İçinde bulunduğumuz zaman diliminde, ülkemizdeki ilginç uygulama ve görüntülere, ilk kez karşılaşmamıza rağmen hiç şaşırmıyor ve doğal karşılıyoruz. Sanki bir salgın gibi, hiçbir sıra dışı bir olaya, ya da kamunun her alanda aldığı bu tür kararlara, önce bakıp ardından çok doğalmış gibitepkisiz ve daha da önemlisi, daha önce bunları yaşamışız gibi serinkanlı bir davranış sergiliyoruz. Bu konuda bağışıklığımız oluşmuş gibi bir durum! Oysa bu gün yaşadıklarımız ile 7-8 yıl önce bile karşılaşsak her halde en azından “Hadi canım böyle şey olur mu ?” der geçerdik. Şimdilerde böylesi olaylar için yorum bile yapmıyor ve adeta benimsiyoruz. Hemen birkaç örneğe geçeceğim.
İlk örneği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir uygulamasından vereceğim. Söz konusu belediye,emeklilerin pazar alışverişlerine katkı sağlamak için “Emekli Pazar Desteği” projesini hayata geçirmiş. Bu ilginç desteğe tam 44 bin 377 kişi başvurmuş. Geçmiş yıllarda ve “Eski Türkiye” de böyle bir uygulama yapılsa, insanlar bunu gurur vesilesi yapar ve bu yardımı kabul bile etmezdi. Bu desteğe şaşırdık mı ? Önce askıda ekmek, sonra Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği, “Bakkal defterinde biriken borçlarınödenmesi” yardımı da benimsenmişti!!! Yok artık denecek bir uygulama daha İstanbul’da yaşanmış.B u kez bazı vatandaşlar yapmış bu uygulamayı “Askıda çay” yardımı sağlamışlar emeklilerin çoğunlukta oldu kahvehanelerin birinde… Bunlar, gelir seviyesinin düşüklüğü için alınan ibret verici örnekler. Bir de tam tersi, ülke nüfusunun yüzde(16) on altısının yaşamına dair bir örnek var. Kış yavaşça kapımıza gelirken, Uludağ’daki bir otel, müşterileriiçin hazırladığı menüde, bir kase çorbaya 1.000 TL, yazı ile bin lira fiyat koymuş. Şaşırdık mı ? Bu konuda yapılacak yoruma bu kez ben yorumlayayım.
Dar gelirli bir ailenin ferdi, bu çorba fiyatı için hiç şaşırmaz ve “Uludağ’a kışın gidiyorsan, bunları göze alacaksın arkadaş” der ve geçer gider. Çünkü fırsatını bulsa o da aynı tatili yapmak ister. Aynen, akıllı telefon ve internetin aşırı derecede kullanmaya çalışan dar gelirli aile çocuklarının alışkanlığı gibi…Bu durum aileleri hem mali olarak zor durumda bırakırken, buradaki yanlış örnekler ile çocukların kötü alışkanlıklar ile yetişmesi sonucunu yaratmasına karşın…Ülkemiz dar gelirli aile fertleri için, bu duruma şaşırdık mı, hiç sanmıyorum. Bu alışkanlıkların zararını önlemek için Avusturalya’da , 16 yaşından küçüklere akıllı telefon kullanımına sınır getirilmiş.Türkiye’de de bunun için çalışmalar başlamışgüya... Şaşırdık mı ? Hiç sanmıyorum ama, uygulanabileceğine hiç ihtimal vermiyorum !Ekonomistlerin her ay için yaptığı çalışmalar ile ortaya çıkan, yoksulluk ve açlık sınırı hızını iyice artırmış bu arada…. İpi göğüsleyen de “Açlık Sınırı” olmuş ve geldiği nokta itibarı ile “Asgari ücrete tam 5 bin 5 yüz 33 lira fark atmış.Galiba açlık oyunları adında bir film vardı. Ülkemiz bunu filmlyerine harekete çeviriverdi hemen… Çevrenizde bunu konuşan ve şaşıran ve şikâyet eden oldu mu ?Hiç sanmıyorum. Farkındaysanız “Dünya Madenciler Günü” idrak edildi bir iki gün önce…Ankara Çayırhan Termik Santrali’nin özelleştirilmemesi için, 250 madenci ocağa girerek ilk kez kendilerini buraya kapattı ve ilk kez çok ilginç bir eylem yaptı.Bu durumda, kolluk güçleri içeri giremedikleri için eylemleri ses getirir gibi oldu ve özelleştirme konusu bir süreliğine ertelendi. İlk kez yapılan böyle bir eyleme toplum olarak şaşırdık mı? Ya da bravo adamlara dedik mi?
