haline dönüşen bu yeni terim, ülkeden-ülkeye ve firmadan- firmaya dolaşarak işadamları için bir heyecan kaynağı olmaya başladı.
Peki ince ayrıntılarına göre nedir inovasyon?..
Üretim ve satış organizasyonlarındaki yenilenme, yaratıcılık ve yeniden doğma olarak da adlandırılan inovasyon, ticari bir icat olarak da değerlendirilmektedir. Değişen şartlara bir uyum sağlama yeteneği olarak da yorumlanan bu yeni terimin, birçok sektörde olduğu gibi fırın ve pastanelerin de içinde bulunduğu KOBİ tanımına uygun gıda işletmeleri için “önemli bir çıkış yolu” olduğu düşünülmektedir.
Bu yeni terimi en iyi anlatan söz ise Charles Darwin’e ait…
Darwin: “Ayakta kalanlar; ne en güçlüler, ne de en akılılardır. Sadece değişen şartlara en hızlı şekilde ayak uyduranlar, ayakta kalmayı becerebilenlerdir” derken belki de bugünün inovasyon ortamını anlatmak istemişti.
AYAKTA KALMAK VE YOK OLMAMAK İÇİN!..
İnovasyon terimini kullanmaya ve şirketlerine uydurmaya çalışan birçok işadamı tanıyorum. Henüz ülkemizde 10 yıldan beri tanınmasına rağmen, bu terim çerçevesinde kuruluşuna yön vermeye çalışan bir arkadaşımla birlikte İstanbul’da yapılan I. İnovasyon Konferansına katılmıştık. Yakın geçmişte yapılan bu konferanstan oldukça önemli mesajlarla döndüğümüzü hatırlıyorum. Bu konferanstan aldığım mesajlardan en önemlisi, cesur bir girişimciliği çağrıştırıyordu: “Ye yenilen, ya öl!..
Yani artık firmaların kendilerini yenilemesi gerektiği ve kendisini yenilemeyen firmaların zor şartlar karşısında ölüme mahkum olduğunu anlatan “bu inovasyon mesajı”, ülkemizdeki ve kentimizdeki bir çok firma için önemli bir hedefi de işaret ediyor.
“Ya yenilen, ya öl!..”
İnovasyonun günümüzün sert rekabet ortamında “ayakta kalmak için” en önemli rol olduğunu anlatan İnovasyon Konferansı konuşmacılarından Business Düşünürü Tom Peters firmaların risk almaktan korkmamalarını söylemişti toplantıya katılanlara…
“Risk yoksa, hayat da yok” diyerek…
UNLU MAMUL SATICILARINA ÖZEL YENİLEŞİM!..
İnovasyonun bu genel tanım ve kurallarını tanıdıktan sonra, bu önemli kavramın unlu mamul ve fırıncılık sektörüne olan etkilerini dile getirmek istiyorum.
Biliyoruz ki; ramazan ayını yaşıyoruz. Tam kapanmanın başlayacağı bugün de görüyoruz ki; fırın ve pastaneler bu kısıtlama kapsamına pek girmiyorlar.
Şu pandemi döneminde birçok işyeri kısıtlama kuralları nedeniyle kapanmak veya faaliyetine ara vermek zorunda kalırken, özellikle ekmek fırınları tam kapasite işlerine devam ediyorlar. Hatta kârlılık oranı yüksek olan ramazan pidesi satarak kazançlarına kazanç katıyorlar.
Yazımın bu bölümünde; fırınlar ve pastaneler için inovasyon (yenileşim) ayrıntıları vereceğim.
Yıllardır bakkallara bağımlı bir satış stratejisi izleyen ve kendi ürettiği ekmeği kendi satamayan fırıncılar için inovasyon oldukça önem taşımaktadır. Çünkü yaratacağı para kazandıran bir yenilik ile unlu mamul üreticileri kendi tezgah satışlarını artırarak, bakkallara olan bağımlılıklarını azaltabilir.
