Bugün yaşadığımız kentin gündemi; tabii ki BURSASPOR’dur.2010 Yılında gelen görkemli Süper Lig şampiyonluğundan tam 12 yıl sonra 3.Lige düşen Yeşil-Beyazlı kulüp, tüm kenti yasa boğmuştur.
Geçtiğimiz Cumartesi günü yaşanan Bandırma faciası sonrasında; tam anlamıyla bir bataklığa düşen Bursaspor’da; bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Örneğin; gelecek sezon Bursaspor’un maçlarını yayınlayacak bir TV kanalı bulunmayacaktır. Deplasman maçlarında ne olup bittiğini çok kimse öğrenemeyecektir. TV maç yayın geliri de yoktur artık Yeşil-Beyazı kulübün bütçesinde…Forma satışı azalacak, maç bilet gelirlerinde de büyük düşüş yaşanacaktır.
Bursaspor’un gelecek sezondaki rakipleri; büyük olasılıkla Anadolu’nun mütevazi ilçelerinde veya kentlerinde kurulmuş, çoğunluğu amatör özelliğini aşamamış takımlar olacaktır. Serik Belediyespor, Nazilli Belediyespor, Somaspor, İsparta 32, Kömürspor ve Pazarspor, bu guruba örnek gösterilebilir. Zemini kötü dış sahalarda 300-500 taraftara oynayacaktır bir zamanlar Old Trafford’da Şampiyonlar Ligi mücadelesi vermiş Büyük Bursaspor artık…
Dolayısıyla kentte; özellikle hafta sonları yoğun bir heyecan da yaşanmayacaktır bundan böyle...
Zaten kulübün borçları tavan noktasındadır. Neredeyse 1 milyar TL’yi bulan ve bu sezondaki futbolcu-teknik direktör alacakları ile birlikte 1,1 milyar TL’lik bir borç yükü altındadır bu kulüp…
Yani eski para ile; 1,1 katrilyon lira…
Neresinden bakarsanız bakın; işler sapa sarmış durumda artık Bursaspor’da….Zaten mevcut Başkan Ömer Furkan Banaz’da “Bu borç yükünün tüm kentin omuzlarında olduğunu” belirten bir açıklama yapmıştı Pazartesi günü kulüp binasında…
Aslında “suçlu ayağa kalk” diyerek hesap sormanın tam zamanıdır ama kimi suçlayacaksın.?
Baktığımızda görülüyor ki; bu işte herkes suçludur.
Öncelikle İbrahim Yazıcı sonrasındaki tüm yönetimler bulaşmıştır bu suça…
Şampiyonluk anısı olan Atatürk Stadını yıkanlarda suçludur, bu stada sahip çıkmayanlar da…
Çorba parasına Bursaspor’un geleceği ile oynayan bazı taraftarlar da…
Kaçış yok. Yeterli desteği sağlamadığımız için bizler de suçluyuz.
Öyleyse “Suçlu ayağa kalk” derlerse, hepimiz ayakta olmalıyız.
Gözümüz gibi bakmamız gereken bir kulübe/bir kent markasına, sahip çıkamadığımız için…Hepimiz çok ama çok suçluyuz.
DARBE ÜSTÜNE DARBE YİYEN BURSASPOR..!
1963 Yılında büyük emeklerle kurulan ve şu anda tam 59 yaşında olan köklü bir sportif armadadır BURSASPOR…Yaşadığımız bu güzel kentin geçmişine ve bugünlerine damgasına vuracak kadar da güçlü bir markadır.
Yarım yüzyılı aşan süreçte birçok önemli başarıya imza atan ve Süper Lig şampiyonluğuna da ulaşan Yeşil-Beyazlı ekip, şu anda ne yazıktır ki eski güzel ve mutlu günlerinden çok uzakta bir dönem geçiriyor.
Adeta “Çile Bülbülüm çile” şarkısına özdeş profil içinde oldukça karamsar bir görüntü veren Bursaspor, formaya aşık binlerce taraftarını çok ama çok üzmeyi başardı sonunda…
2010 Yılında gelen şampiyonluk başarısından sonra sürekli ivme kaybeden ve her geçen yıl geçmişini aratan Bursaspor, süper ligden düştüğü sezonundan sonra darbe üstüne darbe yedi. Yönetimsel anlamda büyük sorunlar yaşanan Bursaspor’da; Başkan İbrahim Yazıcı’nın ölümünden sonra gelen Yönetim Kurulları, çok acıdır ki kulübe getiri yerine büyük yükler ve borçlar bıraktılar. Kapanması çok zor olacak milyonlarca lira borç…
YİĞİT DÜŞTÜĞÜ YERDEN NASIL KALKACAKTIR..?
Yani; geçmişin gurur ve mutluluk kaynağı takımı Bursaspor, ne yazıktır ki artık acınacak hale gelmek üzeredir.
