Hava Durumu

KÜRESELLEŞME...

Yazının Giriş Tarihi: 31.01.2022 19:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.01.2022 19:49

Küreselleşme kavramı son 30 yıldır sıklıkla kullanılan, anlam bakımından geniş ama göreceli bir kavram.                                                                            

Bakılan açıya göre anlamı değişmekte...

Kimi küreselleşmeyi, birkaç devletin dünyayı sömürmesi olarak algılamakta örneğin, kimi 3-5 firmanın çevreyi kirletip, işçileri sömürerek daha çok zenginleşmesi olarak algılamakta.

Kimi de olanaklar çerçevesinde ticarî etkinliklerin sınırlarının genişlemesi olarak algılamakta.

Küreselleşme konusunda zihnimiz çok karışık yani...

Çevremizde o kadar şey küreselleşmeyle ilişkilendiriliyor ki neyin küreselleşme, neyin küreselleşme olmadığını anlamak olası değil. Kimilerimize göre her derde deva, kimilerimize göre de insanlığın kurtuluşu!..

Varsıl ve yoksul ülkeler arasındaki uçurumun derinleşmesi küreselleşmeye bağlanıyor söz gelimi?

Kimi kötülerken, kimi de övüyor...

Nedir, hangisidir?

* * *

19. yüzyılda dünyanın en varsıl ve en yoksul ülkeleri arasındaki fark 9 kat idi.

Bugün 60 kat!..

Dünya nüfusunun yüzde 15’ini oluşturan 29 ülke dünya gayri safi hâsılasının yüzde 57’sini, yine dünya nüfusunun yüzde 85’ini oluşturan 141 ülke dünya gayri safi hâsılasının yüzde 43’ünü alıyor.

Bu dengesizliği küreselleşmeye bağlamak ne kadar doğrudur? Küreselleşme gelir dengesizliğini körüklüyorsa eğer, batıda dengesizliğin hafif, küreselleşme karşıtı yoksul ülkelerde uçurumun çok dehşetli olması nasıl açıklanabilir?

Küreselleşme karşıtlığının altında kimi kez tembellik, kimi kez eskiye özlem, kimi kez de ayrıcalıkların kaybolacağı endişesi yatıyor olamaz mı?

Temelde küreselleşme ülkelerin ve dünya halklarının bütünleşmesi olarak görülemez mi?

Ulaşım ve iletişim maliyetlerini inanılmaz ölçüde azaltacağı için küreselleşme iyi yönde değerlendirilemez mi?

Malların, hizmetlerin, sermayenin, bilgi paylaşımının ve kısmen de insanların sınırları aşmasının önündeki yapay engellerin kaldırılması olarak görülemez mi?”

* * *

Küreselleşme ilke olarak bloklaşma öngörmüyor.

Bunun yerine, tüm ülkeleri kucaklayacak biçimde geliştirilecek belli kurallar çerçevesinde ticaretin ve sermaye hareketlerinin tamamen serbestleştirilmesinin herkese yararlı olacağı düşüncesinden bakmak olası.

Çünkü bu, yoksul ülkeleri de zenginleştirebilecek bir yol olarak alınabilir.

Ancak, uluslararası ticarî anlaşmaların ve gelişmekte olan ülkelere dayatılan politikaların sorgulanması ve adaletin sağlanması koşuluyla...

Çünkü bu konuda son derece dayatmacılık sürmekte...

Gücü yetenin yasaklar, öncelikler, gümrükler, korumalar, dayattığı açık.

* * *

Bu gün dünya kapitalist sistemi biraz da salgının tetiklemesiyle bir kez daha derin bir krizle boğuşurken, küreselleşmeye karşı eleştiriler de yoğunlaşıyor.

Oysa kürselleşme kaçınılmaz bir olgudur…

Sorun, buna karşı çıkmak mı, yoksa ondan yararlanacak yol ve yöntemleri bularak ona uyum sağlamak mıdır?

Eğer küreselleşme zamana koşut hızla akan ve giderek de artan bir hızla kendisini tamamlamaya çalışan bir süreçse küreselleşme bu durumda ne yapmak gerekir?

Hiç kuşkusuz ondan yararlanmak gerekir...

Sınırları kapatarak, dilediğine, istediği gümrük vergilerini koyarak, rekabetten kaçarak varılacak yer neresi olabilir?

Bütün uluslararası eğilimlere, anlaşmalara, evrensel kurallara aykırı davranabilmek olanaklı mıdır bu gün?

Komünist Çin bile dünyaya açılıp, küreselleşmeye ayak uydurduğu görülmüyor mu?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.