Radyodaki ARKASI YARIN piyesleri gibi oldu hayatlarımız..!
Yazının Giriş Tarihi: 25.07.2024 18:52
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.07.2024 18:52
2020 ile birlikte başlayan son 4 yıllık süreç, hiç kimse için iyi gelmedi. Son yıllarımızı adeta diken üstünde yaşıyoruz. Çünkü her an, her şey olabilir çevremizde…Kötü sürpriz ile karşılaşmakta var hayatın içinde tabii ki…
Bundan 4 yıl önce Covid-19 ile başlayan olumsuzluklar, tüm dünyada ve ülkemizde devam ediyor. Felaketler üst üste geliyor adeta…
Yarınlarda ne olacağını bilmeyen insanlar topluluğu olduk adeta…Bu durumda; korkularımız da çoğalıyor, yarınlarla ilgili endişelerimiz de…
Ama bu olumsuz tablonun daha öncesi de var ama…Yaşamlarımızı alt üst eden sorunlar; çok daha önceki yıllara ulaşıyor.
Biliyorsunuz ki; bu ülkede; 1999 Yılı 17 Ağustos’unda büyük bir deprem yaşadık. Bitmedi…Aynı yılın Kasım’ında bir kez daha sarsıldık Düzce’de...Daha artçı şoklardan toparlanma fırsatı bulamadan, apansız geldi Şubat 2001 ekonomik depremi…
Bir gecede yüzde 100’e varan kur artışları yaşadık 2001’in o kara günlerinde…Döviz borçları ikiye katlandı. Batanlar ve intihar edenler oldu iş dünyasında…
Ve 2008’de de; tüm dünyayı kökünden sarsan mortgage kaynaklı büyük ABD krizi patladı .Ekonomiler çöktü.
Ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda yaşanan problemlerimiz hiç bitmedi. Bitmeyecek de galiba…
Covid süreci sonrasında hapis olduğumuz hayatlardan tam da çıkmaya başladığımız bir dönemde, o büyük Kahramanmaraş depremleri ile sarsıldık ülkece…On binlerce ölü ve yüzbinlerce yaralı verdik 6 Şubat depremlerine…
En büyük travmamız bu oldu son yıllardaki…
Görülüyor ki; ülkemizin ve dünyanın üzerindeki siyasi, ekonomik ve ekolojik kara bulutlar hiç eksilmedi. Bir türlü iki yakamız bir araya gelmedi desek yeridir. Kaos üzerine kaoslar yaşıyoruz.
Çevre sorunları ve küresel ısınma nedenli felaket senaryoları bizi öyle korkutuyor ki…Sel, deprem, fırtına, çığ, kasırga ve diğer doğal felaket senaryoları; filmlerden çıkıp hayatlarımızın tam ortasına girdi artık…Yarın ne olacağını bilemez haldeyiz.
SAAT 09.40’I HEYECANLA BEKLERDİK
Bizim kuşak (50-60-70-80 yaşındakiler) çok iyi bilir. TRT Radyolarında 70’li yıllarda hafta içi her sabah saat 09.40’da yaklaşık 20 dakika süren “Arkası yarın” isimli bir radyo tiyatrosu dinlenirdi geniş kesimlerce…
Daha televizyonların çıkmadığı yıllarda…
Yarın ne olacağını merakla beklerdik bu radyo piyeslerinde…İçimiz içimize sığmazdı arkası yarınları dinlerken…Acaba yarın ne olacaktı..?
Bu piyesleri adeta radyonun içine girerek dinlerdik heyecan içinde…Kapı gıcırtılarını, tokat seslerini ve şişe kırılmalarını bile canlı-canlı yaşardık seslendirmeyi yapan tiyatrocularla birlikte…
Galiba…Bugünleri de öyle yaşıyoruz yeniden…Her gün yeni bir şok veya yeni bir olay falan yani…Heyecan içinde…Nefes-nefese…
Covid sürecinde; vaka sayıları, günlük ölü istatistikleri, iyileşen hasta sayısı ve entübiye giren hasta oranı…
Daha sonrasında…Büyük depremde kaybettiğimiz insanların sayıları, acıları…
Ekonomi de sıcak yıllardır…Doların ve faizin seyri…Maaş zamları, asgari ücret tespitleri…
Hep nefes-nefese takip ediyoruz gelişmeleri…Yıllardır.
YARIN NE OLACAĞINI KİM BİLEBİLİR..?
Öte yandan…Bakıyorum yakın çevreme…Dünü kolayca unutan, bugünlerden umarsız, yarınlardan da umutsuz bir ülkenin bireyleri olarak; bilinmeyen bir yerlere doğru sürüklendiğimizi görüyorum.
