Derler ya hani ‘Delikli demir icat oldu, mertlik bozuldu’, tıpkı onun gibi sosyal mecralarda iletişim kolaylığı oluştu, mertlik bozuldu..!
Ortalığı klavye kahramanları denen birileri ki, bunlar yüz yüze iken söylemeye cesaret edemediklerini, sanal âlemde ve sosyal medya aracılığıyla her şeye maydanoz olan tipler türedi.
Bunlara aslında ‘Sahte kahramanlar’ demek daha doğru olsa gerek...
Günümüzde sosyal medya üzerinde karşımıza çıkan "klavye kahramanları" olarak adlandırılan bu tipler pervasızca kişilik haklarını zedelemekte, hakaretler etmekte, nefret suçları oluşturmakta...
Bunu da ‘İfade özgürlüğü kavramı içine sokamaya kalkmakta...
Kendi yeteneksizliklerine karşın, üstünlük taslayan ve başkalarına laf söylemeyi alışkanlık haline getiren bu tipler, her ortamda kendilerini göstermekten çekinmemekte..!
* * *
İfade özgürlüğü (ya da konuşma özgürlüğü), Birleşmiş Milletler tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde duyurulan, birçok ülke tarafından kabul edilen, bireylerin yahut toplulukların fikir ve görüşlerinisansür, yasal yaptırım yahut tehdit korkusu olmaksızın ifade etme hakkıdır...
Birçok devletifade özgürlüğünüanayasal koruma altına almıştır. Konuşma özgürlüğü ve ifade özgürlüğü siyasal bağlamda dönüşümlü olarak kullanılan terimler olsa da, ifade özgürlüğünün hukuki anlamı, iletişim araçları arasında fark gözetmeksizin bilgi ve fikirlerin aranması, erişilmesi ve yayılmasına yarayan her tür faaliyeti kapsar.
* * *
Oysa ifade özgürlüğü ile hakaret suçu birbirine çok karıştırılmaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu 19.10.2021 tarihli Yargıtay kararıyla bu konuda net ayrım çizgilerini çizmiştir.
Her ne kadar demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve bireyin özgüveni için gerekli temel koşullardan birini ifade özgürlüğü oluştursa da hakaret ve nefret suçu bu kapsam dışında bırakılmıştır.
İfade özgürlüğü, ağzına gelenin söylenmesi, kişilik haklarını zedeleyecek biçimde karşındakine küfretmesi değildir.
İfade özgürlüğü sınırsız değildir...
Başkalarının haklarının başladığı yerde biten bir kavramdır.
Oysa bu gün öyle mi?
Ağzına her uzatılan mikrofona, açtığı her klavyeye hemen her konuda kendini haklı sayarak karşısındakilere küfretme özgürlüğü gibi bir özgürlük olabilir mi? Dünyanın pek çok yerinde devletlerin bu sosyal medya mecralarına karşı toplumları ve devlet çıkarlarını korumaya yönelik önlemler alınmaya çalışılması zevk adına yapılan şeyler olabilir mi?
* * *
Küfür ve hakaret ifade özgürlüğü, İfade özgürlüğü sınırları içinde görülmemesi gerekiyor...
Küfür ve hakaret bir fikrin açıklanması yahut bir fikrin eleştirilmesi anlamına gelmez...
Öte yandan küfür ve hakaret taraflar arasında sağlıklı bir fikir alışverişinin vuku bulmasını engeller ve dolayısıyla genelleşmesi hâlinde fikir ve görüşlerin yarıştırılması değil küfür ve hakaretlerin yarıştırılması gibi bir sonuca varılır...
Yani, küfür ve hakaretlerin ortada uçuştuğu sözde tartışmalardan hiç kimse hiçbir şey öğrenemez.
Devletin sosyal mecralarda artık kapsamlı bir denetim yapması ve hukuksal bir hukuk sistemi oturtması kaçınılmaz görünmektedir.
Yiğitlik ve kahramanlık hakaret etmek değil, fikirle olur...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
'Hakaret etme' özgürlüğü 'İfade' özgürlüğü müdür?
