HEM BECERİKLİ OLMAK VE HEM DE DÜRÜST OLMAK ÖNEMLİSİ...
Yazının Giriş Tarihi: 13.06.2021 16:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.06.2021 16:29
Bir kasabada her gün hava kararınca, insanlar maymuncuklarını ve
fenerlerini yanlarına alır, komşularının evlerini soymaya giderlermiş.
Bir gün, nasıl olmuşsa, dürüst bir adam ortaya çıkmış.
Geceleri, diğerleri gibi çantasını fenerini alıp hırsızlığa çıkmaktansa, evinde kalıp çalışmayı tercih edermiş bu adam.
Hırsızlar da onun evinin önüne geldiklerinde içeride ışık yandığını görünce döner giderlermiş.
Fakat bu durum böyle bir süre devam edince, ahali ona kızmaya başlamış:
‘Çalmadan yaşamak senin tercihin, ama başkalarını engellemeye
hakkın yok’ demişler.
Kasabada hırsızlıkta ustalaşıp giderek zenginleşenler kendileri
için soygun yapmak üzere maaşlı hırsızlar tutmaya başlamışlar.
Zamanla, varsıl-yoksul ayrımı çoğalmış.
Zenginler mallarını korumak için bekçiler tutmuşlar, hapishaneler kurmuşlar.
Kendi mallarının çalınmasını da yasa dışı ilan etmişler!
Ancak yoksulların mallarını çalmak hala serbestmiş!
Bunun üzerine dürüst adam, geceleri ışığını söndürüp dışarı çıkmaya
başlamış.
Her gece, hırsızlık yapmadan orada burada dolaşır durur,
sonunda yatmaya evine dönermiş.
Fakat her döndüğünde evini soyulmuş bulurmuş.
Sonuçta bir haftadan daha az bir sürede, yiyecek içecek hiç
bir şeyi kalmamış ve memleketini terk etmek zorunda kalmış.
Bir süre geçtikten sonra, artık kimse soymaktan ve soyulmaktan söz
etmez olmuş.
Çünkü yoksulların çoğu ya açlıktan ölmüş ya da oraları
terk edip gitmişler.
Varsıl ve maaşlı soyguncular ise ortada soyacakları kimse kalmadığından da servetlerini yavaş-yavaş yitirmeye
başlamışlar.
Sonunda zenginler eski düzeni yeniden sağlamak için oraları ilk
terk eden dürüst adamı başa getirmeye karar vermişler.
Sora-sora nerede yaşadığını öğrenmişler.
Evine gittiklerinde kapıda yazılı bir kâğıt görmüşler.
Kâğıtta şunlar yazıyormuş;
“Bir insan salt dürüst olduğu için aranıyorsa, orada her şey için çok geç olmuş demektir...”
Kıssadan hisse;
Ahlak bir insan topluluğunun asgari düzeydeki ortak paydasını oluşturur.
Tarihsel süreç içerisinde ve hatta günümüzde birçok toplumun ahlaki ölçüleri inançlarından gelmektedir.
Günümüzde iş yerleri elemanlarını seçerken salt onların işte başarılı olmasını değil aynı zamanda dürüst ve güvenilir olmasını istemektedirler.
Birçok ülkede başarılı elemanı seçebilmek ve davranışlarını yoklamak için yetenek, kişilik testleri gibi ölçme araçları kullanılır.
Burada aranan yeterliliktir yani liyakat...
Yeterlilik içinde kuşkusuz dürüstlük kavramı da vardır...
Nasıl ki, salt işbilirlik yeterli olmadığı gibi salt dürüstlük de tek başına yeterli olamaz.
Verilen görevi başarı ile yapabilme yetisi önemlidir.
Ama dürüstlük ile birlikte...
Bilgi, deneyim ve işbilirlik ilkesi yerine salt dürüst olmak tek başına yeterli olmaz.
İnsan olarak hem işbilir ve hem de dürüst olunursa bir anlam taşıyacaktır.
İyi insanlar erdemi sevdikleri için kötü şeyler yapmaktan nefret ederler. Kötü insanlar cezalandırılmaktan korktukları için kötü şeyler yapmaktan nefret ederler...
Ve Sokrates’e göre, devletler yasayla değil, ahlakla daha iyi yönetilir.
