Profesör Doktor Celal Şengör katıldığı bir televizyon programında, karakalem çizme yeteneğini de ortaya çıkartarak, Marmara Bölgesini kâğıda çiziktirdi. “… Şurası Ganos, şurası bizim farenin burnu, şurası Armutlu yarımadası; şurası Gemlik Körfezi, dünyanın en güzel yerlerinden biriydi mahvettiler!...”

   İtalya’da ki Zeytin Enstitüsü derslerinde, Gemlik Sofralık zeytininin özelliklerinin yanı sıra, Gemlik’in muhteşem coğrafyasından da bahsedilerek, “Dünya’da Güneşin batışının en net izlenebildiği, 20-25 bölgeden birisinin Gemlik olduğu” okutuluyor… Mezopotamya, Sümerler, Hititler, Asurlular, Lidyalılar… Baskın tarihi inanışta, görmezden gelinip, medeniyetin Grek Yunan ve Roma imparatorlukları tarafından başlatıldığı öne sürülse de, Halikarnas Balıkçısı’nın da dediği gibi, Yunan Mitolojisindeki birçok olay örgüsü Anadolu topraklarından yeşermiştir…

   Yunan mitolojisindeki ünlü Altın Post efsanesi mesela buna örnektir. Gemlik’in kuruluşu, Altın Post efsanesindeki Argonot Kralının, çok sevdiği, beslediği, âşık olduğu Hilas isimli oğlanın Gemlik’te su almak için durdukları sırada, Su Perileri tarafından kaçırılmasına bağlanır. Oğlan çok güzeldir, kral bu oğlana âşıktır, bulmak için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Gemlik böyle kurulur. Yine Yunan mitolojisinde ünlü Herkül’ün en yakın arkadaşı Gemlik’te pusuya düşürülerek öldürülür.

    Gemlik mitoloji tarihinde, Su Perileri, besleme eşcinsel oğlanın aranması ki (o tarihte oğlan seviciliği doğal karşılanıyormuş) kalleş pusularla yer alsa da, 1. Haçlı Seferlerinin durdurulduğu yer olarak da, tarihte yerini almış kadim bir şehirdir. 1. Kılıçarslan, zaferden zafere koşarak Gemlik’e kadar gelen Haçlı Ordularını, zafer sarhoşu olup, eğlence düzenlerken gafil avlamış, o güne kadar savaş meydanlarında görülmemiş bir taktikle Haçlıları bozguna uğratmış. Okçularını, Haçlıları çembere alacak şekilde, tepelere dizen Kılıçarslan, önceliği Haçlılar’ın komutanlarına vermiş. Keskin nişancı okçular, öncelikli olarak Haçlılar’ın komutanlarını bertaraf edince, ordu dağılmış, talan edilmiş. Gemlik 1. Haçlı Seferinin durdurulduğu, özel bir coğrafyadır.

   Celal Şengör’ün “Dünyanın en güzel yerlerinden biriydi, mahvettiler” dediği Gemlik, 10 Şehir demek olan Panathinaikos öyküsünde de yer alır. Panathinaikos, Yunanlıların Ege’deki 10 şehri demekmiş. 11.  şehir ise Gemlikmiş. Bu 10 şehrin her biri aynı para birimini bastırıp kullanırken, Gemlik’in kendi parasını bastırma yetkisi varmış. Tarihin en karanlık çağlarında bile özel bir şehirmiş Gemlik. Para konularında bile!

   Aynı Celal Şengör’ün, kendisi gibi deprem profesörü olan Ahmet Ercan’a, “İstanbul’da şöyle yakışıklı bir deprem olsa da, bu güzel şehir yeniden yapılansa” dediği de rivayet edilir. Ahmet Ercan’ın, Celal Şengör’e, “Ne diyorsun hocam, insanlar ölür, katliam, kıyamet olur” dediği ve Şengör’ün de Ercan’a, “Olursa, olsun!” diye yanıt verdiği de konuşuluyor.

   Ahmet Ercan 18 Kasım 2011 tarihinde Gemlik’e gelmişti. Galiba, Gemlik Belediyesinde, deprem konularında ve kentsel dönüşüm hususunda danışmanlık yapması gündemdeydi. Dönemin Belediye Başkanı Refik Yılmaz ile birlikte ilçenin dört bir yanında incelemelerde bulunmuştu. O ziyaretlerin her birinde ben de oradaydım. Gemlik Belediyesi, Orhangazi Caddesi diye bilinen yerde yol çalışması yapıyordu. Caddeler, sokaklar 3-4 metre kazılmıştı. Yerden çıkan balçık, çamur ve su birikintileri göze çarpıyordu. Ahmet Ercan, bu sıvılaşmayı, “Jöle” benzetmesiyle literatüre taşıyıp, ovalaşmadaki tehlikeye dikkat çekmişti. Dönemin Belediye Başkanı Refik Yılmaz gibi Ahmet Ercan’da, Gemlik’in sağlıklı yapılaşması için Cumhuriyet Mahallesi Manastır Bölgesi sırtlarını işaret etmişti.

