Hava Durumu

YENİŞEHİR’DE YAĞMA HASAN’IN BÖREĞİ GİBİ 650 MİLYONLUK ÇÖKÜŞ!

Yazının Giriş Tarihi: 08.12.2024 19:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.12.2024 19:32

11 Ağustos 2024 tarihinde Yeni Marmara Gazetesi’ndeki “YENİŞEHİR’İN UTANÇ DUVARI VE DİREKLERİ!” başlıklı son köşe yazımızı; “SIRADA İZNİK VE ORHANGAZİ VAR, İNEGÖL’E TEKRAR DÖNECEĞİM” şeklinde sonlandırmıştık.

Aradan yaklaşık 4 aya yakın süre geçmesine rağmen, köşe yazılarım yayınlanmayınca ve bu konu ile ilgili Yeni Marmara Gazetesi’nden de herhangi bir açıklama yapılmayınca, kamuoyunun büyük kısmı, ‘Bursalı Kuşçubaşı’nın yazıları sansüre mi uğruyor?, Bursalı Kuşçubaşı yeniden sürgüne mi gönderildi?’, ‘Bursalı Kuşçubaşı köşe yazarlığından, İnternet Editörlüğü’ne geri mi gönderildi?’ şeklinde çok sayıda söylenti ortaya saçıldı.

Gerçek şu ki; 11 Ağustos’tan hemen sonra, çok paylaşmak istemediğim bir çok sağlık sorunu ile boğuşmak zorunda kaldım. Uzun süren tedavi süreçlerinin ardından, ufak ufak kendime geliyorum. Tedavim konusunda son derece önemli desteklerini gördüğüm Yeni Marmara Gazetesi’nin tüm yöneticilerine teşekkürü borç bilirim.

“SIRADA İZNİK VE ORHANGAZİ VAR, İNEGÖL’E TEKRAR DÖNECEĞİM” şeklinde biten son köşe yazımın ardından İznik, Orhangazi ve İnegöl’ü kısa bir süre erteleyip, tekrar Yeni Marmara Gazetesi’nin eli öpülesi kıymetli patronu Orhan Efe’nin yaşadığı mübarek topraklara sahip YENİŞEHİR’e odaklandık.

Dayımın oğlu kuzenim Süleyman’ın LPG’li Doğan görünümlü Şahin’i ile İnegöl Çayyaka Boğazova Yaylası’ndan Yenişehir’e doğru yollara düştük. Tedavim boyunca; maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen eli öpülesi patronum Orhan Efe’nin elini öpüp teşekkür ettik.

Ziyaretimizin ardından; Yenişehirli kuşlarım ile birlikte kısa bir şehir turuna çıktık. ‘Yenişehir’in Utanç Duvarı ve Direkleri’ aynen yerinde duruyor. 50 yıldır İznik Caddesi üzerinde halkın yaya kaldırımını işgal eden, Yenişehir’in Beyaz Türkleri’nden N.Y’ye ait utanç duvarı ve direkleri konusunda 4 aydır bir çalışma yapmayan Yenişehir Belediye Başkanı Sayın Ercan Özel’i protesto ediyorum. En kısa sürede, halkın yürüme hakkını engelleyen utanç duvarını ve direklerini kaldırıp çöpe atmasını, Yenişehir halkı adına arz ve talep ediyorum. Yoksa, Bursalı Kuşçubaşı’nın kaleminden kimse kurtaramaz Ercan Özel’i… Köprüden önce, son çıkış!

Kısa bir süre önce Yenişehir Kaymakamı olarak göreve başlayan tecrübeli devlet adamı Sayın Hulusi Doğan’a ‘hayırlı olsun’ dileklerimizi gönderiyorum. Sayın Kaymakamımızdan ilk beklentimiz; Vakıf Arazisi üzerinde bulunan Yenişehir İlçe Müftülüğü bahçesinde, Devlet Su İşleri (DSİ)’den ruhsat alınmadan açılmış ‘kaçak’ derin su kuyusu bulunmaktadır. Boğazköy Barajı’nda bile suyun olmadığı bir dönemde, başta müftülük bahçesindeki olmak üzere, Yenişehir’deki yüzlerce kaçak derin su kuyusu (Müftülük böyle yaparsa, normal vatandaş azar) ile ilgili gerekli işlemlerin yapılmasıdır. Yoksa Osmanlı’nın ilk Başkenti Yenişehir’in, ‘Beti Bereketi’ kalmaz.

