Hemen her gün ekranda veya gazete sayfalarında en fazla gördüklerimiz ölümle sonuçlanan şiddet olayları oluyor. Artık rutinleşti bu tür gelişmeler.Ülkemizde son yedi günde yedi kadın katledilmiş. İster istemez, bu vahşet yüklü olaylara alıştıkça, cinayetlerin nasıl yapıldığı bile ayrı bir konuşma konusu oluyor. Aslında, toplum büyük bir hızla yok oluşa doğru gidiyor. İşte “Bu da mı oldu” diyebileceğimiz iki olay. Bir genç kızın katledilişi ile sonuçlanan bu cinayet vakasının en çarpıcı ve düşündürücü yönü de, maktulün sürekli tehdit alması… Talihsiz genç kız ölmede önce bir çok kez tacize de uğruyor.Olayın geçtiği tarih eski ve 2022 yılına ait. Ama işlenmesi ve cinayetin ilginç tarafı de maktulün yaşadıklarını harfiyen yazması…Maktul aşına gelenleri tam 13 sayfada anlatmış.Üstelik onu ölüme götüren tacizlerin faillerinin adını da belirtmiş. Böylece bu hazin öykü bu davada iddianameye dönüşmüş.Genç kızın cesedi iki yıl önce Samsun sahilinde ölü olarak bulunmuş. Böylece bu üç şahıs göz altına alınmış ve 18 yıla kadar hapis cezası istenerek yargılanıyormuş. Demek ki, sürekli tacize uğrayan kadınlar artık bunları en ince ayrıntısına kadar yazarak bir kenara koyarsa, ölümlerinden sonra karanlıkta kalmayacak hiçbir suç ve suçlu.Kara mizahın zirvesi !!! Böyle bir şey olabilir mi, taciz süresinde polis tarafından yeterli araştırma ve koruma olabilseydi belki de bu ölüm olmayacaktı demek geliyor içimden ama, bu soruşturma sırasında “polisimizi kim koruyacak.?” Gibi abuk bir soru da akla geliyor. Bu cümlenin size şaka gibi geldiğini düşünebilirsiniz ama, tam bunu çürütecek bir vahim saldırı ile bunun bile mümkün olduğu ve polisin de artık korunması gerekenler sınıfına alınması gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz.İşte son bir örnek…
Polise saldırdı ve ensesinden yaraladı
İstanbul Beyoğlu’nda bir polis, arkadan yaklaşan bir kişinin bıçaklı saldırısına uğruyor ve tedavi altına alınıyor. Çok sayıda suç kaydı olan uyuşturucu müptelası şahıs, psikolojik tedavi de görüyormuş. Nasıl bir tedavi ise, bu tür dengesiz tipleri daha mı saldırganlaştırıyor nedir ? Polisin arkasına sessiz biçimde yaklaşan ve ensesinden bıçaklayan şahıs koşarak kaçıyor. Sonra da bir parkta yakalanıyor. Sonuç; Şahıs nedense o polise takıntılıymış. Üstelik onu düelloya davet etmiş. Şaka gibi…Bunu da kamera ile kaydetmiş. Bu şahsın da suç kaydı kabarıkmış. Nereden tutulsa elinizde kalacak bir olay.
Bu cümleleri yazarken, ekranda yine bir polise saldırı haberi anlatılıyordu. Ne oluyor bu topluma ?
Şimdi de bu olayların ve de suça karışanlarının sürekli artmasına yol açan nedenlere gelelim…İşe işsizlikten başlamak gerek sanırım! TÜİK rakamlarına karşın, gerçek işsiz sayısı 11 milyona ulaşmış. Bu biiir..İktisatçı Mahfi Eğilmezin ifadesi ile, Ağustos ayında işsizlik oranı yüzde 8.8’den, yüzde 8.5’e gerilemiş. Ama geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 26’5ten yüzde 27.2’ye yükselmiş. Özetle bu rakamlara göre, işsizlik azalmamış, iş bulmaktan umudu kesenlerin sayısı azalmış.Bu rakamlara karşın, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bazı tedbirler ile, önümüzdeki aylarda istihdamın artacağı umudunu taşıyormuş.Yani önümüzdeki maçlara bakacağız artık !!!
