Türkiye'nin en büyük şehir takımı olmak, maçlarını kapalı gişe oynamak, gol yemeyen tek takım olmak, namağlup olmak, Türkiye spor kamu oyununun maçlarını takip ettiği takım olmak, güvenilen yönetim kurulu ve bu güvene dayalı tüm şehrin sahip çıktığı takım olmanın da bir bedeli var.

Detaylara girmeden önce iğneği kendimize batıralım!

Çünkü beklenti yüksek, sabırsızlık hat safhada...

İstiyoruz ki, önümüze çıkan herkesi yenelim.

Sonra da gözlerimizi açık kapayıncaya kadar Süper Lige çıkalım.
Böyle bir dünya yok.

Hafta sonu oynanan Silifke Belediyespor maçında bunu çok daha net gördük.

Anlaşılan o ki, Bursasporlu futbolcular sezon başından bu yana yaşanılan atmosferin fazlaca etkisinde kalmışlar olacaklar!

Gol yemeyene değil gol atana puanlar verildiğini hatırlamalılar.

Marifet gol yememek değil, yediğin golün bir fazlasını atabilmektir.

Futbolcuların iyi niyetlerinden kimsenin şüphesi yok.

Bursa'da oynadığımız maçlarda spikerin dediği gibi ambiyans Şampiyonlar Lig, gerçekler 3. Lig.

Bursaspor'daki durum da tam bu şekilde.

Sadece futbolcular, teknik heyet dahil camia olarak 3. Lig'de oynadığımızı unutmayıp ayaklarımız yere basmalıdır.

Halbuki, Muşspor'u da Silifke'yi de her koşulda çok rahat yenebileceğimiz bir kadroya sahibiz.

Kimse Bursaspor'dan çok iyi futbol oynamasını beklemiyor.

Beklenti, bizim için “utanç” ligi olan alt liglerden takılmadın biran önce Süper Lige çıkmamızdır.

Çünkü camia olarak görebileceğimiz başka kötü rüya kalmadı.

Son üç sezondur görebileceğimiz her kabusu görünce kurtuluşun küllerimizden yeniden doğmaktan başka çaremiz olmadığını anladık.

Moral bozmaya, tereddüt yaşamaya gerek yok.

Çünkü içeride, dışarıda oynadığımız tüm rakiplerimiz Türkiye'nin dördüncü büyüğü olma başarısını göstermiş, Şampiyonlar Ligi'nde oynamış Bursaspor'a karşı mücadele etme hırsı her zamankinden çok daha fazla oluşuyor.

Bir de taraftarın, “Birileri bizi durdursun” şeklinde yazılı bankart açıp yeşil beyazlı oyuncuları havaya sokalım derken rakiplerimizin kırmızı pelerin görmüş boğa gibi üzerimize gelmeleri kaçınılmaz oluyor.

Öyle ya yenilmemiş, gol yememiş Süper Lig Şampiyonu apoletli Bursaspor'u yenmek, gol atmak ayrıcalığını yaşayan takım olmak istiyor rakiplerimiz.

Benzer durum tribünlerde dahi yaşanıyor.

Deplasmanda oynadığımız bazı rakiplerimizin normalde iki elin parmaklarını geçmeyecek taraftar sayıları varken rakip Bursaspor olunca bugüne kadar görmedikleri seyirci sayısına ulaştıklarını kendileri söylüyorlar.

Şampiyonluk yolunda Silifke'de olduğu gibi bu tip puan kayıpları yaşanabilir.

Önemli olan her puan kaybından ders çıkarıp tekrarlamamak.

Bursaspor'un karşılaşmalarını takip için gittiğimiz deplasmanlarda görüştüğümüz herkesin şöylediği şu.
“Bursaspor'a ne oldu böyle. Sizin yeriniz Süper Lig olmalı.”

Görünen o ki Bursaspor'un buralarda mücadele etmesine kimsenin gönlü razı değil.

O halde şampiyonluklar serüvenimizde arzulamasak da yaşayıp göreceklerimiz yeşil-beyaz renkli anılarımızda kalacaktır.

Bu yüzden rehavete kapılmayıp sabırlı olmalıyız.