Dayımın oğlu kuzenim Süleyman’ın LPG’li Doğan görünümlü Şahin’i ile Yenişehir’den Bursa’ya doğru yola çıktığımızda, şehrin çıkışındaki Yenişehir Devlet Hastanesi önünde yoğun bir hareketlilik olduğunu gördüm. Dayı oğlundan arabayı hemen durdurmasını istedim. Tavuk dürümden zehirlenen onlarca Yenişehirli, acil servise akın etmiş. Çok şükür can kaybı yok.

Denetleme görevini ihmal eden ‘hazineden geçinmeli’ etkili ve yetkilileri ile üç kuruş fazla paraya tamah eden ahlaksız dürümcü esnafını aynı çuvala koyuyor, çöpe atıyor yola revan oluyorum.

Yılda 3-4 ürün veren Türkiye’nin en verimli ve bereketli Yenişehir Ovası’nı yara yara, duble yoldan hız sınırlarına uyarak yola koyulmuşken, dayımın oğlu Süleyman’ın çok tedirgin olduğunu hissettim. “Hayırdır kuzen, nedir bu stresin?” diye sormamla birlikte başladı şakımaya. “Valla Kuşçubaşı abi, beni affet. Aracın muayenesi için bana verdiğin parayı, şeytana aldanıp düşürdüm. Allah affetsin; şarap, bira, rakı derken para bitti. Aracımızın muayenesi yok. Trafik bizi yakalarsa arabayı bağlar, biz de tabanları yağlarız.”

Kan beynime sıçradı. Tansiyonum yükseldi. Tansiyonumla birlikte sesim de tavan yaptı. “Süleyman, seni aldatan şeytanın a.m.k. Bir defa da sen aldat bunu. Abdest yok, namaz yok. Yalan, dolan, dümen çok.” Allah’tan dil altı hapım başta olmak üzere, ilaçlarım yanımda idi. Kısa sürede ateşim söndü.

Ani bir manevra ile direksiyonu kırıyor, duble yoldan çıkıyor, köy yollarına dalıyoruz. Önce Yolören, ardından Çeltikçi Köyü’ne ulaşıyoruz. Köy kahvesinin önünde durup, çay molası veriyoruz. Tavşan kanı çaylarımızı yudumlarken; her köyün bereketi üstü başı eski, garip hareketleri ve söylemleri olan biri başımıza dikiliyor. Bana doğru bakıp bakıp; “Çöktülerrr, çöktüler. Fuzuli Şagillerrrr çöktülerrrr” diye nakarat yapıyor. “Hayır olsun güzel abim. Kim çöktü, nereye çöktü? Fuzuli Şagil kim” diye soruyorum ama o aynı sözleri tekrarlıyor. “Çöktülerrr, çöktüler. Fuzuli Şagillerrr çöktüler. Her köyden, her ilçeden, her ildennnn.”

Boş çay bardaklarını almaya gelen köy kahvesinin garsonu, ‘delidir dikkate almayın’ anlamına gelen, elini yuvarlak bir şekilde sağa sola hareket ettirip bizi uyardı. Delileri severim, Veli gibidirler. “Bize 3 çay daha” diye seslendim garsona. Gelen çaydan ilk yudumunu içen Köyün Veli abisi, gülümsemeye başladı. “Adın ne senin, Adın ne senin” şeklinde yeni bir nakarat tutturdu. Ben de başladım gülümsemeye. “Adım, Bursalı Kuşçubaşı.”

“Kuşbaşı abiii, Kuşbaşı abiii. Ne iş yapıyorsun?”

