Sanat ve edebiyat  ülkemize ilaç olur mu?

Yazının Giriş Tarihi: 03.04.2025 21:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.04.2025 21:02

Bayramlar, eski Türkiye’de barışmanın, mutlu olmanın veya mutlu görünmenin ön aldığı günleri getirirdi bize…En küçüğümüzden en kıdemlimize kadar herkes bu duygular ile en azından üç veya dört gün, sadece birbirine yakınlaşma ve birbirini sevmenin doğal olduğunu kabul ederdi. Ne yoksulluk, ne de siyasi çekişmeler yapılır adeta unutulur, sanki bu kısıtlı günlerde küslükler rafa kaldırılırdı.Ortam sadece tebessümlere ve toka yapan ellere bırakılırdı. Dini vecibeleri tam olarak kimlerin yerine getirdiği, kimlerin kaçındığı gibi konuların üzerinde ise hiç durulmaz, sadece o günün kutsallığı eşliğinde, sanki bir barış kutlaması yapılır gibiydi bayramlar…

N e oldu bize, toplum nereye sürükleniyor ? Geçmişte, sadece üç gün için bile karşıt gruplar sulh içinde çekişmelere en azından ara verirdi. Ne oldu bize de, bayram günleri sevgiyi, hoş görüyü, barışmayı bir kenara ittik, yerini, üzüntü, derin yoksulluk ve de kıyasıya bir kutuplaşma aldı ? Gerçekten bu duruma bir anlam yükleyemiyorum. Sözlerimi tartarak cümlelerini yazmam bile, söylediğim yıllardan çok farklı, sıkıcı ve temkinli. Neyse, değerlendirme yaparak, bu kutsal günlerin anlamını içeren hoş görü ve dostluğu geri getiremeyiz…Çünkü insan sevgisi, hoş görü ve dini buyruklara rağmen, hem de dini argümanları öne çıkaran bir yönetim döneminde neden bunları yaşıyoruz ? Söylediklerimi ete kemiğe büründürecek örnek isterseniz, haber bültenlerini izleyerek ve bazı gazetelere bir göz atarak öğrenebilirsiniz ! Zaman zaman heykellerin parçalandığı ve sanatın toprağa gömüldüğü ülkemizden işte tipik bir örnek… Eski politikacılardan Kemal Anadol, son tutuklamaları protesto için bir şiir yazmış. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği şiirini İzmir’deki bir notere giderek onaylatmak istemiş.Noter yokmuş, baş katip varmış. Anadol da onunla düşüncesini paylaşmış. Katip şiire göz atmış ve hemen yanıt vermiş. “Efendim, bu siyasi şiirdir. Bunu onayını yaparsak sıkıntıya gireriz.” Buna karşın Kemal Anadol sorumluluğun kendinde olduğunu anlatmaya çalışmış ama nafile… Deneyimli siyasetçi bu kez, şiir için işlemin yapılmadığına dair yazı istemiş ama onu da alamamış. Şimdi gelin bu durumu yorumlayın. Sultanların yönetiminde bile bu topraklarda şiire bir yasak konduğunu sanmıyorum. O günlerin ünlü ozanlarının şiirlerinde bunu açıkça görebiliriz. Kutsal günlerimizin anlamının hangi nedenler ile eski amacından uzaklaşarak, tüm yıl içindeki çekişme ortamından çıkamadığına dair tipik bir misaldi bu anlattığım…

Türkiye toplum olarak, bu korku tünelini her dönemde zor da olsa aşmayı bilmiştir aslında... Hem de demokratik biçimde…Yine böyle olacağına inanmak zorundayım/ zorundayız. Aksi takdirde her günümüz acı ve ıstırap ile dolu geçer. Buna bir de ekonomik sıkıntılar ve yoksulluk belası eklendiğinde, bırakın selamlaşmayı, bir tebessüm bile kaybolur yüzümüzden…İşte güzel ülkemiz ve toplum böyle bir sarmalın içinde çırpınıp duruyor. Ama bu korkulu karanlık tünelden çıkma yolu, karşınızdaki kim olursa olsun, dostça tokalaşmak ve birbirine saygı göstermekten geçer. Bunun ilk adımını atmak zorunda olanlar da, ülkemizin İktidar ve Muhalefet mensuplarıdır… Başka çözüm yolu yok. Çok sıkıcı ve iç daraltıcı bir konuya değindiğimin farkındayım. Ama gerçek tam olarak da bu. Şimdi de size bir müjdem olacak. Emekli bayram ikramiyesinin kalan bin lirası önceki gece elime geçti. Size de nasip olur inşallah…

Bu güzel haberin (!) dışında, puslu , kasvetli havanın yanı sıra, bazı ölümler de can yaktı şu günlerde... Uludağ’daki otel yangınında yaşamını yitiren kayakçı gencimiz ve kayak hocası babasının yanı sıra, yoğun bakımda olan anne/ eş de vefat etmiş. Sorumlular, sorumluluklarını kabullenir ve gereken yapılırsa, bu elim facia ve kaybettiğimiz üç canın acısı az da olsaazalmış olur.

Yine bu bayram günlerinde, Bursa’nın entelektüel isimlerinden BTSO bünyesinde onlarca yıl görev yapan Ergun Kağıtçıbaşı da vefat etmiş.Her ölüm acıdır diyor ve tüm kayıplarımızı saygı ile anıyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Marmara Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.