Yarınların ne getireceğini tam olarak bilemiyoruz çünkü…
Aynen arkası yarın piyeslerindeki gibiyiz.İşte bu bilinmezlik nedeniyle korkuyoruz.
Pandemi kaynaklı yeni bir küresel ekonomik kriz mi..?
Çalkantılı iç siyaset denizlerinde büyük bir fırtına mı..?
Depremler mi..? Seller mi..?
Korkutan ne bizi bugünlerde..?
Artan işsizlik mi…Yükselen enflasyon mu..?
Piyasalardaki durgunluk mu..?
10-12 bin liralık yetmeyen emekli maaşları mı,17 bin TL’lik asgari ücretler mi..?
Yaşantımızın geri kalan bölümünde ne bekliyor bizi acaba..?
Arkası yarın gibi hayatlarımızda, “yarın ne olacak” kim bilir..!
Merak içinde bekliyor muyuz.?
Özlü sözler: İnsanlığın en büyük en muhteşem eseri; bir AMAÇ doğrultusunda yaşamayı bilmektir.(MONTAİGNE)
Bugünlerde sıklıkla yaşadığımız korkulardan bahsetmişken, yaşantılarımızda bizi rahatsız eden farklı etkenleri de anlatmak istiyorum. Tıp dilinde her korkunun farklı adları bulunuyor. Korkulara verilen isimlerin hepsi sonuna fobi eki alıyor. Bu korkuları araştırdım ve ortaya kocaman bir liste çıktı. Bakın bakalım bu korku listesindeki korkulardan hangileri sizin ki..?
Bakın bakalım başka neler korkutuyor sizi, bizi veya hepimizi…Veya listede yer alan fobilerin hangisinden en fazla korkuyoruz..?
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BİNAY KAZAN
Radyodaki ARKASI YARIN piyesleri gibi oldu hayatlarımız..!
2020 ile birlikte başlayan son 4 yıllık süreç, hiç kimse için iyi gelmedi. Son yıllarımızı adeta diken üstünde yaşıyoruz. Çünkü her an, her şey olabilir çevremizde…Kötü sürpriz ile karşılaşmakta var hayatın içinde tabii ki…
Bundan 4 yıl önce Covid-19 ile başlayan olumsuzluklar, tüm dünyada ve ülkemizde devam ediyor. Felaketler üst üste geliyor adeta…
Yarınlarda ne olacağını bilmeyen insanlar topluluğu olduk adeta…Bu durumda; korkularımız da çoğalıyor, yarınlarla ilgili endişelerimiz de…
Ama bu olumsuz tablonun daha öncesi de var ama…Yaşamlarımızı alt üst eden sorunlar; çok daha önceki yıllara ulaşıyor.
Biliyorsunuz ki; bu ülkede; 1999 Yılı 17 Ağustos’unda büyük bir deprem yaşadık. Bitmedi…Aynı yılın Kasım’ında bir kez daha sarsıldık Düzce’de...Daha artçı şoklardan toparlanma fırsatı bulamadan, apansız geldi Şubat 2001 ekonomik depremi…
Bir gecede yüzde 100’e varan kur artışları yaşadık 2001’in o kara günlerinde…Döviz borçları ikiye katlandı. Batanlar ve intihar edenler oldu iş dünyasında…
Ve 2008’de de; tüm dünyayı kökünden sarsan mortgage kaynaklı büyük ABD krizi patladı .Ekonomiler çöktü.
Ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda yaşanan problemlerimiz hiç bitmedi. Bitmeyecek de galiba…
Covid süreci sonrasında hapis olduğumuz hayatlardan tam da çıkmaya başladığımız bir dönemde, o büyük Kahramanmaraş depremleri ile sarsıldık ülkece…On binlerce ölü ve yüzbinlerce yaralı verdik 6 Şubat depremlerine…
En büyük travmamız bu oldu son yıllardaki…
Görülüyor ki; ülkemizin ve dünyanın üzerindeki siyasi, ekonomik ve ekolojik kara bulutlar hiç eksilmedi. Bir türlü iki yakamız bir araya gelmedi desek yeridir. Kaos üzerine kaoslar yaşıyoruz.
Çevre sorunları ve küresel ısınma nedenli felaket senaryoları bizi öyle korkutuyor ki…Sel, deprem, fırtına, çığ, kasırga ve diğer doğal felaket senaryoları; filmlerden çıkıp hayatlarımızın tam ortasına girdi artık…Yarın ne olacağını bilemez haldeyiz.
SAAT 09.40’I HEYECANLA BEKLERDİK
Bizim kuşak (50-60-70-80 yaşındakiler) çok iyi bilir. TRT Radyolarında 70’li yıllarda hafta içi her sabah saat 09.40’da yaklaşık 20 dakika süren “Arkası yarın” isimli bir radyo tiyatrosu dinlenirdi geniş kesimlerce…
Daha televizyonların çıkmadığı yıllarda…
Yarın ne olacağını merakla beklerdik bu radyo piyeslerinde…İçimiz içimize sığmazdı arkası yarınları dinlerken…Acaba yarın ne olacaktı..?