Çünkü bu aşamadan sonra; takıma sahip çıkabilecek “bir babayiğit” olacağını hiç sanmıyorum. Ekonomik koşullar ortada…Sanayi ve ticaret kenti Bursa’da; herkes şirketini/işyerini korumaya odaklanmış durumda...Zamlar karşısında firmalarını zorlukla ayakta tutmaya çalışan işyeri sahipleri, üretim maliyetlerini azaltma mücadele veriyorlar bir taraftan da…Yani; iş dünyasından kulübeel uzatacak çok kimse olmaz artık Bursaspor’a…Bunu reel sektörün içinde olan bir gazeteci-yazar olarak söylüyorum.
Bu durumu bilmeyen ve Bursa dışında yaşayan bazı Bursaspor taraftarları; “Bu takıma neden şehrin zenginleri sahip çıkmıyor” diye serzenişlerde bulunuyorlar sosyal medyada…
Ama bu ekonomik darboğaz ortamında; hiç kimse 1 milyar TL’yi aşkın borcu olan takımın yönetimine soyunmaz/soyunamaz.
Biliyoruz ki…Yıllardır hem para veren hem de stadyumda küfür yiyen Bursasporlu sanayici ve iş insanları, artık bu takıma destek olmayı çoktan bıraktılar.
Peki bundan sonra ne olur…?
Yeni ve güçlü bir yönetim oluşturmak için olağanüstü kongre kararı alınır ama yönetime aday çıkma olasılığı bana göre sıfırdır. Böyle bir durumda da; bu kulüp belediyeye kalır veya kapanır. Yerine başka kentlerde olduğu gibi (Gaziantep F.K-Manisa F.K) bir başka isimle kulüp kurularak, kaldığı yerden yola devam edilebilir.
Özetle; Bursaspor markası yerle bir olur.Ama hiçbir zaman o eski güzel günler geri gelmez. Geleceğe yönelik soru işaretleri artarak devam eder.
Adeta “Kara Cumartesi” yaşanan Bandırma maçından sonra ; Bursa’da her yerde; dillerde sakız olan iki cümleyi oldukça üzgün bir şekilde bu köşede sizlere sunmak ve doğru cevabı aramak istiyorum bende…
GÜNÜN SÖZÜ: Birini suçlamak üzere ileri uzattığın elinin 3 parmağının da seni gösterdiğini sakın unutma…(Friedrich NIETZSCHE)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BİNAY KAZAN
“SUÇLU AYAĞA KALK” DEMENİN TAM ZAMANI AMA..!
Bugün yaşadığımız kentin gündemi; tabii ki BURSASPOR’dur.2010 Yılında gelen görkemli Süper Lig şampiyonluğundan tam 12 yıl sonra 3.Lige düşen Yeşil-Beyazlı kulüp, tüm kenti yasa boğmuştur.
Geçtiğimiz Cumartesi günü yaşanan Bandırma faciası sonrasında; tam anlamıyla bir bataklığa düşen Bursaspor’da; bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Örneğin; gelecek sezon Bursaspor’un maçlarını yayınlayacak bir TV kanalı bulunmayacaktır. Deplasman maçlarında ne olup bittiğini çok kimse öğrenemeyecektir. TV maç yayın geliri de yoktur artık Yeşil-Beyazı kulübün bütçesinde…Forma satışı azalacak, maç bilet gelirlerinde de büyük düşüş yaşanacaktır.
Bursaspor’un gelecek sezondaki rakipleri; büyük olasılıkla Anadolu’nun mütevazi ilçelerinde veya kentlerinde kurulmuş, çoğunluğu amatör özelliğini aşamamış takımlar olacaktır. Serik Belediyespor, Nazilli Belediyespor, Somaspor, İsparta 32, Kömürspor ve Pazarspor, bu guruba örnek gösterilebilir. Zemini kötü dış sahalarda 300-500 taraftara oynayacaktır bir zamanlar Old Trafford’da Şampiyonlar Ligi mücadelesi vermiş Büyük Bursaspor artık…
Dolayısıyla kentte; özellikle hafta sonları yoğun bir heyecan da yaşanmayacaktır bundan böyle...
Zaten kulübün borçları tavan noktasındadır. Neredeyse 1 milyar TL’yi bulan ve bu sezondaki futbolcu-teknik direktör alacakları ile birlikte 1,1 milyar TL’lik bir borç yükü altındadır bu kulüp…
Yani eski para ile; 1,1 katrilyon lira…
Neresinden bakarsanız bakın; işler sapa sarmış durumda artık Bursaspor’da….Zaten mevcut Başkan Ömer Furkan Banaz’da “Bu borç yükünün tüm kentin omuzlarında olduğunu” belirten bir açıklama yapmıştı Pazartesi günü kulüp binasında…
Aslında “suçlu ayağa kalk” diyerek hesap sormanın tam zamanıdır ama kimi suçlayacaksın.?
Baktığımızda görülüyor ki; bu işte herkes suçludur.
