Birleşmiş Milletler ve UNESCO başta olmak üzere ilgili kuruluşların raporlarına göre, dünya ve Türkiye'de artan nüfus, küresel ısınma, kuraklık gibi nedenlerle her geçen yıl suya olan talep artarken, tatlı su kaynakları da azalmakta.
Dünya nüfusunun yüzde 40'ını barındıran 80 ülke şimdiden su sıkıntısı çekmeye başladı...
Sanayi bölgelerinden çıkan sera gazları ile atmosfer büyük oranda zarar görüyor.
Bunun sonucuyla da havanın ısınması aynı oranda artıyor.
Dünyada ortalama hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde ölçülüyor.
Dünya genelinde sıcaklık giderek artıyor ama etkisi her yerde aynı hissedilmiyor.
Son 50 yılda, iklim değişikliği ülkeler arasındaki eşitsizliği de artırdığına yönelik bulgular da var.
Yeni bir araştırmaya göre iklim değişikliği yoksul ülkelerde büyümeyi aşağı çekerken, kimi varsıl ülkelerde ise tersine refah seviyesini artırmakta.
Yani küresel ısınma birçok şeyi değiştiriyor.
* * *
Su, sürekli hareket halindedir ve bulunduğu bölgelerdeki seviyesi sürekli değişir.
Ancak miktarı artmaz veya azalmaz...
“Ol” deyince olduran yaratanın gücü dışında O’nun koyduğu fiziki yasalar dışında volkanik püskürme ve meteorlar tarafından atmosfere eklenen küçük su miktarları dışında Dünya'nın toplam su miktarı hiç değişmez. Su buharlaşır ve başka mekânlara gider ve yine su olarak dünyaya geri döner.
Bu da doğanın hoyratça kullanıldığı kimi bölgelerde iklim değişikliklerine yol açar.
Bunu önlemenin yolu, su kaynaklarını iyi yönetmekten geçmekte...
Atmosferdeki sera gazlarının artması küresel ısınmaya neden olmakta ve bunun sonucunda iklim değişikliği yaşanmakta olduğunu biliyoruz.
Öncelikle israfı önlemeliyiz…
Sonra da ağaçlandırmayı hızlandırmalıyız...
* * *
Gıdanın sosyal ve ekonomik açıdan önemi önümüzdeki dönemde daha sık gündeme geleceği açık...
Doğal olarak su da bu konuda önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır.
Özellikle içme suyu sağlayan barajlardaki su seviyelerinin mevsimsel olarak normalin altına düşmesi yakın gelecek adına endişe vermektedir.
İstanbul, Ankara ve Bursa gibi büyük Anakentlerde içme suyu sorunundan söz edilmeye ve önlemler düşünülmeye başlamıştır.
Küresel ısınma, sulak alanların hızla kuruması, buna bağlı olarak tarımsal üretimin azalması, dünya nüfusunun beslenmesi açısından çok ciddi tehlike arz ediyor.
Uluslararası kuruluşlar tarafından açlık tehlikesinin ne denli büyük bir tehdit olduğu ortada...
Önlem alınmadığı takdirde, gelecek yıllarda gıda maddelerinin eksikliğinden ve artan gıda fiyatlarından çaresizlik içinde daha fazla etkileneceğimiz kesin...
* * *
Dünyadaki küresel iklim değişimi, tarım arazilerinin azalması, ciddi verim kayıpları ve gıda fiyatlarının tehdit edici yükselişi gıda krizinin olabileceği senaryolarını güçlendiriyor.
Gıda krizinin habercisi kabul edilen ve dünyayı kasıp kavuran sıcaklık artışı yaşadığımız ortada...
Su, içme suyu olarak önemli olduğu gibi tarımsal üretim için de yaşamsal anlamda önemli.
Araştırmalar kullanılan su miktarının yüzde 10’nunun tarımsal üretimde kullanıldığını belirtiyor.
Tarımsal sulamada salma sulama yerine damla sulamayı tercih etmesiyle bu aran yarı yarıya azaltılabilir.
Ev ve fabrikalarda kullanılan suda da tasarruf yapmak önemlidir.
Unutmayalım ki, ülkemiz su zengini bir ülke değildir.
Gelecekte yaşanması beklenen ve sudan kaynaklanacak savaşların kokusu ortaya çıkmaya başlamış görünmektedir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
İklim değişikliği, Su ve Tarım...
