Erkene alınsa da, zamanında yapılsa da, önümüzdeki ilk seçimin, kazanan tarafı belirlemekteki en büyük unsur, ister inanın , isterseniz inanmayın ben de net olarak saklı duruyor. En önemli belirleyici“Kent Lokantaları” ve benzer yardımlar olacaktır. Lokanta deyip geçmeyin! Ne var bunda, belediyeler zararına bir ticaretin içine girdi diye sakın hafife almayın ! Çünkü ülkemizin geldiği şu noktada, bir numaralı sorun, açık ara ile beslenme derdi…Yanlış duymadınız, zaten yaşıyorsunuz, yediden yetmişe, en küçüğümüzden, en büyüğümüze… 86 milyonluk ülkemizdeki yaklaşık kırk beş elli milyon Türk vatandaşı yeterli beslenmenin peşinde. Tatil ve giyim- kuşam peşinde koşmak çoktaan rafa kalktı. Varsa yoksa geçim, ardından gelen kelime de seçim! Orhan Veli’nin sevgili için yazdığı o küçük dörtlükteki gibi, politika seçim diyor(Ama sadece muhalefet) . vatandaş da geçim diyor. Kaç dönemdir de, vatandaş seçeceğini seçiyor ve baş tacı yapıyor, ama kendisi halâ geçim derdinde…
O zaman, erken ya da geç, yapılacak ilk seçimin gözdesi / mottosu bence, açık ara muhalefet belediyelerinin açtığı ve ortalığı karıştıran kent lokantaları olacak!!! Söylediklerimin bir afaki, uçuk tarafı var mı ? Bu lokanta sisteminin yanı sıra, yine muhalif belediyelerin dar gelirli için örneğin kreşi gibi yardım programları da var. Bunun en çarpıcı olanını da, Cumhurbaşkanlığı seçimi yarışına ara veren (!) Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, başka bir alanda yapmış. Mütedeyyin kesimden geldiği ve onların yaşam koşullarını ve inanç yapılarını bildiği için, içinde bulunduğumuz Ramazan ayını da hesap ederek, çok keskin ve çarpıcı yardımlar yapıyor belediyesinin olanakları el verdiğince… İşte kitabın tam ortasından bir kampanya…Mansur Başkan’ın talimatı ile, Ankara Büyükşehir Belediye personeli, sadece bir günde 5.5 ton(Beş buçuk ton) indirimli et satmış. Bu çarpıcı destek için, az da olsa belediye kasasına para da girmiş. Yani ‘bila-bedel” yapılmamış. Başta da söyledim, olası bir seçimin galibini, en büyük iki kentimizin belediye başkanları belirleyecek gibi… İstanbul’da kent lokantaları da giderek artıyor. Ağustos ayı verilerine göre, şu anda 15 kent lokantası varmış, ama hedef en kısa sürede 39 adet daha yapılmasıymış. Sanırım, daha yoksul ilçe ve mahalleler belirlenmiş her halde…Kent lokantaları derken, şeytan dürttü aklıma Vedat Milor geldi yine…Aslında toplum olarak ve İktidar da dahil buna yanlış yerden giriyoruz yani Milor konusuna…İkaz edersiniz, bir daha kent lokantası gurmeliği yapmaz. Ama daha önemli bir göreve de getirilebilir! Örneğin Maliye Bakanlığı’na… Belki Şimşek’i bir çırpıda ekarte etmek zor olabilir ama, eğitimi ve deneyimi ile öne de çıkabilir ! Çünkü kendisi, Boğaziçi Üniversitesi ekonomi mezunu imiş…Aynı eğitimi bir ABD üniversitesinden de almış. Dünya Bankası’nda Kemal Derviş ile çalışmış. “Bundan iyisi Şam’da kayısı” derlerdi eskiler yaşasaydı.Adamdaki kariyer,ülkemizde kaç kişide vardır bilmemiz imkansız! Bak Allah’ın işine, adamcağız kent lokantasındaki icraatı sonucu, “ Örtülü reklam yaptı” suçlaması ile hakkında