Konumuz uçmak, yani hava ulaşımı… Kimine göre ömür boyu gelire ulaşım anlamına da geliyor. Aslında öykü bilindik ve yeni değil. Şu meşhur bir havaalanı var ya, Balıkesir, Kütahya, Afyon şehirlerimize hitap etsin, uçuş istekleri yerine gelsin diye…Bunda bir anormallik yok. Sadece, bu üç ilin toplam nüfusu ve de hedeflenen yolcu sayısına göre yap-işlet devret işine talip olana vaat edilen astronomik bir meblağın verilmesi... Ve de yap-işlet- devret metodunun uygulayıcısının kısa sürede buradan, pardon Hazine garantisi ile elde ettiği miktar ile, beş yılda yatırım harcamasının miktarını çıkarması…
Ama hiç masraf yapmadan bu ballı işletmeden kazanacağı paralıyıllar daha çok uzun. Tam 2044 yılına kadar işletme hakkı varmış, ama maliyeti kurtarmasına karşın, bu tarihe kadar cebine sadece 200 milyon euro/cuk kadar bir para girecekmiş. Adamın yedi sülalesi yaşamını kurtardı demektir. İyi güzel de, bu para nereden verilecek bu mübarek zata? Hemen her alışverişte yüce devletimize minnet borcunu ödediğimiz “DOLAYLI VERGİLER var ya, mesela işte oradan… Eski Türkiye’de zenginler fakirlere yardım ederdi, şimdi dünya, pardon bizim dünyamız tersine döndü, “fakirden alıp zengine veriyor” vergi sistemimiz. Tabii bu ödemelerin tek kaynağı dolaylı vergiler değil…
Bunu orta okul öğrencileri bile kavradı. İşin içinde gelir vergisi var, bazı işlemlerden alınan harç bedelleri var, kullandığımız sudan, gazdan ve elektrikten, cep telefonundan ne bileyim bil umum alışverişimizde alınan yine dolaylısından vergiler var. Gelir ve kurumlar vergisini de unutmadık. Ama onlara bazen af var, bize hiç yok. Çünkü bir sabah karanlığından akşam ezanına kadar her alışverişte bu vatan borcunu ödüyoruz! Neyse bu konuları biliyorsunuz ama dayanamadım bir kez daha tekrarladım. Aslında aklım bu üç şehir için yapılan hava alanında kaldı.
Yükleniciye yarışmasız verilen bu ihale sırasında yapılan yanlış(!) hesaptaki suçlu bilinmiyor !!!Zaten, yöneticilerimizin bir hatası, günahı da yok ! Çünkü bu önemli hava alanını işletmeye açan yap-işlet-devret firmasına ne kadar yolcu garantisi verilmiş biliyor musunuz? Belki de daha önce öğrendiniz. Ama bir kez daha vereyim. Havaalanı öylesine geniş yapılmış ki, ne kadar yolcu gelirse gelsin sıkıntı olmasın, isteyen at koştursun diye!Anlaşma sonuna kadar verilen garanti sayısı 1 milyon 3 yüz bin yolcu. Her yıla düşen yolcu sayısı da tam 550 bin kadar…İyi güzel de, bu üç şehrin toplam nüfusu 1 milyon 678 bin kadarmış. Her şehrin insanlarının tamamını toplasanız, ki bu mümkün değil, yine bu rakamlara yetişmek çok zor. Zaten yıllık 550 bin yolcu garantisi karşısında, bir yılda sadece 22 bin yolcu uçağa binmiş. Bu ilginç alışveriş için nasıl bir isim bulalım dersiniz ? Bende bir isim yok şimdilik. İşi şakaya vurursak, başlığımdaki gibi,”Uçsun dolar uçsun, yandaşa konsun” diyebiliyorum ! Pardon euro olarak verilecekmiş paralar…Benim hesap da tutmadı söz konusu havaalanı gibi… Şimdi de asıl konumuza ve Bursa’ya gelelim. Daha önce de belirttim. Tuttuğunu koparan Bursalı politikacılara sahip olsaydık, onların baskısı ile, şehrimize yakın bu üç şehrin yolcusunu da alarak, yurt içindeki birkaç önemli merkeze yapılacak seferlerin yanı sıra Avrupa’ya da uçabilirdi Bursa…Genişletilmiş bir hava limanı ile bu işi başarırdık Bursa olarak…
O zaman bu komik rakamlar da çıkmazdı ortaya… Anlaşılıyor ki, Bursa’da bu ballı kaymaklı ihaleleri, elden ve yarışmadan alacak bir babayiğit yüklenicimiz de yok. Demek ki, İktidar nezdinde Bursa çantada keklik görünüyor her daim…
Kentimizdeki egemenler ve politikacılar sadece yerlerini koruma peşindeler gibi bir sonuç çıkıyor ortaya… Faal olanlar da hava alanı yerine, Bursa ovası ve dağ yamaçları dahil, her yere taş binaları kondurmakla meşguller galiba… Sürçü lisan ettikse af ola…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
