Anlamlı, kapsayıcı ve de aynı oranda önemli bir CHP Kurultay’ı gerçekleştirildi ve Özgür Özel, ikinci kurultayında yerini tam olarak sağlamlaştırdı. Bununla da kalmadı, parti içindeki rekabetçilere de kendini kabul ettirdi ve İktidar için daha da korkulu bir rakip oldu. Önce küçük ama çok önemli bir hatırlatma…
CHP Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran parti olarak çok önemli isimler tarafından yönetildi her dönemde…Bu kadim partinin ilk başkanı Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı ardından CHP Genel Başkanı olarak o koltuğa oturduğunda 32 yaşındaydı. Ama onu sıralamada saymak bile gereksiz. Çünkü o bir mucize idi. Ardından gelen de yine silah arkadaşı İsmet İnönü de 45 yaşında hem parti hem de ülkenin dümenine geçmişti.Yıllarca, İnönü gibi bir ismi eve göndererek CHP’nin başına geçmek her yiğidin harcı değildir gibi bir cümle kurulmasına karşın 47 yaşındaki Bülent Ecevit çok önemli ve savaş kazanmış liderlerin ardından, seçim kazanarak tarihi bir dönemi bitirmişti. CHP gibi Cumhuriyeti kuran partinin başına geçen ilk sivil oldu. Ardından çalkantılı yıllar ve kısa süreli genel başkanlar dönemi başladı. Altan Öymen, Hikmet Çetin gibi geçici başkanların ardından, partinin isim değiştirdiği dönemde Murat Karayalçın da bu tarihi koltuğa oturabilmişti.12 Eylül İhtilali sırasında kapatılan partiler arasında CHP de vardı. Askerler siyasi sahneden çekildikten sonra , partiyi eski ve kuruluş adına kavuşturarak açmak, Deniz Baykal dönemi ile gerçekleşti. O da bir süre genel başkanlık koltuğunda muhalefet lideri olarak oturduktan sonra, bir kumpasa ve hatasına yenilerek, genel başkanlığı Kemal Kılıçdaroğlu’na devretmek zorunda kaldı. Kılıçdaroğlu’nun görev süresi de azımsanmayacak kadar uzun oldu. Hatta Cumhurbaşkanı adayı bile yapıldı. Ama tarih yine tekerrür etti. Sonuçta İmamoğlu’nun iş birliği ile 50 yaşında deneyimli ve genç bir politikacı, Özgür Özel genel başkanlığı koltuğunun sahibi oldu.
Üstelik çok güçlü ve de rakiplerini her dönemde yok eden güçlü bir iktidar ve onun lideri Erdoğan vardı karşısında. Yirmi küsur yıldan beri Türkiye’nin yönetimini elinde tutan ve giderek geniş yetkiler ile donatılan Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında genç, dinamik ve tuttuğunu koparan bir rakip vardı. Erdoğan ,bu kez sert kayaya çarptığını ancak yerel seçimde anladı.Ama, iş işten geçmişti. Kendisi gibi İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan gelen ve gözünü Cumhurbaşkanlığı koltuğuna diken Ekrem İmamoğlu ile uğraşırken, bu genç ekibi çok zorladı. İmamoğlu bildiğimiz gibi şimdi hapiste. CHP’nin bir önceki kurultayı üzerinden yapılacak bir hamle partiyi bitirme noktasına getirecekken, genç genel başkan Özgür Özel, önceden sezdiği tehlike nedeniyle ve çok önemli bir hamle ile “Olağanüstü Kurultay” kararı aldırdı ve sandıktan bu kez tam bir lider gibi çıktı. Hem de ülkenin bir sonraki seçimde lideri iddiası ile şimdi seçim sandığını bekliyor. Kurultay öncesi karşısında, her daim ortaya çıkan parti içi muhalefet kanadı, artık kırılmıştı. Tek yetkili ve gerçek lider pozisyonu, delege tarafından Özgür Özel gibi genç bir lidere güle oynaya verildi. Bu son kurultay, genç liderin yerini sağlamlaştırmasının yanı sıra, başka kazançlara da yol açtı. Siyaseti ve özellikle muhalefet partisini izleyenler, bunu fark ederek, Özgür Özel’in deyişi ile KAĞIDA bile döktüler.Genç ama deneyimli gazeteci Deniz Zeyrek bu gelişmeleri son Kurultay üzerinden şöyle sıralamış;
CHP’yi konsolide etti, Mansur-Ekrem dualitesi ortadan kalktı.
Özgür Özeli lider yaptı, muhalefetin tüm renklerini kenetledi.