H iç sanmıyorum. Bu olay bile dikkatleri tam olarak oraya toplayamadı. Ama bu madenin yer altındaki katında çok ilginç bir gelişme daha yaşanmış akla gelmeyecek türden…Maden ocağının dibinde bir “Sağır Oda” fark edilmiş. İşte mesele burada…Geçmişte bir TV dizisi vardı bu isimle…İstihbaratçıların marifetlerini anlatıyordu yanılmıyorsam…Kim , hangi kurum ve ne amaçla, hiçbir telefonun dinleyemeyeceği bu sağır odayı yaptı? Bu çok ama çok ilginç olayı duyunca, ülke olarak şaşırdık mı?Üzerine konuşan oldu mu?Sanmıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’nın İsrail ile ticareti protesto için, eylem yapan birkaç gence “Yavrum” gibi bir sevgi sözcüğü ile hitap etmesi kadar konu olamadı sağır oda vakası..Öte yandan, onlara yavrum gibi bir sevgi ifadesi ile beklenmedik biçimde yaklaşan Cumhurbaşkanı’nın bu hitabı, sanki gençlerin tutuklanmasına bile yol açtı! Ben de buna şaşırmadım, içinde bulunduğumuz zaman dilimine binaen… Siz siz olun, şaşırılacak olaylar karşısında bu denli meraklı olmayın derim !!!
Bu sıkıcı konuyu biraz renklendirecek bir dörtlük ile bitirelim bu şaşırtamayan makaleyi… Dörtlük madenciler için yazılmış sanki …İşte dizeleri:
Bu Dağlar kömürdendir,
Geçen gün ömürdendir.
Feleğin Bir guşu Var,
Pençesi demirdendir.
Tüm emekçilerin ve özellikle madencilerimizin bu anlamlı günü kutlu olsun.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Şaşırdık mı ?
İçinde bulunduğumuz zaman diliminde, ülkemizdeki ilginç uygulama ve görüntülere, ilk kez karşılaşmamıza rağmen hiç şaşırmıyor ve doğal karşılıyoruz. Sanki bir salgın gibi, hiçbir sıra dışı bir olaya, ya da kamunun her alanda aldığı bu tür kararlara, önce bakıp ardından çok doğalmış gibitepkisiz ve daha da önemlisi, daha önce bunları yaşamışız gibi serinkanlı bir davranış sergiliyoruz. Bu konuda bağışıklığımız oluşmuş gibi bir durum! Oysa bu gün yaşadıklarımız ile 7-8 yıl önce bile karşılaşsak her halde en azından “Hadi canım böyle şey olur mu ?” der geçerdik. Şimdilerde böylesi olaylar için yorum bile yapmıyor ve adeta benimsiyoruz. Hemen birkaç örneğe geçeceğim.
İlk örneği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir uygulamasından vereceğim. Söz konusu belediye,emeklilerin pazar alışverişlerine katkı sağlamak için “Emekli Pazar Desteği” projesini hayata geçirmiş. Bu ilginç desteğe tam 44 bin 377 kişi başvurmuş. Geçmiş yıllarda ve “Eski Türkiye” de böyle bir uygulama yapılsa, insanlar bunu gurur vesilesi yapar ve bu yardımı kabul bile etmezdi. Bu desteğe şaşırdık mı ? Önce askıda ekmek, sonra Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği, “Bakkal defterinde biriken borçlarınödenmesi” yardımı da benimsenmişti!!! Yok artık denecek bir uygulama daha İstanbul’da yaşanmış.B u kez bazı vatandaşlar yapmış bu uygulamayı “Askıda çay” yardımı sağlamışlar emeklilerin çoğunlukta oldu kahvehanelerin birinde… Bunlar, gelir seviyesinin düşüklüğü için alınan ibret verici örnekler. Bir de tam tersi, ülke nüfusunun yüzde(16) on altısının yaşamına dair bir örnek var. Kış yavaşça kapımıza gelirken, Uludağ’daki bir otel, müşterileriiçin hazırladığı menüde, bir kase çorbaya 1.000 TL, yazı ile bin lira fiyat koymuş. Şaşırdık mı ? Bu konuda yapılacak yoruma bu kez ben yorumlayayım.
