Yaşam tarzımızın, koşullar nedeniyle hızla değişmesinin yanı sıra, toplum olarak bazı hasletleri çok gerilerde bıraktık izlenimi ediniyoruz. Örneğin yaşlıya, özürlü bireylere ve de çocuklara karşı beslediğimiz halisane duygular giderek köreliyor sanki…İşte size son bir örnek. Ankara’nın Sincan ilçesinde geçiyor bu garip olay.Down sendromlu bir çocuk, öğretmenini nezaretinde bir alış veriş merkezine gidiyor.Bu merkezin içindeki çocuk oyun alanına bu çocuğumuz görevliler tarafından içeri alınmıyor. Gerekçe, diğer çocukların ondan rahatsız olmaması. Şimdi bu olayın sizin başınızdan geçtiğini düşünün. Çocuğunuz biraz farklı, yani hasta veya özürlü de olabilir…Down sendromluların, zaten hasta değil sadece farklı olduğunu belirtti ekranda izlediğim bir uzman ve anne... Doğal olarak bu çocuğumuzun öğretmeni bu grip muamele sonrası işyerinden şikâyetçi oluyor. Üstelik bu anların video kaydını da alıyor ve sosyal medyada yayınlıyor. Zaten bu yöntem olmasa, ülkemizdeki bir çok olaydan haberi olmayacak toplumun. Sonuç daha da ilginç. Belediye Başkanlığını Erdal Beşikçioğlu’nun yaptığı Etimesgut Belediyesi, bu olay üzerine iş yerinde inceleme yapıyor ve ruhsatının da olmadığını saptıyor ve iş yerini mühürlüyor. Futbol tabiri ile faul üzerine faul yapılmış yani….Her şerde bir hayır var diyecekken, bu kez Türkiye İnsan Hakları Kurumu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da suç duyurusunda bulunuyor işletme hakkında… Hem de TCK’nın ‘nefret ve ayrımcılık’ suçu kapsamında bu duyuru...
Bakalım bu konu nasıl sonuçlanacak ? Acaba, toplumun bu tür farklılıkları olan her yaştan insana karşı yaklaşımı nasıl değişecek? Aslında bu yaklaşımların tümden ortaya kalkması için, ilgili kurumların cezaları değil de, insani duyguların hareket geçmesi de gerekmez mi? Geçmişte buna benzer bir olay yaşansa, tepki daha da büyük olurdu. Bu tür farklılıkları olanlara davranış biçimi, yazılı olmayan kurallar gibi şefkatli bir davranışa yol açardı. Ama öyle bir dönemde yaşamaya çalışıyoruz ki, önce geçim deniyor, sonra da bu durumdan çıkmak için, yasal ya da yasadışı yollara başvuruyor toplumun önemli bir kesimi…Bu hengâme içinde, merhamet ve yardımlaşma duygusu da giderek körleşiyor. Bu durumun en önemli nedenlerinden biri de, ülke ekonomisinin giderek öve hızla bozulması sonucu bu yükün altında ezilen ve de çıkış yolu arayanların çaresizliği eşliğinde insaf ve merhamet duygularının körelmesi… Aileden gelen merhamet duygusu ve destek olma iç güdüsü yeterli ise, zorlu koşullara karşın, yine de böyle olaylara titizlik ile yaklaşacak, yoksul, engelli ve özellikle çocuk yaştakilere şefkat ve sempati ile bakacaklar da vardır muhtemelen. Yetiştirilme döneminde aileden, böyle bir yazılı olmayan eğitimi alanlar, bu tür olaylara girmedikleri gibi önlemek için de her türlü fedakârlığı göze alabilirler. Aile şefkatinden yoksun, küçüklüğünde baskı ve şiddet duyan bireyler ise bu tür olayların yaratıcısı olarak her daim toplumda olacaktır. Ama bu tarz yaklaşımların giderek yaygınlaşması, toplumsal huzuru bozacaktır. Çağdaş toplumlarda, bu tür hata ve yanlışlar, yasalar ile düzeltilir. Bu tipik olayda olduğu gibi, ilgili kurum ve kuruluşlar bunları önlemek için vardır.
