Önceki gün yani 6 Nisan, Bursa’nın Orhan Bey tarafından fethinin 699.Yıl dönümüydü. Özetle, gelecek yıl kadim şehrimizin Osmanlı Beyliği’ne geçişinin tam 700. Yılını kutlamış olacağız. Bunun altını neden çizdim anlatayım. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük 4 şehri arasında Bursa, nüfus itibariyle 4. Sırada bulunuyor. Bu dört şehrin birincisi doğal olarak İstanbul. Sonra Başkent Ankara, ardından İzmir ve Bursa geliyor. Konuya bir başka açıdan bakarsak, bu dört büyük şehirden Osmanlı Beyliği tarafından alınan ve beylikten imparatorluğa giden yolda ilk aşama olan bu dönemde ilk başkent olan Bursa … Çünkü Ankara 1071 Malazgirt Savaşı öncesi Anadolu’daki beyliklerden birinin elinde ve Cumhuriyet dönemine kadar küçük bir kasaba... İstanbul zaten 1453 yılında İkinci Mehmet yani Fatih tarafından alınıyor. O tarihte İzmir çok önemli olmasına karşın henüz uzakta kalıyor. Özetle Türkiye Cumhuriyeti öncesinde Osmanlı’nın ilk sahip olduğu ve ilk başkenti olarak ilan ettiği yer Bursa oluyor. Bunu herkes bilir ve bilmeyenler de bu bilgiye hemen herkes ulaşabilir. Ama benim vurgulamak istediğim konu, Bursa’nın, Osmanlı’nın ilk başkenti oluşu ve de Birinci Dünya Savaşı sonrası işgal edildiğinde, Kurtuluş savaşını veren Ankara’daki 1.Meclis’ in kürsüsüne siyah örtü örtülecek kadar, Başta Mustafa Kemal Paşa ve milletvekilleri tarafından bu kadar önemli kabul edilmesi …
Bu önem hem İmparatorluk döneminde, hem de Gazi Mustafa Kemal’in nezdinde de ve Cumhuriyet ilanından sonra da böyle kabul ediliyor. Madem öyle, gerek 11 Eylül 1922 tarihindeki Bursa’nın Kurtuluşu ve de 6 Nisan 1326 tarihinde, tam 23 yıl beklendikten sonra, Bizans’tan teslim alınan Prusa ve sonraki adı ile Bursa’nın bu anlamlı günleri, çok daha görkemli kutlanamaz mı? Ama adeta geçiştiriliyor. Bu duruma, sanki Cumhuriyet ile Osmanlı İmparatorluğu arasında bir tercih ya da bir kıyaslama yapılması gibi anlamsız değerlendirme sebep oluyor sanki…Yani bu özel günlere, farklı kesimlerce, çok farklı anlamlar yükleniyor.Birinin çok önemli dediğine, diğeri ilgi göstermiyor. Bu durum yıllardır sürüp gidiyor. Bursa Osmanlı kenti mi, yoksa Cumhuriyet ‘in en önemli şehirlerinden biri mi ? Hepsinden önemlisi, kadim tarihi, şu an sanayi ve tarım kenti oluşu ile önemi bilinen bir şehrimiz mi?
Yoksa , son yıllarda daha da içine kapanarak, yurt içi ve dışında hiç adı geçmeyen sesi duyulmayan sıradan bir şehir mi ? İşte ben bu durumu anlatmak ve bunun nedenini anlamaya çalışıyorum. Aslında içine kapanmış, etliye sütlüye bulaşmayan bir şehir görünümünü, uzun yıllardan beri sergileyen de Bursa…
Her fırsatta dile getirdiğim gibi Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün farklı nedenlerle de olsa, Cumhuriyet’in ilanından ölümüne kadar 15 yılda 18 kez geldiği bu kadim şehrin önemi bir türlü anlatılamıyor.
Bu durum turizm açısından da heba ediliyo.1960 İhtilali sonrası cuntacıların katkısı ve kentin önderleri tarafından, bu sıkıcı durumu ortadan kaldırmak için yapılan ve Türkiye’nin, bu isimle anılan ilk festivali unvanı kazanan kısa süreli de olsa, öfke ve üzüntüyü giderecek herkesin yüzünü güldüren bir şenlik olmadı mı? Bu etkinlik şu anda, neredeyse unutuldu ve halkın katılımından yoksun, sanki sıra savar gibi birkaç günlük bir müzik ve eğlence günlerine dönüşmedi mi? Tam altı padişaha kucak açmış ve kabirlerine sahiplenmiş bu kent, yerli ve yabancı gezginlerin de ilgisini çekemiyor artık... Bir de buna İznik’in Hıristiyanlık için önemini katarsak, kaçan fırsatın ne kadar büyük olduğu da ortaya çıkar. Bir kez daha belirtmek istediğim, Bursa yurdumuzda ne kadar içine kapandıysa, Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerine de ondan kat kat üstü bilinmeyen bir şehir. Oysa Cumhuriyet öncesi Türk gezginlerin övgü ile söz ettiği, Osmanlı’nın ilk mimarisinin öne çıktığı ve bu alanda ilk örneklerin verildiği yapılara kucak açan bir şehir diye de tanımlanıyor Bursa…O döneme ait cami, medrese, imaret, çarşı ve Osmanlı’nın ilk hastanesinin de bulunduğu tarihi yapılar hem ilgi, hem de gerekli biçimde ve çok sayıda ziyaretçi bekliyor.
