Malum, ülkemizde İktidar-Muhalefet çekişmesi giderek sertleşiyor. Hemen her gün farklı konulardaki tartışma şiddetini giderek artırıyor. Ama bu durum günümüze has değil doğal olarak…Örneğin son dönemde İktidar, özellikle CHP belediyelerinin önünü kesmek için, gücünü çok farklı alanlarda kullanabiliyor. Çünkü bu durum siyasetin doğasında var ! Bunun bir örneğine de, özel bir araştırmayaparken, elimdeki yayınların birinde rastladım. Olayın kısa hikâyesi de şöyle…1954 genel seçimini,o günün güçlü İktidar Partisi ve lideri Menderes, büyük bir başarı ve yüksek oran ile kazanmış. Buna karşın Kırşehir’deki seçmen, oylarını büyük bir farkla Millet Partisi’ne vererek, hemşerileri ve bu partinin lideri Osman Bölükbaşı’nı milletvekili yapmış. Bundan sonrasını da
o günleri yaşayan bir yazarın kaleme aldığı metinlerin yer aldığı, 1967 yılında basılan İşte Ankara kitabındaki satırlar ile anlatmaya çalışacağım.Kitabın yazarı Emin Karakuş, bu seçimin hemen ardından ortaya çıkan bu olayı şöyle anlatıyor:
-Muhalefet yıllarından tanıdığım, iyi ilişkilerimi sürdürdüğüm bir bakanı ara sıra ziyaret ederdim. Bu bakan aşırı denilen partililerden değildi. Kendi içlerinde süren kanunsuz olaylardan huzursuzluk duyar, konuşarak açılmak istediği zaman beni çağırır,olan bitenleri anlatırdı. Bir gün kendisini görmeye gittiğimde bana,”Yahu sana bir şey söyleyeceğim, inanmayacaksın” dedi. Birden heyecanlanarak, bunun ne olduğunu sordum. Verdiği cevap şu oldu:
“Kırşehir’i ilçe haline getirecekler.”
-Neden?- diyecek oldum, şu cevabı verdi:
-Çünkü bütün uyarılara rağmen Kırşehirliler oylarınıBölükbaşı’na verdiler ya-
Yazar Karakuş bu olayın a yorumunu da şöyle yapıyordu kitabında...
-Bir bölge halkını verdiği oydan dolayı cezalandırmak, düpedüz Anayasa’ya karşı çıkmaktı, vicdan ve düşünce özgürlüğünü ayaklar altına almaktı. Bakanın yanından ayrılırken, onun çok düşünceli olduğunu gördüm. Anlaşılan , budavranışın sonucunu bildiği halde hazırlanan hükümet tasarısına imzasını atmıştı.Hükümet bir bölge halkını, sırf verdiği oydan dolayı cezalandırmaktaydı. İl merkezi Kırşehir’den Nevşehir’e nakledilecekti.
Uşak, Adıyaman ve Adapazarı ilçelerinin, il haline getirildiği bir sırada, Kırşehir’e oynanan bu oyun gerçekten yürek sızlatacak bir şeydi. Bu haberin daha sonra öteki gazetelerde de yer alması üzerine, Kırşehir’den bir heyet Ankara’ya gelerek ilgili resmi makamlarla ilişki kurmaya çalıştı, yapılan görüşmeler hiçbir sonuç vermedi. Heyet üyeleri yalvarıp yakardılar.”Yapmayın etmeyin” dediler. Bu karardan bütün il halkının olduğu kadar, bütün ülke halkının da büyük üzüntü duyacağını dile getirdiler. Sonuç çıkmayınca Kırşehir’de bir miting düzenleyerek, seslerini kamuoyuna duyurmak istediler. Sayıları oldukça kalabalık olan Kırşehirliler toplu halde tekrar Ankara’ya geldiler. Dertlerini anlatmaya çalıştılar.Üniversitelerde okuyan Kırşehirli gençler, Adnan Menderes’e telgrafları ile dertlerini anlatmaya çalıştılar. Bütün bu çalışmalardan bir sonuç alınamadı.Kırşehir’in üzerine çökmüş olan meş’um” hava etkisini hemen göstermeye başladı. Milli bankalardan biri Kırşehir’de şube açmaktan vazgeçti. Kırşehir Lisesi’nin genişletilmesi için ayrılan 75 bin lira geri alındı ve Kırşehir Hastanesi’nin onarımı ve genişletilmesi için verilen karar da durduruldu. Kırşehir’de elleri yüreklerinde olan perişan halk, siyasal partilerin il merkezleri önünde toplanıyor, her ana Ankara’dan gelecek sevinçli bir haberi bekliyordu. Günler geçti, böyle bir haber gelmediği gibi, kara bulutlar Kırşehir’in üzerine çöktü. Sonunda Kırşehir’in ilçe haline getirilmesi ile ilgili kanun tasarısı, yedi saat süren aralıksız görüşmelerden sonra kabul olundu.-
İşte size geçmişten bir siyasi çekişmenin acı sonucu. Dilerim ülkemizde ve bu yüzyılda, bunun gibi veya bir benzeri uygulamalara rastlanmaz.
