AŞI OLMAMA İNADININ EN ÖNEMLİ FAKTÖRÜ DİNİ İNANIŞLAR
Yazının Giriş Tarihi: 25.08.2021 16:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.08.2021 16:25
Ülkemizdeki koronavirüs tablosu şu sıralar pekte iç açıcı değil.
Hatta her geçen gün vaka sayılarında artış söz konusu…
Okulların açılması, yaz sezonunun bitmesiyle sonbahar da daha da artması bekleniyor.
Dolayısıyla da hiç arzulamasak da yasaklar geri gelebilir.
Ortada böylesi bir durum varken hala aşı olmamakta inat edenlerin sadece kendilerinin değil aileleri, yakınları,toplum ve ülke sağlığı açısından büyük risk oluşturuyorlar.
Koronavirüsle mücadelede dünyaca kabul görmüş en etkin yöntem aşı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış olmasına rağmen aşı karşıtlığı hem de kurallara uyma konusunda sorumsuzca davranışlar kısıtlamaların geri geleceğinin habercisi gibi.
Aşı olmak ya da olmamak kişisel tercih, fakat dünyanın her yerinde uzmanlar bugün için tek çare olarak aşıyı gösteriliyorlar.
Bursa'da da aşı karşıtlarının sayısı bir hayli yüksek.
Kentimizin aşı karnesini baktığımız da karşımıza yüzde 58 ile İnegöl, yüzde 66 ile Gürsu ve yüzde 67 ile Yıldırım çıkıyor.
Her üç ilçemizdeki aşı karşıtı vatandaşlarla yapılan görüşmelerde öne sürdükleri en önemli gerekçe pek dillendirilmese de dinsel inanış öne çıkıyor.
Yani yabancı ülke ve insanlarının ürettiği aşının içerisinde İslamiyet inancına göre sakıncalı unsurların olabileceği yönünde.
Halbuki günlük yaşamımız da kullandığımız pek çok tıbbi ilaçlar ile bazı gıda ürünleri yurt dışından ithal edilmekte.
Mesela yurt dışında yetiştirilip ülkemize et ihtiyacını karşılamak için getirilen büyük baş Angus hayvanları gibi pek çok örnek mevcut.
Aşıya değil yabancı aşıya karşıyız diyenler yerli aşının çıkmasını beklediklerini ifade ediyorlar.
Aşı karşıtlarının diğer iddiaları da iktidarsızlaştırdığı, aşılama bahanesiyle insanlara çip takıldığı yönünde saçma sapan hiç bir bilimsel yanı olmayan bahaneleri cehaletten öte değildir.
Dünya Sağlık Örgütü, salgından kurtulmak adına bugün için tek çarenin aşı olduğunu söylüyor.
Bunun başka karşılığı yok.
Hal böyleyken bilime dayalı olmayan inanç dışı iddialarla aşı olmamakta direnmek, maskeyi ağzımıza değil de kolumuza takmak, mesafe kurulana uymayıp hala toplu yaşam alanlarında işimizin dışında zaman geçirmek kabul edilebilecek bir durum değil.
Aşı haritasında Bursa’nın toplumsal bağışıklık sınırı kabul edilen yüzde 75’e sınırına yaklaşması sevindirici.
Sağlık İl Müdürlüğü bu konuda yoğun çaba sarf ediyor.
Aşı karşıtlarının ortaya attığı iddiaların hiç birinin bilimsel karşılığı olmadığını ısrarla vurgulayan Sağlık İl Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, dünyada kullanılan tüm aşı tekniklerinin aynı olduğunu dolayısıyla bu yöndeki şüphelerin yersiz olduğunu anlatıyor.
Hatta şöyle bir örnek de veriyor Müdür Bey;
"Ameliyat olmak için nasıl hekiminize güveniyor ve kendinizi ona emanet ediyorsanız aşılama işini de o mantıkla düşünülmeli."
Nitekim çevremizde aşı olmamakta direnen insanların dünya görüşüne baktığımız da neden karşı çıktıklarını anlayabiliyorsunuz...