“Kuşbaşı değilll, kuşbaşı değilll. Kuşçubaşııı Veli abiiii, Kuşçubaşııı. Gazetecilik yapıyorum. Bursa’nın en fazla tıklanan köşe yazarıyım.”

“Yazsanaaa, yazsanaaa. Devletin arazisine çöken Fuzuli Şagilleri yazsanaaaa.”

Kuzen Süleyman’a baktım, o Veli abiye bakıyor, Veli abi ise bana bakıyor. Bakışlarımızla birlikte, aklımız da karıştı. Kuzen Süleyman ile Çeltikçili Veli abiyi başbaşa bıraktım ve telefonum ile Yenişehir’deki kuşlarım ile iletişim kurdum.

Kuşlarımdan aldığım kulis bilgilerinin ardından gazetemiz İstihbarat Şefi duayen gazeteci abimizi aradım. Yarım saat süren seri telefon görüşmelerinin ardından mesele netleşti.

Önce Fuzuli Şagil ne demek, onu öğrendik. ‘Şair mi, yazar mı, şaftı kaymış mı’ diye düşünürken, meğerse hukuki bir tabirmiş.

FUZULİ ŞAGİL: Kusurlu önem arz etmeksizin, bir malın zilyetliğini, yetkili kamu kurumunun izni, sahibinin rızası veya muvafakatı dışında eline geçiren, elinde bulunduran veya her ne surette olursa olsun bu malı tasarrufunda bulunduran gerçek ve tüzel kişilere Fuzuli Şagil denir.

Aşağıda hukuki bir dil ile yazılan Sayıştay Denetim Raporu’nu aynen okuyabilirsiniz. Rapora geçmeden önce; gazeteci olarak halk dili ve Çeltikçi Köyü’nün Delisi, benim için Veli abisi diliyle özet yapalım.

“Bursa Yenişehir’de Oto Test Merkezi olarak Türk Standardları Enstitüsü (TSE)’ye tahsis edilen; 4.358.599,19 m2 (4 bin 358 dönüm) devletin arazisine, Çeltikçi ve Çardakköy başta olmak üzere çevre köylerden, şehir merkezinden, çevre il ve ilçelerden Fuzuli Şagiller çökmüş, sürmüş, ekmiş, başka kişilere kiraya (icara) vermiş, arazideki demirler, çelikler parça parça hurdacılara satılmış…”

YAĞMA HASAN’IN BÖREĞİ GİBİ YAĞMALANAN

DEVLET ARAZİSİ’NDEKİ RANTIN HESABI:

Söz konusu alanda; 1 dönüm arazinin 1 yıllık icar bedeli ortalama

15.000.-TL (ONBEŞBİNTÜRKLİRASI)

4 Bin 358 dönüm x 15.000.-TL = 65.370.000.- (ALTMIŞBEŞMİLYONÜÇYÜZYETMİŞBİNTL)

10 Yıl x 65.370.000.-TL = 653.700.000.-TL (ALTIYÜZELLİÜÇMİLYONYEDİYÜZBİNTL)

(ESKİ PARA İLE ALTIYÜZELLİdÜÇTRİLYONTÜRKLİRASI)

ZOR SORU ve SESSİZ ÇIĞLIKLAR:

Usule aykırı biçimde uygulanan ve Sayıştay tarafından tesbit edilen Ecrimisil uygulaması ile Devlet Hazinesi’ne kaç kuruş tahsil edildi? Acayip merak ediyorum. Devletin 4 bin 358 dönüm arazisi tam 10 yıl boyunca adeta yağmalanırken, ‘Hazineden Geçinmeli’ devletimizin yetkili, etkili, yetkisiz, etkisiz amir ve memurları, gözlerini kapatıp ‘kendilerine gece’ mi yapmışlar?

