Nehav bu kanalı en uygun şekilde olmak şartıyla bir az daha genişletmeye çalıştı. Bu çalışmaları yapark en,hayli sayıda amele hayatını kaybetmiş idi. Bu dur um Nehav’ı tasavvurundan vazgeçişe götürdü. Kana lın genişletme işlemini durdurdu. Anlatıldığına göre: Nehav,daha evvel bu hususda kahine danışmış,buna aldığı cevap, kanalın Mısırlılardan ziyade barbarlara yarayacağı olmuştur. Bu işten vazgeçince Nehav,keş ifler meselesine eğilmeye karar vermiştir. Bu maksa da muvaffak olabilmek için Finikeli gemiciler, gönder miş, Afrikayı güneyden dolaşarak, Bahr-i Sefid yoluyl a Mısır’a dönmelerini emretmiştir. Finikeli gemiciler, Afrika sahillerinde üç sene süren keşfiyatta; gemileri nin pek küçük olması fazla yiyecek almaya müsaid d eğildi.Busebepten dolayı erzakları azaldığı zaman m üsaid bir yere çıkıyorlar, orada buğday dahil bazı şey ler ekiyor, onların hasat zamanı gelince hasatı yapıp keşf için yola çıkıyorlar, yine erzak azaldığında aynı sistemi tekrar ediyorlar idi. Bundan dolayı sefer üç s ene sürmüştü. Sonunda Cebel-i Tarık boğazı yoluyla Mısır’a dönebilmişlerdi. Finikeliler’in Mısır’a avdetleri nde güneşi daima sollarında bırakarak seyahat ettik lerini,daha sonraları da,güneşin sağ taraflarında kald ığını rivayet etmişlerdir. Fakat bu seyahat, Heredot’d a; kesretle karşılaşılan tesadüfle ileri sürülen bir efs aneden başka bir şey değildir.
Aprossiyes ve Amoniyes: 2. Nehav’dan sonra yerine Aprosiyes geçmiştir. Aprossiyes, Trablusgarp’taki Y unanilere karşı bir ordu göndermiş,ancak mağluben ricat etmişlerdi. Düşman ordusu karşısında firar ede n askerler,hükümdarlarının kendilerini bilhassa böyl er bir hale düşmüş görmek için yolladıkları görüşüne saplanmışlardı. O,zamanlar Aprossiyes’in sarayında, Amaziyes adıyla bir general vardı ki,büyük bir şöhret sahibi olup, bu şöhreti mahareti sayesindeydi. Aprossiye,asi askerleri teskine bu general Amaziyes ’i yollamıştı. Amaziyes askerlere meramını anlatırken askerlerin arasından biri, Amaziyes’in başına bir miğf er giydirerek krallığını ilan etmişti. Bu kral oluşu ask erlerin hepsi alkışlara gark etmişti. Bu vaziyet karşıs ında Amaziyes, Aprossiyes’in üzerine yürüdü. Bu üst üne gelişi öğrenen Aprossiyes, Amaziyes’i diri olarak kendisine getirmeleri için saray’ın adamlarından biri ni göndermişse de, Amaziyes hükümdarın yanına biz zat geleceğini söylemiştir. Aprossiyes,bu cevabı geti ren adamının burun ve kulaklarını kestirtmiştir. Mısırlılar, bu davranıştan etkilenerek, Ameziyes’in ta rafını tercihe eğilim göstermişlerdir. Aprossiyes,anca k kendisini yabancı askerlerle müdafaa edebilmiştir. Fakat bu yabancı askeri kuvetler, Mısır askerlerine k arşı mukavemete güç yetirememişlerdir. Hepsi periş an olmuştur. Bu arada da, Aprossiyes’de esir düşmü ştü. Amaziyes, Aprossiyes’i saraya getirerek bir müd det ülkeyi birlikte idare ettilerse de, Mısırlılar, Apros siyes’den nefret ettiklerinden birgün Amaziyes’in eli nden kaptıkları Aprossiyes’i pekfeci bir şekilde boğd ular.
