‘Geri kalan 364 gün de erkeklerin işte’ denebilir!
Dahası Emekçi OlmayanKadınlar ne olacak peki?
Ev Kadınları ‘Emekçi’ sayılmıyor mu?
Tüm bunlar sorulabilir tabii ama olay öyle değil.
Buraya nereden gelindi, bir bakalım...
1921'de Moskova'da düzenlenen 3. (Komünist) Enternasyonal 3. Kongresine bağlı Uluslararası Komünist Kadınlar Konferansı'nda o dönem ağırlık kazanan "sınıfa karşı sınıf" politikalarının etkisiyle "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" diye bir şey benimsendi.
Ancak, 1930'lu yıllarda "faşizme karşı birleşik cephe" politikalarına geçiş sürecinde ise yeniden ilk baştaki "Dünya Kadınlar Günü" adına dönüldü.
* * *
Kadınlar günü aslında insan olmayı anımsatmagünü olmalı...
Kadın yahut erkek ayrım yapmadan...
İkisi de insan sonuçta...
Öte yandan kadın erkekeşittir, sadece kimi farklılıkları bulunmaktadır.
Kadınlar Günü’nü Kapitalizmin bir oyunu olarak görenler de var.
Oysa sanıldığı gibi kapitalizmin bir oyunu değil, tersine ona verilmiş bir tepki aslında.
Haksız çalışma koşullarını, kadın-erkek eşitsizliğini ve kendilerine oy hakkı verilmeyişini protesto ederken yanarak ölen 129 kadın işçinin anısını ve mücadelesini yaşatmak için ortaya çıkmış bir gün bu.
1921‘ den beri kutlanmakta olan bu gün, içlerinde Çin, Rusya ve Brezilya’nın da bulunduğu 33 ülkede resmi tatil günü.
Kadınlar gününü gökten zembille hiç bir neden yokken inmiş, ‘hadi rastgele bir günü kadınlara verelim’ diyerek belirlenmiş bir gün değil yani.
2017 Dünya Ekonomik Forumu cinsiyet eşitsizliği raporu'na göre; 144 ülke verileri kullanılarak, dünyada eşitsizlik yüzde 68 oranında, eşitsizliğin en az olduğu ülke İzlanda.
En fazla oldu ülke Yemen, Türkiye ise 144 ülke arasında 131. sıradaymış...
* * *
Bugün 129 kadın işçinin yaşamıyla kazanılmış dünya emekçi kadınlar günüdür.
Belirli bir olaya dayanır yani...
Bu nedenle kadınlar günü vardır, ‘Erkekler günü neden yok’ demek çok da doğru değil yani.
Kaldı ki, dünyanın hemen her ülkesinde oranları değişmekle birlikte kadınlar iş ve siyaset yaşamında yeterince yer alamamış durumdalar.
Yapılan araştırmalara göre, dünya çapında yapay zekâ ve veri analizi profesyonellerinin sadece yüzde 26’sı kadınmış...
Dünyanın 39 ülkesinde kız ve erkek çocukları mirastan eşit pay alamıyormuş.
Dünya kadınlarının yüzde 30’u eşleri, arkadaşları tarafından fiziksel yahut cinsel şiddet gördüklerini ifade ediyormuş.
Toplumsal eşitliğinen yüksek düzeyde olduğu ilk 5 ülke; İzlanda,Norveç, Finlandiya, İsviçre ve Nikaragua olduğu ortaya çıkmış.
En düşük düzeyde olduğu ilk 5 ülke; Yemen, Pakistan, Irak, Suriye ve Çad’mış...
* * *
Türkiye'de kadın hakları konusu, batı dünyasındaki gelişmelere koşut olarak 19. yüzyıl ortalarından itibaren gündeme gelmeye başladı.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarından itibaren kadının siyasi ve toplumsal yaşamdaki konumunun güçlendirilmesine yönelik önemli adımlar atıldı.
Evet, 1934’de daha Avrupa’nın birçok ülkesinden önce kadınlara seçme ve seçilmehakkı verildi ama kadının Statüsü ve Sorunları yasası ancak 6 Kasım 2004 tarihinde Meclisten geçti.
Seçime hakkını kullanamayan meclise sokulmayankadınlarımız henüz 9-10 yıl önce bu haklarına kavuştular.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
KADINLAR GÜNÜ!..
Bugün Dünya Kadınlar Günü...