Birleşmiş Milletler ve UNESCO başta olmak üzere ilgili kuruluşların raporlarına göre, dünya ve Türkiye'de artan nüfus, küresel ısınma, kuraklık gibi nedenlerle her geçen yıl suya olan talep artarken, tatlı su kaynakları da azalmakta.
Dünya nüfusunun yüzde 40'ını barındıran 80 ülke şimdiden su sıkıntısı çekmeye başladı...
Sanayi bölgelerinden çıkan sera gazları ile atmosfer büyük oranda zarar görüyor.
Bunun sonucuyla da havanın ısınması aynı oranda artıyor.
Dünyada ortalama hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde ölçülüyor.
Dünya genelinde sıcaklık giderek artıyor ama etkisi her yerde aynı hissedilmiyor.
Son 50 yılda, iklim değişikliği ülkeler arasındaki eşitsizliği de artırdığına yönelik bulgular da var.
Yeni bir araştırmaya göre iklim değişikliği yoksul ülkelerde büyümeyi aşağı çekerken, kimi varsıl ülkelerde ise tersine refah seviyesini artırmakta.
Yani küresel ısınma birçok şeyi değiştiriyor.
* * *
Su, sürekli hareket halindedir ve bulunduğu bölgelerdeki seviyesi sürekli değişir.
Ancak miktarı artmaz veya azalmaz...
“Ol” deyince olduran yaratanın gücü dışında O’nun koyduğu fiziki yasalar dışında volkanik püskürme ve meteorlar tarafından atmosfere eklenen küçük su miktarları dışında Dünya'nın toplam su miktarı hiç değişmez. Su buharlaşır ve başka mekânlara gider ve yine su olarak dünyaya geri döner.
Bu da doğanın hoyratça kullanıldığı kimi bölgelerde iklim değişikliklerine yol açar.
Bunu önlemenin yolu, su kaynaklarını iyi yönetmekten geçmekte...
Atmosferdeki sera gazlarının artması küresel ısınmaya neden olmakta ve bunun sonucunda iklim değişikliği yaşanmakta olduğunu biliyoruz.
Öncelikle israfı önlemeliyiz…
Sonra da ağaçlandırmayı hızlandırmalıyız...
* * *
Gıdanın sosyal ve ekonomik açıdan önemi önümüzdeki dönemde daha sık gündeme geleceği açık...
Doğal olarak su da bu konuda önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır.
Özellikle içme suyu sağlayan barajlardaki su seviyelerinin mevsimsel olarak normalin altına düşmesi yakın gelecek adına endişe vermektedir.
İstanbul, Ankara ve Bursa gibi büyük Anakentlerde içme suyu sorunundan söz edilmeye ve önlemler düşünülmeye başlamıştır.
Küresel ısınma, sulak alanların hızla kuruması, buna bağlı olarak tarımsal üretimin azalması, dünya nüfusunun beslenmesi açısından çok ciddi tehlike arz ediyor.
Uluslararası kuruluşlar tarafından açlık tehlikesinin ne denli büyük bir tehdit olduğu ortada...
Önlem alınmadığı takdirde, gelecek yıllarda gıda maddelerinin eksikliğinden ve artan gıda fiyatlarından çaresizlik içinde daha fazla etkileneceğimiz kesin...
* * *
Dünyadaki küresel iklim değişimi, tarım arazilerinin azalması, ciddi verim kayıpları ve gıda fiyatlarının tehdit edici yükselişi gıda krizinin olabileceği senaryolarını güçlendiriyor.
Gıda krizinin habercisi kabul edilen ve dünyayı kasıp kavuran sıcaklık artışı yaşadığımız ortada...
Su, içme suyu olarak önemli olduğu gibi tarımsal üretim için de yaşamsal anlamda önemli.
Araştırmalar kullanılan su miktarının yüzde 10’nunun tarımsal üretimde kullanıldığını belirtiyor.
Tarımsal sulamada salma sulama yerine damla sulamayı tercih etmesiyle bu aran yarı yarıya azaltılabilir.
Ev ve fabrikalarda kullanılan suda da tasarruf yapmak önemlidir.
Unutmayalım ki, ülkemiz su zengini bir ülke değildir.
Gelecekte yaşanması beklenen ve sudan kaynaklanacak savaşların kokusu ortaya çıkmaya başlamış görünmektedir.