- “Eyyyy ‘Hazineden geçinmeli’ devletimizin Türk Standardları Enstitüsü (TSE) başta olmak üzere yetkili, etkili, yetkisiz, etkisiz amir ve memurları. Devletin 4 bin 358 dönüm arazisinin adeta yağmalanmasına gözlerini kapatan değerli şahsiyetler! Sizin kendinize ait 1 (BİR) dönüm arazinize biri çökse, ekse, biçse, yağmalasa, 24 saat içinde ‘aslan’ kesilirsiniz de devletin 4 bin 358 dönüm (DÖRTBİN ÜÇYÜZ ELLİ SEKİZ) dönüm arazisi adeta yağmalanırken, neden ‘kuzu’ gibi oldunuz? Yazıklar olsun…”

- “Eyyyy Yenişehirli Siyasetçiler! Sağcısı,solcusu, dincisi, dinsizi, koministi, faşisti, muhafazakarı, milliyetçisi. 85 milyon insan başta olmak üzere, daha doğmamış çocukların bile sahibi olduğu, devletin arazisi adeta yağmalanırken ‘koltuk kavgası’ ve ‘particilik’ mi yaptınız? ‘Görmedim, Duymadım, Bilmiyorum’ diyerek 3 (ÜÇ) maymunu mu taklit ettiniz? Yazıklar olsun…”

- “Eyyyy Yenişehirli, Bursalı, ‘Çorbacı, köfteci, zarfçı, ihaleci’ Gazeteciler! Tehdit ve şantaj ile başta kamu kurumları, belediyeler, işadamları ve Sivil Toplum Örgütlerini söğüşlemekten, patronlarınıza ballı ihaleler ayarlarken, devletin arazisine çökenleri göremediniz mi? Gördünüz de ‘Gö’ ile başlayan organınız mı yemedi? Hepinize yazıklar olsun. Tuhhh kalıbınıza, suratınıza…”

- “Gelelim kuzenim Süleyman’a. Eyyyy Süleyman! 17.002.- TL olan asgari ücret maaşımdan, LPG’li Doğan görünümlü Şahin arabana muayene yaptır diye verdiğim parayı, şeytana aldanıp şarap, rakı, biraya harcayıp, araç bağlanmasın diye ara köy yollarına saptıran Süleymannnn! Sana olan kızgınlığım geçti. Seni aldatan şeytan, Fuzuli Şagiller’den arkasına bakmadan korkup kaçmıştır. Bu fuzuli Şagiller, şeytana havada tıklarlar. Fuzuli Şagillerin şerrinden, Allah’a sığınalım.”

- “Eyyyy Deli denen Veli abi! Allah seni var etsin. İyi ki varsın. Allah, senden razı olsun. Sen ve senin gibiler sayesinde, bu memleket ayakta.”

DELİ VE VELİLERDEN OLUŞAN KAMUOYU İLE BURSALI KUŞÇUBAŞI’NIN ÇAĞRISI:

Türkiye Cumhuriyeti’nin Sayın Başsavcıları ve Savcıları! Bu köşe yazısı apaçık bir SUÇ DUYURUSUDUR. Devletin arazisini adeta yağmalayan Fuzuli Şagillere, bu yağmaya göz yuman ‘Hazineden Geçinmeli’ yetkili-etkili kim varsa SORUŞTURMAYA davet ediyorum.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Bağımsız Mahkemeleri, Hakimleri! SORUŞTURMA evresinden sonra KOVUŞTURMA evresinde, devletin arazisini adeta yağmalayan Fuzuli Şagillere, bu yağmaya göz yuman ‘Hazineden Geçinmeli’ yetkili-etkili kim varsa hukuk önünde TÜRK MİLLETİ adına cezasını verin ki Temel’i Adalet olan ‘Mülk’ ayakta kalsın…

Kamuda hesap verme sorumluluğu ile mali saydamlığa katkı sağlamak üzere DENETİM, YARGILAMA VE REHBERLİK yapma sorumluluğu olan Cumhuriyetimizin gözbebeği olan kuruluşu T.C. SAYIŞTAY Başkanlığı’nın; TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ 2023 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU EYLÜL-2024

