Dünya için ortak bir gün 14 Kasım…Diyabetli çocuklar günü…Aslında diyabet, yani şeker hastalığı sadece çocuklarda değil büyüklerde de görülen bir hastalık. Nasıl saptandıysa, dünyada tam 537 milyon diyabet hastası varmış. Belki de toplumda, en fazla bilinen bir illet. Şekeri düşen diyabetliyi, bitkin bırakan ve de her an ölçüm yapılması gereken bir hastalık…Şimdilerde bu anlamda gerekli ve çok değerli bir hakkı, duyarlı kesimler gündemde tutmaya çalışıyor. Çünkü SGK çalışanı, emeklisi olanlar, onların çocuk ve olasılıkla torunları için de bu ölçümü yapacak sensörü ücretsiz biçimde, bu kurumdan alma hakkı savunuluyor şu günlerde… Bir çok konuda olduğu gibi, bu çok gerekli desteğin karşısına tüm haşmeti ile bütçenin yetersizliği gerekçesi yine dikilecek. Bu anlamda bazı muhalefet belediyeleri, diğer yatırımlardan kısıntı yaparak çocuklara ücretsiz sensör temini için hareket geçmiş. Bir bölümü bu uygulamayı başlatmış. Şu anda, özellikle çocuklara uygulanan sisteme göre, bir kriz veya belirti görüldüğünde, parmak delinerek kan alma sistemi uygulanıyor ve çok can yakıcı oluyormuş. Durum böyleyken uzun yıllar görülmeyen bir kötü gerçeğimiz de var. Çocuklara bile, sağlık kolaylıkları, bütçe bahanesi ile kolayca yapılamıyor. Yanı sıra, okullarda ve özellikle ilk öğretimde, hijyen konusu bir türlü çözülemiyor. Bu durum daha farklı sağlık sorunlarına da yol açıyor. Üstelik, yanlış görmediysem bu yıl diyabet gününün sloganı GELECEĞİMİZİ KARARTMAYALIM şeklinde belirlenmiş. Yani geleceğimiz olan çocuklarımızı, daha yolun başında, ilk öğretim çağlarında, aç biilaç derse girmeye, temizlikten yoksun ve mikrop saçması muhtemel bir ortamda öğrenim görmeye terk edersek, ülke olarak gelecekten bir şey beklemek gibi bir umudumuz olmayacak. Ama, bu kısır döngüyü kırmak için önce “Zamanın ruhu” safsatasından kurtulup, gerçeklere dönmemiz gerekiyor. Bu anlamda, tacize uğrayan çocuklar için, bazılarının ölümüne kadar yol açan vahşet ortamını bitirmek gerekiyor. Özellikle, kırsal kesimler ve yoksul kent mahallelerinin çocuklarına, zehirli bir eğitim sunan, inanç tüccarlarının eline bırakmamak da gerekiyor. Bunları geçtim, İzmir vakası gibi feci ölümler ile sonuçlanan bir çaresizliği ortadan kaldıracak SOSAYAL DEVLET anlayışını, uykusundan uyandırıp, faal hale getirmek gerekiyor. Belki de toplumun önemli bir bölümü bu olaydan habersiz olabilir. Dilim döndüğünce hemen anlatayım.

BEŞ ÇOCUK DİRİ DİİRİ YANMIŞ

İzmir’in varoşlarından birinde geçiyor olay…Uyuşturucu müptelası ve suçlusu koca hapiste. Aynı dertten muzdarip anne ise beş çocuğuna bakmak zorunda derme çatma kulübesinde…Bu nedenle, sabahın erken bir saatinde, tek göz odadaki beş çocuğu üşümesin diye elektrik sobasını yakıyor ve evden çöpe çıkıyor. Atık bulacak ve onları satarak günlük nafakayı sağlayacak. Ama işler düşündüğü gibi gitmiyor. Elektrikli soba birden düşüyor ve her tarafı yakıyor çocuklar ile birlikte…Çocuklar buna karşın kendilerini savunamıyor ve dışarı çıkarak kaçamıyor. Birinci neden, anne kapıyı kilitleyip gidiyor. Daha da vahimi, çocukların yaşı. Kurtulup kaçmaya yetecek gibi değil. Şimdi yaşlarını sayacağım, lütfen dikkatlice okuyun! En büyüğü 5, diğerleri 4-3-2 ve 1 yaşında… Yani her yıla bir çocuk düşüyor….Neden böyle yapmış karı koca diyemeyeceğim için, sosyal devletimizin ve onun bakanlığının, bu aile için neye baktığını sorgulamaya geliyor sıra…Güya çocukları alma talepleri varmış ama anne vermeyince alamamışlar. Oysa, ilgili ve yetkililerin ifadesi ile, devlet bu durumda olaya el koyup, onları uygun bir ortamda bünyesine almak ile yükümlü imiş. Yani zorla bile alabilirmiş. Bu konuda bir araştırma, soruşturma yapılır mı bilemem ? Büyük olasılıkla yaşları küçüktü ondan alamadılar gibi bir savunma gelecektir yetkililerimizden ! Maddi desteği de mi istemedi bu müptela anne ? Belki de böyle bir istek sonucu yapılacak araştırma ile yargılanmadan korkmuş olabilir. Devlet kurumları bu atalet içinde ise, bu olay da, çevrenin ve yakınlarda oturan halkın desteği neden yoktu sorusu da pek anlamlı kalmıyor bence...

Dünya Diyabetli Çocuklar Günü ,dilerim geleceğimizi düşünerek bu konuda yetkilileri hareket geçirir diye umut ediyorum.