Bir tartışmadır gidiyor, hem TBMM çatısı altında, hem de, yazılı ve görsel matbuatta…Konu belli…Küçük çocuklar yakın geçmişte, sahipsiz sokak köpekleri tarafından feci şekilde katledilmeleri. Doğal olarak, aileler de harekete geçerek, bu sorunun giderilmesini istemiş İktidar kanadından…Sanırım, bu aileler iktidar partisi veya ortaklarının da seçmeni…Bunun pek de önemi yok zaten. Çünkü bu sorun, uzun yıllardır konuşularak bir türlü çözülemedi. Yasa çıksa da benzer sonuçların alınması kaçınılmaz. Çünkü, genel yönetim, topu bu kez çok rahat biçimde yerel yönetimlere atarak, onlardan hayvan barınağını talep ediyor bir kez daha…Yıllar önce bu konu yine gündeme gelmiş, bazı belediyeler barıma konusunda önemli adımlar atmıştı. Ama, veteriner ve diğer bakım kadrosu ve de yiyecek temini, aşılama derken yük ağır geldi belediyelere… Bu konunu gündeme gürültülü biçimde gelmesi, İktidar için en elverişli zamanda oldu…Öncelikle, Türkiye’deki büyük şehirlerin neredeyse tamamı muhalefette. Üstelik çok sayıdaki küçük belediye de ilk kez muhalefet tarafından kazanıldı. İşte bu nedenle “köpek konusunu kovalamanın” tam zamanı İktidar için! Nereden aklıma geldiyse bilemedim, anneannem, bazı haylaz çocukları bana örnek gösterirken “Onlardan sana arkadaş olmaz, bütün gün köpek kovalayıp geziyolar…” derdi. Bundan böyle belediyeler köpek kovalayacak, her halde bunun için anımsadım bu öğüdü!!!Çocukluk işte, köpek kovalamayı, gerçeğinden daha da kötü bir şey sandım o zamanlar…Ne bileyim 2024 yılında Türkiye’nin en önemli gündem maddesi olacağını !!!
Yine konunun en önemli tarafını kaçırıyordum. Galiba, bu konu İktidar için en elverişli zamanda gündeme geldi…Çünkü oyları sürekli eriyor ve pahalılık konusunda da , elden bir şey gelmiyor…Varsa yoksa dolaylı vergiler… Emeklinin bitmeyen çilesinin dillendirilmesi...Bu arada yandaşların parasal ayrıcalıkları tek tek ortaya çıkıyor derken, işler karmakarışık olacak gibi…
Bir de “yumuşamamı” yoksa “normalleşme mi” diye bir İktidar- Ana muhalefet yakınlaşması, bu sorunların üzerine tuz biber ekmişken, köpek veya hayvan yasası, orman yangınını helikopterle söndürecek kadar makbule geçti. Çünkü, iktidar-muhalefet yakınlaşması, en azından sorunları birlikte konuşmaya başlamak istemesi, AKP’yi kendi içinde bile zor durumda bırakırken, bir de MHP lideri Bahçeli’nin, listeli, dosyalı, yüzüklü anlatımları şu sırada kavrularak yaşadığımız sıcak havanın da üzerine çıkardı politik ortamı… Panzehir iktidarın önünde ama…Hayvan dostluğu, onlara şefkatle yaklaşma ve haklarını cansiperane savunma alışkanlığı ile bilinen, seküler yaşamı seçen,iyi eğitimli, kadın haklarına titizlikle yaklaşan ve de AKP seçmeni olmayan, sesleri yüksek perdeden çıkan kesimi tam olarak ayağa kaldırdı… Haber bültenlerinin en fazla dakika ayırdığı haberler bile buna dair. Tam anlamıyla, siyasi kronometre İktidar için, Cumhurbaşkanı için dönmeye başladı. “Bundan iyisi Şam’da kayısı “ diyecektim ama, Sayın Erdoğan’ın “Sayın Esed ile görüşebiliriz” çıkışına, ABD “hayır” deyince, tek çare sahipsiz sokak hayvanları tartışmasının şiddeti kaldı İktidar elinde…Şimdi tepe tepe kullanıyorlar Allah’ın izni ile…
