Türk tarihinde iki 26 Ağustos tarihleri önemli bir dönemeçlerin başlangıç noktalarını oluşturur.

Biri 26 Ağustos 1071 Malazgirt zaferi…

Türklere Anadolu kapılarının açıldığı ve Alparslan’ın askerlerinin Bizanslıları yenerek kazandığı savaş.

Diğeri yine onurla ve gururla her yıl coşkusunu yaşadığımız 26 ağustos 1922 de başlayan Büyük Taarruz...

Ve 30 Ağustos günü ulaşılan büyük utku…

30 Ağustos sembolik olarak ülke topraklarının geri alındığı günü temsil eder.

İlk kez 1924 yılında Afyon'da Başkumandan Zaferi adıyla kutlanan 30 Ağustos günü, Türkiye'de 1926'dan itibaren Zafer Bayramı olarak kutlanmaktadır

Bu gün 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 102. Yılı...

Büyük Taarruz'u anmak için kutlanan 30 Ağustos Zafer Bayramımız, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde her yıl resmi tatil olarak kutlanan bir Ulusal Bayramımızdır...

* * *

Bir bakıma Ağustos ayı; Müslüman Türk Milleti’nin kahramanlığının destanlaştığı zaferlerimizin ayıdır.

Takvim yapraklarını çevirdiğimizde, Ağustos ayının her gününde Müslüman Tük Milletinin bir mührüne rastlarız.

6 Ağustos 1571 Magosa’nın fethinden 14 Ağustos 1974 Kıbrıs Barış Harekâtına 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferinden, 27 Ağustos 1389 Murat Hüdavendigar Han’ın Kosova Zaferi ve 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesine kadar…

Yani Ağustos ayı Türk tarihinde önemli bir aydır.

* * *

Her yıl 1922 yılında 26 Ağustos'ta başlayıp, 30 Ağustos'ta Dumlupınar'da Mustafa Kemal'in başkumandanlığında büyük utkuyla sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ni (Büyük Taarruz) anmak için kutladığımız Milli bayramımız.

Büyük Taarruz’un başlamasının Malazgirt zaferiyle aynı ay ve güne denk gelmesi rastlantı mı yoksa Atatürk tarafından özel olarak seçilmiş bir tarih midir?
Türk tarihinde Ağustos ayının ayrı bir yeri ve önemi olduğu açık...

Özellikle de 26 Ağustos’un...

Büyük Taarruz’un başlama tarihi için Malazgirt’in referans alındığı açıktır.

Bunun, Atatürk’ün bilinçli bir tercihi olduğuna yönelik oldukça kaynak göstermek olasıdır.

* * *

Milli Mücadelenin kahramanları ve Cumhuriyetimizin kurucu kuşağı artık aramızda değil.

Bizler, bağımsız bir ülkede doğmuş ve doğduğu topraklarda hiç savaş yaşamadan yetişmiş bir nesil olmanın gurunu yaşıyoruz.

Ancak sahip olduğumuz haklara ulaşabilmemiz için alınan zorlu kararların, verilen mücadelenin, yapılan savaşların ne kadar değerli ve benzersiz olduğunu her zaman yüreğimizde hissediyoruz.

Yalnızca Türkiye tarihine değil, dünya tarihine de damgasını vurmuş en büyük zaferlerin başında gelen Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin yıl dönümünü bir kez daha gururla anıyoruz. Anadolu’yu vatan kılmaya vesile olan Malazgirt Zaferi’nin 953. yıldönümünün ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında önemli bin dönemeç olan Büyük Taarruzun sonladığı 30 Ağustos Utkusunu bu Millete yaşatan M. Kemal Atatürk’e ve aziz şehitlerimize Allahtan rahmet diliyoruz.

Büyük Taarruz’un, Anadolu topraklarında özgürce yetişecek nesiller için yok olması mümkün olmayan bir yol döşediğine inanıyoruz. Hepimiz o yoldan yürüyerek ve başımız dik olarak yetiştik.

Bize bu gururu ve utkuyu yaşatanlara teşekkür etmeyi borç biliriz.