Üç milyardan fazla insanın gıda gereksinimini ve geçimini sağlayan denizler, soluduğumuz oksijenin de neredeyse yarısını üretmekte...

Denizlerimiz bizim yaşam kaynağımız...

Denizler insanlar için önemli bir alan yani...

Denizlerde yaşayan çok sayıda canlı, insanlar için besin kaynağı...

Bu nedenle de denizler korunması gereken önemli bir alan...

Ne ki, bu gün deniz ve okyanuslarını salt yüzde 4’ü koruma altında..!

Sağlıksız bir deniz yapısı, balıkçılık faaliyetlerini engeller, balık çeşitliliğinin ve sayısının yeterli düzeyde olmasının önüne geçer.

Denizleri de en az kara parçası kadar korunmak gerekmekte...

* * *

Türkiye olarak bir deniz ülkesinde yaşıyoruz.

Neredeyse dört tarafımız denizlerle çevrili...

Türkiye büyük bir yarım ada ama iç denizleri de işin içine katarsak neredeyse dört tarafımız deniz, denebilir...

Denizler insanlara besin sağlaması dışında turizm, ticaret, güvenlik, spor ve enerji kaynakları açısından da önemlidir...

‘Denizlere egemen olan, dünyaya egemen olur, denir...

Özellikle son yıllarda dünyada denize olan ilginin daha da arttığı görülmektedir.

Peki denizin bu kadar önemine karşın biz ona nasıl davranıyoruz? Denizi yeterince tanıyor, biliyor ve koruyor muyuz?

Elbette hepimiz yanıtın ‘hayır’ olduğunu biliyoruz.

* * *

Karadeniz, Ege, Akdeniz ile çevrili Anadolu’nun Marmara gibi bir de iç denizi var.

Buna irili ufaklı birçok göllerimizi de eklememiz gerekiyor.

Van gölüne Doğu Anadoluların ‘Van denizi’ dediklerini de unutmayalım.

Yani sularla çevrili bir ülkeyiz…

Denizler ve okyanuslar gezegenimizin yüzeyinin yüzde 71’ini kapsamakta.

Her canlı temelde sudan oluşur...

Çünkü insan vücudunun da yüzde 71’i sudan oluşur.

İnsanın kan plazmasının bileşimi deniz suyununkine çok yakındır. Denizler aynı zamanda iklimi de düzenler...

Bilim insanları, ‘Denizler olmasa, atmosfer sıcaklığı en az 35 derece daha yüksek olurdu…’ diyor.

Yani su yaşamsal önemde…

Ne ki, Türkiye olarak bu sulardan, denizlerden yeterince yararlanabildiğimiz söylenemez.

* * *

Son günlerde Doğu Akdeniz bölgesi ve sondaj çalışmaları kapsamında Yunanistan ve orada bulunan bölge devletleri ile yaşadığımız sorunlar ‘Denizlerde Neden Var Olmalıyız’ sorusunun yanıtını verecektir.

Türk Suları ve Boğazları, dünya ölçeğindeki jeostratejik, jeopolitik ve jeoekonomik değerlendirmeler açısından çok önemli bir konumdadır.

Türk deniz suları ve boğazları konumu itibarı ile sürekli ilgi çeken bir saha olmuş ve olmayı sürdürmektedir...
Sonuç olarak denizler bir ülkenin kara sınırı kadar önemlidir. Ülkemizin güvenliği denizlerden başlamaktadır. Karadeniz, Adalar Denizi ve Akdeniz’le çevrelenmiş Anadolu yarımadasının, bu coğrafyada denizci olmayan devletleri uzun süre barındırmadığı tarihî bir gerçektir.
Atatürk’ün söylediği gibi “Donanmadan yana güçlü olmak Türkiye’nin savunması için ön koşuldur”

Bu nedenle Anavatanda güvende olmak için, denizde güçlü olmak; dünyada söz sahibi olmak için, tüm denizlerde var olmak ve Mavi Vatan’a sahip çıkmak zorundayız.

8 bin 400 kilometreye yakın sahil şeridi ile çevrilmiş bir ülkeyiz.

Ancak ülke olarak var olan potansiyeli yeteri kadar kullanamamakta, bu durum mevcut kaynakların gerektiği gibi değerlendirilememesine, dünya deniz ticaret pastasından alınabilecek paydan daha azının alınabilmesine neden olmaktadır.

Bir deniz ülkesi de olan Türkiye’de Tarım Bakanlığı gibi bir Denizcilik Bakanlığının kurulmaması bir eksikliktir...