Bu durumda neler olur sorusunu kendim soruyor, kendim yanıtlıyorum… Neredeyse öğretmenlerin sorunları hiç duyulmayacak…Çarşı pazarın el yakan fiyatları bile unutulacak seviyeye doğru koşuyor…Arada bir “erken seçim” sesleri duyulsa da, çok sayıda çocuğu hunharca öldüren köpeklerin ne yapılacağı ülkenin ilk sorunu değil mi şu anda ? Sayın Erdoğan zannımca, ellerini ovuşturarak, TBMM ve sokaktaki bu tartışmaları, seçim kazanmış gibi mutlu, mesut izliyordur. Bundan daha önemlisi de, sokak hayvanlarına barınak, beslenme gibi sorumluluklar, CEHaPe belediyelerine bırakılarak “ ekonomik yönden de zayıflamalarını sağlayacak” Zaten şimdiden, yerel yönetimlerin Hazineye olan borçlarının tahsili gündeme getirildi köpek havlamaları arasında…. Bu arada, köpek meselesinden toplumun önemli bir bölümü iyice kutuplaştı”yeme de yanında yat !” demek galiba en doğrusu…
Yumuşama falan artık hak getire seçime kadar… AKP-MHP arasındaki benim algılayamadığım, semboller ile yapılan küçük dalaşların da dozu düşecektir bu köpek konusu ile… Kutuplaşma olmadan seçim kazanılmaz, yeni seçmen de… En azından kaybedilen yandaş geri gelmez çünkü ! Nelere kadirmiş bu hayvancıklar, hakikaten herkesin, her kesimin de köpek veya hayvan sevgisinin dozajını öğrendik bu sayede ! Ama unutulan bir konu var, hem de çok önemli…Hepimizi dünyaya getiren annelerimiz, yani kadınlar…
Bir kadın ve bir erkeğin canice öldürülüşü
Köpek tartışmasının fitilini ateşleyen yakın geçmişteki 9 çocuğun ölümü gerçekten çok üzücü…Ama hemen her gün en az iki kadının katli için söyleyecek sözü olan var mı ? Bunların çoğu da hunharca denilecek türden…
En tipik bir örnek masamda duruyor…Hasta bir çocuk ve dertli bir anne… Çocuğunda vitamin eksiği varmış. Bu nedenle kendisinden 4 tüp kan alınmış tedavi öncesi... Bu arada tahlil de yapılmış ve gerekli vitamin bulunamamış çocuğun kanında… Sonrası berbat… Çaresiz kadın bu gerçeği çocuğuna telefonda anlatmış. Çocuk annesi için şu cümleyi kurumuş.”Sen benden boş yere 4 tüp kan aldırdın. Ben de senin 4 tüp kanını akıtacağım. Eve dönen kadın önce oğlunun yumrukları ile darp ediliyor ve ardından boğazı kesiliyor ve ölüyor. Diğer bir örnek de bunu aratmayacak türden…Elazığ’da iki arkadaş alkol alıyorlar. Aralarında tartışma oluyor. Biri diğerinin başına taşla vurarak öldürüyor. Ne gariptir ki, ölenin soya adı da “taş” ölümünün nedeni gibi… Şimdi , toplumun bir bölümü sokağa çıkarak, aramızdaki canileri kamu kurumları saptayıp, iyileştirsinler. Bu da yeterli olmaz ise “Ötenazi” önersinler diyebilir mi ? Diyemez..Bu hunharca cinayetleri yapanların tek ayrıcalığı insan doğmuş olmaları mı ? Sokak köpekleri hayvan olduğu için mi, uyutma yöntemi isteniyor. Sanırım, köpeklerden önce, sıkıntı içinde yaşayan insan toplulukları olarak biz uyutulacağız galiba, vaziyet onu gösteriyor!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Besleyelim mi, uyutalım mı ?