Anne elinden kurtarılan bebek !
Bu satırları yazarken, gözüm yine garip bir olaya takıldı. Yine devreye sıkça eleştirdiğim Aile Bakanlığı girmiş ve bir bebeği, pek de normal görünmeyen bir anneden kurtararak, himayesine almış ve istenmeyen bir olay önlenmiş sanki.
Bazı sosyal medya platformlarında bir kadının bebeğinin ve kendisinin mahrem görüntülerini teşhir ettiğinin tespit edilmesinin ardından, adres tespiti yapılmış ve sonra da söz konusu kadın hakkında suç duyurusunda bulunulmuş.
Olay Sivas’ta geçiyor. Başta da belirttiğim gibi garip davranışları olan bir anne ve de bebeği söz konusu. Bu kadın neden bu hareketi yaptı? Hastalık nedeni ile mi ? Çocuğun babası neden bu haberin içinde yok? Bunların yanıtı yok şimdilik. Sadece suç duyurusu var ortada. Başta da söylediğim gibi, bu topluma ne oldu? Nedir bu cinnet hali? Bunu sadece ekonomik zorluklara bağlamak da ne denli doğru? Toplum olarak, yardımlaşma, sorunları birlikte çözme, yoksula, çocuğa, hastaya gösterilecek şefkat duygusu ve yardımlaşma nereye saklandı? Bu sosyal çöküntünün sonunda ülkemiz ne gelecekte ne hale gelecek ? Yanıtlaması çok zor sorular bunlar…Ama ortada da her iki olaydaki gibi, böyle endişe yaratan gerçeklerin sayısı da giderek artıyor. İlgili, yetkili ve sorumlular da, bu olanları ya umursamıyor, ya da yetişemiyor olabilirler…Toplum olarak hepimizin akıl sağlığı yerine gelsin demekten başka da çıkar yolumuz yok sanki.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Bu topluma ne oldu böyle?
Yaşam tarzımızın, koşullar nedeniyle hızla değişmesinin yanı sıra, toplum olarak bazı hasletleri çok gerilerde bıraktık izlenimi ediniyoruz. Örneğin yaşlıya, özürlü bireylere ve de çocuklara karşı beslediğimiz halisane duygular giderek köreliyor sanki…İşte size son bir örnek. Ankara’nın Sincan ilçesinde geçiyor bu garip olay.Down sendromlu bir çocuk, öğretmenini nezaretinde bir alış veriş merkezine gidiyor.Bu merkezin içindeki çocuk oyun alanına bu çocuğumuz görevliler tarafından içeri alınmıyor. Gerekçe, diğer çocukların ondan rahatsız olmaması. Şimdi bu olayın sizin başınızdan geçtiğini düşünün. Çocuğunuz biraz farklı, yani hasta veya özürlü de olabilir…Down sendromluların, zaten hasta değil sadece farklı olduğunu belirtti ekranda izlediğim bir uzman ve anne... Doğal olarak bu çocuğumuzun öğretmeni bu grip muamele sonrası işyerinden şikâyetçi oluyor. Üstelik bu anların video kaydını da alıyor ve sosyal medyada yayınlıyor. Zaten bu yöntem olmasa, ülkemizdeki bir çok olaydan haberi olmayacak toplumun. Sonuç daha da ilginç. Belediye Başkanlığını Erdal Beşikçioğlu’nun yaptığı Etimesgut Belediyesi, bu olay üzerine iş yerinde inceleme yapıyor ve ruhsatının da olmadığını saptıyor ve iş yerini mühürlüyor. Futbol tabiri ile faul üzerine faul yapılmış yani….Her şerde bir hayır var diyecekken, bu kez Türkiye İnsan Hakları Kurumu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da suç duyurusunda bulunuyor işletme hakkında… Hem de TCK’nın ‘nefret ve ayrımcılık’ suçu kapsamında bu duyuru...