Bilmem anlatabildim mi?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ERSEL PEKER
AŞI OLMAMA İNADININ EN ÖNEMLİ FAKTÖRÜ DİNİ İNANIŞLAR
Ülkemizdeki koronavirüs tablosu şu sıralar pekte iç açıcı değil.
Hatta her geçen gün vaka sayılarında artış söz konusu…
Okulların açılması, yaz sezonunun bitmesiyle sonbahar da daha da artması bekleniyor.
Dolayısıyla da hiç arzulamasak da yasaklar geri gelebilir.
Ortada böylesi bir durum varken hala aşı olmamakta inat edenlerin sadece kendilerinin değil aileleri, yakınları, toplum ve ülke sağlığı açısından büyük risk oluşturuyorlar.
Koronavirüsle mücadelede dünyaca kabul görmüş en etkin yöntem aşı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış olmasına rağmen aşı karşıtlığı hem de kurallara uyma konusunda sorumsuzca davranışlar kısıtlamaların geri geleceğinin habercisi gibi.
Aşı olmak ya da olmamak kişisel tercih, fakat dünyanın her yerinde uzmanlar bugün için tek çare olarak aşıyı gösteriliyorlar.
Bursa'da da aşı karşıtlarının sayısı bir hayli yüksek.
Kentimizin aşı karnesini baktığımız da karşımıza yüzde 58 ile İnegöl, yüzde 66 ile Gürsu ve yüzde 67 ile Yıldırım çıkıyor.
Her üç ilçemizdeki aşı karşıtı vatandaşlarla yapılan görüşmelerde öne sürdükleri en önemli gerekçe pek dillendirilmese de dinsel inanış öne çıkıyor.
Yani yabancı ülke ve insanlarının ürettiği aşının içerisinde İslamiyet inancına göre sakıncalı unsurların olabileceği yönünde.
Halbuki günlük yaşamımız da kullandığımız pek çok tıbbi ilaçlar ile bazı gıda ürünleri yurt dışından ithal edilmekte.
Mesela yurt dışında yetiştirilip ülkemize et ihtiyacını karşılamak için getirilen büyük baş Angus hayvanları gibi pek çok örnek mevcut.
Aşıya değil yabancı aşıya karşıyız diyenler yerli aşının çıkmasını beklediklerini ifade ediyorlar.
Aşı karşıtlarının diğer iddiaları da iktidarsızlaştırdığı, aşılama bahanesiyle insanlara çip takıldığı yönünde saçma sapan hiç bir bilimsel yanı olmayan bahaneleri cehaletten öte değildir.
Dünya Sağlık Örgütü, salgından kurtulmak adına bugün için tek çarenin aşı olduğunu söylüyor.
Bunun başka karşılığı yok.
Hal böyleyken bilime dayalı olmayan inanç dışı iddialarla aşı olmamakta direnmek, maskeyi ağzımıza değil de kolumuza takmak, mesafe kurulana uymayıp hala toplu yaşam alanlarında işimizin dışında zaman geçirmek kabul edilebilecek bir durum değil.
Aşı haritasında Bursa’nın toplumsal bağışıklık sınırı kabul edilen yüzde 75’e sınırına yaklaşması sevindirici.
Sağlık İl Müdürlüğü bu konuda yoğun çaba sarf ediyor.
Aşı karşıtlarının ortaya attığı iddiaların hiç birinin bilimsel karşılığı olmadığını ısrarla vurgulayan Sağlık İl Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, dünyada kullanılan tüm aşı tekniklerinin aynı olduğunu dolayısıyla bu yöndeki şüphelerin yersiz olduğunu anlatıyor.
Hatta şöyle bir örnek de veriyor Müdür Bey;
"Ameliyat olmak için nasıl hekiminize güveniyor ve kendinizi ona emanet ediyorsanız aşılama işini de o mantıkla düşünülmeli."
Nitekim çevremizde aşı olmamakta direnen insanların dünya görüşüne baktığımız da neden karşı çıktıklarını anlayabiliyorsunuz...
Bilmem anlatabildim mi?