“BULGU 5: Otomotiv Test Merkezi İçin Tahsis Edilen Taşınmazın Fuzuli Şagiller Tarafından İşgal Edilmesi TSE tarafından yapılması planlanan Yenişehir Otomotiv Test Merkezi projesinin yapılamadığı, bu amaçla tahsis edilen taşınmazın fuzuli şagiller tarafından işgal edildiği ve işgal üzerine ecrimisil alınarak bu uygulamaya süreklilik kazandırıldığı tespit edilmiştir. Yenişehir TSE Otomotiv Test Merkezi yapımı için seçilen arazinin sınırları Bakanlar Kurulunun 24.11.2014 tarih ve 2014/7040 sayılı Acele Kamulaştırma Kararı ile belirlenmiştir. Böylece Bursa İli Yenişehir İlçesi sınırları içinde yer alan, 3.236.695,76 m2 ’si Hazine, 1.121.903,43 m2 ’si ise TSE mülkiyetinde olan 4.358.599,19 m2 yüzölçümlü taşınmaz üzerinde Otomotiv Test Merkezi (Kara Araçları Test Merkezi) projesi ile ilgili olarak gerekli işlemler tamamlanmıştır. Ancak aradan 9 yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen proje ile ilgili olarak herhangi bir gelişme olmamış bu amaçla tahsis edilen taşınmaz (arazi) boş kalmıştır. Fiilen boş kalan taşınmazın fuzuli şagiller tarafından işgal edilerek tarımsal faaliyette bulunulduğu tespit edilmiştir. Yapılan incelemede, fuzuli şagillerin tespiti ve ecrimisil tahsilatı için Yenişehir Kaymakamlığı Milli Emlak Şefliği ile yazışmalar yapıldığı, Hazine adına ecrimisil tahakkuk ettirildiği tespit edilmiştir. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 75’inci maddesinde, Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların, gerçek ve tüzel kişiler tarafından işgali üzerine, fuzuli şagilden tespit ve takdir edilecek ecrimisil bedelinin isteneceği, ecrimisil talep edilebilmesi için Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olmasının gerekmediği ve fuzuli şagilin kusurunun aranmadığı, işgal edilen taşınmaz malın idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülki amiri tarafından tahliye ettirilerek idareye teslim edileceği hüküm altına alınmıştır. Mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, ecrimisil bir taşınmaz yönetim biçimi olmayıp, idare tarafından taşınmazın üzerine bulunduğu yer mülki amiri tarafından tahliye ettirilmesine yönelik tedbirlerin alınması gerekmektedir. Kamu idaresinin mülkiyet veya kullanımında bulunan taşınmazlara yönelik olarak ecrimisil alınarak işgalin devam etmesi ve taşınmazın tahliyesine yönelik hükümlerin uygulanmaması mevzuata aykırılık teşkil etmektedir. Otomotiv Test Merkezi için Hazine arazisi, her türlü hukuki ve maddi sorunların Enstitü tarafından çözülmesi kaydıyla tahsis edilmiştir. Hazine arazisi üzerinde 213.577 m2 ’lik kısmı için Hazine ve Maliye Bakanlığı ile özel bir Şirket arasında 30 yıl süreli irtifak hakkı sözleşmesi bulunmaktadır. İlgili şirket, irtifak/üst hakkı kamulaştırma kararına karşı dava açmış olup tahsis gereği davada TSE davalı olarak yer almaktadır. Kamu idaresi cevabında Yenişehir Otomotiv Test Merkezi projesinin yapımı için 3.236.695,76 m2 ’si Hazine tarafından tahsis edilen, 1.121.903,43 m2 ’si ise TSE tarafından kamulaştırılan toplam 4.358.599,19 m2 yüzölçümlü taşınmaz için fuzuli şagillere ecrimisil uygulaması yapılarak gelir elde edilmesinin mevzuata aykırı olacağını ifade etmiştir. Cevapta ayrıca 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 75’inci maddesinden bahisle işgal edilen taşınmaz malın idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülki amiri tarafından tahliye ettirilerek idareye teslim edildiğinde araziyi korumak için çitle çevrilerek muhafaza altına alınması gerektiği, bu uygulamaların ise oldukça yüksek bir maliyet gerektirdiği belirtilmiştir. Sonuç olarak Otomotiv Test Merkezinin yapımının gerçekleşmemesi, bu merkez için ayrılan arazinin işgal altında olması ve idarenin aleyhine yüksek miktarda irtifak hakkı davasına konu olması nedeniyle kamulaştırma kararının gözden geçirilmesi, ecrimisilin yönetim biçimine dönüştürülmemesi ve taşınmazın tahliyesi için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği değerlendirilmektedir.”

