Bilinen bir gerçek… Beklenen İstanbul depremi dışında, Bursa’nın da kendi fay hatları da var. Bunun yanı sıra 1855 depreminin üzerinden iki yüz yıla yakın bir süre geçmiş. Yani, yer kürenin bu bölgede hareketlenme ihtimali yüksek.
Bu durumda Bursa için somut olarak neler yapılıyor ?
Çok doğal ama, bir türlü net olarak yanıtlanamayan soru da bundan ibaret. Bildiğimiz kadarı ile 2040 Çevre Düzeni Planı çalışmaları sürüyor. Plan içine fay hatları da işlenecek doğal olarak. Buna karşın, Bursa’nın topyekûn bir zemin etüdü çalışmasına ihtiyaç var mı ? Ben sadece sorabiliyorum. Sonra da kent yöneticilerinin ucundan kıyısından verdiği demeçlere bakıyorum. Bir gazete haberinde gördüğüm üzere Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş “ Öncelikli olarak 1050 konutlar, Merinos altı ve de Altıparmak’a gideceğiz…” demiş. Yanlış anlamadığımı sanıyorum, ama emin değilim. Bu gitme gereği, kentsel dönüşüm anlamında mı, yoksa bir depremsellik ve doğal olarak zemin etüdü yapmak için mi? Yine soru sormak durumunda kaldım. Duyduğum kadarı ile 2040 Planı için bazı akademik oda başkanlarının muhalefet şerhi de varmış. Ya da bu şerh koyma işi 2020 Planına işlenmeyen yerler için mi, bilemiyorum. Bunların aslında bir önemi de yok, önemli olan Bursa için, depreme karşı ne tür önlem çalışmaları yapılıyor, bundan sonra ne yapılıp yapılmayacağı sorusunun yanıtını verebilmek.
Şu anda 11 ili kapsayan deprem bölgesinde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin elinde olan en büyük kent belediyesi Bursa’nın… Bu nedenle Başkan Aktaş, deprem bölgesindeki bazı toplantılar sırasında, ekrandan görebildiğim ve bildiğim kadarı ile şu günlerde sürekli bölgede.
Bu da bizim açımızdan, yani Bursa açısından çok önemli. Başkan Aktaş öncelikle depremin yıkıcı etkisini bizzat görerek, gerekli önlemler için bir avantaj sağlamıştır diye düşünüyorum.
Buradan hareketle, Bursa depreme ne kadar hazır, ya da bundan sonra neler yapılabilir gibi soruların sorulmasının tam zamanıdır diyorum. Bursa’da doğan, büyüyen ve halen yaşayan biri olarak yapılacakları merakla bekliyorum.
Gölcük depremi bile daha az yıkıcıydı
1999 Gölcük depremi sonrası kendi çapımızda ve semtimizin spor kulübü bünyesinde yaptığımız yardım ekibi ile, bölgeye yaklaşık on kez gidip gelmiştim. Manzara hem korkutucu hem de bir film platosu gibi gelmişti. Bunun gerçek olacağına gözü ile görmesine rağmen ikna olamıyordu insan...
Kişisel endişem ve merakım da buradan kaynaklanıyor. Deprem bölgesinden her dönüşümüzde bana bir ağırlık çöker ve nedenini bulamazdım. Spor kulübü içinde yaptığımız deprem yardım ekibinin fedakarlığına sığınır ve avunurduk. Her seferinin dönüşünün ardından kendimizi iyi hissettiğimiz de olurdu.Şu an yaşanan felaket ise o dönemden kat be kat büyük diye düşünüyorum. Ekranlar bana bunu söylüyor.
Böylesi, anlatımı ve yaşanması güç bir doğal afet karşısında aciz kalan insanlığın yapacağı tek şey, yeterince önlem almak.
Para kazanmak ya da siyasi hayatta bir yere gelmek amaçlı ihmal ve yasa çiğneme sonucu, işte böyle dayanılmaz acılar yaşanıyor. Önlem için, dürüstlük ve yasal yolları harfiyen uygulamak tek çare. Başka yolu yok.
