Son zamanlarda eğitimle ilgili birçok değişiklik meydana geldi.

Sınavların isimleri değişti, süreleri değişti, puan sistemi değişti.

Peki, bunlardan öğretmenler ve öğrenciler nasıl etkileniyor?

Sınav dönemindeyken bir andan ‘’üniversite baraj puanı kaldırılıyor’’ bu hem öğrenci hem de öğretmen açısından pekte olumlu bir durum olmadı.

Zaten hayatlarının bir dönemini sadece okul, dershane ve test kitaplarına ayırdıkları yetmezmiş gibi bir anda puanlarının önemi olmadığını az ya da çok çalışmanın göz önüne alınmadan isteyen istediği gibi üniversite okuyabilecek duruma gelmesi eğitim sistemini bir nevi zora soktu.

Daha önceden gecesini gündüzüne katarak çalışan öğrencilere de yapılan büyük bir haksızlık olarak görüldü bu durum.

Eğitim kurumlarına giriş yapılırken her öğrencinin kendini nasıl iyi hissettiği, neyi yaparken mutlu olacağını, hangi işte başarılı olduğu tespit edilmeli ve ona göre o alanlara yönlendirilmeli.

Eğer ilgi alanlarına yönlendirme yapılarak bir eğitim verilirse toplumdaki işsizlik oranı da düşer ve ülke için de iyi bir ilerleme gelişim gözükebilir.

Psikolojik olarak da kişilerde derin bir yara izleri bırakmaz. Sınav döneminde en yakın iki arkadaş kendileri ile yarış halinde olup ruhsal olarak kendilerine fark etmeden zarar verebiliyorlar.

Bu yüzden sınavların hayatımızın bir döneminde yer alması ama aslında hayatımızın bir sınava bağlı kalmadığını başarımızda başarısızlığımızın da bize ait olduğunu öğrenip sevdiğimiz yapmaktan okumaktan mutlu olup o alanlarda ilerlememiz şart.