Hava Durumu

HAARP TEKNOLOJİSİ VE KOMPLO TEORİSİ ÜZERİNE…

Yazının Giriş Tarihi: 07.02.2023 16:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.02.2023 16:47

   İnsan uyumaktan, yemek yemekten, ısınmaktan, kar da yolda kaldığı için işe gidemediği gerekçesiyle bunu sorun yapmaktan utanıyor… İnsan, insanı insan yapan değerlerinden, zaaflarından, hayattan ve insanlığından utanıyor.

   Hava soğuk mu soğuk, buz gibi, üşütüyor, titretiyor. Doğalgaz faturasına kaç lira daha eklenecek, kimin umurunda? ‘Bu sene kış geç geldi, amaann canım, kaç gün daha yakacaksın ki zaten!’ deyip, düğmesini çeviriyorsun. Bir de sıcacık battaniyenin altına girdin mi, tamamdır. Sen, ben, öteki, bizler, hepimiz mışıl mışıl uykudayken, Kahramanmaraş Pazarcık ilçesinde Türkiye Cumhuriyet tarihinin ikinci büyük depremi meydana geliyor. 7,7 şiddetindeki bu yakıcı ve yıkıcı deprem bölgedeki on il ve onlarca ilçe halkını uykuda yakalıyor. Korku, panik, can pazarı yaşanıyor.

   Bu can pazarını, zamanla yarışı televizyonlardan izliyorum. Bursa Teleferik ve Mollaarap bölgesinde kitle ulaşım araçları sorun yaşıyor. Ulaşım felç olmuş. Yıldırım Belediyesi kamyon ve greyderlerinin biri gelip, biri gidiyor. Tuz döküyorlar, yollardaki, ara caddelerdeki, sokaklardaki ve yokuşlardaki karları temizliyorlar. Türkiye’nin göreceli olarak batısında yaşanan ulaşım krizi, ekranda gördüklerimizin yanında hafif kalıyor.

   Gemlik’te bir konferansa katılan bir jeoloji profesörüne, Japonya ve Türkiye depremleri arasındaki farkı sormuştum. “Japonya’da kimi zaman 8’in üzerinde yıkıcı deprem oluyor, Türkiye’de ise 5’in üzerinde deprem olduğunda facia yaratabiliyor.  Gerçekten deprem öldürmez, bina mı öldürür? Japonlar bunu mu çözmüşler, fay hatları üzerine ev yapmayıp, bir de sağlam bina felsefesi mi benimsemişler, yoksa bilmediğimiz başka teknolojileri mi var? Türkiye’nin yüzde 70’i fay hatları üzerine kurulduğuna göre, bizim şansımız nedir?” diye… Peş peşe sorulardı…

   Deprem öldürmez, bina öldürür gerçeğini, fay hatları üzerine bina yapmamak, sağlam zeminli arazilere, sağlam binalar yapıp, malzemeden çalmamak minvalinde anlatan Profesör, Japonya’daki depremler ile Türkiye’deki depremlerin, birçok açıdan benzediğini, aradaki farkın ise, yüzeyden kaynaklandığını ifade etmişti. Yani Profesör, “Japonya’da 8 şiddetindeki bir deprem, yerin 125, 150 kilometre aşağısında oluyor, Türkiye’deki depremler ise 3 kilometre ile 25 kilometre arasında oluşuyor. Yıkıcı şiddetinin hasar vermesi bu nedenle!” demişti.

   Mantıklı.

   Kahramanmaraş Pazarcık’taki deprem, yerin 7 kilometre altındaydı. Ekranları geziyorum; Malatya’yı, Battalgazi ilçesini gösteriyor. Battalgazi’de hayatımın 15 ayı geçti. Askerliğimi orada yaptım. Yıkılan evlere, insanların çaresizliğine bakınca yüreğim daralıyor. Kalbim sıkışıyor. Battalgazi insanını da sevmiştim, esnafını da. Asker dostu, vatansever, samimi, dürüst, neşeli insanlardı. Kahvelerinde oturup, çay sigara eşliğinde sohbetlerim geldi aklıma. Esnaf lokantalarında, yöreye has aşçı yemeğinin tadı, halen damağımda… Beşiktaş’ın üst üste 3. Şampiyonluğuna giden maçları, Battalgazililerle izleyişimi düşündüm. Samsun sigarası 1,5 lira iken, Hollywood Marka kaçak sigarayı 50 kuruşa veren Bakkal Eyüp ne yapıyordu acaba? İçimde uhde kalmıştı, Malatya’ya gitmek için Battalgazi’ye yürürken insanların piknik yaptığı tren yolu altındaki Kayısı ağaçlarıyla çevrili alanda, tezkere alınca votka kola içecektim. 18 Mayıs 1992 geldi hatıralarıma. Votka kola içip, öyle gelmiştim.

   Duaların iyileştirici gücüne inanırım çoğu zaman, dualarım bu insanların acılarını iyileştirebilecek miydi?

