İnternet medyasının gelişimi toplumsal olaylar açısından bir dönüm noktası oldu.

Çünkü daha kolay iletişim kurma ve kitlelere hitap edebilme özelliği, internetin örgütlenme için kullanılmasını vazgeçilmez kıldı.

İlki 2011 yılında İngiltere’de meydana gelen isyanlarda, isyanı oluşturan insanlar bir sohbet programı olan BlackBerry Messenger’ı; isyana karşı gelen gruplar ise Twitter ismi verilen sosyal medya araçlarını etkin bir biçimde kullanmışlardı.

Tıpkı şimdilerde Londra’da Cadde ve meydanların hareketlenmesinin sosyal medya kullanılarak genişletilmesi gibi...

Çünkü Londra İsyanları’nın büyümesinde ve gelişmesinde sosyal medya kullanımının aktif rol oynadığının gözlemlendiği belirtilmekte...

* * *

Türkiye’de de İsntagram’a erişimin kapatılması sonucu gelişen eleştirilere Cumhurbaşkanı Erdoğan sosyal medyadaki gelişmeleri ‘Dijital Faşizm’ olarak tanımladı.

Dijital faşizm; merkezi olmayan, dijital olarak örgütlenmiş kitlelerin belirli amaçlar uğruna hileli yönlendirme uyguladıkları, oldukça akışkan ve farklı noktalar içeren bir faşizm çeşididir.

İnternetin ortaya çıkmasıyla birlikte kitlelerin kendi hileli yönlendirmelerini oluşturmak amacıyla kullandıkları yeni yöntem dijital faşizmin olarak tanımlamak olası...

Ve Dijital çağda yeni faşizm küresel boyutlara ulaştı...

Her gün bireyler hakkında toplanan milyonlarca Gigabayt veri sonuçta büyük işletmelerin ve devletlerin "bizim için en iyi olanı" belirlediği, veri ve yapay zekâ odaklı ve sözde "iyiliksever" bir diktatörlük için dijital araçlar kullanılmaya başlandı.

Yanlış ellerde, gözetlemeye dayalı kişisel verilerin kötüye kullanılması, bireyler olarak bizler ve bir bütün olarak toplum için felaket sonuçlar doğuracak boyutlara ulaştı.

* * *

Kitleler internet ortamında toplanarak bireyler üzerinde kontrol sağlamaktadır,

Dijital çağda veri gözetleme ve kontrol etme olanağı küresel bir boyuta ulaşmış durumda...

Dijital faşizmin belirli bir merkezi yok, kullanıcılar ortak sanal platformlarda bir araya gelmekte...

Propaganda ve sansür uygulamalarına sıklıkla yer verilebilinmekte...

Özellikle etnik, dini ve siyasi konulara sıklıkla yer verilmekte...

Dijital platformlarda kitlelerin çoğunluk gücünü kullanarak gerçekler çarptırılmakta yahut var olan korkuların tetiklenmesine yönelik algı yönetimi çalışmaları gerçekleştirilmekte...

Bu platformlarda dayatılmak istenen fikirlere karşıt görüş bildiren kitlelere yönelik siber zorbalık faaliyetleri gerçekleştirilmekte.

Bu platformları kitlelerin kullanımına sunan büyük şirketlerde bu alanı kafalarına göre kullanabilmekte.

Dilediği paylaşımı silebilmekte...

* * *

Bu gün İsntagram’ın Türkiye’de kurallara uymadığı, Türkiye’de muhatap alınabilecek bir Ofis kurmadığı, işlerine gelmeyen birçok taziye mesajını sildiği için erişime kapatılması kimi çevrelerce eleştiri konusu yapılmakta.

Oysa bu gün İngiltere’de Londra Cadde ve Meydan’larının aşırı sağcılarca şiddet gösterilerine sahne olması karşısında İngiliz Hükümeti’nin Sosyal Medya Platformu X’e erişimi engelleme kararı alacağı konuşulmakta.

Türkiye’de ise İsntagram yetkilileriyle yapılan görüşmelerde erişim engelinin kaldırılması için kurallara uyulması istenmekte.

Sansürü uygulayanın Türkiye değil, tersine İsntagram platformu olduğu vurgulanmakta.

Avrupa’da oranın kurallarına uyan bu platform sahibi şirketlerin Türkiye’de kural tanımaması açıklanabilecek bir durum olmasa gerektir.

İnstagram Türkiye’de de yetkililerin belirttiği gibi kurallara uyacağını açıklaması ve bu konuda garanti vermesi durumunda erişim kuşkusuz açılacaktır.