Gazetelerin ekonomi sayfalarında çıkan bir haber beni oldukça heyecanlandırmıştı. Konu İkinci İzmir İktisat Kongresi idi.
Birincisinin müjdesi, bizzat Mustafa Kemal Paşa tarafından Bursa’da verilen ve
Türkiye’nin cumhuriyet rejiminde kalkınma hamlesinin temelini oluşturacak İzmir İktisat Kongresi, yüz yıl sonra yine aynı şehirde yapılacaktı.
Yüz yıl sonra, bu kez farklı konuların da eklendiği oturumlar planlandı.
Bu plan dahilinde İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni döneminin ekonomi politikalarını belirlemek üzere 15 -21 Mart tarihleri arasında gerçekleştirildi. Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından “Dirençli şehirler ve iktisat” başlığını da içerecek şekilde teması genişletilen kongrede; kırsal kesimlerden, metropollerden, Türkiye’den ve dünyanın farklı yerlerinden uzmanların bir araya geldiği kapsamlı oturumlar yapıldı..
Sekiz aylık yoğun bir programın ardından tüm çalışmaların çıktılarının toplandığı sonuç bildirgesi, delegelerin oylarına sunuldu ve sonuç bildirgesinde toplam 211 madde oylandı, şerh koyulan 27 madde haricindeki tüm maddeler oy birliğiyle kabul edildi. Bildirgenin Türkiye’nin yeni yüzyılını şekillendirecek iktisat politikalarının temelini atması amaçlanıyor.
Şimdi de yüz yol öncesine dönelim ve o ilk İzmir İktisat Kongresi’nin özellikle halkın içinden seçilen katılımcılarını, içerdiği konuları ve amaçlarını bir kez daha gözlemleyelim.
İzmir İktisat Kongresi Bursa’da müjdelenmişti
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 17 Ekim 1922 günü geldiği Bursa’da, yeni devletin özellikle ekonomi politikası hakkında çok çarpıcı bir konuşma yapmıştı.
20 Kasım 1922’de başlayan Lozan Barış Görüşmeleri Konferansı; Batı Trakya, Boğazlar, Musul Osmanlı Borçları ve Kapitülasyonlar konularında İngiltere ve Fransa’nın katı tutumları nedeniyle 4 Şubat 1923’te kesilmişti. İsmet Paşa Başkanlığındaki Türk heyeti görüşmelerde bulunmak için yurda dönmüştü. İşte o günlerde Anadolu’nun her il ve ilçesinden seçilen temsilcilerin günler sürecek İzmir yolculuğu başlamıştı. Amaçları 15 Şubat 1923’te başlayacak Türkiye İktisat Kongresi’ne katılmaktı. İktisat Vekili Mahmut Esat Bozkurt’un kırk beş gün önce gönderdiği duyurular uyarınca, her il ve ilçeden 3 çiftçi, 1 tüccar, 1 sanatkâr, 1 bankacı ve 1 amele (işçi) olmak üzere, temsilciler seçip İzmir’e göndermeleri istenmişti. Kongre, Kazım Karabekir Paşa Başkanlığında planlanan 15 Şubat yerine 17 Şubat’ta açıldı. Olumsuz iklim ve ulaştırma koşulları nedeniyle 3 yüz kadar temsilci gecikirken doğu illerinden katılım sınırlı kaldı. Kongre 17 Şubat Cumartesi günü saat 10.00’da protokol konuşmaları ile başladı. Salonda Bin 135 seçilip gelen temsilci, bakan, milletvekili, askeri ve sivil üst düzey görevliler vardı. Davetliler arasında sadece 2 büyükelçi, Sovyet Rusya Büyükelçisi Arolof ile Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Abilof da vardı. Saat 10:30 civarında Gazi Mustafa Kemal Paşa iktisadi düşünce tarihimizde çağını yargılayan, yarı sömürge toplum düzeninden kurtulmanın yolunu gösteren ve evrensel önemini hala koruyan eşsiz konuşmasını yaptı. Bazı unutulmaz sözleri şöyleydi: “Bir milletin doğrudan doğruya yaşantısı ile ilgili olan, o milletin ekonomik durumudur. Yüce Kurulunuzla