Bir transfer dönemini daha neredeyse tamamladık. Futbol takımlarımızın yaptığı transferlere bakıldığında yine paraların 30 yaş üstü futbolculara saçıldığını görüyoruz. Süper Lig'in dibinden zirvesine kadar birçok takımımız, futbol camiasında isimleri olan ama ne vereceği belli olmayan kariyerinin sonunda futbolcuları transfer etti. Yapılan bu yanlış transfer politikasıyla gençlerimizin önü kesiliyor. Ya da bu oyunculara verilen değer kendi gençlerimize verilmiyor. Takımlarımız aynı şeyleri tekrar edip farklı sonuçlar bekliyor. Bu da akıllara Einstein'in meşhur sözünü akıllara getiriyor...
Gençlere değer verilmeme konusunda en çok canı yanan takım açık bir şekilde Beşiktaş oldu. Yaşı ilerlemiş oyunculara verilen değerin veya maaşın 10'da biri gençlere verilmeyince gençler de çareyi transfer olmak da buldu. Emirhan ve Rıdvan'ın Avrupa'da yolları açık olsun. Umarım ülkemizi en iyi şekilde temsil ederler. Ama böyle iki genç değeri çok düşük miktarlara elinden kaçırmanın bedeli mutlaka ağır olur.
Yaşı çok ileri oyunculara yönelmese bile Fenerbahçe, yanlış transfer politikası konusunda örnek verilebilir. Geçtiğimiz sezon hem Fenerbahçe hem de Türk futbolu adına en önemli kazanımlardan biri olan Arda Güler bu sezon ilk maçta hiç süre alamadı. Bitik Bruma veya nereye geldiğinin farkında olmayan Gustavo Henrique, bu takıma ne kadar katkı sağlayabilir. Fenerbahçe her sezon tam bir şeyler oturduktan sonra tüm takımı ve sistemi sil baştan değiştirmekten yorulmadı. Sıfırdan bir yapı inşa etmenin zorluklarını anlayamamış olmalarına şaşırıyorum.
Kötü bir sezon geçiren Galatasaray'ın parlayan yıldızı Kerem Aktürkoğlu yeni transferler sonrası süre alabilir miyim stresi yaşıyor. Ayrıca bu stres hem Kerem'e hem Galatasaray'a zarar veriyor. Kerem'in Giresunspor mücadelesindeki aldığı her topu kendi kullanma isteği bu stresten kaynaklandı. Geçen sezon gençleşme adına çıktıkları bu yolun sonunun 37 yaşında Gomis'e, 35'lik Mertens'e çıkacağını kimse tahmin etmezdi. Ama şunu da belirtmek isterim orta sahadaki büyük değişim gerçekleştirdiler. Kısa boy dezavantajı olmasına rağmen Galatasaray son birkaç senenin en iyi orta sahasını kurdu.
Geçen senenin şampiyonu Trabzonspor ise transfer dönemini görece sessiz geçirdi. Geçtiğimiz sezon devre arası Bursaspor'dan yaptıkları genç transferlerle yedek kulübesini güçlendiren Karadeniz ekibi, devre arasında daha çok nokta transferlere yöneldi. Bu sezon ligin favorilerinden biri olan Trabzonspor'un bu kadrosunun Avrupa'da yeterli olup olmayacağı ise soru işareti.
Ligin önde gelen isimlerinin transferlerini kısaca değerlendirdim. Umarım bu sezon keyifli bir lig bizi bekler. En önemlisi ise geçtiğimiz yazımda belirttiğim gibi temsilcilerimiz Avrupa'da büyük başarılar elde eder.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
MURAT CILIZ
AYNI ŞEYLERİ YAPIP FARKLI SONUÇ BEKLEMEK
Bir transfer dönemini daha neredeyse tamamladık. Futbol takımlarımızın yaptığı transferlere bakıldığında yine paraların 30 yaş üstü futbolculara saçıldığını görüyoruz. Süper Lig'in dibinden zirvesine kadar birçok takımımız, futbol camiasında isimleri olan ama ne vereceği belli olmayan kariyerinin sonunda futbolcuları transfer etti. Yapılan bu yanlış transfer politikasıyla gençlerimizin önü kesiliyor. Ya da bu oyunculara verilen değer kendi gençlerimize verilmiyor. Takımlarımız aynı şeyleri tekrar edip farklı sonuçlar bekliyor. Bu da akıllara Einstein'in meşhur sözünü akıllara getiriyor...
Gençlere değer verilmeme konusunda en çok canı yanan takım açık bir şekilde Beşiktaş oldu. Yaşı ilerlemiş oyunculara verilen değerin veya maaşın 10'da biri gençlere verilmeyince gençler de çareyi transfer olmak da buldu. Emirhan ve Rıdvan'ın Avrupa'da yolları açık olsun. Umarım ülkemizi en iyi şekilde temsil ederler. Ama böyle iki genç değeri çok düşük miktarlara elinden kaçırmanın bedeli mutlaka ağır olur.
Yaşı çok ileri oyunculara yönelmese bile Fenerbahçe, yanlış transfer politikası konusunda örnek verilebilir. Geçtiğimiz sezon hem Fenerbahçe hem de Türk futbolu adına en önemli kazanımlardan biri olan Arda Güler bu sezon ilk maçta hiç süre alamadı. Bitik Bruma veya nereye geldiğinin farkında olmayan Gustavo Henrique, bu takıma ne kadar katkı sağlayabilir. Fenerbahçe her sezon tam bir şeyler oturduktan sonra tüm takımı ve sistemi sil baştan değiştirmekten yorulmadı. Sıfırdan bir yapı inşa etmenin zorluklarını anlayamamış olmalarına şaşırıyorum.
Kötü bir sezon geçiren Galatasaray'ın parlayan yıldızı Kerem Aktürkoğlu yeni transferler sonrası süre alabilir miyim stresi yaşıyor. Ayrıca bu stres hem Kerem'e hem Galatasaray'a zarar veriyor. Kerem'in Giresunspor mücadelesindeki aldığı her topu kendi kullanma isteği bu stresten kaynaklandı. Geçen sezon gençleşme adına çıktıkları bu yolun sonunun 37 yaşında Gomis'e, 35'lik Mertens'e çıkacağını kimse tahmin etmezdi. Ama şunu da belirtmek isterim orta sahadaki büyük değişim gerçekleştirdiler. Kısa boy dezavantajı olmasına rağmen Galatasaray son birkaç senenin en iyi orta sahasını kurdu.
Geçen senenin şampiyonu Trabzonspor ise transfer dönemini görece sessiz geçirdi. Geçtiğimiz sezon devre arası Bursaspor'dan yaptıkları genç transferlerle yedek kulübesini güçlendiren Karadeniz ekibi, devre arasında daha çok nokta transferlere yöneldi. Bu sezon ligin favorilerinden biri olan Trabzonspor'un bu kadrosunun Avrupa'da yeterli olup olmayacağı ise soru işareti.
Ligin önde gelen isimlerinin transferlerini kısaca değerlendirdim. Umarım bu sezon keyifli bir lig bizi bekler. En önemlisi ise geçtiğimiz yazımda belirttiğim gibi temsilcilerimiz Avrupa'da büyük başarılar elde eder.