Eğitimi bırakanların sayısı çığ gibi büyüyor
Şimdi de bu çok can sıkıcı krıminal olayların ve eğitime ara vermenin bir diğer nedenine bakalım…Son 5 yılda 619 bin öğrenci, öğrenimini yarıda bırakmış. Bazı yüksek okul ve üniversiteleri kazananlardan da kayıt yaptırmayanların sayısı giderek artıyormuş. Yani fakirlik eğitimin önüne geçiyor. Eğitim yerini iş bulabilme ve yaşama çabası alıyor.
İYİ Parti Bursa milletvekili Selçuk Türkoğlu, siyaset öncesinde eğitim sendikacısı olarak çalışıyordu. Yani kendisi de bir öğretmendi. Bu konuda zehir zemberek bir açıklama yapmış:
“AKP Yönetimi, 9 Milli Eğitim Bakanı ile, bu güne kadar eğitimde yıkım planı uyguladı” biçiminde ağır bir ithamda bulunmuş ve şöyle devam etmiş.
“Anlaşılıyor ki, son çiviyi de Yusuf Tekin çakacak. Öğretmenler, çıkarılacak yeni yasaya boyun eğmeyecek. Öğretmen el açmaz, yalvarmaz, ders verir,
o dersi de size verecek. Milli Eğitim’de 22 yılda 9 bakan değiştirdiniz. Her biriyle gizli ajandanızdaki yıkım planını uyguladınız.
Son çiviyi de Yusuf Tekin çaksın, ona yakışır.
SONUÇ:
Eğitimi terk eden gençler, iş gücüne hemen katılmak istiyor ama işsizlik de giderek artıyor. Bunun sonucu, içlerinden kolayca vaatlere kananlar, bu neden ile sömürülen ve bir kısmı uyuşturucu batağına düşenler oluyor. Bir kısmı da çetelerin maşası rolüne soyunuyor…Ve akla hayale gelmeyecek cinayetler işleniyor. Yani toplumsal bir yoksulluk, bu nedenle çürümüşlük ve de kaybolup gitmeye mahkum bir genç kuşak ile karşı karşıyayız.. En önemli gösterge de, akıl almayacak cinayetler ve suç örgütlerinin fazla mesai yapması !
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Genç kuşağı kaybediyoruz !
Hemen her gün ekranda veya gazete sayfalarında en fazla gördüklerimiz ölümle sonuçlanan şiddet olayları oluyor. Artık rutinleşti bu tür gelişmeler.Ülkemizde son yedi günde yedi kadın katledilmiş. İster istemez, bu vahşet yüklü olaylara alıştıkça, cinayetlerin nasıl yapıldığı bile ayrı bir konuşma konusu oluyor. Aslında, toplum büyük bir hızla yok oluşa doğru gidiyor. İşte “Bu da mı oldu” diyebileceğimiz iki olay. Bir genç kızın katledilişi ile sonuçlanan bu cinayet vakasının en çarpıcı ve düşündürücü yönü de, maktulün sürekli tehdit alması… Talihsiz genç kız ölmede önce bir çok kez tacize de uğruyor.Olayın geçtiği tarih eski ve 2022 yılına ait. Ama işlenmesi ve cinayetin ilginç tarafı de maktulün yaşadıklarını harfiyen yazması…Maktul aşına gelenleri tam 13 sayfada anlatmış.Üstelik onu ölüme götüren tacizlerin faillerinin adını da belirtmiş. Böylece bu hazin öykü bu davada iddianameye dönüşmüş.Genç kızın cesedi iki yıl önce Samsun sahilinde ölü olarak bulunmuş. Böylece bu üç şahıs göz altına alınmış ve 18 yıla kadar hapis cezası istenerek yargılanıyormuş. Demek ki, sürekli tacize uğrayan kadınlar artık bunları en ince ayrıntısına kadar yazarak bir kenara koyarsa, ölümlerinden sonra karanlıkta kalmayacak hiçbir suç ve suçlu.Kara mizahın zirvesi !!! Böyle bir şey olabilir mi, taciz süresinde polis tarafından yeterli araştırma ve koruma olabilseydi belki de bu ölüm olmayacaktı demek geliyor içimden ama, bu soruşturma sırasında “polisimizi kim koruyacak.?” Gibi abuk bir soru da akla geliyor. Bu cümlenin size şaka gibi geldiğini düşünebilirsiniz ama, tam bunu çürütecek bir vahim saldırı ile bunun bile mümkün olduğu ve polisin de artık korunması gerekenler sınıfına alınması gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz.İşte son bir örnek…
Polise saldırdı ve ensesinden yaraladı
İstanbul Beyoğlu’nda bir polis, arkadan yaklaşan bir kişinin bıçaklı saldırısına uğruyor ve tedavi altına alınıyor. Çok sayıda suç kaydı olan uyuşturucu müptelası şahıs, psikolojik tedavi de görüyormuş. Nasıl bir tedavi ise, bu tür dengesiz tipleri daha mı saldırganlaştırıyor nedir ? Polisin arkasına sessiz biçimde yaklaşan ve ensesinden bıçaklayan şahıs koşarak kaçıyor. Sonra da bir parkta yakalanıyor. Sonuç; Şahıs nedense o polise takıntılıymış. Üstelik onu düelloya davet etmiş. Şaka gibi…Bunu da kamera ile kaydetmiş. Bu şahsın da suç kaydı kabarıkmış. Nereden tutulsa elinizde kalacak bir olay.