Hatay’daki Bursa
Gölcük depreminde olduğu gibi Bursa, görevlendirildiği Hatay’a da hayırseverler ve belediyeleri ile yardım elini uzatmış. Bu konudaki gelişmeler gazetemiz Yeni Marmara’daki haberde aynen şu satırlar ile anlatılmış.
“Bursa Bursa Büyükşehir Belediyesi, üç ayrı bölgede 110 bin metrekare alana toplam 2 bin konteynerlik yaşam alanları oluşturuyor. Büyükşehir Belediyesi,depremzedelerin günlük hayatlarını devam ettirebilmeleri amacıyla bu alanlarda sağlık ocağı, ibadethane, berber, çocuk oyun alanları, örgün eğitimi devam ettirebilecekleri çok maksatlı çadırlar, yemekhane ve çamaşırhane gibi sosyal yaşam alanları da oluşturacak. İki bölgede 400’e yakın konteynerin kurulumu tamamlanırken, çalışmalar devam ediyor.”
Bu çalışmalara dair bir öneri ve eleştiri yapılacak bir taraf bırakmamış Bursa Büyükşehir Belediyesi... Çok yerinde, gerekli ve çok başarılı bir çalışma...
Yıldırım Belediyesi de devrede
Bursa adına gurur verici bu gelişmeye, Yıldırım Belediyesi de katkı koyuyormuş. Söz konusu haber aynen şöyle:
“Yıldırım Belediyesi, acil barınma ihtiyacını karşılamak için Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde 300 konteynerlik kent kuruyor.Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, bölgeye yaptığı ziyaret sırasında 102 konteynerin kurulumunun tamamlandığı belirtti. Yılmaz, Yıldırımlı çocukların depremzede kardeşleri için hazırladıkları oyuncakları dağıtırken, üniversite sınavlarına hazırlanan gençlere de hazırlık seti hediye etti.”
Bu anlamlı çalışmanın ardından, Bursa’nın depremsellik alanında da yapılacak çalışmaların daha gerçekçi ele alınacağını sanıyor, umuyor ve bir vatandaş olarak bekliyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
BURSA’DA ZEMİNİ TEHLİKELİ SEMTLER Mİ?
Bilinen bir gerçek… Beklenen İstanbul depremi dışında, Bursa’nın da kendi fay hatları da var. Bunun yanı sıra 1855 depreminin üzerinden iki yüz yıla yakın bir süre geçmiş. Yani, yer kürenin bu bölgede hareketlenme ihtimali yüksek.
Bu durumda Bursa için somut olarak neler yapılıyor ?
Çok doğal ama, bir türlü net olarak yanıtlanamayan soru da bundan ibaret. Bildiğimiz kadarı ile 2040 Çevre Düzeni Planı çalışmaları sürüyor. Plan içine fay hatları da işlenecek doğal olarak. Buna karşın, Bursa’nın topyekûn bir zemin etüdü çalışmasına ihtiyaç var mı ? Ben sadece sorabiliyorum. Sonra da kent yöneticilerinin ucundan kıyısından verdiği demeçlere bakıyorum. Bir gazete haberinde gördüğüm üzere Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş “ Öncelikli olarak 1050 konutlar, Merinos altı ve de Altıparmak’a gideceğiz…” demiş. Yanlış anlamadığımı sanıyorum, ama emin değilim. Bu gitme gereği, kentsel dönüşüm anlamında mı, yoksa bir depremsellik ve doğal olarak zemin etüdü yapmak için mi? Yine soru sormak durumunda kaldım. Duyduğum kadarı ile 2040 Planı için bazı akademik oda başkanlarının muhalefet şerhi de varmış. Ya da bu şerh koyma işi 2020 Planına işlenmeyen yerler için mi, bilemiyorum. Bunların aslında bir önemi de yok, önemli olan Bursa için, depreme karşı ne tür önlem çalışmaları yapılıyor, bundan sonra ne yapılıp yapılmayacağı sorusunun yanıtını verebilmek.
Şu anda 11 ili kapsayan deprem bölgesinde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin elinde olan en büyük kent belediyesi Bursa’nın… Bu nedenle Başkan Aktaş, deprem bölgesindeki bazı toplantılar sırasında, ekrandan görebildiğim ve bildiğim kadarı ile şu günlerde sürekli bölgede.