bugün başlamış olan Türkiye İktisat Kongresi çok önemlidir. Çok tarihîdir. Nasıl ki Erzurum Kongresi, felâket noktasına gelmiş olan bu milleti kurtarma konusunda, Misak-ı Millî’nin ve Anayasanın ilk temel taşlarını sağlamada neden olmuş, etken olmuş, öncü olmuş ve bundan dolayı tarihimizde, millî tarihimizde en önemli ve en yüksek hatırayı yaratmış ise; kongreniz de, milletin ve memleketin yaşantısını sağlayarak, gerçek kurtuluşuna yardımcı olacak kanunun temel taşlarını ve esaslarını ortaya koymak suretiyle tarihte çok büyük bir ad ve çok kıymetli bir yer almış olacaktır” Kongre, Kazım Karabekir Paşa’nın başkanlığında çalışmalarına devam etti. 17 Şubat 1923’te başlayan Türkiye İktisat Kongresi 4 Mart’ta tamamlanmıştı. Temsilciler evlerine dönerken; Başkanlık Divanı üyeleri altı gün daha çalışarak kongre kararlarını tutanaklara bağlayan düzenlemeler yaptılar. Kongrede kabul edilen meslek gruplarından gelen görüş ve önerilerin tutanakları ile Genel Kurul’un oybirliği ile kabul ettiği 12 maddeden oluşan “Misak-ı İktisadi” bastırılarak TBMM Başkanlığına, Başbakanlığa ve İktisat Bakanlığına gönderildi.
DİP NOT:
Bu çok önemli girişimin öyküsü böyle…Ama buradan çıkarılacak bir sonuç olmalı. Bir ülkenin egemenliği sadece sınırlarını koruyarak bağımsızlık kazanma ile mümkün olmuyor. İktisadi anlamda da güçlü olmak gerekiyor. Bunun en tipik örneğini yüz yıl önce idrak eden bu ulus, şu an içinde bulunduğu güç durumdan yine ideal bir ekonomik düzen ile çakabilecek.. Ve bunun için de önemli bir değişim sürecini yaşıyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL KEMANKAŞ
YÜZ YIL SONRA YİNE İZMİR İKTİSAT KONGRESİ
Gazetelerin ekonomi sayfalarında çıkan bir haber beni oldukça heyecanlandırmıştı. Konu İkinci İzmir İktisat Kongresi idi.
Birincisinin müjdesi, bizzat Mustafa Kemal Paşa tarafından Bursa’da verilen ve
Türkiye’nin cumhuriyet rejiminde kalkınma hamlesinin temelini oluşturacak İzmir İktisat Kongresi, yüz yıl sonra yine aynı şehirde yapılacaktı.
Yüz yıl sonra, bu kez farklı konuların da eklendiği oturumlar planlandı.
Bu plan dahilinde İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni döneminin ekonomi politikalarını belirlemek üzere 15 -21 Mart tarihleri arasında gerçekleştirildi. Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından “Dirençli şehirler ve iktisat” başlığını da içerecek şekilde teması genişletilen kongrede; kırsal kesimlerden, metropollerden, Türkiye’den ve dünyanın farklı yerlerinden uzmanların bir araya geldiği kapsamlı oturumlar yapıldı..
Sekiz aylık yoğun bir programın ardından tüm çalışmaların çıktılarının toplandığı sonuç bildirgesi, delegelerin oylarına sunuldu ve sonuç bildirgesinde toplam 211 madde oylandı, şerh koyulan 27 madde haricindeki tüm maddeler oy birliğiyle kabul edildi. Bildirgenin Türkiye’nin yeni yüzyılını şekillendirecek iktisat politikalarının temelini atması amaçlanıyor.
Şimdi de yüz yol öncesine dönelim ve o ilk İzmir İktisat Kongresi’nin özellikle halkın içinden seçilen katılımcılarını, içerdiği konuları ve amaçlarını bir kez daha gözlemleyelim.
İzmir İktisat Kongresi Bursa’da müjdelenmişti
Gazi Mustafa Kemal Atatürk 17 Ekim 1922 günü geldiği Bursa’da, yeni devletin özellikle ekonomi politikası hakkında çok çarpıcı bir konuşma yapmıştı.