ÖNEMLİ NOT:

Köşe yazılarının düzeltmelerini yapan Yeni Marmara Gazetesi Tashihçisi ağabeyimin; “Kuşçubaşı! Bu yazın sansüre takılabilir. Patron Orhan Efe’nin, Yenişehir Çeltikçi Köyü’nün damadı olduğunu nasıl bilmezsin? Köyün yarısı akrabası? Benden söylemesi” şeklindeki uyarısı ile şok oldum.

Yeni Marmara Gazetesi Sahibi ve Yönetim Kurulu Başkanı eli öpülesi kıymetli patronum Orhan Efe’nin, uzun süren sürgün hayatımdan sonra tekrar köşe yazmama izin verirken söylediği; “Heyy Bursalı Kuşçubaşı! Hiç kimsenin helal namusu ve helal ekmeği ile oynama. Kimseye iftira atma. Yalan, dolan, dedikodu yazma. Belgesiz, asılsız iddialarda bulunma. Din, dil, ırk, ideoloji ayrımı yapma. Kamunun menfaatlerini her zaman üstün tut. ‘Hayra Motor, Şerre Fren’ ilkemizden zerrece sapma. Hep beraber, yaşadığımız her dakikanın hakkını verelim ve ‘adam’ gibi emaneti sahibine teslim edelim. Roman tadında yazıyorsun. Keyifle okuyorum.” sözlerine güvenerek, böylesine cesur bir makale kaleme alıyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya başta olmak üzere, görevlerine henüz yeni başlayan Bursa Valisi Sayın Erol Ayyıldız, Yenişehir Kaymakamı Sayın Hulusi Doğan’ın idari olarak, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Ramazan Solmaz’ın adli olarak gereğini yapacaklarından asla şüphem yoktur. Kıymetli devlet büyüklerimize saygı ve hürmetlerimizi arz ediyorum.

İKİNCİ ÖNEMLİ NOT:

(Köşeme yeni tıklayan aziz okuyucularımıza izahat.)

YİYİCİ GAZETECİLER, 5 (BEŞ) GRUBA AYRILIR!..

Yiyici gazeteciler de kendi arasında 5 (beş) gruba ayrılır. Çorbacılar, köfteciler, zarfçılar, ihaleciler ve helalciler.

ÇORBACILAR: En az yiyebilen gazetecilerdir. Çapları ve etki alanları ile mütenasip şekilde sadece çorbaya razıdırlar ve buna şükrederler. Bu gruptaki gazetecilerin bekleme süreleri yaklaşık 6 ay ile 36 ay arasında değişir. Çap ve kapasite yoksa, ömür boyu beklerler.

KÖFTECİLER: Çapları ve etki alanları bakımından çorbacılardan bir tık daha yukarıda olup, her zaman olmasa da köftenin yanında piyaz da yedikleri vakidir. Ne zaman ki köfte ve piyazın yanına kaymaklı tatlı eklendiğinde, jet hızıyla bir üst gruba terfi ederler. Ortalama bekleme süreleri, çaplarına ve kapasitelerine göre 1 yıl ile 5 yıl arasında değişir.

ZARFÇILAR: Oldukça uzun yıllar çorbacı ve köfteci olarak zaman geçiren bu gazeteciler, gelinen noktada sınıf atlayarak zarfçı olmuşlar ve ne yiyeceklerine kendileri karar verme şerefine erişenlerden oluşur. Ziyafet sofrasındaki menünün zenginliği, alınan zarfların kalınlığı ile doğru orantılıdır. Gelen zarfların bir kısmının, gazete patronlarından saklandığı ortaya çıkarsa, küçük kıyamet kopuyor ve zarfçılara kapı gösteriliyor. Eleman çok, köfteci grupta bekleme süresini tamamlayanlar, hemen bu gruba yükseliyorlar.