Bakalım bu konu nasıl sonuçlanacak ? Acaba, toplumun bu tür farklılıkları olan her yaştan insana karşı yaklaşımı nasıl değişecek? Aslında bu yaklaşımların tümden ortaya kalkması için, ilgili kurumların cezaları değil de, insani duyguların hareket geçmesi de gerekmez mi? Geçmişte buna benzer bir olay yaşansa, tepki daha da büyük olurdu. Bu tür farklılıkları olanlara davranış biçimi, yazılı olmayan kurallar gibi şefkatli bir davranışa yol açardı. Ama öyle bir dönemde yaşamaya çalışıyoruz ki, önce geçim deniyor, sonra da bu durumdan çıkmak için, yasal ya da yasadışı yollara başvuruyor toplumun önemli bir kesimi…Bu hengâme içinde, merhamet ve yardımlaşma duygusu da giderek körleşiyor. Bu durumun en önemli nedenlerinden biri de, ülke ekonomisinin giderek öve hızla bozulması sonucu bu yükün altında ezilen ve de çıkış yolu arayanların çaresizliği eşliğinde insaf ve merhamet duygularının körelmesi… Aileden gelen merhamet duygusu ve destek olma iç güdüsü yeterli ise, zorlu koşullara karşın, yine de böyle olaylara titizlik ile yaklaşacak, yoksul, engelli ve özellikle çocuk yaştakilere şefkat ve sempati ile bakacaklar da vardır muhtemelen. Yetiştirilme döneminde aileden, böyle bir yazılı olmayan eğitimi alanlar, bu tür olaylara girmedikleri gibi önlemek için de her türlü fedakârlığı göze alabilirler. Aile şefkatinden yoksun, küçüklüğünde baskı ve şiddet duyan bireyler ise bu tür olayların yaratıcısı olarak her daim toplumda olacaktır. Ama bu tarz yaklaşımların giderek yaygınlaşması, toplumsal huzuru bozacaktır. Çağdaş toplumlarda, bu tür hata ve yanlışlar, yasalar ile düzeltilir. Bu tipik olayda olduğu gibi, ilgili kurum ve kuruluşlar bunları önlemek için vardır.
Anne elinden kurtarılan bebek !
Bu satırları yazarken, gözüm yine garip bir olaya takıldı. Yine devreye sıkça eleştirdiğim Aile Bakanlığı girmiş ve bir bebeği, pek de normal görünmeyen bir anneden kurtararak, himayesine almış ve istenmeyen bir olay önlenmiş sanki.
Bazı sosyal medya platformlarında bir kadının bebeğinin ve kendisinin mahrem görüntülerini teşhir ettiğinin tespit edilmesinin ardından, adres tespiti yapılmış ve sonra da söz konusu kadın hakkında suç duyurusunda bulunulmuş.
Olay Sivas’ta geçiyor. Başta da belirttiğim gibi garip davranışları olan bir anne ve de bebeği söz konusu. Bu kadın neden bu hareketi yaptı? Hastalık nedeni ile mi ? Çocuğun babası neden bu haberin içinde yok? Bunların yanıtı yok şimdilik. Sadece suç duyurusu var ortada. Başta da söylediğim gibi, bu topluma ne oldu? Nedir bu cinnet hali? Bunu sadece ekonomik zorluklara bağlamak da ne denli doğru? Toplum olarak, yardımlaşma, sorunları birlikte çözme, yoksula, çocuğa, hastaya gösterilecek şefkat duygusu ve yardımlaşma nereye saklandı? Bu sosyal çöküntünün sonunda ülkemiz ne gelecekte ne hale gelecek ? Yanıtlaması çok zor sorular bunlar…Ama ortada da her iki olaydaki gibi, böyle endişe yaratan gerçeklerin sayısı da giderek artıyor. İlgili, yetkili ve sorumlular da, bu olanları ya umursamıyor, ya da yetişemiyor olabilirler…Toplum olarak hepimizin akıl sağlığı yerine gelsin demekten başka da çıkar yolumuz yok sanki.