20 Kasım 1922’de başlayan Lozan Barış Görüşmeleri Konferansı; Batı Trakya, Boğazlar, Musul Osmanlı Borçları ve Kapitülasyonlar konularında İngiltere ve Fransa’nın katı tutumları nedeniyle 4 Şubat 1923’te kesilmişti. İsmet Paşa Başkanlığındaki Türk heyeti görüşmelerde bulunmak için yurda dönmüştü. İşte o günlerde Anadolu’nun her il ve ilçesinden seçilen temsilcilerin günler sürecek İzmir yolculuğu başlamıştı. Amaçları 15 Şubat 1923’te başlayacak Türkiye İktisat Kongresi’ne katılmaktı. İktisat Vekili Mahmut Esat Bozkurt’un kırk beş gün önce gönderdiği duyurular uyarınca, her il ve ilçeden 3 çiftçi, 1 tüccar, 1 sanatkâr, 1 bankacı ve 1 amele (işçi) olmak üzere, temsilciler seçip İzmir’e göndermeleri istenmişti. Kongre, Kazım Karabekir Paşa Başkanlığında planlanan 15 Şubat yerine 17 Şubat’ta açıldı. Olumsuz iklim ve ulaştırma koşulları nedeniyle 3 yüz kadar temsilci gecikirken doğu illerinden katılım sınırlı kaldı. Kongre 17 Şubat Cumartesi günü saat 10.00’da protokol konuşmaları ile başladı. Salonda Bin 135 seçilip gelen temsilci, bakan, milletvekili, askeri ve sivil üst düzey görevliler vardı. Davetliler arasında sadece 2 büyükelçi, Sovyet Rusya Büyükelçisi Arolof ile Azerbaycan Büyükelçisi İbrahim Abilof da vardı. Saat 10:30 civarında Gazi Mustafa Kemal Paşa iktisadi düşünce tarihimizde çağını yargılayan, yarı sömürge toplum düzeninden kurtulmanın yolunu gösteren ve evrensel önemini hala koruyan eşsiz konuşmasını yaptı. Bazı unutulmaz sözleri şöyleydi: “Bir milletin doğrudan doğruya yaşantısı ile ilgili olan, o milletin ekonomik durumudur. Yüce Kurulunuzla bugün başlamış olan Türkiye İktisat Kongresi çok önemlidir. Çok tarihîdir. Nasıl ki Erzurum Kongresi, felâket noktasına gelmiş olan bu milleti kurtarma konusunda, Misak-ı Millî’nin ve Anayasanın ilk temel taşlarını sağlamada neden olmuş, etken olmuş, öncü olmuş ve bundan dolayı tarihimizde, millî tarihimizde en önemli ve en yüksek hatırayı yaratmış ise; kongreniz de, milletin ve memleketin yaşantısını sağlayarak, gerçek kurtuluşuna yardımcı olacak kanunun temel taşlarını ve esaslarını ortaya koymak suretiyle tarihte çok büyük bir ad ve çok kıymetli bir yer almış olacaktır” Kongre, Kazım Karabekir Paşa’nın başkanlığında çalışmalarına devam etti. 17 Şubat 1923’te başlayan Türkiye İktisat Kongresi 4 Mart’ta tamamlanmıştı. Temsilciler evlerine dönerken; Başkanlık Divanı üyeleri altı gün daha çalışarak kongre kararlarını tutanaklara bağlayan düzenlemeler yaptılar. Kongrede kabul edilen meslek gruplarından gelen görüş ve önerilerin tutanakları ile Genel Kurul’un oybirliği ile kabul ettiği 12 maddeden oluşan “Misak-ı İktisadi” bastırılarak TBMM Başkanlığına, Başbakanlığa ve İktisat Bakanlığına gönderildi.
DİP NOT:
Bu çok önemli girişimin öyküsü böyle…Ama buradan çıkarılacak bir sonuç olmalı. Bir ülkenin egemenliği sadece sınırlarını koruyarak bağımsızlık kazanma ile mümkün olmuyor. İktisadi anlamda da güçlü olmak gerekiyor. Bunun en tipik örneğini yüz yıl önce idrak eden bu ulus, şu an içinde bulunduğu güç durumdan yine ideal bir ekonomik düzen ile çakabilecek.. Ve bunun için de önemli bir değişim sürecini yaşıyor.