İHALECİLER: Bunlar emekçilerden olmayıp, patronlar katında yaşamaktadırlar. Medya sektörü dışındaki ticari şirketlerinin, kamu kurumlarından ihale alması, bu gruptakiler için yaşamsal öneme sahiptir. Olmazsa, olmazlarıdır. Ömürleri uzun olmasına uzundur ama huzurları ve ağız tadı nedir hiç bilmezler. Münhal kadrolarında; her zaman kafi miktarda çorbacı, köfteci, zarfçı gazeteci istihdam ederler.

HELALCİLER: Yaptıkları yayıncılığın 'kamu hizmeti' olduğuna inanan ve bu sorumluluk ile hareket ederek aziz milletimizin haber alma hakkının en büyük teminatı olan, tehdit, şantaj ve her türlü pespayelikten uzak duran, toplum mühendisliğine ve siyaseti dizayn etmeye soyunmayan, farklı görüş ve düşüncelere sayfalarını, köşelerini hep açık tutan, kişilik haklarına saldırmayan, hakaret etmeyen, cevap hakkına saygı duyan, kanunlara ve yürürlükteki mevzuata uygun faaliyet gösteren, vergisini, sigorta primlerini, personel maaşlarını zamanında ödeyip, kaynağı belli olmayan kirli sermayeleri reddedip, Basın İlan Kurumu'ndan resmi ilan ve reklam desteği alan, gazete satışı ve özel reklam gelirleri ile kıt kanaat geçinen eli öpülesi patronları, sırtı sıvazlanası muhabirleri, editörleri, grafikerleri, düzeltmenleri ve yazarları ile kar-kış demeden gazeteleri abonelere ulaştıran fedakar dağıtıcıları, haberleri ve yazıları dijital dünyaya dağıtan enerjisi bitmek bilmeyen sosyal medya editörleri ve daha birçok isimsiz kahramanlardan oluşan gazete ve gazeteciler de 'Helalciler' grubunu oluşturur. Bunların bekleme süresi yoktur. Vicdan ve cüzdan arasında kalırlarsa, kalemini kırarak satmayanlardan oluşur. Helalci gazetecilerin sayısı, ne yazık ki diğer yiyici gazeteci gruplarına göre çok azdır.

"Eyy Kuşçubaşı! Peki, sen hangi gruptansın?" diye sorduğunuzu hissediyorum. Hemen cevap vereyim. Helalcilerdenim. Açlık sınırının altındaki 17.002.-TL (ONYEDİBİNİKİTÜRKLİRASI) asgari ücret maaşımla (Buna şükür, binlerce işsiz gazeteci var), en kahraman gazeteci! olma yolunda emin adımlarla ilerliyorum. Tek tesellim; aynaya baktığımda utanmayacağım bir yüz görüyorum. Bana bu yazılarımı yazma fırsatı veren Yeni Marmara Gazetesi'nin pek sevgili ve kıymetli patronu eli öpülesi Orhan Efe'ye, patron vekili Mustafa Efe’ye, kamuoyu baskısı oluşturarak tekrar köşeme kavuşmama vesile olan ağzı dualı okuyucularıma en içten teşekkürlerimi bir defa daha arz ediyor, saygılarımı sunuyorum. Yeni Marmara Gazetesi’nde işe girmeme vesile olan ve sürgün hayatımda vefat eden merhum Yenişehirli Balıkçı Mustafa Çevik abime Yüce Allah’tan gani gani rahmet diliyorum.

Hiçbir zaman unutmamak gerek; az helal, çok haramdan iyidir ve bereketlidir…

Nasipse, Yüce Allah beden ve ruh sağlığı verirse, kıymetli eli öpülesi patronum Orhan Efe yazılarıma izin verdiği sürece, her Pazartesi Yeni Marmara Gazetesi ve www.yenimarmara.com.tr adresinde internet sitesindeki köşeme bekliyorum. Allah’a emanet olun aziz okuyucularım.

Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.

BURSALI KUŞÇUBAŞI

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.