6 Nisan Bursa’nın fethi, kıymetini bilen bilmeyen herkese kutlu olsun.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Yeni Marmara Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
İmparatorluk yolunda Prusa’dan Bursa’ya
Önceki gün yani 6 Nisan, Bursa’nın Orhan Bey tarafından fethinin 699.Yıl dönümüydü. Özetle, gelecek yıl kadim şehrimizin Osmanlı Beyliği’ne geçişinin tam 700. Yılını kutlamış olacağız. Bunun altını neden çizdim anlatayım. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük 4 şehri arasında Bursa, nüfus itibariyle 4. Sırada bulunuyor. Bu dört şehrin birincisi doğal olarak İstanbul. Sonra Başkent Ankara, ardından İzmir ve Bursa geliyor. Konuya bir başka açıdan bakarsak, bu dört büyük şehirden Osmanlı Beyliği tarafından alınan ve beylikten imparatorluğa giden yolda ilk aşama olan bu dönemde ilk başkent olan Bursa … Çünkü Ankara 1071 Malazgirt Savaşı öncesi Anadolu’daki beyliklerden birinin elinde ve Cumhuriyet dönemine kadar küçük bir kasaba... İstanbul zaten 1453 yılında İkinci Mehmet yani Fatih tarafından alınıyor. O tarihte İzmir çok önemli olmasına karşın henüz uzakta kalıyor. Özetle Türkiye Cumhuriyeti öncesinde Osmanlı’nın ilk sahip olduğu ve ilk başkenti olarak ilan ettiği yer Bursa oluyor. Bunu herkes bilir ve bilmeyenler de bu bilgiye hemen herkes ulaşabilir. Ama benim vurgulamak istediğim konu, Bursa’nın, Osmanlı’nın ilk başkenti oluşu ve de Birinci Dünya Savaşı sonrası işgal edildiğinde, Kurtuluş savaşını veren Ankara’daki 1.Meclis’ in kürsüsüne siyah örtü örtülecek kadar, Başta Mustafa Kemal Paşa ve milletvekilleri tarafından bu kadar önemli kabul edilmesi …
Bu önem hem İmparatorluk döneminde, hem de Gazi Mustafa Kemal’in nezdinde de ve Cumhuriyet ilanından sonra da böyle kabul ediliyor. Madem öyle, gerek 11 Eylül 1922 tarihindeki Bursa’nın Kurtuluşu ve de 6 Nisan 1326 tarihinde, tam 23 yıl beklendikten sonra, Bizans’tan teslim alınan Prusa ve sonraki adı ile Bursa’nın bu anlamlı günleri, çok daha görkemli kutlanamaz mı? Ama adeta geçiştiriliyor. Bu duruma, sanki Cumhuriyet ile Osmanlı İmparatorluğu arasında bir tercih ya da bir kıyaslama yapılması gibi anlamsız değerlendirme sebep oluyor sanki…Yani bu özel günlere, farklı kesimlerce, çok farklı anlamlar yükleniyor.Birinin çok önemli dediğine, diğeri ilgi göstermiyor. Bu durum yıllardır sürüp gidiyor. Bursa Osmanlı kenti mi, yoksa Cumhuriyet ‘in en önemli şehirlerinden biri mi ? Hepsinden önemlisi, kadim tarihi, şu an sanayi ve tarım kenti oluşu ile önemi bilinen bir şehrimiz mi?
Yoksa , son yıllarda daha da içine kapanarak, yurt içi ve dışında hiç adı geçmeyen sesi duyulmayan sıradan bir şehir mi ? İşte ben bu durumu anlatmak ve bunun nedenini anlamaya çalışıyorum. Aslında içine kapanmış, etliye sütlüye bulaşmayan bir şehir görünümünü, uzun yıllardan beri sergileyen de Bursa…
Her fırsatta dile getirdiğim gibi Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün farklı nedenlerle de olsa, Cumhuriyet’in ilanından ölümüne kadar 15 yılda 18 kez geldiği bu kadim şehrin önemi bir türlü anlatılamıyor.
Bu durum turizm açısından da heba ediliyo.1960 İhtilali sonrası cuntacıların katkısı ve kentin önderleri tarafından, bu sıkıcı durumu ortadan kaldırmak için yapılan ve Türkiye’nin, bu isimle anılan ilk festivali unvanı kazanan kısa süreli de olsa, öfke ve üzüntüyü giderecek herkesin yüzünü güldüren bir şenlik olmadı mı? Bu etkinlik şu anda, neredeyse unutuldu ve halkın katılımından yoksun, sanki sıra savar gibi birkaç günlük bir müzik ve eğlence günlerine dönüşmedi mi? Tam altı padişaha kucak açmış ve kabirlerine sahiplenmiş bu kent, yerli ve yabancı gezginlerin de ilgisini çekemiyor artık... Bir de buna İznik’in Hıristiyanlık için önemini katarsak, kaçan fırsatın ne kadar büyük olduğu da ortaya çıkar. Bir kez daha belirtmek istediğim, Bursa yurdumuzda ne kadar içine kapandıysa, Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerine de ondan kat kat üstü bilinmeyen bir şehir. Oysa Cumhuriyet öncesi Türk gezginlerin övgü ile söz ettiği, Osmanlı’nın ilk mimarisinin öne çıktığı ve bu alanda ilk örneklerin verildiği yapılara kucak açan bir şehir diye de tanımlanıyor Bursa…O döneme ait cami, medrese, imaret, çarşı ve Osmanlı’nın ilk hastanesinin de bulunduğu tarihi yapılar hem ilgi, hem de gerekli biçimde ve çok sayıda ziyaretçi bekliyor.
6 Nisan Bursa’nın fethi, kıymetini bilen bilmeyen herkese kutlu olsun.