Amaziyes hükümdar olduktan sonra, Mısır’ın zenginli ğini arttırmak için çokçalışmıştır. Mabedin girişinde, onbir metre yüksekliği,yedi metre genişliği olan pen be bir granit içine,latif bir mihrap oyulmuştu. Bu taşı n ağırlığı 500bin kg.olup, Alahfenetin’deki taş ocakla rından çıkarılmış,taşı nakletmek için üçsene ikibin k ayıkçı çalıştırılmıştır.(118)
Ameziyes, Mısır’ın ticari hayatının gelişmesinede ço k yardımcı olmuştur. Bunun içinde yunanilere, mürac aat etmiş, onlarla olan münasebetlerini pekdostane tutma yoluna gitmişti. O zamanlar Nil mansıplarında, Pelöz taraflarında birçok yunani yerleşmişti. Amaziyes bunları Menfis şehrine getirmiştir. Yunanil er bu müsaadeden istifade ile,akın akın Mısır’a gelm işler, Nokaratis şehrini tesis etmişlerdir. Artık o tarih ten itibaren fırtınadan veya korsanlardan kaçan gem iler hep Nokrastis’e gelirlerdi. Yunaniler gittikçe Mısı rın şehirlerinde çoğalıyor, kendilerine evler ve mabet ler inşa ediyorlardı. Ahali ise ecnebilere bu müsaade yi veren Ameziyes’e çok kızmaktaydı. Buna inzimam en zevk ve safa içinde vakit öldürdüğünden patlama yakınlaşıyordu. Dostlardan biri Ameziyes’e;“siz mevk ıinizi muhafaza etmenin yolunu bilmiyorsunuz! Hergü n tahtınıza oturup, ahalinin işlerini görmelisiniz. O za man ahalide sizin onların işlerini hal yoluna koymaya çalıştığınızı anlamalılar ve hükümdarca davrandığını zı bileceklerdir.” Şeklinde söylendiğinde Amezeyis:B ir yay, ancak kullanılacağı zaman gerginleştirilir! Kul lanıldıktan sonra, gevşetilir. Eğer yay hep gergin kal ırsa kopar. Bir insan daima gergin kalırsa, ya deli,olu r, ya da ahmak,olur. Bundan dolayı ben de vaktimi ba zen çalışarak bazen de, eğlenerek geçiriyorum.” Cevabını vermiştir.
Ameziyes’in düşmanları kendisinin ifratını iddia ederl er,hükümdarlığını istemezlerdi. Amezeyis buna da bir ders vermiştir: Ameziyes’in; altun bir leğeni varmış,k endisi de dahil, bütün misafirleri bu leğende yemekt en önce,ayaklarına yıkarlarmış. Ameziyes,günlerden birgün bu leğeni parça parça ettirmiş.Bu parçalarda n, bir mabut heykeli yaptırarak onlara şu sözleri söyl emiştir: “Bu perestiş(taptığınız)mabud,en adi işlerde kullanılan bir altun leğen idi. İşte bunun gibi bende,e frad-ı nas’dan bir adam idim. Şimdi madem hükümda rınızım,banada hükümdara hürmet edildiği gibi hürm et etmelisiniz.”(119)
Mısır da İraniler: 26.sülale Mısır’da müstakil yani bağ ımsız olarak icray-ı hükümet eden son sülaledir. Bu s ıralarda İran hükümdarı Keyhüsrev ölmüş, yerine Kik los isimli biri geçmişti. Kiklos ile Ameziyes arasında bir ihtilaf çıkması heran kabildi. Ameziyes; Lidyalılar laittifak ederken, Keldanilere karşı hile ve desisekar bir tutum izlemişti. Kiklos ise; ahalinin cengaverliğini galeyana getirmek için bahaneler arayışına çıkmıştı. Fakat ahalinin efsanelere bağlı olan kuvvei tahliliyes i, Mısır ile İran arasında meydana gelen bir harbe baz ı hikayeler icat etmekten geri kalmamışlardır. Özetle, harbin esas sebeplerinden olmak üzere Kiklos’un, A meziyes’den kızını evlenmek için istediğini, Ameziye s’in de; kendi kızı yerine Apriyes’in kızını gönderdiğin i,savaşın bundan dolayı çıktığını ifade ederler. Mısırlılar ise bu hali büsbütün başka bir şekilde işley erek, Kiklos’un Apriyes’in kızından dünya’ya geldiğin i,bundan dolayı veraset davasına kalkışarak Mısır üz erine taarruz ettiği ileri sürülür. Fiemanillah.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