Uçsun dolar uçsun yandaşa konsun
Konumuz uçmak, yani hava ulaşımı… Kimine göre ömür boyu gelire ulaşım anlamına da geliyor. Aslında öykü bilindik ve yeni değil. Şu meşhur bir havaalanı var ya, Balıkesir, Kütahya, Afyon şehirlerimize hitap etsin, uçuş istekleri yerine gelsin diye…Bunda bir anormallik yok. Sadece, bu üç ilin toplam nüfusu ve de hedeflenen yolcu sayısına göre yap-işlet devret işine talip olana vaat edilen astronomik bir meblağın verilmesi... Ve de yap-işlet- devret metodunun uygulayıcısının kısa sürede buradan, pardon Hazine garantisi ile elde ettiği miktar ile, beş yılda yatırım harcamasının miktarını çıkarması…
Ama hiç masraf yapmadan bu ballı işletmeden kazanacağı paralıyıllar daha çok uzun. Tam 2044 yılına kadar işletme hakkı varmış, ama maliyeti kurtarmasına karşın, bu tarihe kadar cebine sadece 200 milyon euro/cuk kadar bir para girecekmiş. Adamın yedi sülalesi yaşamını kurtardı demektir. İyi güzel de, bu para nereden verilecek bu mübarek zata? Hemen her alışverişte yüce devletimize minnet borcunu ödediğimiz “DOLAYLI VERGİLER var ya, mesela işte oradan… Eski Türkiye’de zenginler fakirlere yardım ederdi, şimdi dünya, pardon bizim dünyamız tersine döndü, “fakirden alıp zengine veriyor” vergi sistemimiz. Tabii bu ödemelerin tek kaynağı dolaylı vergiler değil…
Bunu orta okul öğrencileri bile kavradı. İşin içinde gelir vergisi var, bazı işlemlerden alınan harç bedelleri var, kullandığımız sudan, gazdan ve elektrikten, cep telefonundan ne bileyim bil umum alışverişimizde alınan yine dolaylısından vergiler var. Gelir ve kurumlar vergisini de unutmadık. Ama onlara bazen af var, bize hiç yok. Çünkü bir sabah karanlığından akşam ezanına kadar her alışverişte bu vatan borcunu ödüyoruz! Neyse bu konuları biliyorsunuz ama dayanamadım bir kez daha tekrarladım. Aslında aklım bu üç şehir için yapılan hava alanında kaldı.
Yükleniciye yarışmasız verilen bu ihale sırasında yapılan yanlış(!) hesaptaki suçlu bilinmiyor !!!Zaten, yöneticilerimizin bir hatası, günahı da yok ! Çünkü bu önemli hava alanını işletmeye açan yap-işlet-devret firmasına ne kadar yolcu garantisi verilmiş biliyor musunuz? Belki de daha önce öğrendiniz. Ama bir kez daha vereyim. Havaalanı öylesine geniş yapılmış ki, ne kadar yolcu gelirse gelsin sıkıntı olmasın, isteyen at koştursun diye!Anlaşma sonuna kadar verilen garanti sayısı 1 milyon 3 yüz bin yolcu. Her yıla düşen yolcu sayısı da tam 550 bin kadar…İyi güzel de, bu üç şehrin toplam nüfusu 1 milyon 678 bin kadarmış. Her şehrin insanlarının tamamını toplasanız, ki bu mümkün değil, yine bu rakamlara yetişmek çok zor. Zaten yıllık 550 bin yolcu garantisi karşısında, bir yılda sadece 22 bin yolcu uçağa binmiş. Bu ilginç alışveriş için nasıl bir isim bulalım dersiniz ? Bende bir isim yok şimdilik. İşi şakaya vurursak, başlığımdaki gibi,”Uçsun dolar uçsun, yandaşa konsun” diyebiliyorum ! Pardon euro olarak verilecekmiş paralar…Benim hesap da tutmadı söz konusu havaalanı gibi… Şimdi de asıl konumuza ve Bursa’ya gelelim. Daha önce de belirttim. Tuttuğunu koparan Bursalı politikacılara sahip olsaydık, onların baskısı ile, şehrimize yakın bu üç şehrin yolcusunu da alarak, yurt içindeki birkaç önemli merkeze yapılacak seferlerin yanı sıra Avrupa’ya da uçabilirdi Bursa…Genişletilmiş bir hava limanı ile bu işi başarırdık Bursa olarak…
O zaman bu komik rakamlar da çıkmazdı ortaya… Anlaşılıyor ki, Bursa’da bu ballı kaymaklı ihaleleri, elden ve yarışmadan alacak bir babayiğit yüklenicimiz de yok. Demek ki, İktidar nezdinde Bursa çantada keklik görünüyor her daim…
Kentimizdeki egemenler ve politikacılar sadece yerlerini koruma peşindeler gibi bir sonuç çıkıyor ortaya… Faal olanlar da hava alanı yerine, Bursa ovası ve dağ yamaçları dahil, her yere taş binaları kondurmakla meşguller galiba… Sürçü lisan ettikse af ola…