Bugün Hind ve Avrupai dillerden olan, Yunanice, Latince, İspanyolca, İtalyanca, İngilizce, Almanca ve daha nice diller lisanların tasrifi, yani fiil çekiminden hasıl olan saydığımız bütün bu lisanların hiçbiri bu günkü gibi kemale ermiş, değillerdi. Hepsinin de müştak olduğu kelime birdir. O da, Ariye-i lisandır. Fakat o zamanki, Ariye i lisanı ile şimdiki lisanlar arasında tekamül açısından uzunca, bir devir vardır.
YAZI
Yazının icad edilişi,lisanın tekamülünde pek büyük hizmeti olmuştur. Fakat yazı ve lisanda olduğu gibi dev reler söz konusu olmuştur. Yazının ilk devreleri şekil ve şekil dışılığının, resminden ibaretti. Kesmetaş devrine ait olmak üzere, fildişi üzerine kazınmış o kaba resimler, yazının ilk dönemini ortaya koyar. O zamanlar yazı, muhitteki eşyaları resimlemekten başka bir şey değildi. Daha sonraları bu resimler bir kat daha sadeleştirilmiş, hiyeroglif dediğimiz yazı bu şekilde vücut bulmuştur. Daha sonraları, ismi bazı sebeplerle telaffuz edilen, işaretleri resimlene, resimlene o işaretleri o kelimeye delil sayıldığı görülmüştür. Savti yazılar yani sesli harfler, ilkönce zamirleri, fiilleri, yani resimle gösterilmesi mümkün olmayan şeylerde kullanılmış tır. Dil ve yazı, kavimlerin ilerleyişinde, medeniyet yolunun açılmasının en mühim unsurlarından birini temsil etmiştir.
DİN
İnsanlığın ilerlemesinde,medeniyetler kurmasında , dinin, pek büyük tesirleri olmuş ve görülmüştür. İlk insanlar da, dini hissiyatın tekamülünde pek büyük tesiri olmuştur. Bu ilk insanlarda, dini hislerin kuvveti iki husustan neşet etmiştir. Bu iki husus korku ve ümit olup, en çok korkusuzluk ve nefsi tabiata karşı korumak arzusundandır. Müthiş bir saika,ani bir şimşek ilk insanların sinirleri üzerinde hislerden(40)(Re sim ve alt yazısı: tunç devrine ait eski eserler)
Asab bozukluğu meydan getirir ve arkasında mutlak a birisi var zannını verirdi. İlk insanlar, ruh’un asli ve ruhun gayrisini idrak etmeleri kabil değildi. Her cisim o dönem insanının hareketli ve hayata sahip ve de arzuları var anlayışındaydılar. Ufukların bir noktasında n, kendini doğarak gösteren, yine ufukların başka bir noktasında,batan güneş,etrafı iniltileriyle dolduran rüzgarlara,ufukları velveleler içinde bırakan gök gürültüleri, kayıkları suların dalgalarının tesiriyle yutan denizler,bütün bunları kendi gibi hayat sahibi zannedenler, bunları, hediyeler, kurbanlar ile teskine çalışırlardı. İşte bütün bunlar ilk insanları putperest olma ya sevk etmiştir. (Devam edecek) Fiemanillah.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
METİN HASIRCI
AİLE/LİSAN/DİL (2)
Bugün Hind ve Avrupai dillerden olan, Yunanice, Latince, İspanyolca, İtalyanca, İngilizce, Almanca ve daha nice diller lisanların tasrifi, yani fiil çekiminden hasıl olan saydığımız bütün bu lisanların hiçbiri bu günkü gibi kemale ermiş, değillerdi. Hepsinin de müştak olduğu kelime birdir. O da, Ariye-i lisandır. Fakat o zamanki, Ariye i lisanı ile şimdiki lisanlar arasında tekamül açısından uzunca, bir devir vardır.
YAZI
Yazının icad edilişi,lisanın tekamülünde pek büyük hizmeti olmuştur. Fakat yazı ve lisanda olduğu gibi dev reler söz konusu olmuştur. Yazının ilk devreleri şekil ve şekil dışılığının, resminden ibaretti. Kesmetaş devrine ait olmak üzere, fildişi üzerine kazınmış o kaba resimler, yazının ilk dönemini ortaya koyar. O zamanlar yazı, muhitteki eşyaları resimlemekten başka bir şey değildi. Daha sonraları bu resimler bir kat daha sadeleştirilmiş, hiyeroglif dediğimiz yazı bu şekilde vücut bulmuştur. Daha sonraları, ismi bazı sebeplerle telaffuz edilen, işaretleri resimlene, resimlene o işaretleri o kelimeye delil sayıldığı görülmüştür. Savti yazılar yani sesli harfler, ilkönce zamirleri, fiilleri, yani resimle gösterilmesi mümkün olmayan şeylerde kullanılmış tır. Dil ve yazı, kavimlerin ilerleyişinde, medeniyet yolunun açılmasının en mühim unsurlarından birini temsil etmiştir.
DİN
İnsanlığın ilerlemesinde,medeniyetler kurmasında , dinin, pek büyük tesirleri olmuş ve görülmüştür. İlk insanlar da, dini hissiyatın tekamülünde pek büyük tesiri olmuştur. Bu ilk insanlarda, dini hislerin kuvveti iki husustan neşet etmiştir. Bu iki husus korku ve ümit olup, en çok korkusuzluk ve nefsi tabiata karşı korumak arzusundandır. Müthiş bir saika,ani bir şimşek ilk insanların sinirleri üzerinde hislerden(40)(Re sim ve alt yazısı: tunç devrine ait eski eserler)
Asab bozukluğu meydan getirir ve arkasında mutlak a birisi var zannını verirdi. İlk insanlar, ruh’un asli ve ruhun gayrisini idrak etmeleri kabil değildi. Her cisim o dönem insanının hareketli ve hayata sahip ve de arzuları var anlayışındaydılar. Ufukların bir noktasında n, kendini doğarak gösteren, yine ufukların başka bir noktasında,batan güneş,etrafı iniltileriyle dolduran rüzgarlara,ufukları velveleler içinde bırakan gök gürültüleri, kayıkları suların dalgalarının tesiriyle yutan denizler,bütün bunları kendi gibi hayat sahibi zannedenler, bunları, hediyeler, kurbanlar ile teskine çalışırlardı. İşte bütün bunlar ilk insanları putperest olma ya sevk etmiştir. (Devam edecek) Fiemanillah.