Bunun için ekmeğin satış şartlarının tüketiciye uygun hale getirilmesi, satış vitrinleri ile sunum ekipmanlarında göze hoş gelen bir hale dönüştürülmesi ve temizlik-estetik-düzenin sağlanması gerekmektedir. Tüketicinin istediği; hijyenikgörsel ve sunum şartları, bu tür işletmeler için olmazsa olmaz kural olmalıdır artık…
X,Y VE Z KUŞAĞININ FARKINDA OLMAK
İşte ekmek fırını için geçerli inovasyon budur. Fırınında bu yaratıcı yenilikleri sağlayan fırıncı esnafı, kısa sürede günlük 3 bin-4 bin adetlik tezgah satışlarını yakalayarak, amacına ulaşabilir. Işıl-ışıl vitrin dolapları, hijyenik ve estetik ekmek rafları ile çağdaş bir ekmek fırını yaratmak elindedir aslında fırıncıların…
Pastaneler de kendilerine has bazı damak tadı ürünlere yönelebilirse, marka kimlikleri daha kolay oturuyor. Tüm fırın ve pastanelerde hijyen kurallarına uymak, gerektiğinde üretim alanının kapalı devre TV veya sosyal medya koşulları ile müşterilere izletmek de inovatif düşüncenin hayata geçirilmiş bir başka şeklidir.
Ayrıca… Tüketici haklarına duyarlı olduğunu belirten bir yazıyı işyeri duvarına asan bir pastanenin yüzde 25-30 ciro artışı yaşadığının canlı şahidiyim ben…
Kısacası fırın ve pastane gibi unlu mamul üreticileri de yaratıcı ve para kazandıran bu yenilikle işyerlerinde yeni bir düzen kurabilir.
Yeter ki; yenileşim rüzgarı ile tanışsınlar.
Yaşadığımız yüzyılın bilinçli tüketicisinin ve X-Y ve Z kuşağının farkında olsunlar.
Yeni kuşaklar, daha kolay ve daha hijyenik alışveriş meraklısı olarak tanınıyor. Sosyal medya siparişleri de, fırın ve pastanelere hayat katan bir başka ayrıntı olacaktır bundan böyle…
Yeniliği yaratanlar ve iş yerine farkı katanlar, yüksek kazanca da ulaşıyor çünkü…
ÖZLÜ SÖZLER: Hiç kimse duymak istemeyen kadar sağır olamaz. (M.HENRY)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BİNAY KAZAN
EKMEK FIRINI VE PASTANELERDE İNOVASYON ZAMANI!..
Son 10 yılda iş dünyasında “bir inovasyon rüzgarı” esiyor.
Anlaşılır adıyla da; yenileşim!..
Ya da daha fazla para kazandıran yaratıcı yeniliktir inovasyon…
Tüm dünya ülkelerinin önemli bir iş gündemi haline dönüşen bu yeni terim, ülkeden-ülkeye ve firmadan- firmaya dolaşarak işadamları için bir heyecan kaynağı olmaya başladı.
Peki ince ayrıntılarına göre nedir inovasyon?..
Üretim ve satış organizasyonlarındaki yenilenme, yaratıcılık ve yeniden doğma olarak da adlandırılan inovasyon, ticari bir icat olarak da değerlendirilmektedir. Değişen şartlara bir uyum sağlama yeteneği olarak da yorumlanan bu yeni terimin, birçok sektörde olduğu gibi fırın ve pastanelerin de içinde bulunduğu KOBİ tanımına uygun gıda işletmeleri için “önemli bir çıkış yolu” olduğu düşünülmektedir.
Bu yeni terimi en iyi anlatan söz ise Charles Darwin’e ait…
Darwin: “Ayakta kalanlar; ne en güçlüler, ne de en akılılardır. Sadece değişen şartlara en hızlı şekilde ayak uyduranlar, ayakta kalmayı becerebilenlerdir” derken belki de bugünün inovasyon ortamını anlatmak istemişti.
AYAKTA KALMAK VE YOK OLMAMAK İÇİN!..
İnovasyon terimini kullanmaya ve şirketlerine uydurmaya çalışan birçok işadamı tanıyorum. Henüz ülkemizde 10 yıldan beri tanınmasına rağmen, bu terim çerçevesinde kuruluşuna yön vermeye çalışan bir arkadaşımla birlikte İstanbul’da yapılan I. İnovasyon Konferansına katılmıştık. Yakın geçmişte yapılan bu konferanstan oldukça önemli mesajlarla döndüğümüzü hatırlıyorum. Bu konferanstan aldığım mesajlardan en önemlisi, cesur bir girişimciliği çağrıştırıyordu: “Ye yenilen, ya öl!..
Yani artık firmaların kendilerini yenilemesi gerektiği ve kendisini yenilemeyen firmaların zor şartlar karşısında ölüme mahkum olduğunu anlatan “bu inovasyon mesajı”, ülkemizdeki ve kentimizdeki bir çok firma için önemli bir hedefi de işaret ediyor.