Ama bir sonuç alınamadı. Sonuçta Kırşehir’in ilçe haline getirilmesi ile ilgili kanun tasarısı, yedi saat süren aralıksız görüşmelerden sonra kabul edildi.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Siyasi tarihimizdeki bir Kırşehir olayı
Malum, ülkemizde İktidar-Muhalefet çekişmesi giderek sertleşiyor. Hemen her gün farklı konulardaki tartışma şiddetini giderek artırıyor. Ama bu durum günümüze has değil doğal olarak…Örneğin son dönemde İktidar, özellikle CHP belediyelerinin önünü kesmek için, gücünü çok farklı alanlarda kullanabiliyor. Çünkü bu durum siyasetin doğasında var ! Bunun bir örneğine de, özel bir araştırmayaparken, elimdeki yayınların birinde rastladım. Olayın kısa hikâyesi de şöyle…1954 genel seçimini,o günün güçlü İktidar Partisi ve lideri Menderes, büyük bir başarı ve yüksek oran ile kazanmış. Buna karşın Kırşehir’deki seçmen, oylarını büyük bir farkla Millet Partisi’ne vererek, hemşerileri ve bu partinin lideri Osman Bölükbaşı’nı milletvekili yapmış. Bundan sonrasını da
o günleri yaşayan bir yazarın kaleme aldığı metinlerin yer aldığı, 1967 yılında basılan İşte Ankara kitabındaki satırlar ile anlatmaya çalışacağım.Kitabın yazarı Emin Karakuş, bu seçimin hemen ardından ortaya çıkan bu olayı şöyle anlatıyor:
-Muhalefet yıllarından tanıdığım, iyi ilişkilerimi sürdürdüğüm bir bakanı ara sıra ziyaret ederdim. Bu bakan aşırı denilen partililerden değildi. Kendi içlerinde süren kanunsuz olaylardan huzursuzluk duyar, konuşarak açılmak istediği zaman beni çağırır,olan bitenleri anlatırdı. Bir gün kendisini görmeye gittiğimde bana,”Yahu sana bir şey söyleyeceğim, inanmayacaksın” dedi. Birden heyecanlanarak, bunun ne olduğunu sordum. Verdiği cevap şu oldu:
“Kırşehir’i ilçe haline getirecekler.”
-Neden?- diyecek oldum, şu cevabı verdi:
-Çünkü bütün uyarılara rağmen Kırşehirliler oylarınıBölükbaşı’na verdiler ya-
Yazar Karakuş bu olayın a yorumunu da şöyle yapıyordu kitabında...
-Bir bölge halkını verdiği oydan dolayı cezalandırmak, düpedüz Anayasa’ya karşı çıkmaktı, vicdan ve düşünce özgürlüğünü ayaklar altına almaktı. Bakanın yanından ayrılırken, onun çok düşünceli olduğunu gördüm. Anlaşılan , budavranışın sonucunu bildiği halde hazırlanan hükümet tasarısına imzasını atmıştı.Hükümet bir bölge halkını, sırf verdiği oydan dolayı cezalandırmaktaydı. İl merkezi Kırşehir’den Nevşehir’e nakledilecekti.
Uşak, Adıyaman ve Adapazarı ilçelerinin, il haline getirildiği bir sırada, Kırşehir’e oynanan bu oyun gerçekten yürek sızlatacak bir şeydi. Bu haberin daha sonra öteki gazetelerde de yer alması üzerine, Kırşehir’den bir heyet Ankara’ya gelerek ilgili resmi makamlarla ilişki kurmaya çalıştı, yapılan görüşmeler hiçbir sonuç vermedi. Heyet üyeleri yalvarıp yakardılar.”Yapmayın etmeyin” dediler. Bu karardan bütün il halkının olduğu kadar, bütün ülke halkının da büyük üzüntü duyacağını dile getirdiler. Sonuç çıkmayınca Kırşehir’de bir miting düzenleyerek, seslerini kamuoyuna duyurmak istediler. Sayıları oldukça kalabalık olan Kırşehirliler toplu halde tekrar Ankara’ya geldiler. Dertlerini anlatmaya çalıştılar.Üniversitelerde okuyan Kırşehirli gençler, Adnan Menderes’e telgrafları ile dertlerini anlatmaya çalıştılar. Bütün bu çalışmalardan bir sonuç alınamadı.Kırşehir’in üzerine çökmüş olan meş’um” hava etkisini hemen göstermeye başladı. Milli bankalardan biri Kırşehir’de şube açmaktan vazgeçti. Kırşehir Lisesi’nin genişletilmesi için ayrılan 75 bin lira geri alındı ve Kırşehir Hastanesi’nin onarımı ve genişletilmesi için verilen karar da durduruldu. Kırşehir’de elleri yüreklerinde olan perişan halk, siyasal partilerin il merkezleri önünde toplanıyor, her ana Ankara’dan gelecek sevinçli bir haberi bekliyordu. Günler geçti, böyle bir haber gelmediği gibi, kara bulutlar Kırşehir’in üzerine çöktü. Sonunda Kırşehir’in ilçe haline getirilmesi ile ilgili kanun tasarısı, yedi saat süren aralıksız görüşmelerden sonra kabul olundu.-
İşte size geçmişten bir siyasi çekişmenin acı sonucu. Dilerim ülkemizde ve bu yüzyılda, bunun gibi veya bir benzeri uygulamalara rastlanmaz.
Ama bir sonuç alınamadı. Sonuçta Kırşehir’in ilçe haline getirilmesi ile ilgili kanun tasarısı, yedi saat süren aralıksız görüşmelerden sonra kabul edildi.