Derler ya hani ‘Delikli demir icat oldu, mertlik bozuldu’, tıpkı onun gibi sosyal mecralarda iletişim kolaylığı oluştu, mertlik bozuldu..!
Ortalığı klavye kahramanları denen birileri ki, bunlar yüz yüze iken söylemeye cesaret edemediklerini, sanal âlemde ve sosyal medya aracılığıyla her şeye maydanoz olan tipler türedi.
Bunlara aslında ‘Sahte kahramanlar’ demek daha doğru olsa gerek...
Günümüzde sosyal medya üzerinde karşımıza çıkan "klavye kahramanları" olarak adlandırılan bu tipler pervasızca kişilik haklarını zedelemekte, hakaretler etmekte, nefret suçları oluşturmakta...
Bunu da ‘İfade özgürlüğü kavramı içine sokamaya kalkmakta...
Kendi yeteneksizliklerine karşın, üstünlük taslayan ve başkalarına laf söylemeyi alışkanlık haline getiren bu tipler, her ortamda kendilerini göstermekten çekinmemekte..!
* * *
İfade özgürlüğü (ya da konuşma özgürlüğü), Birleşmiş Milletler tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde duyurulan, birçok ülke tarafından kabul edilen, bireylerin yahut toplulukların fikir ve görüşlerini sansür, yasal yaptırım yahut tehdit korkusu olmaksızın ifade etme hakkıdır...
Birçok devlet ifade özgürlüğünü anayasal koruma altına almıştır. Konuşma özgürlüğü ve ifade özgürlüğü siyasal bağlamda dönüşümlü olarak kullanılan terimler olsa da, ifade özgürlüğünün hukuki anlamı, iletişim araçları arasında fark gözetmeksizin bilgi ve fikirlerin aranması, erişilmesi ve yayılmasına yarayan her tür faaliyeti kapsar.
* * *
Oysa ifade özgürlüğü ile hakaret suçu birbirine çok karıştırılmaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu 19.10.2021 tarihli Yargıtay kararıyla bu konuda net ayrım çizgilerini çizmiştir.
Her ne kadar demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve bireyin özgüveni için gerekli temel koşullardan birini ifade özgürlüğü oluştursa da hakaret ve nefret suçu bu kapsam dışında bırakılmıştır.
İfade özgürlüğü, ağzına gelenin söylenmesi, kişilik haklarını zedeleyecek biçimde karşındakine küfretmesi değildir.
İfade özgürlüğü sınırsız değildir...
Başkalarının haklarının başladığı yerde biten bir kavramdır.
Oysa bu gün öyle mi?
Ağzına her uzatılan mikrofona, açtığı her klavyeye hemen her konuda kendini haklı sayarak karşısındakilere küfretme özgürlüğü gibi bir özgürlük olabilir mi? Dünyanın pek çok yerinde devletlerin bu sosyal medya mecralarına karşı toplumları ve devlet çıkarlarını korumaya yönelik önlemler alınmaya çalışılması zevk adına yapılan şeyler olabilir mi?
* * *
Küfür ve hakaret ifade özgürlüğü, İfade özgürlüğü sınırları içinde görülmemesi gerekiyor...
Küfür ve hakaret bir fikrin açıklanması yahut bir fikrin eleştirilmesi anlamına gelmez...
Öte yandan küfür ve hakaret taraflar arasında sağlıklı bir fikir alışverişinin vuku bulmasını engeller ve dolayısıyla genelleşmesi hâlinde fikir ve görüşlerin yarıştırılması değil küfür ve hakaretlerin yarıştırılması gibi bir sonuca varılır...
Yani, küfür ve hakaretlerin ortada uçuştuğu sözde tartışmalardan hiç kimse hiçbir şey öğrenemez.
Devletin sosyal mecralarda artık kapsamlı bir denetim yapması ve hukuksal bir hukuk sistemi oturtması kaçınılmaz görünmektedir.
Yiğitlik ve kahramanlık hakaret etmek değil, fikirle olur...