Öncelikle İbrahim Yazıcı sonrasındaki tüm yönetimler bulaşmıştır bu suça…
Şampiyonluk anısı olan Atatürk Stadını yıkanlarda suçludur, bu stada sahip çıkmayanlar da…
Çorba parasına Bursaspor’un geleceği ile oynayan bazı taraftarlar da…
Kaçış yok. Yeterli desteği sağlamadığımız için bizler de suçluyuz.
Öyleyse “Suçlu ayağa kalk” derlerse, hepimiz ayakta olmalıyız.
Gözümüz gibi bakmamız gereken bir kulübe/bir kent markasına, sahip çıkamadığımız için…Hepimiz çok ama çok suçluyuz.
DARBE ÜSTÜNE DARBE YİYEN BURSASPOR..!
1963 Yılında büyük emeklerle kurulan ve şu anda tam 59 yaşında olan köklü bir sportif armadadır BURSASPOR…Yaşadığımız bu güzel kentin geçmişine ve bugünlerine damgasına vuracak kadar da güçlü bir markadır.
Yarım yüzyılı aşan süreçte birçok önemli başarıya imza atan ve Süper Lig şampiyonluğuna da ulaşan Yeşil-Beyazlı ekip, şu anda ne yazıktır ki eski güzel ve mutlu günlerinden çok uzakta bir dönem geçiriyor.
Adeta “Çile Bülbülüm çile” şarkısına özdeş profil içinde oldukça karamsar bir görüntü veren Bursaspor, formaya aşık binlerce taraftarını çok ama çok üzmeyi başardı sonunda…
2010 Yılında gelen şampiyonluk başarısından sonra sürekli ivme kaybeden ve her geçen yıl geçmişini aratan Bursaspor, süper ligden düştüğü sezonundan sonra darbe üstüne darbe yedi. Yönetimsel anlamda büyük sorunlar yaşanan Bursaspor’da; Başkan İbrahim Yazıcı’nın ölümünden sonra gelen Yönetim Kurulları, çok acıdır ki kulübe getiri yerine büyük yükler ve borçlar bıraktılar. Kapanması çok zor olacak milyonlarca lira borç…
YİĞİT DÜŞTÜĞÜ YERDEN NASIL KALKACAKTIR..?
Yani; geçmişin gurur ve mutluluk kaynağı takımı Bursaspor, ne yazıktır ki artık acınacak hale gelmek üzeredir.
Çünkü bu aşamadan sonra; takıma sahip çıkabilecek “bir babayiğit” olacağını hiç sanmıyorum. Ekonomik koşullar ortada…Sanayi ve ticaret kenti Bursa’da; herkes şirketini/işyerini korumaya odaklanmış durumda...Zamlar karşısında firmalarını zorlukla ayakta tutmaya çalışan işyeri sahipleri, üretim maliyetlerini azaltma mücadele veriyorlar bir taraftan da…Yani; iş dünyasından kulübe el uzatacak çok kimse olmaz artık Bursaspor’a…Bunu reel sektörün içinde olan bir gazeteci-yazar olarak söylüyorum.
Bu durumu bilmeyen ve Bursa dışında yaşayan bazı Bursaspor taraftarları; “Bu takıma neden şehrin zenginleri sahip çıkmıyor” diye serzenişlerde bulunuyorlar sosyal medyada…
Ama bu ekonomik darboğaz ortamında; hiç kimse 1 milyar TL’yi aşkın borcu olan takımın yönetimine soyunmaz/soyunamaz.
Biliyoruz ki…Yıllardır hem para veren hem de stadyumda küfür yiyen Bursasporlu sanayici ve iş insanları, artık bu takıma destek olmayı çoktan bıraktılar.
Peki bundan sonra ne olur…?
Yeni ve güçlü bir yönetim oluşturmak için olağanüstü kongre kararı alınır ama yönetime aday çıkma olasılığı bana göre sıfırdır. Böyle bir durumda da; bu kulüp belediyeye kalır veya kapanır. Yerine başka kentlerde olduğu gibi (Gaziantep F.K-Manisa F.K) bir başka isimle kulüp kurularak, kaldığı yerden yola devam edilebilir.
Özetle; Bursaspor markası yerle bir olur.Ama hiçbir zaman o eski güzel günler geri gelmez. Geleceğe yönelik soru işaretleri artarak devam eder.
Adeta “Kara Cumartesi” yaşanan Bandırma maçından sonra ; Bursa’da her yerde; dillerde sakız olan iki cümleyi oldukça üzgün bir şekilde bu köşede sizlere sunmak ve doğru cevabı aramak istiyorum bende…
Sahi…Ne olacak bu Bursaspor’un hali…?
Yiğit düştüğü yerden kalkacaktır ama nasıl..?
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
GÜNÜN SÖZÜ: Birini suçlamak üzere ileri uzattığın elinin 3 parmağının da seni gösterdiğini sakın unutma…(Friedrich NIETZSCHE)