Belediyeler, öncelikle su, imar, ulaşım ve kanalizasyon gibi çevre ve çevre sağlığı, kentsel alt yapı; temizlik ve katı atık; itfaiye, zabıta, acil yardım, kurtarma ve ambulans; defin ve mezarlıklaryapar.

Kısaca belediyeler, yasayla özellikle başka bir kamu kurum ve kuruluşuna verilmeyen mahalle müşterek nitelikteki her türlü görev ve hizmeti yapar yahut yaptırır, gerekli kararları alır, uygular ve denetler.

Buradan da anlaşılacağı gibi Yerel Yönetimlerin halka kaliteli ama daha uygun fiyatla kafe, lokanta gibi hizmetler sunabilmeleri yasa kapsamında açık olarak tanımlanmasa da olasıdır.

Ne ki, bu hizmetler vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle sunulur.

Hizmet sunumunda özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna uygun yöntemler uygulanır...

Tıpkı kafe ve lokantaların belirli gelirlilere yönelik uygulamaya sokulması gibi...

Ancak bu hizmetlerin yerine getirilmesinde öncelik sırası, belediyenin mali durumu ve hizmetin ivediliği dikkate alınarak belirlenmesi gerekliliği de açıktır.

* * *

Önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Çapa'da ilk Kent Lokantası’nı açtı.

Sonra da bunları kentin değişik yörelerine yayarak çoğalttı...

Uygun fiyata tabldot usulü 4 çeşit yemek verilmeye başlandı.

İlk bakışta, bu ekonomik kriz ve pahalılıkta güzel bir uygulama olarak görülebilir...

Ne ki, belediyelerin asli fonksiyonlarının bu tip hizmetler üretmek olmadığı açıktır.

Bu tür uygulamalar ucuz halkçılık olarak değerlendirilmeye açık uygulamalardır.

Böyle değerlendirilme riski her zaman vardır...

Aslında belediyelerin bu tür yerler açmaları ilk de değildir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş döneminde sayıları oldukça çok olan sosyal tesisler örnek olarak gösterilebilir.

Ne ki, bunların birçoğu İDO da dâhil süreç içinde elden çıkarılmış, kiraya verilerek özel sektöre devredilmiştir.

* * *

Bursa’da da Recep Altepe zamanında kentin değişik yerlerinde açılan çok sayıda sosyal tesis uygulamasına gidilmiştir.

Burfaş’a bağlı olarak Mahfel’in açılışında kendisine belediyelerin bu tür yerler işletmeleri doğru mudur, belediyelerin komünist bir ülkede olduğu gibi her işi yapması uygun mudur, diye sormuştum.

Hatta o vakitler Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Büyükşehir her yerde’ diye de bir sloganı vardı...

Başkan Altepe, ‘Ne yapmamızı önerirsin, bu tür yerleri belediye kiraya verdiğinde istismar ediliyor, belediyeden habersiz sahip değiştiriliyor, fahiş fiyat uygulamalarına gidiyorlar, en azından hizmetin yanında piyasayı dengelemesi açılarından örnek oluyorlar’ demişti.

Ben de kendilerine birkaç örneğin olmasının doğal ve doğru olabileceğini ama sayılarının arttırılmasının esnafla haksız rekabete yol açabileceğini söylemiştim.

Gerçekten de Mahfel örneğinden yola çıkacak olursak şimdiki gibi özel sektör tarafından işletildiği her dönem (Şu an Vakıflar Bölge Müdürlüğü bünyesinde olup, önceki Büyükşehir Belediyesi tarafından kiralanmıştı) fahiş fiyat uygulamalarıyla halkın geniş kesiminin yararlanamadığı, nostalji de olsa orada soluklanıp, bir iki dostuyla çay-kahve içemediği yer olmuştu.

Yarın sürdüreceğiz...