Bir tartışmadır gidiyor, hem TBMM çatısı altında, hem de, yazılı ve görsel matbuatta…Konu belli…Küçük çocuklar yakın geçmişte, sahipsiz sokak köpekleri tarafından feci şekilde katledilmeleri. Doğal olarak, aileler de harekete geçerek, bu sorunun giderilmesini istemiş İktidar kanadından…Sanırım, bu aileler iktidar partisi veya ortaklarının da seçmeni…Bunun pek de önemi yok zaten. Çünkü bu sorun, uzun yıllardır konuşularak bir türlü çözülemedi. Yasa çıksa da benzer sonuçların alınması kaçınılmaz. Çünkü, genel yönetim, topu bu kez çok rahat biçimde yerel yönetimlere atarak, onlardan hayvan barınağını talep ediyor bir kez daha…Yıllar önce bu konu yine gündeme gelmiş, bazı belediyeler barıma konusunda önemli adımlar atmıştı. Ama, veteriner ve diğer bakım kadrosu ve de yiyecek temini, aşılama derken yük ağır geldi belediyelere… Bu konunu gündeme gürültülü biçimde gelmesi, İktidar için en elverişli zamanda oldu…Öncelikle, Türkiye’deki büyük şehirlerin neredeyse tamamı muhalefette. Üstelik çok sayıdaki küçük belediye de ilk kez muhalefet tarafından kazanıldı. İşte bu nedenle “köpek konusunu kovalamanın” tam zamanı İktidar için! Nereden aklıma geldiyse bilemedim, anneannem, bazı haylaz çocukları bana örnek gösterirken “Onlardan sana arkadaş olmaz, bütün gün köpek kovalayıp geziyolar…” derdi. Bundan böyle belediyeler köpek kovalayacak, her halde bunun için anımsadım bu öğüdü!!!Çocukluk işte, köpek kovalamayı, gerçeğinden daha da kötü bir şey sandım o zamanlar…Ne bileyim 2024 yılında Türkiye’nin en önemli gündem maddesi olacağını !!!
Yine konunun en önemli tarafını kaçırıyordum. Galiba, bu konu İktidar için en elverişli zamanda gündeme geldi…Çünkü oyları sürekli eriyor ve pahalılık konusunda da , elden bir şey gelmiyor…Varsa yoksa dolaylı vergiler… Emeklinin bitmeyen çilesinin dillendirilmesi...Bu arada yandaşların parasal ayrıcalıkları tek tek ortaya çıkıyor derken, işler karmakarışık olacak gibi…
Bir de “yumuşamamı” yoksa “normalleşme mi” diye bir İktidar- Ana muhalefet yakınlaşması, bu sorunların üzerine tuz biber ekmişken, köpek veya hayvan yasası, orman yangınını helikopterle söndürecek kadar makbule geçti. Çünkü, iktidar-muhalefet yakınlaşması, en azından sorunları birlikte konuşmaya başlamak istemesi, AKP’yi kendi içinde bile zor durumda bırakırken, bir de MHP lideri Bahçeli’nin, listeli, dosyalı, yüzüklü anlatımları şu sırada kavrularak yaşadığımız sıcak havanın da üzerine çıkardı politik ortamı… Panzehir iktidarın önünde ama…Hayvan dostluğu, onlara şefkatle yaklaşma ve haklarını cansiperane savunma alışkanlığı ile bilinen, seküler yaşamı seçen,iyi eğitimli, kadın haklarına titizlikle yaklaşan ve de AKP seçmeni olmayan, sesleri yüksek perdeden çıkan kesimi tam olarak ayağa kaldırdı… Haber bültenlerinin en fazla dakika ayırdığı haberler bile buna dair. Tam anlamıyla, siyasi kronometre İktidar için, Cumhurbaşkanı için dönmeye başladı. “Bundan iyisi Şam’da kayısı “ diyecektim ama, Sayın Erdoğan’ın “Sayın Esed ile görüşebiliriz” çıkışına, ABD “hayır” deyince, tek çare sahipsiz sokak hayvanları tartışmasının şiddeti kaldı İktidar elinde…Şimdi tepe tepe kullanıyorlar Allah’ın izni ile…