soruşturma açıldı. İyi ki de açıldı, bu arada kariyeri gündeme geldi. İşte size ABD markalı bir ekonomistimiz daha ortaya çıktı.Burası Ttürkiye…Derviş gider Şimşek gelir. Şimşek gider, Milor da gelebilir ! Ama bir şartla, her ekonomistim diyene, diploması gerçek de olsa o koltuk verilmez, yüksek makamlardan olur alınmadıkça…Yine kendimden geçtim, izahın yerine mizahını yaptım. Artık alışkanlık haline geldi bu durum. Bu arada Bursa’da bu anlamda neler oluyor diye bakmak geldi içimden.Kadim şehir Bursamız’ da şu an biri resmi açılışı yapılan, diğeri de faaliyete geçen ama henüz töreni yapılmayan olmak üzere, Büyükşehir bünyesinde iki kent lokantamız var. Bu nedenle, İktidar’ın hışmına uğrayacak bir durumumuz yok yani yakın gelecekte ! Arada bir Alinur Aktaş’ın mecburen yaptığı Bursa dışı ödemelere değinerek, İktidar’a muhalefet görevini gayet iyi beceriyoruz Bursa olarak ! Kolay, kolay şehrimize kimse “hort-zort “ edemez bu durumda. Yani İktidar sopasından uzağız, en azından bir süre daha…Örnek mi? Bursaspor konusunda her ki cenah el ele gönül gönüle birlikteler…
Bursa’da seçim rüzgârı esiyor mu derseniz, pek de bilgim olduğunu söyleyemeyeceğim. Çünkü bu şehrin insanı, her dönem iktidarı ile, muhalefeti ile de hep çatışmadan uzak, sadece işine ve yararına bakarak bu dönemleri geçmiştir. Hele bir, Mübarek Ramazan bir geçsin de, ilgili ve bilgili büyüklerimiz, böyle konulara belki eğilebilirler. Malum şimdi her konuda oruçluyuz Bursa olarak…
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Yeni Marmara Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Bilin bakalım ilk seçimin mottosu ne olur ?
Erkene alınsa da, zamanında yapılsa da, önümüzdeki ilk seçimin, kazanan tarafı belirlemekteki en büyük unsur, ister inanın , isterseniz inanmayın ben de net olarak saklı duruyor. En önemli belirleyici“Kent Lokantaları” ve benzer yardımlar olacaktır. Lokanta deyip geçmeyin! Ne var bunda, belediyeler zararına bir ticaretin içine girdi diye sakın hafife almayın ! Çünkü ülkemizin geldiği şu noktada, bir numaralı sorun, açık ara ile beslenme derdi…Yanlış duymadınız, zaten yaşıyorsunuz, yediden yetmişe, en küçüğümüzden, en büyüğümüze… 86 milyonluk ülkemizdeki yaklaşık kırk beş elli milyon Türk vatandaşı yeterli beslenmenin peşinde. Tatil ve giyim- kuşam peşinde koşmak çoktaan rafa kalktı. Varsa yoksa geçim, ardından gelen kelime de seçim! Orhan Veli’nin sevgili için yazdığı o küçük dörtlükteki gibi, politika seçim diyor(Ama sadece muhalefet) . vatandaş da geçim diyor. Kaç dönemdir de, vatandaş seçeceğini seçiyor ve baş tacı yapıyor, ama kendisi halâ geçim derdinde…
O zaman, erken ya da geç, yapılacak ilk seçimin gözdesi / mottosu bence, açık ara muhalefet belediyelerinin açtığı ve ortalığı karıştıran kent lokantaları olacak!!! Söylediklerimin bir afaki, uçuk tarafı var mı ? Bu lokanta sisteminin yanı sıra, yine muhalif belediyelerin dar gelirli için örneğin kreşi gibi yardım programları da var. Bunun en çarpıcı olanını da, Cumhurbaşkanlığı seçimi yarışına ara veren (!) Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, başka bir alanda yapmış. Mütedeyyin kesimden geldiği ve onların yaşam koşullarını ve inanç yapılarını bildiği için, içinde bulunduğumuz Ramazan ayını da hesap ederek, çok keskin ve çarpıcı yardımlar yapıyor belediyesinin olanakları el verdiğince… İşte kitabın tam ortasından bir kampanya…Mansur Başkan’ın talimatı ile, Ankara Büyükşehir Belediye personeli, sadece bir günde 5.5 ton(Beş buçuk ton) indirimli et satmış. Bu çarpıcı destek için, az da olsa belediye kasasına para da girmiş. Yani ‘bila-bedel” yapılmamış. Başta da söyledim, olası bir seçimin galibini, en büyük iki kentimizin belediye başkanları belirleyecek gibi… İstanbul’da kent lokantaları da giderek artıyor. Ağustos ayı verilerine göre, şu anda 15 kent lokantası varmış, ama hedef en kısa sürede 39 adet daha yapılmasıymış. Sanırım, daha yoksul ilçe ve mahalleler belirlenmiş her halde…Kent lokantaları derken, şeytan dürttü aklıma Vedat Milor geldi yine…Aslında toplum olarak ve İktidar da dahil buna yanlış yerden giriyoruz yani Milor konusuna…İkaz edersiniz, bir daha kent lokantası gurmeliği yapmaz. Ama daha önemli bir göreve de getirilebilir! Örneğin Maliye Bakanlığı’na… Belki Şimşek’i bir çırpıda ekarte etmek zor olabilir ama, eğitimi ve deneyimi ile öne de çıkabilir ! Çünkü kendisi, Boğaziçi Üniversitesi ekonomi mezunu imiş…Aynı eğitimi bir ABD üniversitesinden de almış. Dünya Bankası’nda Kemal Derviş ile çalışmış. “Bundan iyisi Şam’da kayısı” derlerdi eskiler yaşasaydı.Adamdaki kariyer,ülkemizde kaç kişide vardır bilmemiz imkansız! Bak Allah’ın işine, adamcağız kent lokantasındaki icraatı sonucu, “ Örtülü reklam yaptı” suçlaması ile hakkında soruşturma açıldı. İyi ki de açıldı, bu arada kariyeri gündeme geldi. İşte size ABD markalı bir ekonomistimiz daha ortaya çıktı.Burası Ttürkiye…Derviş gider Şimşek gelir. Şimşek gider, Milor da gelebilir ! Ama bir şartla, her ekonomistim diyene, diploması gerçek de olsa o koltuk verilmez, yüksek makamlardan olur alınmadıkça…Yine kendimden geçtim, izahın yerine mizahını yaptım. Artık alışkanlık haline geldi bu durum. Bu arada Bursa’da bu anlamda neler oluyor diye bakmak geldi içimden.Kadim şehir Bursamız’ da şu an biri resmi açılışı yapılan, diğeri de faaliyete geçen ama henüz töreni yapılmayan olmak üzere, Büyükşehir bünyesinde iki kent lokantamız var. Bu nedenle, İktidar’ın hışmına uğrayacak bir durumumuz yok yani yakın gelecekte ! Arada bir Alinur Aktaş’ın mecburen yaptığı Bursa dışı ödemelere değinerek, İktidar’a muhalefet görevini gayet iyi beceriyoruz Bursa olarak ! Kolay, kolay şehrimize kimse “hort-zort “ edemez bu durumda. Yani İktidar sopasından uzağız, en azından bir süre daha…Örnek mi? Bursaspor konusunda her ki cenah el ele gönül gönüle birlikteler…
Bursa’da seçim rüzgârı esiyor mu derseniz, pek de bilgim olduğunu söyleyemeyeceğim. Çünkü bu şehrin insanı, her dönem iktidarı ile, muhalefeti ile de hep çatışmadan uzak, sadece işine ve yararına bakarak bu dönemleri geçmiştir. Hele bir, Mübarek Ramazan bir geçsin de, ilgili ve bilgili büyüklerimiz, böyle konulara belki eğilebilirler. Malum şimdi her konuda oruçluyuz Bursa olarak…