KADINLAR GÜNÜ VE ADALETİ SAĞLAYAN EŞİTLİK... BUGÜN DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
Yazının Giriş Tarihi: 07.03.2023 18:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.03.2023 18:48
Hangisi kullanılırsa kullanılsın işin özü insan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesi, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının geliştirilmesi için önemli bir gün bu gün.
Seçme ve seçilme hakkını 1944’te kazanan Fransız kadınları, 1948’de kazanan Belçikalı kadınlar, 1952’de kazanan Yunanlı kadınlar ve 1971’de kazanan İsviçreli kadınların yanında bu hakları 1934’te kazanan Türk kadınlarını görsek de, daha yakın zamana kadar kılık-kıyafet ve örtünme gibi sorunlarla birçok kamu haklarından yoksun bırakılan Türk kadınlarına Avrupalı kadınlardan çok daha önce seçme ve seçilme haklarının verilmiş olmasının çok fazla bir anlamı olup-olmadığı tartışılır kuşkusuz!
* * *
Kadın cinayetleri dünyada gündemin baş sıralarında...
Birleşmiş Milletlerin yayınladığı rapora göre, dünyada her yıl ortalama 90 bin kadın cinayeti işlenmekte.
Bu cinayetlerin yüzde 60’ı kurbanların tanıdıkları tarafından işlendiği belirtiliyor.
Ve çoğu kadın cinayeti de herkesin gözünün önünde yaşanıyor güpegündüz!
Yapılan araştırmalar kadınların aile yaşamlarında en çok eşlerinin yahut yakın ilişki içerisinde olduğu erkeklerin fiziksel şiddetine maruz kaldığını göstermekte.
Ve kadın cinayeti kurbanları çoğu kez daha önce suç duyurusu bulunmuş, yardım talep etmiş kadınlar!
Konunun can alıcı noktası da burada düğümlenmekte zaten..!
Bu sonuç, kadınların şikâyetlerinin ciddiye alınmaması, cezaların yeterince caydırıcı olmaması ve polisin olaylara etkili müdahale edememesi gibi konuları gündeme getiriyor.
Ancak, kadına karşı şiddet, salt Türkiye’de değil, Batılı devletler için de önemli bir sorun.
Kanada’da her 10 kadından 3’ü şiddet görüyor.
Dünya ortalamasını yakalıyor yani Kanada!..
Avrupa’nın en kötüsü ise Almanya…
Almanya’da son üç yılda kadına karşı şiddet yüzde 10 arttı.
İsveç gibi bazı kuzey ülkelerin yasal yapısında boşluklar ise aile içi şiddeti ihbar etmeyi ve cezalandırmayı zorlaştırıyor.
* * *
Kadın da bir insandır ve insanların temel hakları vardır…
Bu gün Türkiye’de kadınla erkek arasında mutlak eşitlik sağlanmıştır.
Aile birliğinde erkeğin bütün ayrıcalıkları kaldırılmıştır.
Seçme ve seçilme hakkının uygulanabilirliği önündeki engeller kaldırılmıştır.
Yani kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerine vurgu yapalım derken, bunu ideolojik amaçlara hizmet eder hale getirmemek gerek.
Kadın ve erkek biyolojik olarak farklı özelliklerle yaratılmışlardır.
Bunu bir eşitsizlik olarak değil, “farklılık” olarak görmek daha doğru olur.
Kadın ile erkeği yaşamın her alanında eşit görmek aslında kadına yapılan bir zulüm olsa gerektir!
Kadın ve erkek, farklılıklarıyla bütünleşmesi gereken varlıklardır.
Bu bakımdan insanlık hak ve değerleri açısından birbirlerine eşittirler.
Her iki cinsinde, yaratılıştan kaynaklanan farklılıkları ve üstünlükleri vardır.
Bu farklılıklar, hukuk açısından birinin diğerine hükmetmesi demek değildir.
İnsanlar doğuştan Allah’a değer olarak ayni mesafededir.
Ancak yaptığı işler sonucunda değeri artar yahut eksilir.
Yani kadın-erkek eşit değil, kadın ve erkeğin hakları eşittir…
Adaleti sağlamayan eşitliğin ne anlamı olabilir?