İYİ Parti ile CHP’nin kan davasını sona erdirdi. DEM Parti’ile İktidar sürecini kesintiye uğrattığı gibi, ekonomiyi daha da aşağı çekti,bu durumda Mehmet Şimşek giderek çaresizleşiyor göründü.
Dış dünya, mülteci kartından dolayı Türkiye’de olup bitene sağır kör ve dilsizdi, artık mızrak çuvala sığmaz oldu.İktidar sandıktan kaçıyor” görüntüsünden “iktidar sandık kaçırıyor” görüntüsüne gelindi.Yurt dışına gitmeyi hedefleyen üniversitelileri canlandırdı ve “bu ülke bizim gitmiyoruz” demeye başladılar. Gezi’den sonra ilk kez sokağa çıkma korkusu yenildi…
Bir süredir açıktan devam eden ABD-AB mücadelesinin Türkiye cephesi daha da derinleşecek gibi göründü.
Zeyrek’in bu görüşlerine harfiyen ben de katılıyorum. Öncelikle şunu belirterek, benim saptadığım değişim listesini sıralayayım. İlk cümlem, “Özgür Özel,CHP’nin sadece genel başkanı değil, artık lideridir. Üstelik yirmi küsur yıldan beri İktidar’da olan AKP ve güçlü lideri Recep Tayyip Erdoğan’ı yenebilecek tek isim Ekrem İmamoğlu gösterilirken, buna Özgür Özel de eklendi. Bu güce erişirken ,Özel’in yerinde duramayan hali ve gençlik dinamizminin yanı sıra muhalefet bloğu ile kurduğu yerinde ilişkiler, en önemli rakibi için kurduğu cümleler ve İktidar kanadını rahatsız eden dil kullanarak sandığı erken getirme çabası ile de, yoksulluğu günden güne artan geniş halk kitleleri tarafından da çok benimsendi. Artık, mutlu bir Türkiye için, tek çıkar yolun CHP ve Özgür Özel olarak görünmesi de çok normal. Çünkü, ülkenin hukuk karnesi ile, ekonomik verileri dış dünyada da biliniyor. Sorunlarını çözmüş, iç barışı sağlanmış bir Türkiye, Batı Dünyası için de beklenen ve desteklenen bir durumdur. Çünkü, her türlü otokrasinin artık dünyaya hakim olmaya başladığı şu dönemlerde, en kıymetli olan unsur, ülkelerin hukuksal değerlere saygılı olmasıdır kanaatindeyim. Dilerim, Özgür Özel, bu doğru gidişini bozmadan önce partisini, sonra da İmamoğlu ile mi olur, onu bilemem ama Türkiye için yeni bir dönemin başlatılması havasını yaratan tek isim olur. .Benim öngörüm de böyle.Beğenir veya beğenmezsiniz. O size kalmış.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Milli Egemenlik Haftası ve Türkiye
21.04.2025 19:54
Ülkemiz siyasetinin giderek sertleştiği ve kutuplaşmanın dozunun iyice arttığı dönemleri ilk kez yaşamıyoruz. Cumhuriyet’in ilanından günümüze kadar, bazen toplumu oluşturan bireyler arasında da çekişme ve kutuplaşmaya sıkça rastlanır. Bu gibi zamanlarda, ayrışma tehlikeli bir hal aldıysa sonuç pe
Yeni bir haftaya iyi bir başlangıç yapmak hepimizin ortak arzusudur. Ama, geçen haftadan kalan, çok ilginç ya da çok can sıkıcı davranışları yan yana görmek de çok kolay bizim güzel vatanımızda…Gelelim, bu ilginç haberin ilkine…İlginç bir sağlık haberi.Bizi haftaya sağlıklı başlatacak kadar da önem
Genç Türkiye Cumhuriyeti için kuruluşundan bir süre sonra, iyi niyetle yapılan bir eğitim reformunun meyvesi kabul edilen Köy Enstitüleri, bundan tam 85 yıl önce bir 17 Nisan günü kurulmuştu.Önceki gün, bu önemli girişim ve kuruluşun 85. Yılını idrak ettik. Gerçekten de başlığımdaki gibi “Kayıp gide
Çukur kahve yoksulluk diyor başka bir şey demiyor!