METİN HASIRCI
İKİNCİ NEVAH VE FİNİKELİ GEMİCİLER
Nehav bu kanalı en uygun şekilde olmak şartıyla bir az daha genişletmeye çalıştı. Bu çalışmaları yapark en,hayli sayıda amele hayatını kaybetmiş idi. Bu dur um Nehav’ı tasavvurundan vazgeçişe götürdü. Kana lın genişletme işlemini durdurdu. Anlatıldığına göre: Nehav,daha evvel bu hususda kahine danışmış,buna aldığı cevap, kanalın Mısırlılardan ziyade barbarlara yarayacağı olmuştur. Bu işten vazgeçince Nehav,keş ifler meselesine eğilmeye karar vermiştir. Bu maksa da muvaffak olabilmek için Finikeli gemiciler, gönder miş, Afrikayı güneyden dolaşarak, Bahr-i Sefid yoluyl a Mısır’a dönmelerini emretmiştir. Finikeli gemiciler, Afrika sahillerinde üç sene süren keşfiyatta; gemileri nin pek küçük olması fazla yiyecek almaya müsaid d eğildi.Busebepten dolayı erzakları azaldığı zaman m üsaid bir yere çıkıyorlar, orada buğday dahil bazı şey ler ekiyor, onların hasat zamanı gelince hasatı yapıp keşf için yola çıkıyorlar, yine erzak azaldığında aynı sistemi tekrar ediyorlar idi. Bundan dolayı sefer üç s ene sürmüştü. Sonunda Cebel-i Tarık boğazı yoluyla Mısır’a dönebilmişlerdi. Finikeliler’in Mısır’a avdetleri nde güneşi daima sollarında bırakarak seyahat ettik lerini,daha sonraları da,güneşin sağ taraflarında kald ığını rivayet etmişlerdir. Fakat bu seyahat, Heredot’d a; kesretle karşılaşılan tesadüfle ileri sürülen bir efs aneden başka bir şey değildir.
Aprossiyes ve Amoniyes: 2. Nehav’dan sonra yerine Aprosiyes geçmiştir. Aprossiyes, Trablusgarp’taki Y unanilere karşı bir ordu göndermiş,ancak mağluben ricat etmişlerdi. Düşman ordusu karşısında firar ede n askerler,hükümdarlarının kendilerini bilhassa böyl er bir hale düşmüş görmek için yolladıkları görüşüne saplanmışlardı. O,zamanlar Aprossiyes’in sarayında, Amaziyes adıyla bir general vardı ki,büyük bir şöhret sahibi olup, bu şöhreti mahareti sayesindeydi. Aprossiye,asi askerleri teskine bu general Amaziyes ’i yollamıştı. Amaziyes askerlere meramını anlatırken askerlerin arasından biri, Amaziyes’in başına bir miğf er giydirerek krallığını ilan etmişti. Bu kral oluşu ask erlerin hepsi alkışlara gark etmişti. Bu vaziyet karşıs ında Amaziyes, Aprossiyes’in üzerine yürüdü. Bu üst üne gelişi öğrenen Aprossiyes, Amaziyes’i diri olarak kendisine getirmeleri için saray’ın adamlarından biri ni göndermişse de, Amaziyes hükümdarın yanına biz zat geleceğini söylemiştir. Aprossiyes,bu cevabı geti ren adamının burun ve kulaklarını kestirtmiştir. Mısırlılar, bu davranıştan etkilenerek, Ameziyes’in ta rafını tercihe eğilim göstermişlerdir. Aprossiyes,anca k kendisini yabancı askerlerle müdafaa edebilmiştir. Fakat bu yabancı askeri kuvetler, Mısır askerlerine k arşı mukavemete güç yetirememişlerdir. Hepsi periş an olmuştur. Bu arada da, Aprossiyes’de esir düşmü ştü. Amaziyes, Aprossiyes’i saraya getirerek bir müd det ülkeyi birlikte idare ettilerse de, Mısırlılar, Apros siyes’den nefret ettiklerinden birgün Amaziyes’in eli nden kaptıkları Aprossiyes’i pekfeci bir şekilde boğd ular.