Dar gelirli bir ailenin ferdi, bu çorba fiyatı için hiç şaşırmaz ve “Uludağ’a kışın gidiyorsan, bunları göze alacaksın arkadaş” der ve geçer gider. Çünkü fırsatını bulsa o da aynı tatili yapmak ister. Aynen, akıllı telefon ve internetin aşırı derecede kullanmaya çalışan dar gelirli aile çocuklarının alışkanlığı gibi…Bu durum aileleri hem mali olarak zor durumda bırakırken, buradaki yanlış örnekler ile çocukların kötü alışkanlıklar ile yetişmesi sonucunu yaratmasına karşın…Ülkemiz dar gelirli aile fertleri için, bu duruma şaşırdık mı, hiç sanmıyorum. Bu alışkanlıkların zararını önlemek için Avusturalya’da , 16 yaşından küçüklere akıllı telefon kullanımına sınır getirilmiş.Türkiye’de de bunun için çalışmalar başlamışgüya... Şaşırdık mı ? Hiç sanmıyorum ama, uygulanabileceğine hiç ihtimal vermiyorum !Ekonomistlerin her ay için yaptığı çalışmalar ile ortaya çıkan, yoksulluk ve açlık sınırı hızını iyice artırmış bu arada…. İpi göğüsleyen de “Açlık Sınırı” olmuş ve geldiği nokta itibarı ile “Asgari ücrete tam 5 bin 5 yüz 33 lira fark atmış.Galiba açlık oyunları adında bir film vardı. Ülkemiz bunu filmlyerine harekete çeviriverdi hemen… Çevrenizde bunu konuşan ve şaşıran ve şikâyet eden oldu mu ?Hiç sanmıyorum. Farkındaysanız “Dünya Madenciler Günü” idrak edildi bir iki gün önce…Ankara Çayırhan Termik Santrali’nin özelleştirilmemesi için, 250 madenci ocağa girerek ilk kez kendilerini buraya kapattı ve ilk kez çok ilginç bir eylem yaptı.Bu durumda, kolluk güçleri içeri giremedikleri için eylemleri ses getirir gibi oldu ve özelleştirme konusu bir süreliğine ertelendi. İlk kez yapılan böyle bir eyleme toplum olarak şaşırdık mı? Ya da bravo adamlara dedik mi?
H iç sanmıyorum. Bu olay bile dikkatleri tam olarak oraya toplayamadı. Ama bu madenin yer altındaki katında çok ilginç bir gelişme daha yaşanmış akla gelmeyecek türden…Maden ocağının dibinde bir “Sağır Oda” fark edilmiş. İşte mesele burada…Geçmişte bir TV dizisi vardı bu isimle…İstihbaratçıların marifetlerini anlatıyordu yanılmıyorsam…Kim , hangi kurum ve ne amaçla, hiçbir telefonun dinleyemeyeceği bu sağır odayı yaptı? Bu çok ama çok ilginç olayı duyunca, ülke olarak şaşırdık mı?Üzerine konuşan oldu mu?Sanmıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’nın İsrail ile ticareti protesto için, eylem yapan birkaç gence “Yavrum” gibi bir sevgi sözcüğü ile hitap etmesi kadar konu olamadı sağır oda vakası..Öte yandan, onlara yavrum gibi bir sevgi ifadesi ile beklenmedik biçimde yaklaşan Cumhurbaşkanı’nın bu hitabı, sanki gençlerin tutuklanmasına bile yol açtı! Ben de buna şaşırmadım, içinde bulunduğumuz zaman dilimine binaen… Siz siz olun, şaşırılacak olaylar karşısında bu denli meraklı olmayın derim !!!
Bu sıkıcı konuyu biraz renklendirecek bir dörtlük ile bitirelim bu şaşırtamayan makaleyi… Dörtlük madenciler için yazılmış sanki …İşte dizeleri:
Bu Dağlar kömürdendir,
Geçen gün ömürdendir.
Feleğin Bir guşu Var,
Pençesi demirdendir.
Tüm emekçilerin ve özellikle madencilerimizin bu anlamlı günü kutlu olsun.