   Tam da o sırada, ikinci deprem haberi düştü ekranlara. Artçı sanıldı ama çok büyüktü. Kandilli depremin şiddetinin 7,6 olduğunu açıkladı. Gerçek ortaya çıktı. Artçı değildi, Pazarcık ilçesinin ardından Elbistan ilçe merkezli aynı bölgede birbirinden bağımsız ikinci büyük, yıkıcı, yakıcı bir depremdi. Ekranları dolduran jeoloji profesörleri şaşkındı, dünya da bir ilk yaşanıyordu. Artçı depremler olabilirdi ama aynı bölgede peş peşe birbirinden bağımsız iki büyük deprem olamazdı…

   Dünya depremler tarihini araştırdım. Çin’de, ABD’de, Peru’da, Şili’de, Pakistan, İtalya ve Türkiye’de Erzincan depremleri geçmişti literatüre. Ancak aynı bölgede birbirinden bağımsız, iki ayrı deprem aynı gün hiç olmamıştı… Bir de, Milattan sonra 128 ve 135’te de Gemlik depremini biliyordum… Alaska’ da da olmuşmuş… Alaska?

   Haarp ismi verilen teknolojik proje geldi aklıma. HAARP, Türkçe karşılığı "Yüksek Frekanslı Etkin Güneşsel Araştırma Program"ı olarak bilinen, Amerika Birleşik Devletleri'nin Alaska eyaletinde bulunan bilimsel bir projeydi.

   Başrollerinde Mel Gibson ve Julia Roberts’in oynadığı “Komplo Teorisi” isimli filmi düşünmeden edemedim. ABD Başkanı 1999 yılı Ağustos ayında Türkiye’ye geliyor ve tam da o sırada Türkiye’de 7,4 şiddetinde deprem oluyordu.

   Filmde kalmadı. Hepsi oldu.

   Artık savaşlar, göğüs göğse, mertçe yapılmıyor. Haarp Teknolojisi ile birçok olumlu-olumsuz projenin yaşama geçirildiğini biliyorum.

   Araştırmacı yazar Kürşad Berkan’ın bir açıklaması geliyor önüme:

   ‘H.A.A.R.P. Silahı ve Nicola Tesla’ kitabının da yazarı olan araştırmacı-yazar Kürşad Berkkan, diri fay hattı olmayan ve ölçek nedeniyle haritalama yapılmayan bölgelerde kısa fay hatları bulunabildiğine, bunların da bir ile 4.3 büyüklüğünde deprem oluşturabileceğine dikkat çekiyor. Yani Berkkan da bunun bir deprem olduğu düşüncesinde. ‘Ama bu HAARP teknolojisinin kullanılmadığı/ kullanılmayacağı anlamına gelmez’ diyerek şöyle devam ediyor: “ABD daha önce USS Providence denizaltısı ile MHD jeneratörü kullanarak faylara müdahale etti. MHD jeneratörü ile plazma halindeki gazlar, iletkenler vasıtasıyla elektromanyetik dalgaya çevrilir, bir silah gibi hedefe ulaşır ve tahribat oluşturur. Her araştıran için kolayca ulaşılabilecek onlarca resmi belge de mevcut. O nedenle ‘komplo teorisi’ deyip geçmek yerine bu iddiaları, konsoloslukların kapatılması, eski CIA yetkilisi Henry Barkey’in ‘Seçimlerde Türkiye’ye askeri müdahale düşünülmeli’ söylemi, Ege’de demirleyen ABD savaş gemisinin varlığı da düşünülerek daha geniş bir pencereden değerlendirmek gerekir. Dolayısı ile HAARP’i İstanbul büyük depremini tetikleyecek ve deyim yerindeyse Türkiye’yi kilitleyecek bir zamanda çalıştıracaklarını düşünüyorum. Ancak bunun Kâğıthane bölgesine yapılması da mantıklı olmaz. Bu nedenle de dün yaşanan depremin kısa fay hatlarındaki sıkışma sebebi ile olduğu kanaatindeyim.”

   Bu açıklamanın hemen ardından Kahramanmaraş’ta iki büyük deprem…

   Bence, deprem çantalarınızı hazır tutun.

   Üç veya dört ay içinde, seçimlerden hemen önce ve hemen sonrasında, İstanbul, Bursa, Gemlik veya Adalar Tekirdağ hatlarında peş peşe depremler olursa şaşırmam…

   Bir de NATO tartışmaları var çünkü.

   Bir de ABD ve Haarp Projesi baki çünkü.

   Bir de, Türkiye’yi başka türlü ele geçiremezler çünkü!...

   Ölenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

   NOT: Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği Başkanı değerli arkadaşım Yusuf Yumru ve ekibi, Malatya ve Kahramanmaraş’ta bir kez daha görev aldılar. Allah yardımcıları olsun diyorum…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.