Hava Durumu

‘GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTARİZM’ YETMEZ, BUNA ‘EN HAKİKİ, ÖZ’ SIFATLARI DA EKLENMELİ!..

Yazının Giriş Tarihi: 09.02.2021 16:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.02.2021 16:47

2018'deki seçimle resmen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçen Türkiye'de bu gün neredeyse tüm muhalefet partilerinin ortaklaştığı konu, ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e geçiş.

23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) açılmasıyla fiilen başlayan parlamenter sistem Türkiye’de sona erdi bilineceği üzere.

Türkiye’de artık ‘Başkanlık Sistemi’ var…

Cumhurbaşkanlığı yönetim Sistemi’ yani…

Muhalefetin, ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e geçiş ifadesiyle vurgulamaya çalıştığı şeyin ne olduğu konusunda ise partilerin ortak bir anlam birlikteliği yok.

Nedir bu ‘Güçlendirilmiş parlamenter Sistem’ denilen şey?

Acaba geçmiş yıllarda uyguladığımız parlamenter sistem mi?

Yoksa hiç bilinmeyen yeni bir model mi?

* * *

Acaba ‘Ben parlamenter sistemden yanayım’ diyen biri neyi kast ediyor?

Muhalefet sürekli ‘güçler ayrılığından’ söz ediyor?

Nedir bu sözü edilen ‘Güçler ayrılığı’?

Kuşkusuz bu yasama, yürütme ve yargı...

Yani, uymak durumunda olduğumuz yasaları yapan (yasama), o yasalara uyarak yöneten (yürütme) ve uymayanları yargılayarak haklarında hüküm veren (yargı).

Bunlar birbirinden ayrı olmalıymış!..

Bunlar şu an birbirinden ayrı değil mi, ne demek isteniyor?

Yahut da ayrı olmazlarsa ne olur?

Sözü edilen bu ayrılık ‘hükümet biçiminin’ başkanlık, yarı başkanlık yahut parlamenter sistem olmasına göre değişir mi?

ABD uygulamalarında görüleceği üzere başkanlık sisteminde güçler arasındaki bu ayrım çok daha belirgin değil mi?

Ve bizim kendi uygulamalarımızda açıkça gördüğümüz gibi parlamenter sistemde yasama ve yürütme güçleri arasındaki ayrım,   günü geldiğinde, kimi zaman seçim sonuçlarına göre, tümüyle ortadan kalkmış görünmedi mi?

Parlamentoyu oluşturan parti-partiler ile hükümet aynı parti ve partilerden oluştuğu, oluşabileceği için yasama ve yürünme tamamen birbiri içine girmedi mi?

* * *

Parlamenter sistemdegüçler ayrılığı’ demek, aslında özellikle ‘yargı organının’ diğerlerinden ayrı olması gerektiği anlamına geliyor.

Yasama ve yürütme birbiri içine girebiliyor seçim sonuçlarına göre…

O halde konu yargı…

Çünkü dünya tarihi içinde bir örgütlenme biçimi olan ve adına ‘devlet’ denilen aygıtının temelinin ‘adalet’ olması gerektiği düşünülür.

Adalet sarsıldığında, devletin sarsılıp çökeceği varsayılır.

Bu nedenle yargı karar verirken meclisten ve hükümetten bağımsız davranabilmelidir.

Bunu anlamak ve olabildiğince milli irade gücü örselenmeden gerekli değişikliklerin yapılması düşünülebilir hiç kuşkusuz.

Ama yasama ve yürütmenin her ülkede seçim sonuçlarına göre birbiri içine girmesi kaçınılmaz değil midir?

* * *

Bir sistemin demokratik olması değil midir asıl amaç?

İllaki parlamenter sistemde diretmenin demokrasi istemekle eşdeğer olmadığı, olamayacağı açık değil mi?

Bir ülkenin hükümet sistemi parlamenter, siyasal sistemi demokratik yahut da ceberut bir otoriter sistem olamaz mı?

Yani bunun tersi, bir ülkenin hükümet sistemi başkanlık, siyasal sistemi demokratik ya da otoriter olabilir seçim sonuçlarına göre.

Bu olasılık her zaman vardır…

Çünkü ‘demokrasi’ kavramı, siyasal sistemleri tanımlar, hükümet biçimlerini değil.

Hükümet biçimleri ‘Demokrasi’ için önceliği olan bir şey değildir…

Bir devletin yönetim biçiminin Cumhuriyet yahut monarşik krallık olmasının ne anlamı vardır?

Bu gün Avrupa’da azımsanmayacak sayıda demokratik sistemin devlet biçiminin monarşik krallık olduğu görülmüyor mu?

Bence muhalefetin illa ki parlamenter sistem diretmesinin demokrasiyle doğrudan bir ilişkisi yok.

Deneyip yaşadığımız parlamenter sisteme geri dönüşü çağrıştırmaması için bunun önüne ‘güçlendirilmiş’ sözcüğünün konması yetmez!

Hatta ‘En hakiki, öz Parlamenter Sistem’ dense de!..

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.