Bu piyesleri adeta radyonun içine girerek dinlerdik heyecan içinde…Kapı gıcırtılarını, tokat seslerini ve şişe kırılmalarını bile canlı-canlı yaşardık seslendirmeyi yapan tiyatrocularla birlikte…
Galiba…Bugünleri de öyle yaşıyoruz yeniden…Her gün yeni bir şok veya yeni bir olay falan yani…Heyecan içinde…Nefes-nefese…
Covid sürecinde; vaka sayıları, günlük ölü istatistikleri, iyileşen hasta sayısı ve entübiye giren hasta oranı…
Daha sonrasında…Büyük depremde kaybettiğimiz insanların sayıları, acıları…
Ekonomi de sıcak yıllardır…Doların ve faizin seyri…Maaş zamları, asgari ücret tespitleri…
Hep nefes-nefese takip ediyoruz gelişmeleri…Yıllardır.
YARIN NE OLACAĞINI KİM BİLEBİLİR..?
Öte yandan…Bakıyorum yakın çevreme…Dünü kolayca unutan, bugünlerden umarsız, yarınlardan da umutsuz bir ülkenin bireyleri olarak; bilinmeyen bir yerlere doğru sürüklendiğimizi görüyorum.
Yarınların ne getireceğini tam olarak bilemiyoruz çünkü…
Aynen arkası yarın piyeslerindeki gibiyiz.İşte bu bilinmezlik nedeniyle korkuyoruz.
Pandemi kaynaklı yeni bir küresel ekonomik kriz mi..?
Çalkantılı iç siyaset denizlerinde büyük bir fırtına mı..?
Depremler mi..? Seller mi..?
Korkutan ne bizi bugünlerde..?
Artan işsizlik mi…Yükselen enflasyon mu..?
Piyasalardaki durgunluk mu..?
10-12 bin liralık yetmeyen emekli maaşları mı,17 bin TL’lik asgari ücretler mi..?
Yaşantımızın geri kalan bölümünde ne bekliyor bizi acaba..?
Arkası yarın gibi hayatlarımızda, “yarın ne olacak” kim bilir..!
Merak içinde bekliyor muyuz.?
Özlü sözler: İnsanlığın en büyük en muhteşem eseri; bir AMAÇ doğrultusunda yaşamayı bilmektir.(MONTAİGNE)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
SİZİN EN BÜYÜK KORKUNUZ HANGİSİ..?
Bugünlerde sıklıkla yaşadığımız korkulardan bahsetmişken, yaşantılarımızda bizi rahatsız eden farklı etkenleri de anlatmak istiyorum. Tıp dilinde her korkunun farklı adları bulunuyor. Korkulara verilen isimlerin hepsi sonuna fobi eki alıyor. Bu korkuları araştırdım ve ortaya kocaman bir liste çıktı. Bakın bakalım bu korku listesindeki korkulardan hangileri sizin ki..?
Bakın bakalım başka neler korkutuyor sizi, bizi veya hepimizi…Veya listede yer alan fobilerin hangisinden en fazla korkuyoruz..?
ABLÜTOFOBİ: Yıkanmaktan korkma
AİLURAFOBİ: Kedilerden korkma
AKLUOFOBİ: Karanlıktan korkma
AKROFOBİ : Yüksek yerlerden korkma
ANTROPOFOBİ:İnsanlardan korkma
AVİOFOBİ : Uçuş/uçak korkusu
BELONEFOBİ :İğnelerden korkma
ENTOMOFOBİ : Böceklerden korkma
BİBLİYOFOBİ :Kitaplardan korkma
FİLOFOBİ :Sevmekten/Aşık olmaktan korkma
HİDROFOBİ :Boğulmaktan korkma
HİPEGİYAFOBİ :Sorumluluktan korkma
KANSEROFOBİ :Kanser olmaktan korkma
KARDİYOFOBİ :Kalp hastalığına yakalanmaktan korkma
SİSMOFOBİ :Depremden korka
KİNOFOBİ :Köpeklerden korkma
KLOSTROFOBİ :Kapalı yer korkusu
LOGOFOBİ : Belirli sözcüklerden korkma
MİKROBİYOFOBİ:Mikroplardan korkma
POLİTİKOFOBİ : Politikacılardan korkma
SKİOFOBİ : Gölgelerden korkma
TANATOFOBİ : Ölümden korkma
PATAFOBİ : Hasta olmaktan korkma
GERONTOFOBİ : Yaşlanmaktan korkma