Bir makalede böyle bir başlık kullanmak aklımdan hiç geçmemişti bu güne değin. Ama gerçekten de “olmaz, olmaz deme” düsturundan dışarı çıkmamak gerekiyormuş. Aslında söylemek istediğim gelişme olmayacak bir şey de değil. Çünkü çok kısa bir süre önce, UEDAŞ gibi Bursa’ya elektrik dağıtımı yapan kuruluş, ikinci kez el değiştirerek, Alman şirketinden Amerikalı bir kuruma devredilmişti. Bunu da dozunda bir espri ile anlatmaya çalışmıştım. Ama, nedeni konusunda da, kimseden tam bir gerekçe duyamadım. Elimde sadece iş dünyasında kârlılık bitiyorsa, ya da yetersiz seviyede seyrediyorsa, değişime gitmek çok doğal gibi yazılı olmayan kural kalmıştı. İyi güzel de her iki durumda da biz tüketiciler bundan en fazla etkilenen kesim olmayacak mıyız? Elektrik enerjisi gibi doğal bir hakkımız ve gereğimize, en kolay yoldan ve de en ehven fiyattan ulaşmayı istemek, biz tüketicilerin doğal hakkı değil mi ?
O makaleyi yazarken, yıllar önce elektrik enerjisi ve bakım onarım konusunda Bursa Belediyesi’nin birimlerinin sorumlu olduğunu, bu nedenle çok fazla güçlük çekmediğimizi belirtmiştim. Bu kez de karşımıza bir başka değişim çıktı. Hem de bu kez “tüketici” olma vasfımla, bu ani el değiştirme telefonuma mesaj olarak düştü. Size de gelmiştir herhalde ama yine de tam metni vereyim;
“Değerli abonemiz.25 Mart 2025 itibariyle Bursagaz’ın, Aksa Doğalgaz’a devrinin başarıyla tamamlandığını duyurmaktan memnuniyet duyarız. Türkiye’nin en büyük doğal gaz dağıtım şirketi olarak, yüksek müşteri memnuniyeti ilkemiz doğrultusunda , siz değerli abonelerimize güvenli, kesintisiz ve kaliteli hizmet sunmaya devam edeceğiz. Bu önemli gelişmenin tüm şehrimize ve abonelerimize hayırlı olmasını diler, iyi günler dileriz.”
Açıklama böyle ve çok net. Alan mutlu, satan razı, bize de hoş geldiniz demek düşer. Hükümet gaza zam yaptıkça, dağıtım şirketi de bunu uygulayacak ve
o da kârını da ekleyecek ve bu durum bize yüksek fatura olarak geri dönecek. Çünkü,şirketler kâr için kurulur ve çalışır. Kamu, yani devlet öylemi ya?
Bu arada insan merak etmeden de duramıyor. Bu iki yaşamsal gereğimiz, elektrik ve doğal gaz ihtiyacımızı karşılayan şirketlerin, Bursa’yı terk etmesinin bir nedeni olmalı. Belki de istedikleri kazancı sağlayamadılar. Bunun anlamı da, vatandaşın konutlardaki enerji ve gaz harcamasını kısıtlaması ile, sanayi şehri olmasına karşın, bu yönde de bir duraklama veya şirketlerde bir azalma mı oldu acaba gibi bir soru da akla gelmiyor değil.Bekleyelim ve görelim derim.
Bu gün arife yarın bayram
Ülkemizde bitmeyen dert ve çalkantılar günler geçirdik Ramazan boyunca…Siyaset sahnesi her zamankinden daha zorlu, çekişmeli ve de endişe dolu geçti bizler için. En azından üç gün için, bu siyasi çalkantıları, karşılıklı atışmaları bir yana bırakarak, acaba farklı bir kimliğe ve daha anlayışlı bir tutuma ulaşabilir miyiz? Ya da ülke yöneticileri ve onların ensesindeki muhalefet politikacıları için söylüyorum bunları. Ama görünen o ki, gök yüzünde böyle bir yumuşa havası ne yazık ki görünmüyor.