   Ahmet Ercan, Ocak, Mart ve Nisan 2012’de; Mart 2013’te de Gemlik’e geldi. Gemlik Atatürk Kordonunda incelemeler yaparken, kendisine fırsat buldukça sorular soruyordum. Sahil dolgusu kayaların üzerine çıkıp, Gemlik Körfezine bakarak, “Beklenen Gemlik depremi için süre var ama beni Güzelyalı Mudanya hattı endişelendiriyor. Orada enerji birikimi var. O her an aktif hale gelebilir, 6 ile 6,5 büyüklüğünde bir deprem üretebilir” demişti…

   Gelelim, Gemlik’in 2017 Aralık ayı ve 2018 Ocak, Şubat ve Mart aylarında tartıştığı o meşhur taşınma, nakil konulu gündemine…

   2600 dönüm makilik alan Kanun Hükmünde Kararname ile orman vasfından çıkarıldı.  8000 konut yapılacaktı. Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı olan Osman Ayradilli'nin mimarlık firması bu 2600 dönüm alan için 3 boyutlu kentsel tasarım projesini çizdi. Bu alanda 5 katlı Apartmanların,  dairlerin detayları  dâhil olmak üzere yollar, okul alanları, sağlık alanı, cami yerleri, yeşil alanlar her şey belirlenmişti…. Bir başka yerdeki hazine mülküyle takas işlemi de düşünülüyordu… Ormandan çıkarılan alan kadar başka bir alanı orman haline getirmek için hazine tarafından yer önerilecek; hazine ve orman arasında takas işlemi de düşünülüyordu…

   Takas işlemi ne oldu açıklayan yok. Gemlik’in de bu tepelerden başka gidebileceği, sağlam arazisi yok…

   Rahmetli Jeoloji Mühendisi Aykut Barka ile de röportaj yapmıştım. Milattan sonra 128-129 ve 135’te meydana gelen kıyamet alameti büyük Gemlik Depremlerine önlem için Gemlik’in 50 ile 100 yılı olduğunu söylüyordu. İznik Gölünü, Marmara Denizinden ayıracak kadar büyük olan bu yıkıcı depremin, günümüzde neler yapabileceğini düşünmek bile istemiyorum. Aykut Barka ile yaptığım röportajın üzerinden 23 yıl geçti…. Ancak, Gemliklilerin ve Bursalıların korkması gereken bir sürü fay hattı daha var. İstanbul Depremi, Güzelyalı Depremi, beklenen Bursa depremi ve daha birçok yer altından gelebilecek sismik bela…

   Gemlik riskli yapı analizini tamamlamalı, bina envanterlerini çıkarmalı, kentsel dönüşüm için olmazsa olmaz olan uzlaşma, yerinde dönüşüm, gerçeği anlatma ve samimiyet testini başarıyla vermelidir... Bu konuda, ilçe halkı için büyük bir şans olan aynı zamanda Jeoloji Mühendisi de olan Belediye Başkan Yardımcısı Zeynep Akış Serintürk’ün çabalarına destek olmalıdır. Hazine ve orman bakanlıkları, müdürlükleri arasındaki bürokratik engeller aşılmalı, beklenen takas işlemi gerçekleşip, sağlam zeminli arazilerde de, sağlıklı bir kentsel dönüşüm tasarlanmalıdır.

   Bir de Gemlik, genlerine işlemiş olan, dedikoduyla siyaset yapma, birbirinin kuyusunu kazarak yükselme hinliğini, hainliğini, taşra siyasetçisi kurnazlığını ve cahilliğini bırakmalıdır. Celal Şengör’ün “Dünyanın en güzel yerlerinden biriydi, mahvettiler” dediği Gemlik’in sosyolojik özeti de, Yengeç Sepeti Sendromunun ilçeyi bu günlere taşımasıdır. Herkes aklını başına almalıdır.

   Gemlik, Şengör’ün, İstanbul’un yeniden yapılanması için sarf ettiği, “Yakışıklı bir depremi” , makûs kaderiymiş gibi, bekleyecek, bu ironiyle yaşamaya mahkûm bir şehir değildir. Depremin yakışıklısı, güzeli, seksisi, iyisi olmuyor çünkü…

   Aynı Celal Şengör, her şeyden önce, “Afetler ve Deprem Bakanlığı da kurulmalıdır” diyor. Bu da, genel bir başka konu…

   Benim derdim ise Gemlik.

   Gemlik halen dünyanın en güzel yerlerinden birisidir. Mahvetmeyelim, mahvettiler dedirtmeyelim diye bütün çabam…

   Zafer sarhoşu halde, eğlenirken tuzağa düşmüş, haçlı orduları gibi olmamak gerek…

   Gemlik için uyanış vakti!