13 YILI CEZAEVİNDE GEÇEN BABANIN İBRETLİK İTİRAFLARI
Yazının Giriş Tarihi: 20.09.2021 16:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.09.2021 16:21
Günlük yaşamımızda karşılaştığımız münferit olaylar karşısında bazen sinirlerimize hâkim olamayıp karşımızdaki kişiye sarf ettiğimiz sözlerle kırıyoruz.
Bazen de şiddete başvurup bir insanın yaralanmasına hatta ölümüne neden olan olaylar yaşanıyor.
Aynı şeyler kendimiz için de geçerli.
Sonrası pişmanlık fayda etmiyor.
Yazıya böyle bir girizgâh yapmamım sebebi, geçenlerde internette okuduğum yaşanmış bir olayı sizler paylaşmak istedim.
Trafikte selektör yapma kavgası yüzünden bir kişinin ölümüne neden olmak suçundan girdiği cezaevinden 13 yıl sonra tahliye olmuş kişinin fayda etmeyen pişmanlık itiraflarından herkes ders çıkarmalıdır.
Olay şöyle gelişmiş.
2008 yılında selektör yapma tartışması üzerine karşılıklı küfürleştiği kişiyle münakaşa uzayınca ikisi de aracından inerek yol ortasında kavga etmeye başlıyorlar.
Kendisine sopayla saldıran kişiye o da aracının bagajından aldığı keserle karşılık vererek kafasından yaralıyor.
Ağır yaralanan karşı taraf bir gün sonra hastanede vefat ediyor.
Bundan sonrasını öfkesinin kurbanı olan babadan dileyelim:
"O an münakaşayı sürdürmek yerine yoluma devam etseydim ve iki ay sonra biri çıkıp bana sen bundan iki ay önce trafikte böyle bir tartışma yaşamışsın deseydi inanın hatırlaması bile zor olacak bir mesele yüzünden 13 yılım dört duvar arasında boşa gitti. Sonradan öğrendim ki, ölümüne sebep olduğum insanın ailesi zor günler yaşayınca dağılıp gitmiş.
O gün olaydan bir saat önce anaokuluna bıraktığım oğlum şimdi üniversiteye gidiyor. Onun en güzel zamanlarında en çok yanında olmam gerekirken bir anlık öfke sebebiyle kapalı duvarlar arasında yıllarımı boşa heba ettim. Ailemin ben olmadan geçinebilecek yeterli paraları olmadığı için eşimi ve çocuğumun sefalete mâhkum ettim. Şu anda da hala ekonomik çöküntüdeyiz iş de bulamıyorum. İşte bu yüzden yaşadıklarımı paylaşarak öfkenin baldan tatlı olduğunu ama bedelinin de çok acı olduğu unutulmamasıdır.
Özgürlüğünüze mal olacak her şeyden uzak durun. Bir kötülük görmüşseniz hukuki yolları tercih edin. Şu üç günlük ömrü bir de parmaklık arkasına sığdırmayın. Bırakın hata yapan yapsın. Sizin dövmenizle trafik kültürü düzelmeyeceği gibi trafikte her gün adam dövseniz belki de bir gün ölen taraf siz olursunuz. Trafikte kimseyle kavga etmeyin. Mesele dayak atmak ya da kavgadan korkmak meselesi değil. Haklı ve güçlü de olsanız sonu hüsran olabiliyor.
Evinizden içeri girdiğinizde evladınıza, annenize, babanıza, eşinize özgürce sarılmanın verdiği keyfi yaşıyor olmanın güzelliği trafikte haklı olmaktan çok daha keyiflidir."
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ERSEL PEKER
13 YILI CEZAEVİNDE GEÇEN BABANIN İBRETLİK İTİRAFLARI
Günlük yaşamımızda karşılaştığımız münferit olaylar karşısında bazen sinirlerimize hâkim olamayıp karşımızdaki kişiye sarf ettiğimiz sözlerle kırıyoruz.
Bazen de şiddete başvurup bir insanın yaralanmasına hatta ölümüne neden olan olaylar yaşanıyor.
Aynı şeyler kendimiz için de geçerli.
Sonrası pişmanlık fayda etmiyor.
Yazıya böyle bir girizgâh yapmamım sebebi, geçenlerde internette okuduğum yaşanmış bir olayı sizler paylaşmak istedim.
Trafikte selektör yapma kavgası yüzünden bir kişinin ölümüne neden olmak suçundan girdiği cezaevinden 13 yıl sonra tahliye olmuş kişinin fayda etmeyen pişmanlık itiraflarından herkes ders çıkarmalıdır.
Olay şöyle gelişmiş.
2008 yılında selektör yapma tartışması üzerine karşılıklı küfürleştiği kişiyle münakaşa uzayınca ikisi de aracından inerek yol ortasında kavga etmeye başlıyorlar.
Kendisine sopayla saldıran kişiye o da aracının bagajından aldığı keserle karşılık vererek kafasından yaralıyor.
Ağır yaralanan karşı taraf bir gün sonra hastanede vefat ediyor.
Bundan sonrasını öfkesinin kurbanı olan babadan dileyelim:
"O an münakaşayı sürdürmek yerine yoluma devam etseydim ve iki ay sonra biri çıkıp bana sen bundan iki ay önce trafikte böyle bir tartışma yaşamışsın deseydi inanın hatırlaması bile zor olacak bir mesele yüzünden 13 yılım dört duvar arasında boşa gitti. Sonradan öğrendim ki, ölümüne sebep olduğum insanın ailesi zor günler yaşayınca dağılıp gitmiş.
O gün olaydan bir saat önce anaokuluna bıraktığım oğlum şimdi üniversiteye gidiyor. Onun en güzel zamanlarında en çok yanında olmam gerekirken bir anlık öfke sebebiyle kapalı duvarlar arasında yıllarımı boşa heba ettim. Ailemin ben olmadan geçinebilecek yeterli paraları olmadığı için eşimi ve çocuğumun sefalete mâhkum ettim. Şu anda da hala ekonomik çöküntüdeyiz iş de bulamıyorum. İşte bu yüzden yaşadıklarımı paylaşarak öfkenin baldan tatlı olduğunu ama bedelinin de çok acı olduğu unutulmamasıdır.
Özgürlüğünüze mal olacak her şeyden uzak durun. Bir kötülük görmüşseniz hukuki yolları tercih edin. Şu üç günlük ömrü bir de parmaklık arkasına sığdırmayın. Bırakın hata yapan yapsın. Sizin dövmenizle trafik kültürü düzelmeyeceği gibi trafikte her gün adam dövseniz belki de bir gün ölen taraf siz olursunuz. Trafikte kimseyle kavga etmeyin. Mesele dayak atmak ya da kavgadan korkmak meselesi değil. Haklı ve güçlü de olsanız sonu hüsran olabiliyor.
Evinizden içeri girdiğinizde evladınıza, annenize, babanıza, eşinize özgürce sarılmanın verdiği keyfi yaşıyor olmanın güzelliği trafikte haklı olmaktan çok daha keyiflidir."