Her şeye rağmen yaşamak ve böylesi günlerin anlamına uygun davranmak gerekiyor. Politik yaklaşımlar ve çatışmalara kısa sayılamayacak bir ara diyelim ve Ramazan Bayramı’nın, Bursa, Türkiye ve tüm dünya Müslümanlarına ve inancı ne olursa olsun tüm halklara mutluluk vermesi dileğimle…
NOT: Bayram tatili uzatılarak 9 güne çıkarıldı.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Yeni Marmara Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Bayram üstü Bursa’nın gazı da kaçtı
Bir makalede böyle bir başlık kullanmak aklımdan hiç geçmemişti bu güne değin. Ama gerçekten de “olmaz, olmaz deme” düsturundan dışarı çıkmamak gerekiyormuş. Aslında söylemek istediğim gelişme olmayacak bir şey de değil. Çünkü çok kısa bir süre önce, UEDAŞ gibi Bursa’ya elektrik dağıtımı yapan kuruluş, ikinci kez el değiştirerek, Alman şirketinden Amerikalı bir kuruma devredilmişti. Bunu da dozunda bir espri ile anlatmaya çalışmıştım. Ama, nedeni konusunda da, kimseden tam bir gerekçe duyamadım. Elimde sadece iş dünyasında kârlılık bitiyorsa, ya da yetersiz seviyede seyrediyorsa, değişime gitmek çok doğal gibi yazılı olmayan kural kalmıştı. İyi güzel de her iki durumda da biz tüketiciler bundan en fazla etkilenen kesim olmayacak mıyız? Elektrik enerjisi gibi doğal bir hakkımız ve gereğimize, en kolay yoldan ve de en ehven fiyattan ulaşmayı istemek, biz tüketicilerin doğal hakkı değil mi ?
O makaleyi yazarken, yıllar önce elektrik enerjisi ve bakım onarım konusunda Bursa Belediyesi’nin birimlerinin sorumlu olduğunu, bu nedenle çok fazla güçlük çekmediğimizi belirtmiştim. Bu kez de karşımıza bir başka değişim çıktı. Hem de bu kez “tüketici” olma vasfımla, bu ani el değiştirme telefonuma mesaj olarak düştü. Size de gelmiştir herhalde ama yine de tam metni vereyim;
“Değerli abonemiz.25 Mart 2025 itibariyle Bursagaz’ın, Aksa Doğalgaz’a devrinin başarıyla tamamlandığını duyurmaktan memnuniyet duyarız. Türkiye’nin en büyük doğal gaz dağıtım şirketi olarak, yüksek müşteri memnuniyeti ilkemiz doğrultusunda , siz değerli abonelerimize güvenli, kesintisiz ve kaliteli hizmet sunmaya devam edeceğiz. Bu önemli gelişmenin tüm şehrimize ve abonelerimize hayırlı olmasını diler, iyi günler dileriz.”
Açıklama böyle ve çok net. Alan mutlu, satan razı, bize de hoş geldiniz demek düşer. Hükümet gaza zam yaptıkça, dağıtım şirketi de bunu uygulayacak ve
o da kârını da ekleyecek ve bu durum bize yüksek fatura olarak geri dönecek. Çünkü,şirketler kâr için kurulur ve çalışır. Kamu, yani devlet öylemi ya?
Bu arada insan merak etmeden de duramıyor. Bu iki yaşamsal gereğimiz, elektrik ve doğal gaz ihtiyacımızı karşılayan şirketlerin, Bursa’yı terk etmesinin bir nedeni olmalı. Belki de istedikleri kazancı sağlayamadılar. Bunun anlamı da, vatandaşın konutlardaki enerji ve gaz harcamasını kısıtlaması ile, sanayi şehri olmasına karşın, bu yönde de bir duraklama veya şirketlerde bir azalma mı oldu acaba gibi bir soru da akla gelmiyor değil.Bekleyelim ve görelim derim.
Bu gün arife yarın bayram
Ülkemizde bitmeyen dert ve çalkantılar günler geçirdik Ramazan boyunca…Siyaset sahnesi her zamankinden daha zorlu, çekişmeli ve de endişe dolu geçti bizler için. En azından üç gün için, bu siyasi çalkantıları, karşılıklı atışmaları bir yana bırakarak, acaba farklı bir kimliğe ve daha anlayışlı bir tutuma ulaşabilir miyiz? Ya da ülke yöneticileri ve onların ensesindeki muhalefet politikacıları için söylüyorum bunları. Ama görünen o ki, gök yüzünde böyle bir yumuşa havası ne yazık ki görünmüyor.
Her şeye rağmen yaşamak ve böylesi günlerin anlamına uygun davranmak gerekiyor. Politik yaklaşımlar ve çatışmalara kısa sayılamayacak bir ara diyelim ve Ramazan Bayramı’nın, Bursa, Türkiye ve tüm dünya Müslümanlarına ve inancı ne olursa olsun tüm halklara mutluluk vermesi dileğimle…
NOT: Bayram tatili uzatılarak 9 güne çıkarıldı.