Bu cümleleri yazarken, ekranda yine bir polise saldırı haberi anlatılıyordu. Ne oluyor bu topluma ?
Şimdi de bu olayların ve de suça karışanlarının sürekli artmasına yol açan nedenlere gelelim…İşe işsizlikten başlamak gerek sanırım! TÜİK rakamlarına karşın, gerçek işsiz sayısı 11 milyona ulaşmış. Bu biiir..İktisatçı Mahfi Eğilmezin ifadesi ile, Ağustos ayında işsizlik oranı yüzde 8.8’den, yüzde 8.5’e gerilemiş. Ama geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 26’5ten yüzde 27.2’ye yükselmiş. Özetle bu rakamlara göre, işsizlik azalmamış, iş bulmaktan umudu kesenlerin sayısı azalmış.Bu rakamlara karşın, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bazı tedbirler ile, önümüzdeki aylarda istihdamın artacağı umudunu taşıyormuş.Yani önümüzdeki maçlara bakacağız artık !!!
Eğitimi bırakanların sayısı çığ gibi büyüyor
Şimdi de bu çok can sıkıcı krıminal olayların ve eğitime ara vermenin bir diğer nedenine bakalım…Son 5 yılda 619 bin öğrenci, öğrenimini yarıda bırakmış. Bazı yüksek okul ve üniversiteleri kazananlardan da kayıt yaptırmayanların sayısı giderek artıyormuş. Yani fakirlik eğitimin önüne geçiyor. Eğitim yerini iş bulabilme ve yaşama çabası alıyor.
İYİ Parti Bursa milletvekili Selçuk Türkoğlu, siyaset öncesinde eğitim sendikacısı olarak çalışıyordu. Yani kendisi de bir öğretmendi. Bu konuda zehir zemberek bir açıklama yapmış:
“AKP Yönetimi, 9 Milli Eğitim Bakanı ile, bu güne kadar eğitimde yıkım planı uyguladı” biçiminde ağır bir ithamda bulunmuş ve şöyle devam etmiş.
“Anlaşılıyor ki, son çiviyi de Yusuf Tekin çakacak. Öğretmenler, çıkarılacak yeni yasaya boyun eğmeyecek. Öğretmen el açmaz, yalvarmaz, ders verir,
o dersi de size verecek. Milli Eğitim’de 22 yılda 9 bakan değiştirdiniz. Her biriyle gizli ajandanızdaki yıkım planını uyguladınız.
Son çiviyi de Yusuf Tekin çaksın, ona yakışır.
SONUÇ:
Eğitimi terk eden gençler, iş gücüne hemen katılmak istiyor ama işsizlik de giderek artıyor. Bunun sonucu, içlerinden kolayca vaatlere kananlar, bu neden ile sömürülen ve bir kısmı uyuşturucu batağına düşenler oluyor. Bir kısmı da çetelerin maşası rolüne soyunuyor…Ve akla hayale gelmeyecek cinayetler işleniyor. Yani toplumsal bir yoksulluk, bu nedenle çürümüşlük ve de kaybolup gitmeye mahkum bir genç kuşak ile karşı karşıyayız.. En önemli gösterge de, akıl almayacak cinayetler ve suç örgütlerinin fazla mesai yapması !