17.04.2025 19:13
Malum, Mart ayından sonra Nisan da, ayın ilk yarısına kadar soğukla boğuşturdu bizleri…Doğalgaz ya da kullanıcısına göre diğer yakıtlar vatandaşın belini büktü. Bu arada ben de, gerekmedikçe dışarıya çıkamadım. Biraz güneşi görünce de, neşeleneyim diye çukur kahveye doğru harekete geçtim. Çoğunluk
Latinceden ülkemize de gelmiş bu kelimenin anlamı, “tasarı, tasarlanmış bir şey” diye tanımlanabiliyor.Genellikle devasa yapılar ya da çok özellikli, toplumu rahatlatacak düzeyde çok büyük tasarımlar için kullanılır. Ülkemizde de, Örneğin; kısa adı GAP olan Güneydoğu Anadolu Projesi gibi. Amaç bu yö
Yaşam tarzımızın, koşullar nedeniyle hızla değişmesinin yanı sıra, toplum olarak bazı hasletleri çok gerilerde bıraktık izlenimi ediniyoruz. Örneğin yaşlıya, özürlü bireylere ve de çocuklara karşı beslediğimiz halisane duygular giderek köreliyor sanki…İşte size son bir örnek. Ankara’nın Sincan ilçes
İngiliz yazar Simon Kuper'in yazdığı kitaba ismini veren, 'Futbol Asla Sadece Futbol Değildir' sözü, o kadar ilginçtir ki, herkesin, her toplumun, her ülke yöneticisinin farklı anlamlar yüklediği sihirli bir cümledir. Bunun yorumunu yapmakta herkes özgürdür. Kimine göre, geniş toplum kesimlerini diğ
Gazeteciler ve televizyonda program yapanlar, ellerindeki bilgi, belge, hikâye gibi konuların dikkat çekmesini ister ve bu yönde ilginç yöntemler kullanırlar. Ben de bu yöntem uyarak böyle bir başlık attım. Bu ibareyi de bir gazete sayfasında fark ettim. Ülkemiz dünya altıncısı dedikten sonra, açıkl
Ekranda sabah haberciliğinin önemli isimlerinden İsmail Küçükkaya var. Yüzlerce gencin protesto gösterilerine katıldıkları için, şu anda neden cezaevlerinde olduğu konusunu tartışıyor ve konuğuna da görüşünü soruyor. Saraçhane olayları sırasında tutuklanan gençlerin yanında olmak için bazı ünlüleri
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Yeni Marmara Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Çok özel bir CHP Kurultayı!
Anlamlı, kapsayıcı ve de aynı oranda önemli bir CHP Kurultay’ı gerçekleştirildi ve Özgür Özel, ikinci kurultayında yerini tam olarak sağlamlaştırdı. Bununla da kalmadı, parti içindeki rekabetçilere de kendini kabul ettirdi ve İktidar için daha da korkulu bir rakip oldu. Önce küçük ama çok önemli bir hatırlatma…
CHP Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran parti olarak çok önemli isimler tarafından yönetildi her dönemde…Bu kadim partinin ilk başkanı Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı ardından CHP Genel Başkanı olarak o koltuğa oturduğunda 32 yaşındaydı. Ama onu sıralamada saymak bile gereksiz. Çünkü o bir mucize idi. Ardından gelen de yine silah arkadaşı İsmet İnönü de 45 yaşında hem parti hem de ülkenin dümenine geçmişti.Yıllarca, İnönü gibi bir ismi eve göndererek CHP’nin başına geçmek her yiğidin harcı değildir gibi bir cümle kurulmasına karşın 47 yaşındaki Bülent Ecevit çok önemli ve savaş kazanmış liderlerin ardından, seçim kazanarak tarihi bir dönemi bitirmişti. CHP gibi Cumhuriyeti kuran partinin başına geçen ilk sivil oldu. Ardından çalkantılı yıllar ve kısa süreli genel başkanlar dönemi başladı. Altan Öymen, Hikmet Çetin gibi geçici başkanların ardından, partinin isim değiştirdiği dönemde Murat Karayalçın da bu tarihi koltuğa oturabilmişti.12 Eylül İhtilali sırasında kapatılan partiler arasında CHP de vardı. Askerler siyasi sahneden çekildikten sonra , partiyi eski ve kuruluş adına kavuşturarak açmak, Deniz Baykal dönemi ile gerçekleşti. O da bir süre genel başkanlık koltuğunda muhalefet lideri olarak oturduktan sonra, bir kumpasa ve hatasına yenilerek, genel başkanlığı Kemal Kılıçdaroğlu’na devretmek zorunda kaldı. Kılıçdaroğlu’nun görev süresi de azımsanmayacak kadar uzun oldu. Hatta Cumhurbaşkanı adayı bile yapıldı. Ama tarih yine tekerrür etti. Sonuçta İmamoğlu’nun iş birliği ile 50 yaşında deneyimli ve genç bir politikacı, Özgür Özel genel başkanlığı koltuğunun sahibi oldu.