Bu da bizim açımızdan, yani Bursa açısından çok önemli. Başkan Aktaş öncelikle depremin yıkıcı etkisini bizzat görerek, gerekli önlemler için bir avantaj sağlamıştır diye düşünüyorum.
Buradan hareketle, Bursa depreme ne kadar hazır, ya da bundan sonra neler yapılabilir gibi soruların sorulmasının tam zamanıdır diyorum. Bursa’da doğan, büyüyen ve halen yaşayan biri olarak yapılacakları merakla bekliyorum.
Gölcük depremi bile daha az yıkıcıydı
1999 Gölcük depremi sonrası kendi çapımızda ve semtimizin spor kulübü bünyesinde yaptığımız yardım ekibi ile, bölgeye yaklaşık on kez gidip gelmiştim. Manzara hem korkutucu hem de bir film platosu gibi gelmişti. Bunun gerçek olacağına gözü ile görmesine rağmen ikna olamıyordu insan...
Kişisel endişem ve merakım da buradan kaynaklanıyor. Deprem bölgesinden her dönüşümüzde bana bir ağırlık çöker ve nedenini bulamazdım. Spor kulübü içinde yaptığımız deprem yardım ekibinin fedakarlığına sığınır ve avunurduk. Her seferinin dönüşünün ardından kendimizi iyi hissettiğimiz de olurdu.Şu an yaşanan felaket ise o dönemden kat be kat büyük diye düşünüyorum. Ekranlar bana bunu söylüyor.
Böylesi, anlatımı ve yaşanması güç bir doğal afet karşısında aciz kalan insanlığın yapacağı tek şey, yeterince önlem almak.
Para kazanmak ya da siyasi hayatta bir yere gelmek amaçlı ihmal ve yasa çiğneme sonucu, işte böyle dayanılmaz acılar yaşanıyor. Önlem için, dürüstlük ve yasal yolları harfiyen uygulamak tek çare. Başka yolu yok.
Hatay’daki Bursa
Gölcük depreminde olduğu gibi Bursa, görevlendirildiği Hatay’a da hayırseverler ve belediyeleri ile yardım elini uzatmış. Bu konudaki gelişmeler gazetemiz Yeni Marmara’daki haberde aynen şu satırlar ile anlatılmış.
“Bursa Bursa Büyükşehir Belediyesi, üç ayrı bölgede 110 bin metrekare alana toplam 2 bin konteynerlik yaşam alanları oluşturuyor. Büyükşehir Belediyesi,depremzedelerin günlük hayatlarını devam ettirebilmeleri amacıyla bu alanlarda sağlık ocağı, ibadethane, berber, çocuk oyun alanları, örgün eğitimi devam ettirebilecekleri çok maksatlı çadırlar, yemekhane ve çamaşırhane gibi sosyal yaşam alanları da oluşturacak. İki bölgede 400’e yakın konteynerin kurulumu tamamlanırken, çalışmalar devam ediyor.”
Bu çalışmalara dair bir öneri ve eleştiri yapılacak bir taraf bırakmamış Bursa Büyükşehir Belediyesi... Çok yerinde, gerekli ve çok başarılı bir çalışma...
Yıldırım Belediyesi de devrede
Bursa adına gurur verici bu gelişmeye, Yıldırım Belediyesi de katkı koyuyormuş. Söz konusu haber aynen şöyle:
“Yıldırım Belediyesi, acil barınma ihtiyacını karşılamak için Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde 300 konteynerlik kent kuruyor.Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, bölgeye yaptığı ziyaret sırasında 102 konteynerin kurulumunun tamamlandığı belirtti. Yılmaz, Yıldırımlı çocukların depremzede kardeşleri için hazırladıkları oyuncakları dağıtırken, üniversite sınavlarına hazırlanan gençlere de hazırlık seti hediye etti.”
Bu anlamlı çalışmanın ardından, Bursa’nın depremsellik alanında da yapılacak çalışmaların daha gerçekçi ele alınacağını sanıyor, umuyor ve bir vatandaş olarak bekliyorum.