Bu durumda neler olur sorusunu kendim soruyor, kendim yanıtlıyorum… Neredeyse öğretmenlerin sorunları hiç duyulmayacak…Çarşı pazarın el yakan fiyatları bile unutulacak seviyeye doğru koşuyor…Arada bir “erken seçim” sesleri duyulsa da, çok sayıda çocuğu hunharca öldüren köpeklerin ne yapılacağı ülkenin ilk sorunu değil mi şu anda ? Sayın Erdoğan zannımca, ellerini ovuşturarak, TBMM ve sokaktaki bu tartışmaları, seçim kazanmış gibi mutlu, mesut izliyordur. Bundan daha önemlisi de, sokak hayvanlarına barınak, beslenme gibi sorumluluklar, CEHaPe belediyelerine bırakılarak “ ekonomik yönden de zayıflamalarını sağlayacak” Zaten şimdiden, yerel yönetimlerin Hazineye olan borçlarının tahsili gündeme getirildi köpek havlamaları arasında…. Bu arada, köpek meselesinden toplumun önemli bir bölümü iyice kutuplaştı”yeme de yanında yat !” demek galiba en doğrusu…
Yumuşama falan artık hak getire seçime kadar… AKP-MHP arasındaki benim algılayamadığım, semboller ile yapılan küçük dalaşların da dozu düşecektir bu köpek konusu ile… Kutuplaşma olmadan seçim kazanılmaz, yeni seçmen de… En azından kaybedilen yandaş geri gelmez çünkü ! Nelere kadirmiş bu hayvancıklar, hakikaten herkesin, her kesimin de köpek veya hayvan sevgisinin dozajını öğrendik bu sayede ! Ama unutulan bir konu var, hem de çok önemli…Hepimizi dünyaya getiren annelerimiz, yani kadınlar…
Bir kadın ve bir erkeğin canice öldürülüşü
Köpek tartışmasının fitilini ateşleyen yakın geçmişteki 9 çocuğun ölümü gerçekten çok üzücü…Ama hemen her gün en az iki kadının katli için söyleyecek sözü olan var mı ? Bunların çoğu da hunharca denilecek türden…
En tipik bir örnek masamda duruyor…Hasta bir çocuk ve dertli bir anne… Çocuğunda vitamin eksiği varmış. Bu nedenle kendisinden 4 tüp kan alınmış tedavi öncesi... Bu arada tahlil de yapılmış ve gerekli vitamin bulunamamış çocuğun kanında… Sonrası berbat… Çaresiz kadın bu gerçeği çocuğuna telefonda anlatmış. Çocuk annesi için şu cümleyi kurumuş.”Sen benden boş yere 4 tüp kan aldırdın. Ben de senin 4 tüp kanını akıtacağım. Eve dönen kadın önce oğlunun yumrukları ile darp ediliyor ve ardından boğazı kesiliyor ve ölüyor. Diğer bir örnek de bunu aratmayacak türden…Elazığ’da iki arkadaş alkol alıyorlar. Aralarında tartışma oluyor. Biri diğerinin başına taşla vurarak öldürüyor. Ne gariptir ki, ölenin soya adı da “taş” ölümünün nedeni gibi… Şimdi , toplumun bir bölümü sokağa çıkarak, aramızdaki canileri kamu kurumları saptayıp, iyileştirsinler. Bu da yeterli olmaz ise “Ötenazi” önersinler diyebilir mi ? Diyemez..Bu hunharca cinayetleri yapanların tek ayrıcalığı insan doğmuş olmaları mı ? Sokak köpekleri hayvan olduğu için mi, uyutma yöntemi isteniyor. Sanırım, köpeklerden önce, sıkıntı içinde yaşayan insan toplulukları olarak biz uyutulacağız galiba, vaziyet onu gösteriyor!