İyi, sağlıklı ve bereketli bir hafta dileği ile...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
HEM BECERİKLİ OLMAK VE HEM DE DÜRÜST OLMAK ÖNEMLİSİ...
Bir kasabada her gün hava kararınca, insanlar maymuncuklarını ve
fenerlerini yanlarına alır, komşularının evlerini soymaya giderlermiş.
Bir gün, nasıl olmuşsa, dürüst bir adam ortaya çıkmış.
Geceleri, diğerleri gibi çantasını fenerini alıp hırsızlığa çıkmaktansa, evinde kalıp çalışmayı tercih edermiş bu adam.
Hırsızlar da onun evinin önüne geldiklerinde içeride ışık yandığını görünce döner giderlermiş.
Fakat bu durum böyle bir süre devam edince, ahali ona kızmaya başlamış:
‘Çalmadan yaşamak senin tercihin, ama başkalarını engellemeye
hakkın yok’ demişler.
Kasabada hırsızlıkta ustalaşıp giderek zenginleşenler kendileri
için soygun yapmak üzere maaşlı hırsızlar tutmaya başlamışlar.
Zamanla, varsıl-yoksul ayrımı çoğalmış.
Zenginler mallarını korumak için bekçiler tutmuşlar, hapishaneler kurmuşlar.
Kendi mallarının çalınmasını da yasa dışı ilan etmişler!
Ancak yoksulların mallarını çalmak hala serbestmiş!
Bunun üzerine dürüst adam, geceleri ışığını söndürüp dışarı çıkmaya
başlamış.
Her gece, hırsızlık yapmadan orada burada dolaşır durur,
sonunda yatmaya evine dönermiş.
Fakat her döndüğünde evini soyulmuş bulurmuş.
Sonuçta bir haftadan daha az bir sürede, yiyecek içecek hiç
bir şeyi kalmamış ve memleketini terk etmek zorunda kalmış.
Bir süre geçtikten sonra, artık kimse soymaktan ve soyulmaktan söz
etmez olmuş.
Çünkü yoksulların çoğu ya açlıktan ölmüş ya da oraları
terk edip gitmişler.
Varsıl ve maaşlı soyguncular ise ortada soyacakları kimse kalmadığından da servetlerini yavaş-yavaş yitirmeye
başlamışlar.
Sonunda zenginler eski düzeni yeniden sağlamak için oraları ilk
terk eden dürüst adamı başa getirmeye karar vermişler.
Sora-sora nerede yaşadığını öğrenmişler.
Evine gittiklerinde kapıda yazılı bir kâğıt görmüşler.
Kâğıtta şunlar yazıyormuş;
“Bir insan salt dürüst olduğu için aranıyorsa, orada her şey için çok geç olmuş demektir...”
Kıssadan hisse;
Ahlak bir insan topluluğunun asgari düzeydeki ortak paydasını oluşturur.
Tarihsel süreç içerisinde ve hatta günümüzde birçok toplumun ahlaki ölçüleri inançlarından gelmektedir.
Günümüzde iş yerleri elemanlarını seçerken salt onların işte başarılı olmasını değil aynı zamanda dürüst ve güvenilir olmasını istemektedirler.
Birçok ülkede başarılı elemanı seçebilmek ve davranışlarını yoklamak için yetenek, kişilik testleri gibi ölçme araçları kullanılır.
Burada aranan yeterliliktir yani liyakat...
Yeterlilik içinde kuşkusuz dürüstlük kavramı da vardır...
Nasıl ki, salt işbilirlik yeterli olmadığı gibi salt dürüstlük de tek başına yeterli olamaz.
Verilen görevi başarı ile yapabilme yetisi önemlidir.
Ama dürüstlük ile birlikte...
Bilgi, deneyim ve işbilirlik ilkesi yerine salt dürüst olmak tek başına yeterli olmaz.
İnsan olarak hem işbilir ve hem de dürüst olunursa bir anlam taşıyacaktır.
İyi insanlar erdemi sevdikleri için kötü şeyler yapmaktan nefret ederler. Kötü insanlar cezalandırılmaktan korktukları için kötü şeyler yapmaktan nefret ederler...
Ve Sokrates’e göre, devletler yasayla değil, ahlakla daha iyi yönetilir.
İyi, sağlıklı ve bereketli bir hafta dileği ile...