Üstelik çok güçlü ve de rakiplerini her dönemde yok eden güçlü bir iktidar ve onun lideri Erdoğan vardı karşısında. Yirmi küsur yıldan beri Türkiye’nin yönetimini elinde tutan ve giderek geniş yetkiler ile donatılan Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında genç, dinamik ve tuttuğunu koparan bir rakip vardı. Erdoğan ,bu kez sert kayaya çarptığını ancak yerel seçimde anladı.Ama, iş işten geçmişti. Kendisi gibi İstanbul Belediye Başkanlığı’ndan gelen ve gözünü Cumhurbaşkanlığı koltuğuna diken Ekrem İmamoğlu ile uğraşırken, bu genç ekibi çok zorladı. İmamoğlu bildiğimiz gibi şimdi hapiste. CHP’nin bir önceki kurultayı üzerinden yapılacak bir hamle partiyi bitirme noktasına getirecekken, genç genel başkan Özgür Özel, önceden sezdiği tehlike nedeniyle ve çok önemli bir hamle ile “Olağanüstü Kurultay” kararı aldırdı ve sandıktan bu kez tam bir lider gibi çıktı. Hem de ülkenin bir sonraki seçimde lideri iddiası ile şimdi seçim sandığını bekliyor. Kurultay öncesi karşısında, her daim ortaya çıkan parti içi muhalefet kanadı, artık kırılmıştı. Tek yetkili ve gerçek lider pozisyonu, delege tarafından Özgür Özel gibi genç bir lidere güle oynaya verildi. Bu son kurultay, genç liderin yerini sağlamlaştırmasının yanı sıra, başka kazançlara da yol açtı. Siyaseti ve özellikle muhalefet partisini izleyenler, bunu fark ederek, Özgür Özel’in deyişi ile KAĞIDA bile döktüler.Genç ama deneyimli gazeteci Deniz Zeyrek bu gelişmeleri son Kurultay üzerinden şöyle sıralamış;
CHP’yi konsolide etti, Mansur-Ekrem dualitesi ortadan kalktı.
Özgür Özeli lider yaptı, muhalefetin tüm renklerini kenetledi.
İYİ Parti ile CHP’nin kan davasını sona erdirdi. DEM Parti’ile İktidar sürecini kesintiye uğrattığı gibi, ekonomiyi daha da aşağı çekti,bu durumda Mehmet Şimşek giderek çaresizleşiyor göründü.
Dış dünya, mülteci kartından dolayı Türkiye’de olup bitene sağır kör ve dilsizdi, artık mızrak çuvala sığmaz oldu.İktidar sandıktan kaçıyor” görüntüsünden “iktidar sandık kaçırıyor” görüntüsüne gelindi.Yurt dışına gitmeyi hedefleyen üniversitelileri canlandırdı ve “bu ülke bizim gitmiyoruz” demeye başladılar. Gezi’den sonra ilk kez sokağa çıkma korkusu yenildi…
Bir süredir açıktan devam eden ABD-AB mücadelesinin Türkiye cephesi daha da derinleşecek gibi göründü.
Zeyrek’in bu görüşlerine harfiyen ben de katılıyorum. Öncelikle şunu belirterek, benim saptadığım değişim listesini sıralayayım. İlk cümlem, “Özgür Özel,CHP’nin sadece genel başkanı değil, artık lideridir. Üstelik yirmi küsur yıldan beri İktidar’da olan AKP ve güçlü lideri Recep Tayyip Erdoğan’ı yenebilecek tek isim Ekrem İmamoğlu gösterilirken, buna Özgür Özel de eklendi. Bu güce erişirken ,Özel’in yerinde duramayan hali ve gençlik dinamizminin yanı sıra muhalefet bloğu ile kurduğu yerinde ilişkiler, en önemli rakibi için kurduğu cümleler ve İktidar kanadını rahatsız eden dil kullanarak sandığı erken getirme çabası ile de, yoksulluğu günden güne artan geniş halk kitleleri tarafından da çok benimsendi. Artık, mutlu bir Türkiye için, tek çıkar yolun CHP ve Özgür Özel olarak görünmesi de çok normal. Çünkü, ülkenin hukuk karnesi ile, ekonomik verileri dış dünyada da biliniyor. Sorunlarını çözmüş, iç barışı sağlanmış bir Türkiye, Batı Dünyası için de beklenen ve desteklenen bir durumdur. Çünkü, her türlü otokrasinin artık dünyaya hakim olmaya başladığı şu dönemlerde, en kıymetli olan unsur, ülkelerin hukuksal değerlere saygılı olmasıdır kanaatindeyim. Dilerim, Özgür Özel, bu doğru gidişini bozmadan önce partisini, sonra da İmamoğlu ile mi olur, onu bilemem ama Türkiye için yeni bir dönemin başlatılması havasını yaratan tek isim olur. .Benim öngörüm de böyle.Beğenir veya beğenmezsiniz. O size kalmış.