Buna Emekçi Kadınlar Günü diyenler de var...
Peki, Emekçi Erkekler ne olacak?
‘Geri kalan 364 gün de erkeklerin işte’ denebilir!
Dahası Emekçi Olmayan Kadınlar ne olacak peki?
Ev Kadınları ‘Emekçi’ sayılmıyor mu?
Tüm bunlar sorulabilir tabii ama olay öyle değil.
Buraya nereden gelindi, bir bakalım...
1921'de Moskova'da düzenlenen 3. (Komünist) Enternasyonal 3. Kongresine bağlı Uluslararası Komünist Kadınlar Konferansı'nda o dönem ağırlık kazanan "sınıfa karşı sınıf" politikalarının etkisiyle "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" diye bir şey benimsendi.
Ancak, 1930'lu yıllarda "faşizme karşı birleşik cephe" politikalarına geçiş sürecinde ise yeniden ilk baştaki "Dünya Kadınlar Günü" adına dönüldü.
* * *
Kadınlar günü aslında insan olmayı anımsatma günü olmalı...
Kadın yahut erkek ayrım yapmadan...
İkisi de insan sonuçta...
Öte yandan kadın erkek eşittir, sadece kimi farklılıkları bulunmaktadır.
Kadınlar Günü’nü Kapitalizmin bir oyunu olarak görenler de var.
Oysa sanıldığı gibi kapitalizmin bir oyunu değil, tersine ona verilmiş bir tepki aslında.
Haksız çalışma koşullarını, kadın-erkek eşitsizliğini ve kendilerine oy hakkı verilmeyişini protesto ederken yanarak ölen 129 kadın işçinin anısını ve mücadelesini yaşatmak için ortaya çıkmış bir gün bu.
1921‘ den beri kutlanmakta olan bu gün, içlerinde Çin, Rusya ve Brezilya’nın da bulunduğu 33 ülkede resmi tatil günü.
Kadınlar gününü gökten zembille hiç bir neden yokken inmiş, ‘hadi rastgele bir günü kadınlara verelim’ diyerek belirlenmiş bir gün değil yani.
2017 Dünya Ekonomik Forumu cinsiyet eşitsizliği raporu'na göre; 144 ülke verileri kullanılarak, dünyada eşitsizlik yüzde 68 oranında, eşitsizliğin en az olduğu ülke İzlanda.
En fazla oldu ülke Yemen, Türkiye ise 144 ülke arasında 131. sıradaymış...
* * *
Bugün 129 kadın işçinin yaşamıyla kazanılmış dünya emekçi kadınlar günüdür.
Belirli bir olaya dayanır yani...
Bu nedenle kadınlar günü vardır, ‘Erkekler günü neden yok’ demek çok da doğru değil yani.
Kaldı ki, dünyanın hemen her ülkesinde oranları değişmekle birlikte kadınlar iş ve siyaset yaşamında yeterince yer alamamış durumdalar.
Yapılan araştırmalara göre, dünya çapında yapay zekâ ve veri analizi profesyonellerinin sadece yüzde 26’sı kadınmış...
Dünyanın 39 ülkesinde kız ve erkek çocukları mirastan eşit pay alamıyormuş.
Dünya kadınlarının yüzde 30’u eşleri, arkadaşları tarafından fiziksel yahut cinsel şiddet gördüklerini ifade ediyormuş.
Toplumsal eşitliğin en yüksek düzeyde olduğu ilk 5 ülke; İzlanda, Norveç, Finlandiya, İsviçre ve Nikaragua olduğu ortaya çıkmış.
En düşük düzeyde olduğu ilk 5 ülke; Yemen, Pakistan, Irak, Suriye ve Çad’mış...
* * *
Türkiye'de kadın hakları konusu, batı dünyasındaki gelişmelere koşut olarak 19. yüzyıl ortalarından itibaren gündeme gelmeye başladı.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarından itibaren kadının siyasi ve toplumsal yaşamdaki konumunun güçlendirilmesine yönelik önemli adımlar atıldı.
Evet, 1934’de daha Avrupa’nın birçok ülkesinden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi ama kadının Statüsü ve Sorunları yasası ancak 6 Kasım 2004 tarihinde Meclisten geçti.
Seçime hakkını kullanamayan meclise sokulmayan kadınlarımız henüz 9-10 yıl önce bu haklarına kavuştular.