“Ya yenilen, ya öl!..”
İnovasyonun günümüzün sert rekabet ortamında “ayakta kalmak için” en önemli rol olduğunu anlatan İnovasyon Konferansı konuşmacılarından Business Düşünürü Tom Peters firmaların risk almaktan korkmamalarını söylemişti toplantıya katılanlara…
“Risk yoksa, hayat da yok” diyerek…
UNLU MAMUL SATICILARINA ÖZEL YENİLEŞİM!..
İnovasyonun bu genel tanım ve kurallarını tanıdıktan sonra, bu önemli kavramın unlu mamul ve fırıncılık sektörüne olan etkilerini dile getirmek istiyorum.
Biliyoruz ki; ramazan ayını yaşıyoruz. Tam kapanmanın başlayacağı bugün de görüyoruz ki; fırın ve pastaneler bu kısıtlama kapsamına pek girmiyorlar.
Şu pandemi döneminde birçok işyeri kısıtlama kuralları nedeniyle kapanmak veya faaliyetine ara vermek zorunda kalırken, özellikle ekmek fırınları tam kapasite işlerine devam ediyorlar. Hatta kârlılık oranı yüksek olan ramazan pidesi satarak kazançlarına kazanç katıyorlar.
Yazımın bu bölümünde; fırınlar ve pastaneler için inovasyon (yenileşim) ayrıntıları vereceğim.
Yıllardır bakkallara bağımlı bir satış stratejisi izleyen ve kendi ürettiği ekmeği kendi satamayan fırıncılar için inovasyon oldukça önem taşımaktadır. Çünkü yaratacağı para kazandıran bir yenilik ile unlu mamul üreticileri kendi tezgah satışlarını artırarak, bakkallara olan bağımlılıklarını azaltabilir.
Bunun için ekmeğin satış şartlarının tüketiciye uygun hale getirilmesi, satış vitrinleri ile sunum ekipmanlarında göze hoş gelen bir hale dönüştürülmesi ve temizlik-estetik-düzenin sağlanması gerekmektedir. Tüketicinin istediği; hijyenik görsel ve sunum şartları, bu tür işletmeler için olmazsa olmaz kural olmalıdır artık…
X,Y VE Z KUŞAĞININ FARKINDA OLMAK
İşte ekmek fırını için geçerli inovasyon budur. Fırınında bu yaratıcı yenilikleri sağlayan fırıncı esnafı, kısa sürede günlük 3 bin-4 bin adetlik tezgah satışlarını yakalayarak, amacına ulaşabilir. Işıl-ışıl vitrin dolapları, hijyenik ve estetik ekmek rafları ile çağdaş bir ekmek fırını yaratmak elindedir aslında fırıncıların…
Pastaneler de kendilerine has bazı damak tadı ürünlere yönelebilirse, marka kimlikleri daha kolay oturuyor. Tüm fırın ve pastanelerde hijyen kurallarına uymak, gerektiğinde üretim alanının kapalı devre TV veya sosyal medya koşulları ile müşterilere izletmek de inovatif düşüncenin hayata geçirilmiş bir başka şeklidir.
Müşterinin güveni, unlu mamul ürününün hijyenik şartlarda üretilip-üretilmediğini öğrenmekle başlıyor.
Ayrıca… Tüketici haklarına duyarlı olduğunu belirten bir yazıyı işyeri duvarına asan bir pastanenin yüzde 25-30 ciro artışı yaşadığının canlı şahidiyim ben…
Kısacası fırın ve pastane gibi unlu mamul üreticileri de yaratıcı ve para kazandıran bu yenilikle işyerlerinde yeni bir düzen kurabilir.
Yeter ki; yenileşim rüzgarı ile tanışsınlar.
Yaşadığımız yüzyılın bilinçli tüketicisinin ve X-Y ve Z kuşağının farkında olsunlar.
Yeni kuşaklar, daha kolay ve daha hijyenik alışveriş meraklısı olarak tanınıyor. Sosyal medya siparişleri de, fırın ve pastanelere hayat katan bir başka ayrıntı olacaktır bundan böyle…
Yeniliği yaratanlar ve iş yerine farkı katanlar, yüksek kazanca da ulaşıyor çünkü…
ÖZLÜ SÖZLER: Hiç kimse duymak istemeyen kadar sağır olamaz. (M.HENRY)
-------------------------------------------------------------------------------------------------