Henüz ölmemiştim. Sadece ruhum sürgündeydi. Bedenimi, aklımı, beni ben yapan tüm değerlerimi oradan oraya sürüklüyordu. Gemlik'te 1990'ları dibine kadar yaşamamışsan, gazeteciyim, yazarım diye hava atmayacaksın arkadaş!...
Uyum sorunu yaşıyordum. Parayla, mesleğimle, kadınlarla, alkolle, arkadaşlarla, dostlarla, akrabalarla, toplumla, Gemlik ile herkes ile en çok da kendim ile... Mahkeme üstüne mahkeme görüyordum. Başım beladan kurtulmuyordu bir türlü... İkili ilişkilerim hepten bozuktu... Kadınlar, alkol, kitaplar, dergiler ve oradan buradan bir şekilde yazmak ile kurtardığımı sanıyordum... Sanmıyordum, öyleydi. İçlerinden sadece birisi henüz ölmemiş sürgün ruhuma eşlik ediyordu. Edebiyat. Edebiyat beni ayakta tutuyordu... Thomas Harris'in Hannibal Lecter'i, Lavrence Sanders'in "Nina B Olayı'ndaki" serserisi, Trenavian'ın Şibumi'si, İnfazcısı, Frederich Forsayt'ın "Çakal'ı", Robert Ludlum'un "Geçmişi Olmayan Adamı" Burne'si oluyor, yeni çıkan Türk yazarlarının kitaplarından kendime kahramanlar seçiyordum. Edebiyat üzerine sohbetler tek gerçekçi hobimdi.
Bir dönem birlikte çalıştığım Olay TV kameramanı Tunç Ergin, "Yok abicim, sen olsan olsan sadece Charles Bukowski olursun" demişti... Adını duymuştum ama hiç okumamıştım. Bu cümle ile başladı tanışmamız... "Kaptan Yemeğe Çıktı Tayfalar Gemiyi Ele geçirdi" ilk bulduğum kitabı bu olmuştu. Sonra "Pis Moruğun Notları", "Sıradan Delilik Öyküsü" "Ekmek Arası", "Şekspir Olsa Asla Böyle Yapmazdı", "Zen Düğünü", "Hollywood", "Pulp" ve diğerleri eşlik etti bunlara... Etkilemişti beni. Bir gün polemik konusu bir yazımın sonunda eksik yer kalınca, Bukowski'nin bir dörtlük şiirini eklemiştim... O yazı mahkemelik oldu. Şiir'de bahanesi. Yaşam tarzım ve yazılarımda sözde-psikolojik tespitler yapılarak- benzerlikler bulunmuş, mahkeme kayıtlarına da Gemlik şubesi olarak geçmiştim. (Pardon! Ben hâkime böyle geçmesi adına rica etmiştim). 2011'de yayımlanan romanım Zeytine Sor'un ana fikrini de bu olay sarmalı oluşturmuştu...
DEVAM EDECEK…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
CEMAL KIRGIZ
KAYBEDENLER KULÜBÜNÜN BUKOWSKİ İLE İMTİHANI
Henüz ölmemiştim. Sadece ruhum sürgündeydi. Bedenimi, aklımı, beni ben yapan tüm değerlerimi oradan oraya sürüklüyordu. Gemlik'te 1990'ları dibine kadar yaşamamışsan, gazeteciyim, yazarım diye hava atmayacaksın arkadaş!...
Uyum sorunu yaşıyordum. Parayla, mesleğimle, kadınlarla, alkolle, arkadaşlarla, dostlarla, akrabalarla, toplumla, Gemlik ile herkes ile en çok da kendim ile... Mahkeme üstüne mahkeme görüyordum. Başım beladan kurtulmuyordu bir türlü... İkili ilişkilerim hepten bozuktu... Kadınlar, alkol, kitaplar, dergiler ve oradan buradan bir şekilde yazmak ile kurtardığımı sanıyordum... Sanmıyordum, öyleydi. İçlerinden sadece birisi henüz ölmemiş sürgün ruhuma eşlik ediyordu. Edebiyat. Edebiyat beni ayakta tutuyordu... Thomas Harris'in Hannibal Lecter'i, Lavrence Sanders'in "Nina B Olayı'ndaki" serserisi, Trenavian'ın Şibumi'si, İnfazcısı, Frederich Forsayt'ın "Çakal'ı", Robert Ludlum'un "Geçmişi Olmayan Adamı" Burne'si oluyor, yeni çıkan Türk yazarlarının kitaplarından kendime kahramanlar seçiyordum. Edebiyat üzerine sohbetler tek gerçekçi hobimdi.
Bir dönem birlikte çalıştığım Olay TV kameramanı Tunç Ergin, "Yok abicim, sen olsan olsan sadece Charles Bukowski olursun" demişti... Adını duymuştum ama hiç okumamıştım. Bu cümle ile başladı tanışmamız... "Kaptan Yemeğe Çıktı Tayfalar Gemiyi Ele geçirdi" ilk bulduğum kitabı bu olmuştu. Sonra "Pis Moruğun Notları", "Sıradan Delilik Öyküsü" "Ekmek Arası", "Şekspir Olsa Asla Böyle Yapmazdı", "Zen Düğünü", "Hollywood", "Pulp" ve diğerleri eşlik etti bunlara... Etkilemişti beni. Bir gün polemik konusu bir yazımın sonunda eksik yer kalınca, Bukowski'nin bir dörtlük şiirini eklemiştim... O yazı mahkemelik oldu. Şiir'de bahanesi. Yaşam tarzım ve yazılarımda sözde-psikolojik tespitler yapılarak- benzerlikler bulunmuş, mahkeme kayıtlarına da Gemlik şubesi olarak geçmiştim. (Pardon! Ben hâkime böyle geçmesi adına rica etmiştim). 2011'de yayımlanan romanım Zeytine Sor'un ana fikrini de bu olay sarmalı oluşturmuştu...
DEVAM EDECEK…