Tüm kadınların günü kutlu olsun...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
KADINLAR GÜNÜ VE ADALETİ SAĞLAYAN EŞİTLİK... BUGÜN DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
Hangisi kullanılırsa kullanılsın işin özü insan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesi, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının geliştirilmesi için önemli bir gün bu gün.
Seçme ve seçilme hakkını 1944’te kazanan Fransız kadınları, 1948’de kazanan Belçikalı kadınlar, 1952’de kazanan Yunanlı kadınlar ve 1971’de kazanan İsviçreli kadınların yanında bu hakları 1934’te kazanan Türk kadınlarını görsek de, daha yakın zamana kadar kılık-kıyafet ve örtünme gibi sorunlarla birçok kamu haklarından yoksun bırakılan Türk kadınlarına Avrupalı kadınlardan çok daha önce seçme ve seçilme haklarının verilmiş olmasının çok fazla bir anlamı olup-olmadığı tartışılır kuşkusuz!
* * *
Kadın cinayetleri dünyada gündemin baş sıralarında...
Birleşmiş Milletlerin yayınladığı rapora göre, dünyada her yıl ortalama 90 bin kadın cinayeti işlenmekte.
Bu cinayetlerin yüzde 60’ı kurbanların tanıdıkları tarafından işlendiği belirtiliyor.
Ve çoğu kadın cinayeti de herkesin gözünün önünde yaşanıyor güpegündüz!
Yapılan araştırmalar kadınların aile yaşamlarında en çok eşlerinin yahut yakın ilişki içerisinde olduğu erkeklerin fiziksel şiddetine maruz kaldığını göstermekte.
Ve kadın cinayeti kurbanları çoğu kez daha önce suç duyurusu bulunmuş, yardım talep etmiş kadınlar!
Konunun can alıcı noktası da burada düğümlenmekte zaten..!
Bu sonuç, kadınların şikâyetlerinin ciddiye alınmaması, cezaların yeterince caydırıcı olmaması ve polisin olaylara etkili müdahale edememesi gibi konuları gündeme getiriyor.
Ancak, kadına karşı şiddet, salt Türkiye’de değil, Batılı devletler için de önemli bir sorun.
Kanada’da her 10 kadından 3’ü şiddet görüyor.
Dünya ortalamasını yakalıyor yani Kanada!..
Avrupa’nın en kötüsü ise Almanya…
Almanya’da son üç yılda kadına karşı şiddet yüzde 10 arttı.
İsveç gibi bazı kuzey ülkelerin yasal yapısında boşluklar ise aile içi şiddeti ihbar etmeyi ve cezalandırmayı zorlaştırıyor.
* * *
Kadın da bir insandır ve insanların temel hakları vardır…
Bu gün Türkiye’de kadınla erkek arasında mutlak eşitlik sağlanmıştır.
Aile birliğinde erkeğin bütün ayrıcalıkları kaldırılmıştır.
Seçme ve seçilme hakkının uygulanabilirliği önündeki engeller kaldırılmıştır.
Yani kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerine vurgu yapalım derken, bunu ideolojik amaçlara hizmet eder hale getirmemek gerek.
Kadın ve erkek biyolojik olarak farklı özelliklerle yaratılmışlardır.
Bunu bir eşitsizlik olarak değil, “farklılık” olarak görmek daha doğru olur.
Kadın ile erkeği yaşamın her alanında eşit görmek aslında kadına yapılan bir zulüm olsa gerektir!
Kadın ve erkek, farklılıklarıyla bütünleşmesi gereken varlıklardır.
Bu bakımdan insanlık hak ve değerleri açısından birbirlerine eşittirler.
Her iki cinsinde, yaratılıştan kaynaklanan farklılıkları ve üstünlükleri vardır.
Bu farklılıklar, hukuk açısından birinin diğerine hükmetmesi demek değildir.
İnsanlar doğuştan Allah’a değer olarak ayni mesafededir.
Ancak yaptığı işler sonucunda değeri artar yahut eksilir.
Yani kadın-erkek eşit değil, kadın ve erkeğin hakları eşittir…
Adaleti sağlamayan eşitliğin ne anlamı olabilir?
Tüm kadınların günü kutlu olsun...