‘Siyasi muhalefet’, genel anlamda yönetme gücünü elinde bulundurmayan kişi, grup ve partiler için kullanılır.

Yani sırtında yumurta küfesi olmayanlardır bunlar...

Her konuda fikir yürütürler de ancak ülke sorunlarının çözümüne yönelik ağızlarını açmazlar...

Dağarcıklarında söyleyecekleri bir şeyleri olmamasından mı yoksa iktidara kopya verilmesini istemediklerinden midir pek bilinmez, bu konularda konuşmazlar..!

Hatta zaman-zaman Muhalefet sözcülerinin, ‘Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa alkışlayacak halimiz yok.’ dediğini bilmeyen yoktur. Hal böyle olunca da muhalefetin ülke ve toplum sorunlarına nasıl bir çözüm önerdiğini kimse bilmez..!

Her ne kadar muhalefet, ‘Zıtlaşmak ve aykırı olmak’ anlamlarına da gelse konu ülke ve toplum yararı olduğunda doğruyu işaret etmek gerekliliği vardır.

* * *

Bu açılardan Muhalefet kavramı demokratik rejimlerde oldukça önemli bir yere sahiptir.

Örneğin krallık ile yönetilen bir ülkede muhalefetin varlığından söz edilemez dense de İngiltere bu tanımın içine girmez..!

Demokrasi ile yönetilen bir ülkede iktidar seçim ile yönetime gelirken muhalefet ise belirli bir seçmen barajını aşmış ve parlamentoda temsil hakkı kazanmış parti veya partileri temsil eder.

Muhalefet partileri iktidarın politikalarını takip eden, eleştiren ve gerektiğinde değiştirme-odaklı hareket eden partilerdir.

Kaldı ki CHP son yerel seçimlerde birinci parti olarak öne çıkan bir Ana Muhalefet partisidir.

Ani iktidar adayıdır...

* * *

Bu yanıyla iktidarın karşısında güçlü bir muhalefetin olması, demokratik rejimler için vazgeçilmez bir unsurdur.

Siyasi muhalefetin görevleri temel olarak, mevcut siyasal iktidarı eleştirmeyi ve hedefleri doğrultusunda sonuçlara ulaşmayı içerir. İnsan hakları, temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğü gibi ilkeler, demokratik toplumlarda kritik bir yere sahiptir.

Bu ilkelerin tesisi ve korunması ise kuşkusuz yalnızca iktidar tarafından değil muhalefet tarafından da ciddi şekilde ele alınması gereken konulardır.

* * *

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Atatürk’ün kurmuş olduğu parti kimliğinin yanında Türkiye’nin en köklü partisidir; ancak parti, yarım yüzyılı aşkın bir süredir iktidara gelmeyi başaramamıştır.

Ancak son yerel seçimlerdeki başarısıyla iktidar olabilecek umudu tabanı tarafından içselleştirilmiş görünse de parti yönetiminin tutarsız söylem ve politikaları bu umudu hızla törpüler görünmektedir.

CHP, geçmişte inciterek sarstığı geniş halk yığınlarının güvenini kazanmak için çok çaba sarf etmek zorunda oldu ve bu çabaya hala da yoğun gereksinim duymaktadır.

* * *

Demokrasilerde muhalefet, hele ana muhalefet neredeyse iktidar kadar önemlidir.

Güçlü muhalefet demokrasiyi güçlendirir, zayıf muhalefet ise iktidarı.

Türkiye’nin siyasetteki sorunu da budur…

Muhalefet de iktidara yakın sorumluluk duygusu içinde olmalıdır.

Bizdeki gibi yıkıcı muhalefetin zararını yalnız iktidar değil bütün bir millet çekmektedir.

Muhalefetin zayıf ve işlevsiz olduğu demokrasilerde iktidarın eksikleri de görülemez, yanlışları da sorgulanamaz...

Bir iktidar seçeneği olarak muhalefet eğer güçlü ise bu iktidarı da daha çok çalışmaya, daha az yanlış yapmaya zorlar.

Muhalefetin etkisiz, cılız kalması iktidara yarar ama öncelikle iktidarın çalışma azmini körelttiği için zararı toplum çeker.

Türkiye’de durum hala budur...