Milli Egemenlik Haftası ve Türkiye
21.04.2025 19:54Ülkemiz siyasetinin giderek sertleştiği ve kutuplaşmanın dozunun iyice arttığı dönemleri ilk kez yaşamıyoruz. Cumhuriyet’in ilanından günümüze kadar, bazen toplumu oluşturan bireyler arasında da çekişme ve kutuplaşmaya sıkça rastlanır. Bu gibi zamanlarda, ayrışma tehlikeli bir hal aldıysa sonuç pe
Somali’ye var ama Somalıya yok!
20.04.2025 19:34Yeni bir haftaya iyi bir başlangıç yapmak hepimizin ortak arzusudur. Ama, geçen haftadan kalan, çok ilginç ya da çok can sıkıcı davranışları yan yana görmek de çok kolay bizim güzel vatanımızda…Gelelim, bu ilginç haberin ilkine…İlginç bir sağlık haberi.Bizi haftaya sağlıklı başlatacak kadar da önem
Kayıp Giden Yıldız Köy Enstitüleri
18.04.2025 17:37Genç Türkiye Cumhuriyeti için kuruluşundan bir süre sonra, iyi niyetle yapılan bir eğitim reformunun meyvesi kabul edilen Köy Enstitüleri, bundan tam 85 yıl önce bir 17 Nisan günü kurulmuştu.Önceki gün, bu önemli girişim ve kuruluşun 85. Yılını idrak ettik. Gerçekten de başlığımdaki gibi “Kayıp gide
Çukur kahve yoksulluk diyor başka bir şey demiyor!
17.04.2025 19:13Malum, Mart ayından sonra Nisan da, ayın ilk yarısına kadar soğukla boğuşturdu bizleri…Doğalgaz ya da kullanıcısına göre diğer yakıtlar vatandaşın belini büktü. Bu arada ben de, gerekmedikçe dışarıya çıkamadım. Biraz güneşi görünce de, neşeleneyim diye çukur kahveye doğru harekete geçtim. Çoğunluk
Proje
16.04.2025 22:50Latinceden ülkemize de gelmiş bu kelimenin anlamı, “tasarı, tasarlanmış bir şey” diye tanımlanabiliyor.Genellikle devasa yapılar ya da çok özellikli, toplumu rahatlatacak düzeyde çok büyük tasarımlar için kullanılır. Ülkemizde de, Örneğin; kısa adı GAP olan Güneydoğu Anadolu Projesi gibi. Amaç bu yö
Bu topluma ne oldu böyle?
15.04.2025 19:59Yaşam tarzımızın, koşullar nedeniyle hızla değişmesinin yanı sıra, toplum olarak bazı hasletleri çok gerilerde bıraktık izlenimi ediniyoruz. Örneğin yaşlıya, özürlü bireylere ve de çocuklara karşı beslediğimiz halisane duygular giderek köreliyor sanki…İşte size son bir örnek. Ankara’nın Sincan ilçes
Futbol asla futbol değildir !!!
14.04.2025 18:08İngiliz yazar Simon Kuper'in yazdığı kitaba ismini veren, 'Futbol Asla Sadece Futbol Değildir' sözü, o kadar ilginçtir ki, herkesin, her toplumun, her ülke yöneticisinin farklı anlamlar yüklediği sihirli bir cümledir. Bunun yorumunu yapmakta herkes özgürdür. Kimine göre, geniş toplum kesimlerini diğ
Kartalkaya ülkemize altıncılık getirmiş!
13.04.2025 17:36Gazeteciler ve televizyonda program yapanlar, ellerindeki bilgi, belge, hikâye gibi konuların dikkat çekmesini ister ve bu yönde ilginç yöntemler kullanırlar. Ben de bu yöntem uyarak böyle bir başlık attım. Bu ibareyi de bir gazete sayfasında fark ettim. Ülkemiz dünya altıncısı dedikten sonra, açıkl
Eski Türkiye’de bir ünlüler protestosu!
11.04.2025 19:33Ekranda sabah haberciliğinin önemli isimlerinden İsmail Küçükkaya var. Yüzlerce gencin protesto gösterilerine katıldıkları için, şu anda neden cezaevlerinde olduğu konusunu tartışıyor ve konuğuna da görüşünü soruyor. Saraçhane olayları sırasında tutuklanan gençlerin yanında olmak için bazı ünlüleri