Amaziyes hükümdar olduktan sonra, Mısır’ın zenginli ğini arttırmak için çokçalışmıştır. Mabedin girişinde, onbir metre yüksekliği,yedi metre genişliği olan pen be bir granit içine,latif bir mihrap oyulmuştu. Bu taşı n ağırlığı 500bin kg.olup, Alahfenetin’deki taş ocakla rından çıkarılmış,taşı nakletmek için üçsene ikibin k ayıkçı çalıştırılmıştır.(118)
Ameziyes, Mısır’ın ticari hayatının gelişmesinede ço k yardımcı olmuştur. Bunun içinde yunanilere, mürac aat etmiş, onlarla olan münasebetlerini pekdostane tutma yoluna gitmişti. O zamanlar Nil mansıplarında, Pelöz taraflarında birçok yunani yerleşmişti. Amaziyes bunları Menfis şehrine getirmiştir. Yunanil er bu müsaadeden istifade ile,akın akın Mısır’a gelm işler, Nokaratis şehrini tesis etmişlerdir. Artık o tarih ten itibaren fırtınadan veya korsanlardan kaçan gem iler hep Nokrastis’e gelirlerdi. Yunaniler gittikçe Mısı rın şehirlerinde çoğalıyor, kendilerine evler ve mabet ler inşa ediyorlardı. Ahali ise ecnebilere bu müsaade yi veren Ameziyes’e çok kızmaktaydı. Buna inzimam en zevk ve safa içinde vakit öldürdüğünden patlama yakınlaşıyordu. Dostlardan biri Ameziyes’e;“siz mevk ıinizi muhafaza etmenin yolunu bilmiyorsunuz! Hergü n tahtınıza oturup, ahalinin işlerini görmelisiniz. O za man ahalide sizin onların işlerini hal yoluna koymaya çalıştığınızı anlamalılar ve hükümdarca davrandığını zı bileceklerdir.” Şeklinde söylendiğinde Amezeyis:B ir yay, ancak kullanılacağı zaman gerginleştirilir! Kul lanıldıktan sonra, gevşetilir. Eğer yay hep gergin kal ırsa kopar. Bir insan daima gergin kalırsa, ya deli,olu r, ya da ahmak,olur. Bundan dolayı ben de vaktimi ba zen çalışarak bazen de, eğlenerek geçiriyorum.” Cevabını vermiştir.
Ameziyes’in düşmanları kendisinin ifratını iddia ederl er,hükümdarlığını istemezlerdi. Amezeyis buna da bir ders vermiştir: Ameziyes’in; altun bir leğeni varmış,k endisi de dahil, bütün misafirleri bu leğende yemekt en önce,ayaklarına yıkarlarmış. Ameziyes,günlerden birgün bu leğeni parça parça ettirmiş.Bu parçalarda n, bir mabut heykeli yaptırarak onlara şu sözleri söyl emiştir: “Bu perestiş(taptığınız)mabud,en adi işlerde kullanılan bir altun leğen idi. İşte bunun gibi bende,e frad-ı nas’dan bir adam idim. Şimdi madem hükümda rınızım,banada hükümdara hürmet edildiği gibi hürm et etmelisiniz.”(119)
Mısır da İraniler: 26.sülale Mısır’da müstakil yani bağ ımsız olarak icray-ı hükümet eden son sülaledir. Bu s ıralarda İran hükümdarı Keyhüsrev ölmüş, yerine Kik los isimli biri geçmişti. Kiklos ile Ameziyes arasında bir ihtilaf çıkması heran kabildi. Ameziyes; Lidyalılar laittifak ederken, Keldanilere karşı hile ve desisekar bir tutum izlemişti. Kiklos ise; ahalinin cengaverliğini galeyana getirmek için bahaneler arayışına çıkmıştı. Fakat ahalinin efsanelere bağlı olan kuvvei tahliliyes i, Mısır ile İran arasında meydana gelen bir harbe baz ı hikayeler icat etmekten geri kalmamışlardır. Özetle, harbin esas sebeplerinden olmak üzere Kiklos’un, A meziyes’den kızını evlenmek için istediğini, Ameziye s’in de; kendi kızı yerine Apriyes’in kızını gönderdiğin i,savaşın bundan dolayı çıktığını ifade ederler. Mısırlılar ise bu hali büsbütün başka bir şekilde işley erek, Kiklos’un Apriyes’in kızından dünya’ya geldiğin i,bundan dolayı veraset davasına kalkışarak Mısır üz erine taarruz ettiği ileri sürülür. Fiemanillah.